İstanbul seçimlerinde İmamoğlu, Binali Yıldırım’la değil, Erdoğan’la yarışacak!

İstanbul seçimlerinde İmamoğlu, Binali Yıldırım’la değil, Erdoğan’la yarışacak!

Türk vatandaşı birçok seçmen gibi ben de Ekrem İmamoğlu’nun adını ilk kez, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ilan edildiğinde duymuştum.  

AK Parti adayı karşısında; yüzde 35-40 bandında oy alabileceği söyleniyor bunun da büyük bir başarı olacağı belirtiliyordu.

Çünkü rakibi çok güçlüydü. Karşısında İstanbullu seçmenin çok yakından tanıdığı, Bakanlık, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı yapmış Binali Yıldırım olduğundan İmamoğlu’na şans verilmemişti.  

CHP’lilere göre Davut, Calut’u (Golyat) yendi!

Güçsüz olanın güçlü olanı yenmesi durumuyla ilgili genellikle dini kaynaklarda Yahudilerin, Davut Peygamber ile Calut’un (Golyat) karşılaşması örnek verilir. 

Ankara İlahiyat mezunu CHP’li bir dostum İstanbul seçimlerini bu dini kıssaya göre açıklayınca ne yalan söyleyeyim şaşırdım. Anladım ki, CHP’lilere göre bu seçimin metafiziği var.

Golyat yani Câlût, iri yüzlü ve çok güçlü biriydi. Kral Saul döneminde İsrâil toprağını işgal eden Filistîn ordusunda yer alan Golyat zorlu bir savaşçıdır.

İsrâil ordusu ile Filistîn ordusu karşı karşıya geldiğinde başında tunç miğfer, üzerinde pullu zırh, baldırlarında tunç dizlikler, omuzları arasında tunç kargı ve elinde mızrağı ile İsrâil ordusuna meydan okuyarak onları kendisi ile savaşmaya çağırır. 

Uzun süre bu çağrısına kimse karşılık vermez. Ta ki Davut savaş meydanına çıkıncaya kadar.

Dâvûd Golyat yani Câlût gibi güçlü kuvvetli, iri yarı ve zırhla donanmış değildir. Yanında silah olarak, deriden yapılma taş fırlatan bir tür sapan taşımaktadır.

Dâvûd sapanına taşı yerleştirerek Câlût’a fırlatır. Taş, Câlût’un tam alnına isabet eder ve o dev cüsseli Câlût, atından düşerek ölür.“

Bunu duyunca “Yok daha neler!..” dedim. 

Dini terminolojiyle neden açıklama gereğini hissettiklerini sordum. 

Muhatabım; “Ama gerçekten öyle; Binali Bey İktidarın gücüyle donanmış olarak İstanbul’da seçime girdi.

Ekrem İmamoğlu ise yanında taşıdığı sapandan başka bir şeyi olmayan garip Davut gibiydi” dedi. 

YSK, İmamoğlu’na Mazbatayı verdi sonra geri aldı

YSK resmi sonuçlarına göre 31 Mart’taki yerel seçimde CHP’li Ekrem İmamoğlu AK Partili rakibi Binali Yıldırım’dan 14 bin fazla oy alarak seçimi kazanmıştı.

Ancak sonraki günlerde AK Parti-MHP ittifakının ısrarlı başvurusuyla Yüksek Seçim Kurulu; İstanbul’daki 31 Mart Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etmiş ve yeniden düzenlenmesine karar vermişti. Karar 4’e karşı 7 oyla alınmıştı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi yeniden 23 Haziran’da yapılacak.

23 Haziran’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde Erdoğan ve İmamoğlu yarışacak!

İstanbul seçimine AK Parti Binali Yıldırım’la, CHP Ekrem İmamoğlu’yla girecek. Bazılarına göre, Binali Yıldırım’ın seçim kaybettiği için tekrar kazanması zaten mümkün değil.

Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sürecine var gücüyle asılması bekleniyor. 

Ancak diyor bazı seçmenler; “AK Parti’nin kısa sürede seçmenleri kendisine oy vermeye ikna etmesinin çok da mümkün olmadığını görüyoruz. 

