Kiev rejimi, Erdoğan'ın önerisini reddederek suçunu kabul etmiş oldu!

Kiev rejimi, Erdoğan'ın önerisini reddederek suçunu kabul etmiş oldu!

Kiev rejimi, Erdoğan'ın önerisini reddederek suçunu kabul etmiş oldu! Kiev rejimi, Erdoğan'ın önerisini reddederek suçunu kabul etmiş oldu!

MOSKOVA

Rusya'nın, Ukrayna'ya başlattığı özel askeri operasyonların en başından beri Ukrayna tarafı, uluslararası suçlar işledi. Birçok kez yargılanması gereken Ukrayna, Batı'nın desteğiyle sivillerin ölümüne neden olan tüm terör saldırılarından sıyrılmayı başardı.

Yani dünya insanlık tarihinin önemli suçlarını işleyen Ukrayna hala yargılanmadı.

Rusya'nın Ukrayna'ya sınırı olan kentlere yapılan terör sızmaları ve sivillerin üzerine yağdırılan bombalar ve ‘drone’ saldırıları, Kırım Köprüsü'ne yapılan bombalı saldırı, Karadeniz'de sivil gemilere yapılan saldırılar, Rusya'nın kalbi olan Kremlin Sarayı ve bazı sivil alanlara yapılan saldırılar, esirlerin öldürülmesi, petrol boru hatlarına yapılan saldırılar, nükleer santrallere yapılan saldırılar ve insanlık için önemli olan içme suyu barajlarına ve şebekelerine yapılan saldırılar Ukrayna'nın akla ilk gelen saldırıları arasındaydı.

Bu saldırılarda doğrudan siviller hedef alındığı için Ukrayna'nın uluslararası mahkemelerde yargılanması gerekiyor.

Son olarak Kiev rejimi, geçtiğimiz günlerde Kahovka Hidroelektrik Santrali’ne saldırı gerçekleştirdi. Bu barajın özelliği Dinyeper Nehri üzerinde bulunması.

Bu nehrin özelliği, çevresinde birçok şehir ve yaşama alanı bulunması.

Rusya, özel askeri operasyonların başından beri Ukrayna'nın bu nehir üzerindeki barajlara defalarca saldırı girişimlerinde bulunduğunu duyurdu.

Bununla yetinmeyip Birleşmiş Milletler (BM) dahil birçok kurum uyarıldı. Ancak uluslararası kurumlar, Rusya'nın bu uyarılarını dikkate almadı.
Kiev rejimi, batılıların pompaladığı silahları stokladıktan sonra Donbass'ta, Rusya kontrolündeki topraklara taarruzlar gerçekleştireceklerini defalarca duyurdu.

Batı, Ukrayna'nın tüm bu açıklamalarına cesaret vererek karşılık verdi.

Yani Batı, Ukrayna'nın taarruzlarını destekledi. Ancak terör saldırılarını normalleştiren Ukrayna, taarruzlarında başarılı olamayınca yeni bir terör saldırısıyla Kahovka Hidroelektrik Santrali’ni bombaladı.

Herson Bölgesi sular altında kaldı, insanlar yaşama alanlarını terk etmek zorunda kaldı ve doğal hayat yok olmaya yüz tuttu. Yani ekolojik yaşam, bu olay sonrası derinden etkilendi.

Ukrayna'nın ilk yaptığı şey yine barajın Rusya tarafından vurulduğunu iddia etmek oldu.

Batı, yine aynı ezberlerle Rusya'yı suçladı.

Rusya kendi kontrolündeki topraklarda bulunan bir barajı neden vursun?” sorusunu kimse sormadan, ilk günlerde hedef yine Rusya oldu.

Akıl alır gibi değil!

Barajın bombalanması sonrasında Rusya, bağımsız kuruluşlara olayın soruşturulması çağrısında bulundu.

Moskova'ya göre saldırıyı Kiev rejimi yapmıştı.

Rusya, bu konuda haklıydı da. Çünkü Ukrayna, bu terör saldırılarını normalleştirmişti ve daha önce barajların vurulmasıyla ilgili sürekli olarak tehditleri vardı.

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Ukrayna'daki krizin başından beri, sorunun çözümü ve barış için çabalar gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahovka Hidroelektrik Santrali’ne yapılan saldırının aydınlığa kavuşması için bağımsız bir komisyon kurulması önerisinde bulundu.

Buraya kadar her şey normal…

Ancak Kiev rejiminin Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba, bu öneriyi reddetti.

