İsmail Gaspıralı üzerinden Türk-Rus ilişkilerine operasyon nasıl çekilir?

İsmail Gaspıralı üzerinden Türk-Rus ilişkilerine operasyon nasıl çekilir?

Osmanlı’nın son iki yüzyılında İngiliz istihbaratçıları, Ruslar’ın, Asya’daki ilerleyişini önlemek için ‘Türklerin Birliği’ fikrini işlediler. 

Bu kapsamda Asya Türklüğü’ne yol gösterebilecek yegâne güç, Osmanlı İmparatorluğu olduğundan Ruslar’la, Osmanlı’yı karşı karşıya getirme politikasını benimsemişlerdi. 

Belki bu nedenle olsa gerek Türkçülük hareketi, Osmanlı coğrafyasındaki Türk ahali arasında değil, Osmanlı İmparatorluğu sınırları dışında özellikle Çarlık Rusyası’nda başladı/başlatıldı. 

İlk Türk Ocaklılar’a bakıldığında çoğunun Çarlık Rusyası’ndan Osmanlı’ya sığınan muhacirler olduğu görülecektir.

Çarlık Rusyası'nın mutemet adamı İsmail Gaspıralı - Gasprinski ve Türkçülük…

Amacım Gaspıralı'nın hayat öyküsünü yazmak olmadığından, bilindik biyografisinden pek fazla söz etmeyeceğim. 

Bir çoğumuzun "Dilde, fikirde, işte birlik" sözünden tanıdığı ve sevdiği İsmail Gaspıralı da bu hareketin öncülerinden kabul edilir. 

1881’de, Akmescid’de çıkan RusçaTavrida" gazetesinde “Russkoe Musulmanstvo / Rus Müslümanlığı"  başlığıyla, sonradan risâle halinde yayımlanan seri makaleler yazdı. 

Eğitimini Rus okullarında sürdürdü, Moskova'daki askeri okulu bitirdi.

Kırım’da Gaspıralı İsmail Bey; Rus Çarlığı’nı rahatsız etmeyecek Türkçülük düşüncelerini, 1883'te Rusya İmparatorluğu boyunca Müslümanlar tarafından geniş biçimde okunan Kırım Tatar tarihinin “Tercüman” olarak bilinen ilk gazetesinde yayınladı.

1883'te kurduğu ve 1918'e kadar varlığını sürdüren "Tercüman" adlı gazetesinde, Türk halklarını birlik ve dayanışmaya çağıran yazılar kaleme aldı.

Kendisine, “Rus etki Ajanı” dedirtebilecek bir makalesinde İsmail Gasprinski-Gaspıralı şöyle yazıyordu: 

"Rusça, ne mutlu ona ki, mamur niteliği sayesinde yalnızca biz Kırım Tatarları arasında değil, aynı zamanda, gözlemleyebildiğimiz kadarıyla, gerek Kafkasya gerekse Orta Asya'da da 'kendi evinde' ve 'bir yerli gibi' yaşıyor. 

Dolayısıyla, Allah’a şükürler olsun, bizim Müslüman halklar arasında Ruslara karşı iyi niyetten gayrı bir duygu yoktur."  

Gaspıralı’nın, Rus değerlerine ve Rus modernleşmesine hayranlığı sınır tanımadığından şöyle yazmaktan geri durmamıştı; "Benim bir Moskovalı’dan daha Rus olduğumu söyleyenler bile var."

İşte bu sözleri nedeniyle Gaspıralı'nın çağdaş karşıtları onu Ruslaşmanın tehlikeli bir elçisi olarak görüyorlardı. 

Gaspıralı'nın yenilikçi ve gelenek dışı devrimci çabalarından dolayı kendisine “Ruslaşmış Tatar” damgası vurulmuştu.

Karşıtları onun Ruslarla yakınlaşma planlarını kendi etnik ve İslâmî kimliklerine bir tehdit  gibi algılıyor ve sürekli olarak kötülüyordu.  

