Kanal İstanbul, Boğazlar'ı isteyen Stalin ve Türk-Rus ilişkileri...

Kanal İstanbul, Boğazlar'ı isteyen Stalin ve Türk-Rus ilişkileri...

MOSKOVA

Bugünlerde Türkiye'de gündem Kanal İstanbul.

Türkiye'den çok arkadaş, dost, meslektaş Kanal İstanbul konusunda Rusya'nın resmi tutumunu, Rus basının görüşünü soruyor.

Yanıtım kısa:

Henüz resmi bir açıklama yok. Bazı Rus uzman ve gazeteciler görüşlerini belirtiyor. Görüşler farklı elbette. Ama genel olarak Rus uzmanlar Kanal İstanbul'a olumlu bakmıyor. Örneğin gazeteci Kseniya Andreyeva'ya göre, bu Rusya'nın ulusal çıkarlarına aykırı.

Bu arada, gazeteci Murat Yetkin'e konuşan Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov da Kanal İstanbul projesinin Montrö Sözleşmesi’ni değiştirmeyeceğini, değiştirmediği müddetçe de Türkiye’nin kendi meselesi olduğunu vurguladı.

Sanırım bugüne kadar Rusya'dan tek önemli açıklama da bu olmalı.

Bu arada, Kanal İstanbul hikayesi, yıllar önce bir araştırma yazımı hatırlattı.

Azerbaycanlı tarih akademisyeni Prof. Dr. Cemil Hesenli, Türk-Rus ilişkileriyle ilgili yazdığı "SSCB-Türkiye: Tarafsızlıktan Soğuk Savaşa, 1939-1953" adlı kitabında enterasan tarihi bir konu var.

Arşiv belgelerine göre, dönemin Sovyet lideri Josef Stalin, Türkiye’den "Boğazlar"ı almak için Sovyet diplomatlarına gece gündüz talimat veriyordu.

Hesenli, Rusya devlet arşivlerindeki belgeleri kaynak göstererek kaleme aldığı kitabında, Stalin ve dönemin SSCB Dışişleri Bakanı Vyaçeslav Molotov arasındaki ilginç diyalogu şöyle anlatıyor:

“Molotov’a göre, Stalin hayatının son yıllarında inatçı idi ve boğazların ortak kullanılmasını ısrarla kendisinden talep ediyordu. Günlerin birinde bu tartışmalar sırasında Molotov, “Vermezler!” deyince, Stalin “Sen talep et” diye sert karşılık vermişti.”

1953 yılında Stalin öldükten sonra başa geçen Nikita Kruşçev, Moskova-Ankara ilişkilerinin düzelmesinden yanaydı.

Rusya Devlet Yeni Tarih Arşivi’nden (RGANİ) sağladığı belgeye atıfta bulunan akademisyen Hesenli, Kruşçev’in Stalin’in silahdaş takımını Ankara-Moskova ilişkilerini bozdukları gerekçesiyle fırçaladığını belirtiyor.

1957 yılında Moskova’da Sovyet Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin tarihi toplantısında konuşan Kruşçev;

“Türklerle bizim yakın dostluk ilişkilerimiz vardı… Almanları yendiniz. Gözünüz, başınız döndü.

Nota yazdınız diye size hemen Çanakkale Boğazı’nı vereceklerini mi sandınız? Hangi aptal bunu yapar?!..

Sonuçta biz dost Türkiye’yi kaybettik ve şimdi de güney topraklarımızı hedef alan Amerikan üsleriyle karşı karşıyayız. Yoldaşlar Türkler bizim dostumuz!

Bakınız Kliment Voroşilov (ilk SSCB ordu kurmaylarından biri) halen İzmir’in fahri vatandaşı.

Türkler halen bu vatandaşlığı iptal etmedi, ama bunu yapmaya gerekçeleri var.

Özel nota yazarak dostluğu bozdunuz ve Türkler'in yüzüne tükürdünüz” diye sitemde bulunmuştu.