Erdoğan bu kadar kısa sürede yatırımcıları ikna edip ekonomiyi düzeltebilecek mi, İstanbul halkının sorunlarını çözebilecek mi?

AK Parti’nin İmamoğlu’nun mağduriyet söylemine Kayyım/Kayyum çözümü

Belediye Yasası’nın 45. maddesine göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde seçime kadar görev yapacak geçici başkan seçilebileceği, 46. maddesine göre ise İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım/kayyum atanabilmesi söz konusu. 

Ancak Türkiye kamuoyunda ve özellikle seçimin yenileneceği İstanbul’da  ‘İmamoğlu mağdur’ algısının kırılması da AK Parti açısından önemli.  

 AK Parti, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde mazbatası geri alınan İmamoğlu’nun yerine partili başkan seçebilecek sayısal çoğunluğa da sahip.

Neden partili bir belediye meclis üyesi başkan seçilmedi de İstanbul Valisi Kayyım atandı?

Kayyım atanması gerçekten tarafsızlık adına iyi niyetli bir çözüm. Ancak Partili Cumhurbaşkanı sisteminde Partili olmayan Mülki idarecilerin çalışabilmesi mümkün mü?

İstanbul Valisi’nin tarafsızlığını hangi kurum sağlayacak? Bu tasarruf iktidarın (hükümet) dışında bir başka güç odağının mı (devletin) eseri?

Kayyımın asıl görevi, acaba AK Partililerin belediye imkânlarına nüfuz etmesini, ulaşmasını engellemek mi? AK Partili çevrelerde, bu sorunun cevabı var. 

Onlar diyor ki, eğer Büyükşehir Belediye Meclisinde partili bir belediye başkanı seçilse; böylesi bir durumun İstanbul seçmeninde ‘AK Parti, seçime belediyenin imkânlarıyla gidiyor, rant sağlamayı sürdürecek” algısı yaratması kuvvetle muhtemel. 

Bu da Ekrem İmamoğlu’nun ekmeğine yağ sürmesi, onun değirmenine su taşıması demek. Muhalefet, ‘İmamoğlu mağdur’ söylemine bu durumu da ekleyerek seçimde aleyhimize kullanmaz mı?” diyorlar. 

İmamoğlu mağdur” algısı büyüyor! eski Cumhurbaşkanı Gül ve AK Partili eski Başbakan Davutoğlu, İmamoğlu’na haksızlık yapıldığını düşünüyor!

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle ilgili iptal ve seçimin yenilenmesi kararına AK Parti’nin bazı eski önemli isimlerinden de eleştiriler geldi.

İsimleri yeni bir parti kuracakları iddiasıyla sıklıkla gündeme getirilen eski tüfek iki AK Partili, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Dışişleri Bakanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, YSK kararına katılmadıklarını, doğru bulmadıklarını belirten mesajlar paylaştı.

11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu çıkışına hayret etmedim desem mübarek gün, yalan söylemiş olurum. Kendisinden beklenilmeyen bir şey yaptı ve emeklilik sonrası belki de ilk kez çok net duruş sergiledi.  

Bunu doğruluk ve yanlışlık kıstasında söylemiyorum. Bu bir saptama. Yılmaz Özdil olsa “-Bunlarla çay içmeye bile gitmem” derdi.  Benimkisi o hesap anladınız yani. 

11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de YSK'nın kararının ardından paylaştığı tweet'te, "Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılındaki haksız '367 Kararı' karşısında ne hissettiysem, başka bir yüksek mahkeme olan Yüksek Seçim Kurulu’nun dün aldığı kararı duyunca aynı duyguları yaşadım. Yazık, bir arpa boyu yol alamamışız" ifadesini kullandı.

Arkasından eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da, YSK'nın iptal kararının "Evrensel hukuka ve yerleşmiş teamüllere aykırılıklar barındırdığını" ve ortak aidiyet bilincine zarar verdiğini" ifade etti.

AK Parti kendi ayağına sıktı! Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı tartışmaya açıldı!..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gazeteci kuzeni Cengiz Er, İsrail gazetesi Times of Israel'e yerel seçimleri değerlendiren açıklamalar yapmıştı.

