KİFAYETSİZ MUHTERİSLER.. FARK EDİLMEYİ BEKLEYENLER..

KİFAYETSİZ MUHTERİSLER.. FARK EDİLMEYİ BEKLEYENLER..

Dünyanın önemli sorunlarından biri, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır..

Bilgili ve yetenekli insanlar, çalışma hayatında fazla alçak gönüllü davranarak öne çıkmazlar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmazlar, kıymetlerinin bilinmesini beklerler..

Ancak beklerken zaman geçer, çeşitli fetbazlıklardan cingözlüklerden, dolayı kırılırlar ve neticesinde de kendilerini daha da geriye çekerler..

Bu durum sonunda da muhtemelen, üstleri tarafından da gayret ve hatta azim noksanlığı ile suçlanırlar.. Suçlanırlar suçlanmasına da, yine de beklemeleri gerekir.. 

Ne zamana kadar?..

Herhalde kırmızı kar yağana kadar (!)  

Peki bir de madalyonun tersine bakalım;

İşinde oldukça iyi olduğuna inanan yetersiz kişiler de, yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere de talip olmaktan rahatsızlık duymazlar..
Aksine, her şeyin kendi hakkı olduğunu düşünürler.. Ama bu cahil cesareti ve haddini bilmeme, yetersiz kişide, mesleki açıdan da müthiş bir itici güç oluşturur..

Eksiler, kariyer açısından artıya dönüşür..

Neticede, kifayetsiz muhterisler her yerde maalesef hızlı bir biçimde yükselirler..
Yükseldikçe de alçalırlar..
Yükseklik ve alçaklık değerlerini birbirine karıştırdıklarından ötürü de bir bakmışsınız ki, otobüs duvara çarpmış, her taraf tuz-buz olmuş!..

Sonunda da; yandı gülüm keten helva!..

Şöyle bakın etrafınıza; bu tür fotoğraf veren, her meslekten, her meşrepten, kadınlı-erkekli nicelerini göreceksiniz..

"Biz" demeyen..

Sadece “BEN” diyen..

Ve kendisini herkesten üstün gören..

Şirazesi dağılmış nice muhteris tipler..

Nice hırs merkezli şekiller, şemailler..

Hülasa-i Kelam;

Şefkat, itidal, tevazu ve tebessüm, şiarımızdır..

Tersi ise bizden değildir..

Vesselam!..

:

Sami Özey, dikGAZETE.com

Dünyanın önemli sorunlarından biri, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır..

Bilgili ve yetenekli insanlar, çalışma hayatında fazla alçak gönüllü davranarak öne çıkmazlar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmazlar, kıymetlerinin bilinmesini beklerler..

Ancak beklerken zaman geçer, çeşitli fetbazlıklardan cingözlüklerden, dolayı kırılırlar ve neticesinde de kendilerini daha da geriye çekerler..

Bu durum sonunda da muhtemelen, üstleri tarafından da gayret ve hatta azim noksanlığı ile suçlanırlar.. Suçlanırlar suçlanmasına da, yine de beklemeleri gerekir.. 

Ne zamana kadar?..

Herhalde kırmızı kar yağana kadar (!)  

Peki bir de madalyonun tersine bakalım;

İşinde oldukça iyi olduğuna inanan yetersiz kişiler de, yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere de talip olmaktan rahatsızlık duymazlar..
Aksine, her şeyin kendi hakkı olduğunu düşünürler.. Ama bu cahil cesareti ve haddini bilmeme, yetersiz kişide, mesleki açıdan da müthiş bir itici güç oluşturur..

Eksiler, kariyer açısından artıya dönüşür..

Neticede, kifayetsiz muhterisler her yerde maalesef hızlı bir biçimde yükselirler..
Yükseldikçe de alçalırlar..
Yükseklik ve alçaklık değerlerini birbirine karıştırdıklarından ötürü de bir bakmışsınız ki, otobüs duvara çarpmış, her taraf tuz-buz olmuş!..

Sonunda da; yandı gülüm keten helva!..

Şöyle bakın etrafınıza; bu tür fotoğraf veren, her meslekten, her meşrepten, kadınlı-erkekli nicelerini göreceksiniz..

"Biz" demeyen..

Sadece “BEN” diyen..

Ve kendisini herkesten üstün gören..

Şirazesi dağılmış nice muhteris tipler..

Nice hırs merkezli şekiller, şemailler..

Hülasa-i Kelam;

Şefkat, itidal, tevazu ve tebessüm, şiarımızdır..

Tersi ise bizden değildir..

Vesselam!..

:

Sami Özey, dikGAZETE.com