.

Fuad Safarov, dikGAZETE.com

MOSKOVA

Bugünlerde Türkiye'de gündem Kanal İstanbul.

Türkiye'den çok arkadaş, dost, meslektaş Kanal İstanbul konusunda Rusya'nın resmi tutumunu, Rus basının görüşünü soruyor.

Yanıtım kısa:

Henüz resmi bir açıklama yok. Bazı Rus uzman ve gazeteciler görüşlerini belirtiyor. Görüşler farklı elbette. Ama genel olarak Rus uzmanlar Kanal İstanbul'a olumlu bakmıyor. Örneğin gazeteci Kseniya Andreyeva'ya göre, bu Rusya'nın ulusal çıkarlarına aykırı.

Bu arada, gazeteci Murat Yetkin'e konuşan Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov da Kanal İstanbul projesinin Montrö Sözleşmesi’ni değiştirmeyeceğini, değiştirmediği müddetçe de Türkiye’nin kendi meselesi olduğunu vurguladı.

Sanırım bugüne kadar Rusya'dan tek önemli açıklama da bu olmalı.

Bu arada, Kanal İstanbul hikayesi, yıllar önce bir araştırma yazımı hatırlattı.

Azerbaycanlı tarih akademisyeni Prof. Dr. Cemil Hesenli, Türk-Rus ilişkileriyle ilgili yazdığı "SSCB-Türkiye: Tarafsızlıktan Soğuk Savaşa, 1939-1953" adlı kitabında enterasan tarihi bir konu var.

Arşiv belgelerine göre, dönemin Sovyet lideri Josef Stalin, Türkiye’den "Boğazlar"ı almak için Sovyet diplomatlarına gece gündüz talimat veriyordu.

Hesenli, Rusya devlet arşivlerindeki belgeleri kaynak göstererek kaleme aldığı kitabında, Stalin ve dönemin SSCB Dışişleri Bakanı Vyaçeslav Molotov arasındaki ilginç diyalogu şöyle anlatıyor:

“Molotov’a göre, Stalin hayatının son yıllarında inatçı idi ve boğazların ortak kullanılmasını ısrarla kendisinden talep ediyordu. Günlerin birinde bu tartışmalar sırasında Molotov, “Vermezler!” deyince, Stalin “Sen talep et” diye sert karşılık vermişti.”

1953 yılında Stalin öldükten sonra başa geçen Nikita Kruşçev, Moskova-Ankara ilişkilerinin düzelmesinden yanaydı.

Rusya Devlet Yeni Tarih Arşivi’nden (RGANİ) sağladığı belgeye atıfta bulunan akademisyen Hesenli, Kruşçev’in Stalin’in silahdaş takımını Ankara-Moskova ilişkilerini bozdukları gerekçesiyle fırçaladığını belirtiyor.

1957 yılında Moskova’da Sovyet Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin tarihi toplantısında konuşan Kruşçev;

“Türklerle bizim yakın dostluk ilişkilerimiz vardı… Almanları yendiniz. Gözünüz, başınız döndü.

Nota yazdınız diye size hemen Çanakkale Boğazı’nı vereceklerini mi sandınız? Hangi aptal bunu yapar?!..

Sonuçta biz dost Türkiye’yi kaybettik ve şimdi de güney topraklarımızı hedef alan Amerikan üsleriyle karşı karşıyayız. Yoldaşlar Türkler bizim dostumuz!

Bakınız Kliment Voroşilov (ilk SSCB ordu kurmaylarından biri) halen İzmir’in fahri vatandaşı.

Türkler halen bu vatandaşlığı iptal etmedi, ama bunu yapmaya gerekçeleri var.

Özel nota yazarak dostluğu bozdunuz ve Türkler'in yüzüne tükürdünüz” diye sitemde bulunmuştu.

.

Fuad Safarov, dikGAZETE.com