Er, Erdoğan'ın seçim sürecinde yalnız bırakıldığını ve AK Parti medyasının kullandığı dilin Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı yücelttiğini söylemişti.

AK Partili politikacıların, seçim sürecinde tercih ettikleri konuşma üslubunu da eklersek bu sözler tam yerine oturmaz mı?

Muhalefet şimdi ısrarla Yüksek Seçim Kurulu kararının gerekçelerine bakıldığında, bir hukuksuzluğun olduğu anlaşılıyor diyerek, aynı sandık kurulu görevlilerin 24 Haziran Başkanlık seçimleri ile Anayasa referandumunda da görev aldığını belirtiyor.

Bu durumda bu seçimlerin de iptal edilmesi gerekir talebini dillendiriyorlar. AK Parti kendi ayağına sıkan acemi avcı gibi.   Farkında olmadan meşruiyet tartışmasına yol verdi.  Meşruiyet tartışması ile 23 Haziran sonrası hükümet krizini tetikleyecek sosyal fay hatlarını harekete geçirmiş oldu. 

PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın açıklaması kime destek?

İsmail Hakkı Pekin; Genelkurmay eski İstihbarat Başkanı, emekli Korgeneral. Abdullah Öcalan’ın örgüte yönelik son mesajının İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde gelinen son durum ve YSK’nın seçimlerin yenilenmesi konusunda verdiği kararla ilgili olduğunu değerlendiriyor. 

YSK'nın İstanbul kararı ile İstanbul’daki Kürt kökenli Türk vatandaşlarının tepkisini önlemek ve yeniden yapılacak seçimlerde Kürt kökenli vatandaşlarımızın Ak Parti adayını desteklemelerini sağlamayı amaçladığını belirtiyor. 

Uzun sözün kısası AK Parti, kendi celladını kendi elleriyle büyüttü.  Sayelerinde İmamoğlu’nu sadece CHPli seçmen değil bütün Türkiye tanıyor. İstanbul’daki 23 Haziran’da seçim. İmamoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında geçecek. İstanbullular sadece Büyükşehir Belediye Başkanlarını değil, “geleceğin cumhurbaşkanı”nı da oylayacak.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Türk vatandaşı birçok seçmen gibi ben de Ekrem İmamoğlu’nun adını ilk kez, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ilan edildiğinde duymuştum.  

AK Parti adayı karşısında; yüzde 35-40 bandında oy alabileceği söyleniyor bunun da büyük bir başarı olacağı belirtiliyordu.

Çünkü rakibi çok güçlüydü. Karşısında İstanbullu seçmenin çok yakından tanıdığı, Bakanlık, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı yapmış Binali Yıldırım olduğundan İmamoğlu’na şans verilmemişti.  

CHP’lilere göre Davut, Calut’u (Golyat) yendi!

Güçsüz olanın güçlü olanı yenmesi durumuyla ilgili genellikle dini kaynaklarda Yahudilerin, Davut Peygamber ile Calut’un (Golyat) karşılaşması örnek verilir. 

Ankara İlahiyat mezunu CHP’li bir dostum İstanbul seçimlerini bu dini kıssaya göre açıklayınca ne yalan söyleyeyim şaşırdım. Anladım ki, CHP’lilere göre bu seçimin metafiziği var.

Golyat yani Câlût, iri yüzlü ve çok güçlü biriydi. Kral Saul döneminde İsrâil toprağını işgal eden Filistîn ordusunda yer alan Golyat zorlu bir savaşçıdır.

İsrâil ordusu ile Filistîn ordusu karşı karşıya geldiğinde başında tunç miğfer, üzerinde pullu zırh, baldırlarında tunç dizlikler, omuzları arasında tunç kargı ve elinde mızrağı ile İsrâil ordusuna meydan okuyarak onları kendisi ile savaşmaya çağırır. 

Uzun süre bu çağrısına kimse karşılık vermez. Ta ki Davut savaş meydanına çıkıncaya kadar.

Dâvûd Golyat yani Câlût gibi güçlü kuvvetli, iri yarı ve zırhla donanmış değildir. Yanında silah olarak, deriden yapılma taş fırlatan bir tür sapan taşımaktadır.

