Karagümrük’te bir “İsmail” vardı..
Karagümrük’te bir “İsmail” vardı..
- 14-07-2016 03:34
- 1026
- 14-07-2016 03:34
- 1026
Sağsa Allah selamet versin, öldüyse de Allah rahmet eylesin, Karagümrük’te bir “İsmail” vardı..
Lakabı “Teke”ydi..
İsmail şofördü..
Matrak adamdı..
En kralıyla da makara geçerdi..
Ancak, yalakalardan ve her şeye maydanoz olan ukalalardan hoşlanmazdı..
Hani bazı “süzme” figürler vardır.. Her işte “bilgiç” geçinirler.. “Kıl kıl” konuşurlar.. İnsanları “uyuz” ederler.. Kimseleri de beğenmezler.. Gariban birini konuşturmazlar.. Hele kendi istikametinde olmayanları adeta yok sayarlar.. Sen “Bayram haftası” dersin, o kasıtlı olarak “mangal tahtası” anlar..
İşte, Teke İsmail’in de işi gücü bunların akordunu bozmak!..
Kendine göre bir sistem geliştirmiş İsmail..
Bakıyor ki, muhite yine böyle esip savuran, abuk sabuk konuşan biri dadanmış, hiç üşenmiyor, gidiyor Karagümrükpazar içine, yarım kilo tam yağlı Silivri yoğurdunu kaptığı gibi, doğruca geliyor gevezenin yanına!..
Ardından, avına ani hücum eden kobra çevikliğiyle yoğurdu palavracının yüzüne sürüyor!..
Adamın suratı bembeyaz oluyor..
Adeta hokkabaza dönüyor..
0 çok bilmiş hali sönüp gidiyor..
Bir daha da semte uğramıyor..
Bu operasyon iki saniyenin içinde bitiyor ve adına da, “yoğurtlama” deniyor!..
Yetmişli yıllarda böyle yoğurtlama olaylarına birkaç kere şahit olmuştum Karagümrük’te..
Peki ya şimdi?..
Şu ana baktığımda da yoğurtlanmayı hak eden pek çok tip görüyorum..
Ama yoğurdu sürecek Teke İsmail’ler yok!..
Evet, meydan boş kaldı..
Keçiyle koyun karıştı..
Sapla saman da birbirine girdi..
Aslında yoğurtlanmayı hak edenleri de düşünmek lazım..
Yeni İsmail’ler bulunmalı..
Acilen..
Sami Özey, dikGAZETE.com -5 yıl önce yazılmış bir yazı-
Sağsa Allah selamet versin, öldüyse de Allah rahmet eylesin, Karagümrük’te bir “İsmail” vardı..
Lakabı “Teke”ydi..
İsmail şofördü..
Matrak adamdı..
En kralıyla da makara geçerdi..
Ancak, yalakalardan ve her şeye maydanoz olan ukalalardan hoşlanmazdı..
Hani bazı “süzme” figürler vardır.. Her işte “bilgiç” geçinirler.. “Kıl kıl” konuşurlar.. İnsanları “uyuz” ederler.. Kimseleri de beğenmezler.. Gariban birini konuşturmazlar.. Hele kendi istikametinde olmayanları adeta yok sayarlar.. Sen “Bayram haftası” dersin, o kasıtlı olarak “mangal tahtası” anlar..
İşte, Teke İsmail’in de işi gücü bunların akordunu bozmak!..
Kendine göre bir sistem geliştirmiş İsmail..
Bakıyor ki, muhite yine böyle esip savuran, abuk sabuk konuşan biri dadanmış, hiç üşenmiyor, gidiyor Karagümrükpazar içine, yarım kilo tam yağlı Silivri yoğurdunu kaptığı gibi, doğruca geliyor gevezenin yanına!..
Ardından, avına ani hücum eden kobra çevikliğiyle yoğurdu palavracının yüzüne sürüyor!..
Adamın suratı bembeyaz oluyor..
Adeta hokkabaza dönüyor..
0 çok bilmiş hali sönüp gidiyor..
Bir daha da semte uğramıyor..
Bu operasyon iki saniyenin içinde bitiyor ve adına da, “yoğurtlama” deniyor!..
Yetmişli yıllarda böyle yoğurtlama olaylarına birkaç kere şahit olmuştum Karagümrük’te..
Peki ya şimdi?..
Şu ana baktığımda da yoğurtlanmayı hak eden pek çok tip görüyorum..
Ama yoğurdu sürecek Teke İsmail’ler yok!..
Evet, meydan boş kaldı..
Keçiyle koyun karıştı..
Sapla saman da birbirine girdi..
Aslında yoğurtlanmayı hak edenleri de düşünmek lazım..
Yeni İsmail’ler bulunmalı..
Acilen..
Sami Özey, dikGAZETE.com -5 yıl önce yazılmış bir yazı-