Kara Kartal’ın gelecek planı!

Kara Kartal’ın gelecek planı!

 Beşiktaş, 5-2’lik Mersin galibiyetinden sonra Gaziantep deplasmanında 3 puanı 4-0 gibi net-farklı bir skorla elde etti. Elde edilen anlamlı galibiyet, siyah-beyazlı taraftar için ‘memnuniyetten’ ötesi duygulara kapılmasına neden oldu.

Peki, bu galibiyet nasıl geldi? Gaziantep mi kötü, Beşiktaş mı iyiydi? Kartal için böyle bir sorunun gündeme gelmesi, ikinci haftada mücadele edilen Trabzonspor maçından yenilgi ile ayrılmış olmaktan kaynaklanıyor!

Antep’teki maçında Beşiktaş forvet hücum ağırlıklı bir oyun sergiledi. Her ne kadar Gomez gol yollarında ‘tek’ isim olarak gözükse de, bu oyuncuya-mevkiye destek olan Olcay, Oğuzhan ve Gökhan, Kartal’ın hücum gücünü artırıyor. Bu tabloya bakıldığında, Şenol Güneş ve talebelerinin ligin ilk 3 maçında 10 gol kaydettiğini bizlere açıklar türden...

Dikkat çeken husus, gollerin de son 15 dakikada gelmiş olması gösteriyor ki; Beşiktaş’ın son dakikaya kadar oyunu-skoru kovalaması.. Teknik Direktör Şenol Güneş, rakibin pozisyonuna göre ‘hamle’ üzerine hamle denedi. Oyunun genelinde ‘heyecansız’ geçen maç, ilk golden sonra hareketlenir oldu. Güneşin bu saatten sonra yapması gereken, son 15 dakikası, dahası golden sonraki oyunu-istikrarı, maçın tamamına yaymak.

Teknik direktör Şenol Güneşin maçtan sonra ‘itiraf’ şeklindeki, “Oyuncularımın performansının yukarı çıkmasını bekliyorum. Futbolumuzu oynayarak, UEFA Avrupa Ligi’nde yer alacağımız gruptan çıkmayı planlıyoruz” açıklaması, bu gerçeği-aksaklığı gözler önüne serer cinsten.

LİGE BAK, AVRUPA’YI ÇÖZ...

Avrupa Ligi’ndeki temsilcimiz Fenerbahçe, Yunan ekibi karşısında 1-0’ın rövanşını 3-0’la alarak gruplara kaldı. Kalite açısından kendisinden oldukça ‘geri’ olan rakibi karşısında elde edilen galibiyet, hiçbir zaman UEFA Avrupa Ligi grup maçlarında eşleştiği Ajax, Celtic ve Molde karşısında ölçü olmayacaktır.

Rakiplere gelince... Avrupa Ligi’ni yakın takibe alan uzmanların görüşlerine bakıldığında, Fenerbahçe’nin rakipleri isim olarak ‘sükseli’ gözükse de, performans olarak eski güçlerinden çok uzaktalar. Bu demek oluyor ki; işler görüldüğü kadar zor değil. Böyle bir mücadelede başarmak ise takımlarımızın kendi becerilerine kalmış...

Şampiyonlar Ligi’ndeki tek temsilcimiz Galatasaray’ın rakipleri Benfica, Atletico Madrid ve Astana. Sarı-Kırmızılı ekibin lig performansına bakılırsa, işlerinin kolay olmadığı göz önünde.

Nerede eksik-performans düşüklüğü var, lig maçları buna önemli bir ölçü. Kaleci Muslera’nın yediği goller bile ‘kafaların’ ne kadar karışık olduğunun göstergesi!

Doğruyu bulma adına ‘yanlışın’ nereden kaynaklandığına dair önemli ipuçları değil mi, tüm bu sıraladıklarımız. Eğer takımlarımız için ‘Biz eksiği nerede yapıyoruz?’ sorusuna, tüm bu açıklamalar-örnekler yetmiyor ise, yaptığınız işi ya bilmiyor, ya da işinize geldiği gibi, menfaat-kişisel takıntılarınıza göre hareket ediyorsunuz demektir.

Kısacası en önemli rakip kendiniz. Etrafa değil ‘aynaya’ bir bakın, bu da yetmiyorsa üstadın ‘Aynalar’ şiirine kulak verin...