Kuleba, “Onlar (soruşturma yanlıları), sözde adalet oyunlarından bıktırdılar artık. Kimin kim olduğu kesinlikle açık. Dinlenin muhteremler. Bu deneyimi daha önce yaşadık. Bunların hepsi Ruslara taviz verilmesine yönelik oyunlar" yorumunda bulundu.
Madem saldırıyı Rusya gerçekleştirdi zaten kurulacak olan komisyonda batılı uzmanların var olacağını göz önüne alırsak Ukrayna tarafı, bağımsız bir soruşturmadan neden çekindi?

Ukrayna tarafı, saldırıyı Rusya'nın değil kendileri tarafından gerçekleştirildiğinin açığa çıkmasından çekindi.

Bu bir itiraf!

Yani Ukrayna, terör saldırısında amacına ulaştı ama Erdoğan'ın küçük bir diplomatik adımıyla yakayı ele verdi. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hamlesi zekiceydi. Bu konuda hakkını yememek gerekiyor.

Batılılar son birkaç gündür sesini çıkarmıyor.
Saldırıyı Kiev rejiminin gerçekleştirdiğini artık onlar da kabullendi.

Bu saldırılara cesaret verdikleri için kendileri de bağımsız soruşturmalarda yakayı ele verecekler.

Batılıların yeni taktiği bu; iftira at, kamuoyu oluştur ve sus!
Ancak Rusya'nın tüm diplomatik misyonları bu saldırıları kaydediyor.

Rusya'nın soruşturma komiteleri, olayı araştırıp, sonuçlarını resmileştiriyor.
Batılılar her ne kadar bunu unutturmaya çalışsa da tarih boyunca Kiev rejiminin baraja yaptığı saldırıyla sivillerin ölümüne yol açtığı unutulmayacak.

Ekolojik dengenin altüst edildiği unutulmayacak.

Artık, batılıların savunacak bir şeyi yok!

Artık, insanların onlara inancı kalmadı.

Kiev rejiminin 'mağduriyet' safsatalarına inanç kalmadı.

Üstlerinde büyük bir baskı var. Bu baskıdan kurtulması için müzakere masasına oturmalılar.

Kiev rejimine silah pompalanmasından vazgeçilmeli. Yoksa, işlenen suçlara daha başka yeni savaş suçları da eklenecek ve tüm dünyayı karşılarına almaya devam edecekler. 

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com

.

MOSKOVA

Rusya'nın, Ukrayna'ya başlattığı özel askeri operasyonların en başından beri Ukrayna tarafı, uluslararası suçlar işledi. Birçok kez yargılanması gereken Ukrayna, Batı'nın desteğiyle sivillerin ölümüne neden olan tüm terör saldırılarından sıyrılmayı başardı.

Yani dünya insanlık tarihinin önemli suçlarını işleyen Ukrayna hala yargılanmadı.

Rusya'nın Ukrayna'ya sınırı olan kentlere yapılan terör sızmaları ve sivillerin üzerine yağdırılan bombalar ve ‘drone’ saldırıları, Kırım Köprüsü'ne yapılan bombalı saldırı, Karadeniz'de sivil gemilere yapılan saldırılar, Rusya'nın kalbi olan Kremlin Sarayı ve bazı sivil alanlara yapılan saldırılar, esirlerin öldürülmesi, petrol boru hatlarına yapılan saldırılar, nükleer santrallere yapılan saldırılar ve insanlık için önemli olan içme suyu barajlarına ve şebekelerine yapılan saldırılar Ukrayna'nın akla ilk gelen saldırıları arasındaydı.

Bu saldırılarda doğrudan siviller hedef alındığı için Ukrayna'nın uluslararası mahkemelerde yargılanması gerekiyor.

Son olarak Kiev rejimi, geçtiğimiz günlerde Kahovka Hidroelektrik Santrali’ne saldırı gerçekleştirdi. Bu barajın özelliği Dinyeper Nehri üzerinde bulunması.

Bu nehrin özelliği, çevresinde birçok şehir ve yaşama alanı bulunması.

Rusya, özel askeri operasyonların başından beri Ukrayna'nın bu nehir üzerindeki barajlara defalarca saldırı girişimlerinde bulunduğunu duyurdu.

Bununla yetinmeyip Birleşmiş Milletler (BM) dahil birçok kurum uyarıldı. Ancak uluslararası kurumlar, Rusya'nın bu uyarılarını dikkate almadı.
Kiev rejimi, batılıların pompaladığı silahları stokladıktan sonra Donbass'ta, Rusya kontrolündeki topraklara taarruzlar gerçekleştireceklerini defalarca duyurdu.

Batı, Ukrayna'nın tüm bu açıklamalarına cesaret vererek karşılık verdi.

Yani Batı, Ukrayna'nın taarruzlarını destekledi. Ancak terör saldırılarını normalleştiren Ukrayna, taarruzlarında başarılı olamayınca yeni bir terör saldırısıyla Kahovka Hidroelektrik Santrali’ni bombaladı.

Herson Bölgesi sular altında kaldı, insanlar yaşama alanlarını terk etmek zorunda kaldı ve doğal hayat yok olmaya yüz tuttu. Yani ekolojik yaşam, bu olay sonrası derinden etkilendi.

Ukrayna'nın ilk yaptığı şey yine barajın Rusya tarafından vurulduğunu iddia etmek oldu.

Batı, yine aynı ezberlerle Rusya'yı suçladı.

Rusya kendi kontrolündeki topraklarda bulunan bir barajı neden vursun?” sorusunu kimse sormadan, ilk günlerde hedef yine Rusya oldu.

Akıl alır gibi değil!

Barajın bombalanması sonrasında Rusya, bağımsız kuruluşlara olayın soruşturulması çağrısında bulundu.

Moskova'ya göre saldırıyı Kiev rejimi yapmıştı.

Rusya, bu konuda haklıydı da. Çünkü Ukrayna, bu terör saldırılarını normalleştirmişti ve daha önce barajların vurulmasıyla ilgili sürekli olarak tehditleri vardı.

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Ukrayna'daki krizin başından beri, sorunun çözümü ve barış için çabalar gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahovka Hidroelektrik Santrali’ne yapılan saldırının aydınlığa kavuşması için bağımsız bir komisyon kurulması önerisinde bulundu.

Buraya kadar her şey normal…

Ancak Kiev rejiminin Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba, bu öneriyi reddetti.

Kuleba, “Onlar (soruşturma yanlıları), sözde adalet oyunlarından bıktırdılar artık. Kimin kim olduğu kesinlikle açık. Dinlenin muhteremler. Bu deneyimi daha önce yaşadık. Bunların hepsi Ruslara taviz verilmesine yönelik oyunlar" yorumunda bulundu.
Madem saldırıyı Rusya gerçekleştirdi zaten kurulacak olan komisyonda batılı uzmanların var olacağını göz önüne alırsak Ukrayna tarafı, bağımsız bir soruşturmadan neden çekindi?

Ukrayna tarafı, saldırıyı Rusya'nın değil kendileri tarafından gerçekleştirildiğinin açığa çıkmasından çekindi.

Bu bir itiraf!

Yani Ukrayna, terör saldırısında amacına ulaştı ama Erdoğan'ın küçük bir diplomatik adımıyla yakayı ele verdi. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hamlesi zekiceydi. Bu konuda hakkını yememek gerekiyor.

Batılılar son birkaç gündür sesini çıkarmıyor.
Saldırıyı Kiev rejiminin gerçekleştirdiğini artık onlar da kabullendi.

Bu saldırılara cesaret verdikleri için kendileri de bağımsız soruşturmalarda yakayı ele verecekler.

Batılıların yeni taktiği bu; iftira at, kamuoyu oluştur ve sus!
Ancak Rusya'nın tüm diplomatik misyonları bu saldırıları kaydediyor.

Rusya'nın soruşturma komiteleri, olayı araştırıp, sonuçlarını resmileştiriyor.
Batılılar her ne kadar bunu unutturmaya çalışsa da tarih boyunca Kiev rejiminin baraja yaptığı saldırıyla sivillerin ölümüne yol açtığı unutulmayacak.

Ekolojik dengenin altüst edildiği unutulmayacak.

Artık, batılıların savunacak bir şeyi yok!

Artık, insanların onlara inancı kalmadı.

Kiev rejiminin 'mağduriyet' safsatalarına inanç kalmadı.

Üstlerinde büyük bir baskı var. Bu baskıdan kurtulması için müzakere masasına oturmalılar.

Kiev rejimine silah pompalanmasından vazgeçilmeli. Yoksa, işlenen suçlara daha başka yeni savaş suçları da eklenecek ve tüm dünyayı karşılarına almaya devam edecekler. 

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com

.