Dâvûd sapanına taşı yerleştirerek Câlût’a fırlatır. Taş, Câlût’un tam alnına isabet eder ve o dev cüsseli Câlût, atından düşerek ölür.“

Bunu duyunca “Yok daha neler!..” dedim. 

Dini terminolojiyle neden açıklama gereğini hissettiklerini sordum. 

Muhatabım; “Ama gerçekten öyle; Binali Bey İktidarın gücüyle donanmış olarak İstanbul’da seçime girdi.

Ekrem İmamoğlu ise yanında taşıdığı sapandan başka bir şeyi olmayan garip Davut gibiydi” dedi. 

YSK, İmamoğlu’na Mazbatayı verdi sonra geri aldı

YSK resmi sonuçlarına göre 31 Mart’taki yerel seçimde CHP’li Ekrem İmamoğlu AK Partili rakibi Binali Yıldırım’dan 14 bin fazla oy alarak seçimi kazanmıştı.

Ancak sonraki günlerde AK Parti-MHP ittifakının ısrarlı başvurusuyla Yüksek Seçim Kurulu; İstanbul’daki 31 Mart Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etmiş ve yeniden düzenlenmesine karar vermişti. Karar 4’e karşı 7 oyla alınmıştı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi yeniden 23 Haziran’da yapılacak.

23 Haziran’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde Erdoğan ve İmamoğlu yarışacak!

İstanbul seçimine AK Parti Binali Yıldırım’la, CHP Ekrem İmamoğlu’yla girecek. Bazılarına göre, Binali Yıldırım’ın seçim kaybettiği için tekrar kazanması zaten mümkün değil.

Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sürecine var gücüyle asılması bekleniyor. 

Ancak diyor bazı seçmenler; “AK Parti’nin kısa sürede seçmenleri kendisine oy vermeye ikna etmesinin çok da mümkün olmadığını görüyoruz. 

Erdoğan bu kadar kısa sürede yatırımcıları ikna edip ekonomiyi düzeltebilecek mi, İstanbul halkının sorunlarını çözebilecek mi?

AK Parti’nin İmamoğlu’nun mağduriyet söylemine Kayyım/Kayyum çözümü

Belediye Yasası’nın 45. maddesine göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde seçime kadar görev yapacak geçici başkan seçilebileceği, 46. maddesine göre ise İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım/kayyum atanabilmesi söz konusu. 

Ancak Türkiye kamuoyunda ve özellikle seçimin yenileneceği İstanbul’da  ‘İmamoğlu mağdur’ algısının kırılması da AK Parti açısından önemli.  

 AK Parti, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde mazbatası geri alınan İmamoğlu’nun yerine partili başkan seçebilecek sayısal çoğunluğa da sahip.

Neden partili bir belediye meclis üyesi başkan seçilmedi de İstanbul Valisi Kayyım atandı?

Kayyım atanması gerçekten tarafsızlık adına iyi niyetli bir çözüm. Ancak Partili Cumhurbaşkanı sisteminde Partili olmayan Mülki idarecilerin çalışabilmesi mümkün mü?

İstanbul Valisi’nin tarafsızlığını hangi kurum sağlayacak? Bu tasarruf iktidarın (hükümet) dışında bir başka güç odağının mı (devletin) eseri?

Kayyımın asıl görevi, acaba AK Partililerin belediye imkânlarına nüfuz etmesini, ulaşmasını engellemek mi? AK Partili çevrelerde, bu sorunun cevabı var. 

Onlar diyor ki, eğer Büyükşehir Belediye Meclisinde partili bir belediye başkanı seçilse; böylesi bir durumun İstanbul seçmeninde ‘AK Parti, seçime belediyenin imkânlarıyla gidiyor, rant sağlamayı sürdürecek” algısı yaratması kuvvetle muhtemel. 

Bu da Ekrem İmamoğlu’nun ekmeğine yağ sürmesi, onun değirmenine su taşıması demek. Muhalefet, ‘İmamoğlu mağdur’ söylemine bu durumu da ekleyerek seçimde aleyhimize kullanmaz mı?” diyorlar. 