 Beşiktaş, 5-2’lik Mersin galibiyetinden sonra Gaziantep deplasmanında 3 puanı 4-0 gibi net-farklı bir skorla elde etti. Elde edilen anlamlı galibiyet, siyah-beyazlı taraftar için ‘memnuniyetten’ ötesi duygulara kapılmasına neden oldu.

Peki, bu galibiyet nasıl geldi? Gaziantep mi kötü, Beşiktaş mı iyiydi? Kartal için böyle bir sorunun gündeme gelmesi, ikinci haftada mücadele edilen Trabzonspor maçından yenilgi ile ayrılmış olmaktan kaynaklanıyor!

Antep’teki maçında Beşiktaş forvet hücum ağırlıklı bir oyun sergiledi. Her ne kadar Gomez gol yollarında ‘tek’ isim olarak gözükse de, bu oyuncuya-mevkiye destek olan Olcay, Oğuzhan ve Gökhan, Kartal’ın hücum gücünü artırıyor. Bu tabloya bakıldığında, Şenol Güneş ve talebelerinin ligin ilk 3 maçında 10 gol kaydettiğini bizlere açıklar türden...

Dikkat çeken husus, gollerin de son 15 dakikada gelmiş olması gösteriyor ki; Beşiktaş’ın son dakikaya kadar oyunu-skoru kovalaması.. Teknik Direktör Şenol Güneş, rakibin pozisyonuna göre ‘hamle’ üzerine hamle denedi. Oyunun genelinde ‘heyecansız’ geçen maç, ilk golden sonra hareketlenir oldu. Güneşin bu saatten sonra yapması gereken, son 15 dakikası, dahası golden sonraki oyunu-istikrarı, maçın tamamına yaymak.

Teknik direktör Şenol Güneşin maçtan sonra ‘itiraf’ şeklindeki, “Oyuncularımın performansının yukarı çıkmasını bekliyorum. Futbolumuzu oynayarak, UEFA Avrupa Ligi’nde yer alacağımız gruptan çıkmayı planlıyoruz” açıklaması, bu gerçeği-aksaklığı gözler önüne serer cinsten.

LİGE BAK, AVRUPA’YI ÇÖZ...

Avrupa Ligi’ndeki temsilcimiz Fenerbahçe, Yunan ekibi karşısında 1-0’ın rövanşını 3-0’la alarak gruplara kaldı. Kalite açısından kendisinden oldukça ‘geri’ olan rakibi karşısında elde edilen galibiyet, hiçbir zaman UEFA Avrupa Ligi grup maçlarında eşleştiği Ajax, Celtic ve Molde karşısında ölçü olmayacaktır.

Rakiplere gelince... Avrupa Ligi’ni yakın takibe alan uzmanların görüşlerine bakıldığında, Fenerbahçe’nin rakipleri isim olarak ‘sükseli’ gözükse de, performans olarak eski güçlerinden çok uzaktalar. Bu demek oluyor ki; işler görüldüğü kadar zor değil. Böyle bir mücadelede başarmak ise takımlarımızın kendi becerilerine kalmış...

Şampiyonlar Ligi’ndeki tek temsilcimiz Galatasaray’ın rakipleri Benfica, Atletico Madrid ve Astana. Sarı-Kırmızılı ekibin lig performansına bakılırsa, işlerinin kolay olmadığı göz önünde.

Nerede eksik-performans düşüklüğü var, lig maçları buna önemli bir ölçü. Kaleci Muslera’nın yediği goller bile ‘kafaların’ ne kadar karışık olduğunun göstergesi!

Doğruyu bulma adına ‘yanlışın’ nereden kaynaklandığına dair önemli ipuçları değil mi, tüm bu sıraladıklarımız. Eğer takımlarımız için ‘Biz eksiği nerede yapıyoruz?’ sorusuna, tüm bu açıklamalar-örnekler yetmiyor ise, yaptığınız işi ya bilmiyor, ya da işinize geldiği gibi, menfaat-kişisel takıntılarınıza göre hareket ediyorsunuz demektir.

Kısacası en önemli rakip kendiniz. Etrafa değil ‘aynaya’ bir bakın, bu da yetmiyorsa üstadın ‘Aynalar’ şiirine kulak verin...