Haklılık payları vardı çünkü Gaspıralı, yazılarında, toplantı konuşmalarında Çarlık Rusyası ve onun halkının kültürüne karşı gerçek bir sevgi gösteren ifadeleri en büyük delilleriydi.

Gaspıralı, yayınladığı Kırım Tatar tarihinin ilk gazetesi Tercüman'da Rusya İmparatorluğundaki Müslümanlar ile Ruslar arasında yakınlaşmanın  çağrısını yapıyordu. Uzmanlara göre bu açıdan eserleri sömürge karşıtı (yani Rus karşıtı) ya da ayrılıkçı milliyetçilik içermez. 

Gaspıralı’nın kendisini eleştirenlerce bir Rus muhibbi, İslam dışı, sapkın gibi sıfatlarla anılması boşuna değildi. 

Hatta Sovyet İslâm uzmanı Lyutsiyan Klimoviç, Çarlık Rusya'sında İslâm (İslam vtsarskoy Rossii) adlı eserinde Gaspıralı'yı kıyasıya eleştirmiş "Tatar burjuva sömürücülerinin en şaşaalı sözcüsü" olarak nitelendirmişti. 

Klimoviç, Gaspıralı'nın "tüm halklar için bir karabasana dönüşen Rus Çarlığı’nı yeniden ayağa dikmek uğrunda kayda değer bir çaba harcadığını" ileri sürüyordu. (*)

Ama goygoycular onu “Türklük bilincini inşa eden ermiş” ilan ettiler. Eğitim şart. 

Padişah II. Abdülhamid ve İsmail Gasprinski…

Padişah II. Abdülhamid, Gaspıralı İsmail’in faaliyetlerini İstanbul’a taşımasına müsaade etmemiş. 

Neden acaba hiç düşündünüz mü? Araştırdınız mı? 

Belki Gaspıralı’nın faaliyetlerinde İngiliz nüfuzunu hissetmiş, hatta Çarlık Rusyası’nın, askeri istihbaratçı kimliğini öğrenmiş olmalı. 

İslam dünyasının postmodern mehdiliğine soyunan Gasprinski, Ekim 1907 - Şubat 1908 arasında üç defa Kırım ile Mısır arasında gidip gelen, Mısır’da düzenlemeyi istediği Müslüman Kongresini bir türlü toplamayı başaramadı. 

Neden Mısır'ı tercih etmişti?

İlk akla gelen  İstanbul’da kendisine yüz verilmemişti.

Ayrıca Mısır El Ezher Üniversitesi, İslam aleminin aydınlarının toplanma yeri olduğu gibi II. Abdulhamid karşıtı Jön Türk hareketinin karargahı durumundadır. 

Demek istediğim, anlattırılan İsmail Gaspıralı-Gasprinski başka bir şahsiyet, tarihteki İsmail Gaspıralı-Gasprinski başka birisi. 

Yalan söyleyen tarih utansın!

"Atlantikçi Kırımcılar" ile "Avrasyacı Kırımcılar"ın kavgası…

Türkiye’nin, Kırım politikası uluslararası dengeleri gözeten bir strateji  görüntüsü verse de gerçek biraz farklı. 

Bir taraftan Mustafa Cemiloğlu (bazıları ona Cemilev diyor) vasıtasıyla Kırım’ın Ukrayna’ya bağlı olduğu tezi işlenirken, diğer taraftan da Rus yanlısı Kırım Milli Meclisi’nin kararlarına saygı gösteriliyor.  

Kırım Türkleri’nin, Ruslar’dan zarar görmemesi için diplomatik temaslar sürdürülüyor.

Türkiye’nin Kırım politikasına abanmamasının en önemli sebebi, Kırım Türkleri’nin demografik açıdan zayıf konumları ve aralarındaki bölünmüşlük.

Her Kırım Derneği, kendi faaliyet sahasını diğerinden üstün görüyor, dokunulmaz buluyor. 

Sonuç ortada.

Türkiye’den başka sığındıkları ülke olmamasına, Türkiye’den başka destek veren ülke çıkmamasına karşın, bazı çokbilmişlerin “Tatarcılık oyunu”nu sahnelemeleri ne yazık ki bir trajedi.

Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu ve Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı Ünver Sel'in faaliyetleri, Kırım-Türkiye, Rusya-Türkiye ilişkilerine büyük katkı sunuyor. 

Dışarıdan bakanlara göre sıkı bir Avrasyacı. Ünver Sel, Kırım Tatarları’nın barış elçisi ve reelpolitik düşünüyor. (**)

Atlantikçi Kırımcılar, Rusya’ya yanaşmak için dernek kurarsa ne olur? 

Kırım’ın Bahçesaray şehrinde 8 Kasım 2016 tarihinde “İsmail Gaspıralı Avrasya İnsani Enstitüsü”nün kurulması ile ilgili kuruluş sözleşmesi imzalandı. (***)

Bir yıl sonra İsmail Gaspıralı Bilimler ve Sanatlar Akademisi Başkanı ve Kırım Kültür Bakan Yardımcısı Doç. Dr. İsmet Zaatov'un Türkiye’ye yaptığı ziyaret kapsamında SASAM Merkezi’ni ziyaretinde Türkiye ile Kırım arasındaki tarihi ve kültürel gönül bağlarının güçlendirilmesi için işbirliği imkanları ele alınmıştı. 

SASAM heyetinden Mesut Emre Karaköse, Zafer Tekin, Yaroslav Samoylov’un katıldığı görüşmeler neticesinde, iki kurum arasında işbirliği protokolü hazırlanmıştı. (****)

Dört yıl sonra Ocak 2020’de Kırım’da faaliyet gösteren İsmail Gaspıralı Bilim ve Sanat Akademisi ile Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) ortak çalışması ile her yıl Kırım’ın Bahçesaray şehrinde “Kültür ve sanatın gelişmesinde başarılar”, “Bilim ve eğitimin gelişmesinde başarılar”, “Edebiyatın ve gazeteciliğin gelişmesinde başarılar”, “Sosyo-politik etkinliklerde başarılar”, “Ekonomideki başarılar ve hayırseverlik faaliyetleri” alanlarında ‘Uluslararası İsmail Gaspıralı Ödülü’ verileceği kamuoyuna ilan edildi. (*****)

İsmet Zaatov'u “Rus İşbirlikçisi” ilan eden Kırım Haber Ajansı, "Kırım’da işbirlikçilerin Türkiye’den destek görmek amacıyla gerçekleştirdiği yeni hamle ‘Uluslararası İsmail Gaspıralı Ödülü’ oldu." başlıklı haberiyle İsmet Zaatov'u tersinden destekledi. (******)

Rusların avukatı değilim ama herhalde bu perdeleme ile Ruslar’ı yanıltmak amaçlanmış. Sadece yanıltılan Ruslar mı? Türk kamuoyu yanıltılmıyor mu?

Rus İşbirlikçisi” olarak nitelendirilen İsmet Zaatov aslında, Ukrayna'da yaşayan Atlantikçi kanadın sözcüsü Mustafa Cemiloğlu ile yakın dost. İkisi birlikte Almanya'nın Münih şehrinden yayın yapan CIA tandanslı Azatlık (Hürriyet) radyosu haberlerine konu oluyor, demeç veriyordu. (*******)

Düşünsenize Türkiye'deki milliyetçi muhafazakâr bazı isimler, 1980 öncesi  MHP'nin yarı resmi gazetesi Hergün yazı işleri müdürü CIA ajanı Enver Altaylı’nın yönlendirmesiyle Almanya’ya giderek Azatlık Radyosu’nda (Radio Svoboda) çalışmayı marifet ve kahramanlık sayıyorlardı. Peh... Peh...Peh...

Ankara’da düzenlenmesi planlanan İsmail Gaspıralı Sempzoyumu, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü, Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK), Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ve Yerli Düşünce Derneğinin ortaklığında gerçekleştirilecek. 

Ankara’da, 16 Mart 2020 Pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde 13.00’te program yapılacak ve 09.00’da Meyra Palace Hotel’de  sempozyum düzenlenecek. (********)

Türkiye (Cumhurbaşkanı Erdoğan) ile Rusya'nın (Putin) çatıştırılması…

İç politikada muhalefet, Erdoğan’ın başını ağrıtacak performanstan uzak. 