İmamoğlu mağdur” algısı büyüyor! eski Cumhurbaşkanı Gül ve AK Partili eski Başbakan Davutoğlu, İmamoğlu’na haksızlık yapıldığını düşünüyor!

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle ilgili iptal ve seçimin yenilenmesi kararına AK Parti’nin bazı eski önemli isimlerinden de eleştiriler geldi.

İsimleri yeni bir parti kuracakları iddiasıyla sıklıkla gündeme getirilen eski tüfek iki AK Partili, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Dışişleri Bakanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, YSK kararına katılmadıklarını, doğru bulmadıklarını belirten mesajlar paylaştı.

11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu çıkışına hayret etmedim desem mübarek gün, yalan söylemiş olurum. Kendisinden beklenilmeyen bir şey yaptı ve emeklilik sonrası belki de ilk kez çok net duruş sergiledi.  

Bunu doğruluk ve yanlışlık kıstasında söylemiyorum. Bu bir saptama. Yılmaz Özdil olsa “-Bunlarla çay içmeye bile gitmem” derdi.  Benimkisi o hesap anladınız yani. 

11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de YSK'nın kararının ardından paylaştığı tweet'te, "Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılındaki haksız '367 Kararı' karşısında ne hissettiysem, başka bir yüksek mahkeme olan Yüksek Seçim Kurulu’nun dün aldığı kararı duyunca aynı duyguları yaşadım. Yazık, bir arpa boyu yol alamamışız" ifadesini kullandı.

Arkasından eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da, YSK'nın iptal kararının "Evrensel hukuka ve yerleşmiş teamüllere aykırılıklar barındırdığını" ve ortak aidiyet bilincine zarar verdiğini" ifade etti.

AK Parti kendi ayağına sıktı! Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı tartışmaya açıldı!..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gazeteci kuzeni Cengiz Er, İsrail gazetesi Times of Israel'e yerel seçimleri değerlendiren açıklamalar yapmıştı.

Er, Erdoğan'ın seçim sürecinde yalnız bırakıldığını ve AK Parti medyasının kullandığı dilin Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı yücelttiğini söylemişti.

AK Partili politikacıların, seçim sürecinde tercih ettikleri konuşma üslubunu da eklersek bu sözler tam yerine oturmaz mı?

Muhalefet şimdi ısrarla Yüksek Seçim Kurulu kararının gerekçelerine bakıldığında, bir hukuksuzluğun olduğu anlaşılıyor diyerek, aynı sandık kurulu görevlilerin 24 Haziran Başkanlık seçimleri ile Anayasa referandumunda da görev aldığını belirtiyor.

Bu durumda bu seçimlerin de iptal edilmesi gerekir talebini dillendiriyorlar. AK Parti kendi ayağına sıkan acemi avcı gibi.   Farkında olmadan meşruiyet tartışmasına yol verdi.  Meşruiyet tartışması ile 23 Haziran sonrası hükümet krizini tetikleyecek sosyal fay hatlarını harekete geçirmiş oldu. 

PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın açıklaması kime destek?

İsmail Hakkı Pekin; Genelkurmay eski İstihbarat Başkanı, emekli Korgeneral. Abdullah Öcalan’ın örgüte yönelik son mesajının İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde gelinen son durum ve YSK’nın seçimlerin yenilenmesi konusunda verdiği kararla ilgili olduğunu değerlendiriyor. 

YSK'nın İstanbul kararı ile İstanbul’daki Kürt kökenli Türk vatandaşlarının tepkisini önlemek ve yeniden yapılacak seçimlerde Kürt kökenli vatandaşlarımızın Ak Parti adayını desteklemelerini sağlamayı amaçladığını belirtiyor. 

Uzun sözün kısası AK Parti, kendi celladını kendi elleriyle büyüttü.  Sayelerinde İmamoğlu’nu sadece CHPli seçmen değil bütün Türkiye tanıyor. İstanbul’daki 23 Haziran’da seçim. İmamoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında geçecek. İstanbullular sadece Büyükşehir Belediye Başkanlarını değil, “geleceğin cumhurbaşkanı”nı da oylayacak.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete