İzmirli olmak kolay mı…
İzmirli olmak kolay mı…
- 09-09-2019 18:33
- 635
- 09-09-2019 18:33
- 635
MOSKOVA
İzmir, Kurtuluşu'nun (9 Eylül 1922) 97. yıldönümünü kutluyor.
Ve...
1992 yılında burslu olarak Türkiye’de Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni kazandığım zaman ilk işim İzmir kentini araştırmam oldu.
O zaman internet yoktu.
Kütüphanede Sovyet ansiklopedisinde aklımda kalan şunlar oldu: eski adı Smirna… NATO Güney Karargahı’nın merkezi bulunuyor.
Nihayet Kasım 1992’ta İzmir’e geldiğimde Ege Üniversite Bornova Kampüsü’nü dolaşırken Ziraat Fakültesi’nin mandarin bahçelerinin yanında eski bir Rum evinin duvarlarını farkettim. Tarihe merakı ve heyecandan dayanamadım, duvara daha da yaklaştım.
Gözümün önünde, bir tarihi binanın kalıntıları vardı…
İnanamıyordum.
İzmir’in bir ilçesinde, bir kampüsün içinde, bir küçük yerde tarihin kalıntıları nerdeyse canlı gibi duruyordu…
Her defa oradan geçerken mutlaka o bahçeye girer ve gözlerimin önünde Ege Denizi’nin bir mirvari kentinin tarihini canlandırıyordum.
Aylar, yıllar geçerken giderek Kemeraltı, Basmane, Mezarlıkbaşı (Agora) Çankaya ve Kadıfekale arasında büyük bir alanda tarihi bir zenginliğin bulunduğunu keşfediyordum.
Smirna kalıntıları..
Sanki yerin altında büyük bir kentin tarihi kalıntıları yatıyordu.
Nihayet 1998-99 yılları arasında İzmir metrosunun inşaat çalışmaları sırasında yerin altından tarihi eserler çıktı.
Gerçi ilk sıralar İzmir Belediyesi ne yapacağını bilmiyordu. Sonra çözüm bulundu, tarihi eserler, metro istasyonun içinde sergi şeklinde konuldu.
Sadece burası değil, İzmir’in hemen hemen tüm semtleri tarihi eser zenginliği ile dikkat çekiyor. Havra sokağı, Alsancak, Karşıyaka.. Özellikle Agora..
Herkes adına konuşamam..
Ama İzmir’de Hristiyan, İslam ve Musevi tarihi eserlerin bulunmasının, bu birlikte yaşama kültürünün İzmir insanına da olumlu yansıdığını söyleyebilirim.
Mutlaka ki büyük kentlerin ortak sıkıntılarından biri de şudur: Göç sorunu, sonradan yerleşen insanlar.
İzmir insanı için çok şeyler duydum…
Doğu toplumları dedikodusuz yaşayamıyor ne yazık ki. Fakat gerçek İzmirli insanında o tarihi kentin zenginliklerini sezmek mümkün.
Alsancak veya Karşıyaka sokaklarına çıkıp “İzmirliyim!” demekle İzmirli olunmuyor.
İzmir’in tarihi eserlerine, zenginliğine, kültürüne, geleneklerine sahip çıkmak, bilmek önemli.
Bana “İzmirliyim” yerine İzmir’i tanıtması, anlatması önemli.
Yaşadığın kentin hakkını vereceksin.
Ki senden sonra gelen kuşaklar da seni örnek alsın.
Dünyanın başka kentlerinde bulunduğun zaman İzmir’i anlatmak ve tanıtmak da çok önemli.
Peki dünyada İzmir biliniyor mu?
Tabii ki.
Rusya’da çoğu insana sorsanız İzmir’i mutlaka biliyordur.
Dünyanın zengin tarihi kentlerinden İzmir’in sakini olmak büyük şeref ve aynı zamanda da bir “sorumluluk.
İzmirlileri her zaman içtenlikle kutluyor ve sağlık, refah ve mutluluk dolu hayat diliyorum!
.
Fuad Safarov, dikGAZETE.com
Fotoğraf; dikGAZETE.com Kadifekale'den İzmir ve Körfez
MOSKOVA
İzmir, Kurtuluşu'nun (9 Eylül 1922) 97. yıldönümünü kutluyor.
Ve...
1992 yılında burslu olarak Türkiye’de Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni kazandığım zaman ilk işim İzmir kentini araştırmam oldu.
O zaman internet yoktu.
Kütüphanede Sovyet ansiklopedisinde aklımda kalan şunlar oldu: eski adı Smirna… NATO Güney Karargahı’nın merkezi bulunuyor.
Nihayet Kasım 1992’ta İzmir’e geldiğimde Ege Üniversite Bornova Kampüsü’nü dolaşırken Ziraat Fakültesi’nin mandarin bahçelerinin yanında eski bir Rum evinin duvarlarını farkettim. Tarihe merakı ve heyecandan dayanamadım, duvara daha da yaklaştım.
Gözümün önünde, bir tarihi binanın kalıntıları vardı…
İnanamıyordum.
İzmir’in bir ilçesinde, bir kampüsün içinde, bir küçük yerde tarihin kalıntıları nerdeyse canlı gibi duruyordu…
Her defa oradan geçerken mutlaka o bahçeye girer ve gözlerimin önünde Ege Denizi’nin bir mirvari kentinin tarihini canlandırıyordum.
Aylar, yıllar geçerken giderek Kemeraltı, Basmane, Mezarlıkbaşı (Agora) Çankaya ve Kadıfekale arasında büyük bir alanda tarihi bir zenginliğin bulunduğunu keşfediyordum.
Smirna kalıntıları..
Sanki yerin altında büyük bir kentin tarihi kalıntıları yatıyordu.
Nihayet 1998-99 yılları arasında İzmir metrosunun inşaat çalışmaları sırasında yerin altından tarihi eserler çıktı.
Gerçi ilk sıralar İzmir Belediyesi ne yapacağını bilmiyordu. Sonra çözüm bulundu, tarihi eserler, metro istasyonun içinde sergi şeklinde konuldu.
Sadece burası değil, İzmir’in hemen hemen tüm semtleri tarihi eser zenginliği ile dikkat çekiyor. Havra sokağı, Alsancak, Karşıyaka.. Özellikle Agora..
Herkes adına konuşamam..
Ama İzmir’de Hristiyan, İslam ve Musevi tarihi eserlerin bulunmasının, bu birlikte yaşama kültürünün İzmir insanına da olumlu yansıdığını söyleyebilirim.
Mutlaka ki büyük kentlerin ortak sıkıntılarından biri de şudur: Göç sorunu, sonradan yerleşen insanlar.
İzmir insanı için çok şeyler duydum…
Doğu toplumları dedikodusuz yaşayamıyor ne yazık ki. Fakat gerçek İzmirli insanında o tarihi kentin zenginliklerini sezmek mümkün.
Alsancak veya Karşıyaka sokaklarına çıkıp “İzmirliyim!” demekle İzmirli olunmuyor.
İzmir’in tarihi eserlerine, zenginliğine, kültürüne, geleneklerine sahip çıkmak, bilmek önemli.
Bana “İzmirliyim” yerine İzmir’i tanıtması, anlatması önemli.
Yaşadığın kentin hakkını vereceksin.
Ki senden sonra gelen kuşaklar da seni örnek alsın.
Dünyanın başka kentlerinde bulunduğun zaman İzmir’i anlatmak ve tanıtmak da çok önemli.
Peki dünyada İzmir biliniyor mu?
Tabii ki.
Rusya’da çoğu insana sorsanız İzmir’i mutlaka biliyordur.
Dünyanın zengin tarihi kentlerinden İzmir’in sakini olmak büyük şeref ve aynı zamanda da bir “sorumluluk.
İzmirlileri her zaman içtenlikle kutluyor ve sağlık, refah ve mutluluk dolu hayat diliyorum!
.
Fuad Safarov, dikGAZETE.com
Fotoğraf; dikGAZETE.com Kadifekale'den İzmir ve Körfez