Aynı şey, dış politika için söylenemez. 

Düşman güçlerle çevrelenmiş Türkiye, zor süreçten geçiyor. 

Burnumuzun dibinde Fransa donanması Kıprıs Rum kesiminin limanlarına demir atmış bekliyor. 

Yunanlılar adeta zevkten dört köşe. 

Mısır ve Suudi Arabistan, Arap Ligi’ni Türkiye’nin üstüne çullanması için ha-bre kışkırtıyor. 

Fransa, eski mandası Suriye’nin tapusunu yeniden ele geçirmek çabasında. Rusya ile aramıza nifak sokmada üstüne yok. 

Moskova’ya gidip, Kremlin sarayında Putin'in karşısında el pençe divan durarak, yalvar-yakar İdlip’te ateşkes sağlayan Türk hükümeti değilmiş gibi, Rus ayısını kış uykusundan uyandırıp üstümüze saldırtmanın anlamı ne? 

Türkiye için Kuzey Irak ve Suriye'deki PKK /PYD/YPG varlığı nasıl güvenlik tehdidi ise Rusya için de Kırım karşıtı Ukrayna beslemesi güçler aynı şekilde güvenlik tehdidi. 

Türkiye için Murat Karayılan ne ise Ruslar için Mustafa Cemiloğlu o.

Birinin terörist, diğerinin politikacı olması farketmiyor. 

Arı kovanına çomak sokmak isteyen Cemiloğlu’nu, Türkiye’ye çağırır, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde kucaklar. 

Muhtemelen Atlantikçi iyi saatte olsunlar, durumdan vazife çıkarmış olmalı. 

Bu arada Atlantikçi ekip, “Kırım İlim Hayır ve Yardımlaşma Derneği” kurmak için start almış. İşin içinde  kaşarlı FETÖ’cülerin de olduğu iddia ediliyor. “Kırım davası” hikaye. 

Amaç dernek üzerinden projelerle yolu bulmak. Ulan arkadaş bu memlekette ne çok yolsuz varmış!..

Ha aklıma gelmişken  Ruslar “ayı sever” olabilir ama “ahmak sever” değildir. Bir taraftan Rusya’ya yakınlaşma politikası, diğer taraftan truva atlığına soyunmak da neyin nesi?

Mutlu-mesut olmak isteyen akıllı olur, başında bulunduğu kurumu riske atmaz. 

Unutmayın; Türkiye’nin çıkarları şirket, dernek, vakıf ve merkezlerin menfaatlerinden daha kutsal ve daha yücedir. Ey Türk! Titre ve kendine dön!

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

(*) Dr. Brian G. WILLIAMS, 'İsmail Gaspıralı'nın Mirasını Yeniden Yorumlamak. Kırım'ın Atatürk'ü mü, Rus İşbirlikçisi mi Yoksa Rusya İmparatorluğuna Pan-Türkçü Bir Tehdit mi?' Çeviren: Bülent TANATAR, https://www.emelvakfi.org/ismailgaspirali/yazilar/bwilliams.html

(**) https://www.google.com/amp/s/www.dikgazete.com/makale/amp/1613

(***) https://old.qha.com.ua/tr/egitim/kirim-da-ismail-gaspirali-enstitusu-nu-kurmak-istiyorlar/150304/

(****) https://sahipkiran.org/2017/08/26/kirim-ile-isbirligi/

(*****) https://www.google.com/amp/s/www.yurtgazetesi.com.tr/haber/amp/148849

(******) https://www.google.com/amp/s/qha.com.tr/haberler/isbirlikci-zaatov-sozde-odul-ile-ilgili-tanitimini-ankara-da-yapti-juri-uyelerinin-juri-olduklarindan-haberi-yok/142000/amp/

(*******) https://www.google.com/amp/s/www.azatliq.org/amp/820640.html

(********) https://www.google.com/amp/s/qha.com.tr/haberler/acilisi-cumhurbaskanligi-kulliyesinde-yapilacak-ismail-bey-gaspirali-sempozyumuna-son-adimlar/169187/amp/

Osmanlı’nın son iki yüzyılında İngiliz istihbaratçıları, Ruslar’ın, Asya’daki ilerleyişini önlemek için ‘Türklerin Birliği’ fikrini işlediler. 

Bu kapsamda Asya Türklüğü’ne yol gösterebilecek yegâne güç, Osmanlı İmparatorluğu olduğundan Ruslar’la, Osmanlı’yı karşı karşıya getirme politikasını benimsemişlerdi. 

Belki bu nedenle olsa gerek Türkçülük hareketi, Osmanlı coğrafyasındaki Türk ahali arasında değil, Osmanlı İmparatorluğu sınırları dışında özellikle Çarlık Rusyası’nda başladı/başlatıldı. 

İlk Türk Ocaklılar’a bakıldığında çoğunun Çarlık Rusyası’ndan Osmanlı’ya sığınan muhacirler olduğu görülecektir.

Çarlık Rusyası'nın mutemet adamı İsmail Gaspıralı - Gasprinski ve Türkçülük…

Amacım Gaspıralı'nın hayat öyküsünü yazmak olmadığından, bilindik biyografisinden pek fazla söz etmeyeceğim. 

Bir çoğumuzun "Dilde, fikirde, işte birlik" sözünden tanıdığı ve sevdiği İsmail Gaspıralı da bu hareketin öncülerinden kabul edilir. 

1881’de, Akmescid’de çıkan RusçaTavrida" gazetesinde “Russkoe Musulmanstvo / Rus Müslümanlığı"  başlığıyla, sonradan risâle halinde yayımlanan seri makaleler yazdı. 

Eğitimini Rus okullarında sürdürdü, Moskova'daki askeri okulu bitirdi.

Kırım’da Gaspıralı İsmail Bey; Rus Çarlığı’nı rahatsız etmeyecek Türkçülük düşüncelerini, 1883'te Rusya İmparatorluğu boyunca Müslümanlar tarafından geniş biçimde okunan Kırım Tatar tarihinin “Tercüman” olarak bilinen ilk gazetesinde yayınladı.

1883'te kurduğu ve 1918'e kadar varlığını sürdüren "Tercüman" adlı gazetesinde, Türk halklarını birlik ve dayanışmaya çağıran yazılar kaleme aldı.

Kendisine, “Rus etki Ajanı” dedirtebilecek bir makalesinde İsmail Gasprinski-Gaspıralı şöyle yazıyordu: 

"Rusça, ne mutlu ona ki, mamur niteliği sayesinde yalnızca biz Kırım Tatarları arasında değil, aynı zamanda, gözlemleyebildiğimiz kadarıyla, gerek Kafkasya gerekse Orta Asya'da da 'kendi evinde' ve 'bir yerli gibi' yaşıyor. 

Dolayısıyla, Allah’a şükürler olsun, bizim Müslüman halklar arasında Ruslara karşı iyi niyetten gayrı bir duygu yoktur."  

Gaspıralı’nın, Rus değerlerine ve Rus modernleşmesine hayranlığı sınır tanımadığından şöyle yazmaktan geri durmamıştı; "Benim bir Moskovalı’dan daha Rus olduğumu söyleyenler bile var."

İşte bu sözleri nedeniyle Gaspıralı'nın çağdaş karşıtları onu Ruslaşmanın tehlikeli bir elçisi olarak görüyorlardı. 

Gaspıralı'nın yenilikçi ve gelenek dışı devrimci çabalarından dolayı kendisine “Ruslaşmış Tatar” damgası vurulmuştu.

Karşıtları onun Ruslarla yakınlaşma planlarını kendi etnik ve İslâmî kimliklerine bir tehdit  gibi algılıyor ve sürekli olarak kötülüyordu.  

Haklılık payları vardı çünkü Gaspıralı, yazılarında, toplantı konuşmalarında Çarlık Rusyası ve onun halkının kültürüne karşı gerçek bir sevgi gösteren ifadeleri en büyük delilleriydi.

Gaspıralı, yayınladığı Kırım Tatar tarihinin ilk gazetesi Tercüman'da Rusya İmparatorluğundaki Müslümanlar ile Ruslar arasında yakınlaşmanın  çağrısını yapıyordu. Uzmanlara göre bu açıdan eserleri sömürge karşıtı (yani Rus karşıtı) ya da ayrılıkçı milliyetçilik içermez. 

Gaspıralı’nın kendisini eleştirenlerce bir Rus muhibbi, İslam dışı, sapkın gibi sıfatlarla anılması boşuna değildi. 

Hatta Sovyet İslâm uzmanı Lyutsiyan Klimoviç, Çarlık Rusya'sında İslâm (İslam vtsarskoy Rossii) adlı eserinde Gaspıralı'yı kıyasıya eleştirmiş "Tatar burjuva sömürücülerinin en şaşaalı sözcüsü" olarak nitelendirmişti. 

Klimoviç, Gaspıralı'nın "tüm halklar için bir karabasana dönüşen Rus Çarlığı’nı yeniden ayağa dikmek uğrunda kayda değer bir çaba harcadığını" ileri sürüyordu. (*)

Ama goygoycular onu “Türklük bilincini inşa eden ermiş” ilan ettiler. Eğitim şart. 

Padişah II. Abdülhamid ve İsmail Gasprinski…

Padişah II. Abdülhamid, Gaspıralı İsmail’in faaliyetlerini İstanbul’a taşımasına müsaade etmemiş. 

Neden acaba hiç düşündünüz mü? Araştırdınız mı? 

Belki Gaspıralı’nın faaliyetlerinde İngiliz nüfuzunu hissetmiş, hatta Çarlık Rusyası’nın, askeri istihbaratçı kimliğini öğrenmiş olmalı. 

İslam dünyasının postmodern mehdiliğine soyunan Gasprinski, Ekim 1907 - Şubat 1908 arasında üç defa Kırım ile Mısır arasında gidip gelen, Mısır’da düzenlemeyi istediği Müslüman Kongresini bir türlü toplamayı başaramadı. 

Neden Mısır'ı tercih etmişti?

İlk akla gelen  İstanbul’da kendisine yüz verilmemişti.

Ayrıca Mısır El Ezher Üniversitesi, İslam aleminin aydınlarının toplanma yeri olduğu gibi II. Abdulhamid karşıtı Jön Türk hareketinin karargahı durumundadır. 

Demek istediğim, anlattırılan İsmail Gaspıralı-Gasprinski başka bir şahsiyet, tarihteki İsmail Gaspıralı-Gasprinski başka birisi. 

Yalan söyleyen tarih utansın!

"Atlantikçi Kırımcılar" ile "Avrasyacı Kırımcılar"ın kavgası…

Türkiye’nin, Kırım politikası uluslararası dengeleri gözeten bir strateji  görüntüsü verse de gerçek biraz farklı. 

Bir taraftan Mustafa Cemiloğlu (bazıları ona Cemilev diyor) vasıtasıyla Kırım’ın Ukrayna’ya bağlı olduğu tezi işlenirken, diğer taraftan da Rus yanlısı Kırım Milli Meclisi’nin kararlarına saygı gösteriliyor.  

Kırım Türkleri’nin, Ruslar’dan zarar görmemesi için diplomatik temaslar sürdürülüyor.

Türkiye’nin Kırım politikasına abanmamasının en önemli sebebi, Kırım Türkleri’nin demografik açıdan zayıf konumları ve aralarındaki bölünmüşlük.

Her Kırım Derneği, kendi faaliyet sahasını diğerinden üstün görüyor, dokunulmaz buluyor. 

Sonuç ortada.

Türkiye’den başka sığındıkları ülke olmamasına, Türkiye’den başka destek veren ülke çıkmamasına karşın, bazı çokbilmişlerin “Tatarcılık oyunu”nu sahnelemeleri ne yazık ki bir trajedi.

Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu ve Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı Ünver Sel'in faaliyetleri, Kırım-Türkiye, Rusya-Türkiye ilişkilerine büyük katkı sunuyor. 

Dışarıdan bakanlara göre sıkı bir Avrasyacı. Ünver Sel, Kırım Tatarları’nın barış elçisi ve reelpolitik düşünüyor. (**)

Atlantikçi Kırımcılar, Rusya’ya yanaşmak için dernek kurarsa ne olur? 

Kırım’ın Bahçesaray şehrinde 8 Kasım 2016 tarihinde “İsmail Gaspıralı Avrasya İnsani Enstitüsü”nün kurulması ile ilgili kuruluş sözleşmesi imzalandı. (***)

Bir yıl sonra İsmail Gaspıralı Bilimler ve Sanatlar Akademisi Başkanı ve Kırım Kültür Bakan Yardımcısı Doç. Dr. İsmet Zaatov'un Türkiye’ye yaptığı ziyaret kapsamında SASAM Merkezi’ni ziyaretinde Türkiye ile Kırım arasındaki tarihi ve kültürel gönül bağlarının güçlendirilmesi için işbirliği imkanları ele alınmıştı. 

SASAM heyetinden Mesut Emre Karaköse, Zafer Tekin, Yaroslav Samoylov’un katıldığı görüşmeler neticesinde, iki kurum arasında işbirliği protokolü hazırlanmıştı. (****)

Dört yıl sonra Ocak 2020’de Kırım’da faaliyet gösteren İsmail Gaspıralı Bilim ve Sanat Akademisi ile Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) ortak çalışması ile her yıl Kırım’ın Bahçesaray şehrinde “Kültür ve sanatın gelişmesinde başarılar”, “Bilim ve eğitimin gelişmesinde başarılar”, “Edebiyatın ve gazeteciliğin gelişmesinde başarılar”, “Sosyo-politik etkinliklerde başarılar”, “Ekonomideki başarılar ve hayırseverlik faaliyetleri” alanlarında ‘Uluslararası İsmail Gaspıralı Ödülü’ verileceği kamuoyuna ilan edildi. (*****)

İsmet Zaatov'u “Rus İşbirlikçisi” ilan eden Kırım Haber Ajansı, "Kırım’da işbirlikçilerin Türkiye’den destek görmek amacıyla gerçekleştirdiği yeni hamle ‘Uluslararası İsmail Gaspıralı Ödülü’ oldu." başlıklı haberiyle İsmet Zaatov'u tersinden destekledi. (******)

Rusların avukatı değilim ama herhalde bu perdeleme ile Ruslar’ı yanıltmak amaçlanmış. Sadece yanıltılan Ruslar mı? Türk kamuoyu yanıltılmıyor mu?

Rus İşbirlikçisi” olarak nitelendirilen İsmet Zaatov aslında, Ukrayna'da yaşayan Atlantikçi kanadın sözcüsü Mustafa Cemiloğlu ile yakın dost. İkisi birlikte Almanya'nın Münih şehrinden yayın yapan CIA tandanslı Azatlık (Hürriyet) radyosu haberlerine konu oluyor, demeç veriyordu. (*******)

Düşünsenize Türkiye'deki milliyetçi muhafazakâr bazı isimler, 1980 öncesi  MHP'nin yarı resmi gazetesi Hergün yazı işleri müdürü CIA ajanı Enver Altaylı’nın yönlendirmesiyle Almanya’ya giderek Azatlık Radyosu’nda (Radio Svoboda) çalışmayı marifet ve kahramanlık sayıyorlardı. Peh... Peh...Peh...

Ankara’da düzenlenmesi planlanan İsmail Gaspıralı Sempzoyumu, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü, Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK), Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ve Yerli Düşünce Derneğinin ortaklığında gerçekleştirilecek. 

Ankara’da, 16 Mart 2020 Pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde 13.00’te program yapılacak ve 09.00’da Meyra Palace Hotel’de  sempozyum düzenlenecek. (********)

Türkiye (Cumhurbaşkanı Erdoğan) ile Rusya'nın (Putin) çatıştırılması…

İç politikada muhalefet, Erdoğan’ın başını ağrıtacak performanstan uzak. 

Aynı şey, dış politika için söylenemez. 

Düşman güçlerle çevrelenmiş Türkiye, zor süreçten geçiyor. 

Burnumuzun dibinde Fransa donanması Kıprıs Rum kesiminin limanlarına demir atmış bekliyor. 

Yunanlılar adeta zevkten dört köşe. 

Mısır ve Suudi Arabistan, Arap Ligi’ni Türkiye’nin üstüne çullanması için ha-bre kışkırtıyor. 

Fransa, eski mandası Suriye’nin tapusunu yeniden ele geçirmek çabasında. Rusya ile aramıza nifak sokmada üstüne yok. 

Moskova’ya gidip, Kremlin sarayında Putin'in karşısında el pençe divan durarak, yalvar-yakar İdlip’te ateşkes sağlayan Türk hükümeti değilmiş gibi, Rus ayısını kış uykusundan uyandırıp üstümüze saldırtmanın anlamı ne? 

Türkiye için Kuzey Irak ve Suriye'deki PKK /PYD/YPG varlığı nasıl güvenlik tehdidi ise Rusya için de Kırım karşıtı Ukrayna beslemesi güçler aynı şekilde güvenlik tehdidi. 

Türkiye için Murat Karayılan ne ise Ruslar için Mustafa Cemiloğlu o.

Birinin terörist, diğerinin politikacı olması farketmiyor. 

Arı kovanına çomak sokmak isteyen Cemiloğlu’nu, Türkiye’ye çağırır, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde kucaklar. 

Muhtemelen Atlantikçi iyi saatte olsunlar, durumdan vazife çıkarmış olmalı. 

Bu arada Atlantikçi ekip, “Kırım İlim Hayır ve Yardımlaşma Derneği” kurmak için start almış. İşin içinde  kaşarlı FETÖ’cülerin de olduğu iddia ediliyor. “Kırım davası” hikaye. 

Amaç dernek üzerinden projelerle yolu bulmak. Ulan arkadaş bu memlekette ne çok yolsuz varmış!..

Ha aklıma gelmişken  Ruslar “ayı sever” olabilir ama “ahmak sever” değildir. Bir taraftan Rusya’ya yakınlaşma politikası, diğer taraftan truva atlığına soyunmak da neyin nesi?

Mutlu-mesut olmak isteyen akıllı olur, başında bulunduğu kurumu riske atmaz. 

Unutmayın; Türkiye’nin çıkarları şirket, dernek, vakıf ve merkezlerin menfaatlerinden daha kutsal ve daha yücedir. Ey Türk! Titre ve kendine dön!

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

(*) Dr. Brian G. WILLIAMS, 'İsmail Gaspıralı'nın Mirasını Yeniden Yorumlamak. Kırım'ın Atatürk'ü mü, Rus İşbirlikçisi mi Yoksa Rusya İmparatorluğuna Pan-Türkçü Bir Tehdit mi?' Çeviren: Bülent TANATAR, https://www.emelvakfi.org/ismailgaspirali/yazilar/bwilliams.html

(**) https://www.google.com/amp/s/www.dikgazete.com/makale/amp/1613

(***) https://old.qha.com.ua/tr/egitim/kirim-da-ismail-gaspirali-enstitusu-nu-kurmak-istiyorlar/150304/

(****) https://sahipkiran.org/2017/08/26/kirim-ile-isbirligi/

(*****) https://www.google.com/amp/s/www.yurtgazetesi.com.tr/haber/amp/148849

(******) https://www.google.com/amp/s/qha.com.tr/haberler/isbirlikci-zaatov-sozde-odul-ile-ilgili-tanitimini-ankara-da-yapti-juri-uyelerinin-juri-olduklarindan-haberi-yok/142000/amp/

(*******) https://www.google.com/amp/s/www.azatliq.org/amp/820640.html

(********) https://www.google.com/amp/s/qha.com.tr/haberler/acilisi-cumhurbaskanligi-kulliyesinde-yapilacak-ismail-bey-gaspirali-sempozyumuna-son-adimlar/169187/amp/