Kılıçdaroğlu'na Çubuk'ta saldırı, AK Parti - CHP Koalisyon Hükümet projesine darbedir!
Kılıçdaroğlu'na Çubuk'ta saldırı, AK Parti - CHP Koalisyon Hükümet projesine darbedir!
- 21-04-2019 23:19
- 716
- 21-04-2019 23:19
- 716
08 Nisan 2019 tarihli "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni Bakanlar Kurulu’nda kimler var kimler yok!" sorusuna cevap aradığım yazıda; "Bir de İstanbul merkezli yürütülen ‘Mutabakat Hükümeti’ projesi var. CHP ve AK Partili bazı isimlerin, kamuoyundan ‘devlet sırrı’ gibi sakladıkları bu çalışmayı netleştirdiğim takdirde paylaşacağım” demiştim.
Bu süre içinde kulağıma gelen yeni bakanların isimleri ile ilgili bir çok duyumu dönemin hassasiyetinden dolayı sizlerle paylaşamadım.
Sonuçta, kelleyi koltukta taşımak her baba yiğidin harcı değil.
Çünkü seçmen tabanının ayrıştırıldığı ve İstanbul seçim sonuçlarının açıklanmasının geciktirilmesi ile gerginleştirildiği süreçte, HDP ile seçim ittifakından dolayı vatan haini ilan edilen CHP lideri ile AK Parti liderinin, ekonomik dar boğazdan çıkılabilmesi için bir tür “mutabakat hükümeti modeli” üzerinde çalışıldığını yazsaydım kim bana inanırdı?
Maliye Bakanlığı'na “CHP'nin İş Bankası”ndan kim atanıyor?
İyi ki yazmadım; çünkü erken öten horozun başını bu ülkede davul-zurna eşliğinde kesiyorlar.
Maliye Bakanlığı!na Berat Albayrak yerine CHP'li Ersin Özince'nin atanması için mutabakata varıldığını sizlerle paylaşsaydım, kim bilir ne derdiniz!..
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığından Mart başında ayrılan Ersin Özince, 1998’den 2011‘e kadar Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı olarak da görev yaptı.
2009 – 2011 yılları arası Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, 1998-2017 yılları arasında ise T. Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürdü.
Özince, banka dışında Türkiye İş Bankası A.Ş. Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, TEMA Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı oldu.
İş Bankası, CHP'nin finans merkezi. Ersin Özince eğer maliye bakanlığına getiriliyorsa CHP liderliğinin onayı alınmış demektir.
Ya diğer bakanlıklar?
Karar verici, kimi nereye uygun görür bilinmez. Ama kulislere düşen söylentiler, son günlerde Damat Ferit Paşa ile özdeşleştirilen Berat Albayrak'ın kabine dışı kalacağına işaret ediyor.
Küçük çaplı değişiklik yerine birkaç isim hariç yeni kabinenin hallaç pamuğu gibi atılacağı ortada.
Kimsenin yeri garanti değil.
Seçilemeyen belediye başkanlarının yanı sıra, yolu AK Parti’den geçmemiş ama alanında uzman isimlerin yeni bakanlar kurulunda yer alması sizleri şaşırtmasın.
31 Mart - 5 Mayıs arası kritik eşik!
Seçim sonrası sürecin krize evrilmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kuyusunu kazan, sureti Hak'tan görünüp, şer odaklarıyla işbirliği imkanlarını deneyen parti içi muhaliflerinin katkısı büyük.
Amaç, Erdoğan'ın saygınlığına gölge düşürmek ve yeni parti kurma hazırlıklarını yürüten, Erdoğan'ın ifadesiyle; “AK Parti treninden inenler”in işini kolaylaştırmak.
Çünkü kurt dumanlı havayı sever!
AK Parti'nin tasfiyesine yeminli odakların parti içinden ve dışından geliştirdikleri ittifak üç safhadan oluşuyor.
Birinci aşama: Yerel seçim çalışmaları sırasında siyasi liderlerin ötekileştirici söylemleri seçmen davranışlarını olumsuz etkiledi.
İkinci aşama: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı oy pusulalarının AK Partili yetkililerin itirazları üzerine yeniden yeniden onlarca kez sayılarak açıklanmasının geciktirilmesi, sürecin yılan hikayesine dönmesi.
Cumhur İttifakı seçmenlerinin dahi bıktırıldığı ve halkın büyük kesiminin dövizdeki artışı ve ekonomik krizi politik belirsizliğe bağlaması.
Üçüncü aşama: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'nın Çubuk ilçesinde, sözleşmeli şehit piyade er Yener Kırıkcı'nın cenaze namazının ardından bir grup tarafından protesto edilerek yumruk ve tekmeli saldırıya uğraması.
Hedef: İstikrarsızlık, kriz, bunalım, güvensizlik, bazı siyasi kadroların tasfiyesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Türkiye İttifakı' açıklaması “HDP/CHP Mutabakat Hükümeti”ni istemeyen MHP lideri Dr. Bahçeli'yi isyan ettirdi!
İstanbul merkezli sermaye ve finans çevreleri aracılığında yürütülen mutabakat hükümeti görüşmelerinde yol alındığı, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'na alelacele mazbatasının verilmesinden anlaşılmıştı.
Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir sendikanın kuruluş yıldönümü töreninde yaptığı, "Seçim tartışmalarını geride bırakarak asıl gündemimize odaklanmamız şarttır. Dönem, kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir" açıklaması, seçim sürecindeki söylemlerine hiç de benzemiyordu.
Zeytin dalı uzatılıyordu ama kime?
Erdoğan'ın uzattığı Zir-dum/zeytin dalı havada kalmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kızgın demiri soğutmak gerekir" sözleriyle ilgili bir gazetecinin sorusunu değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Gerilimi yaratan kendisidir, sonlandıracak olan da kendisidir" demiş, “Cumhurbaşkanı’nın Türkiye İttifakı çağrısına ne diyorsunuz?” sorusuna da "Türkiye milli konularda ittifak yapmak zorundadır. İttifak arayışında olanlar yönetenlerdir, onların olması lazım. İttifakın önünü tıkayanlar kim onlardır. Bizler değiliz." şeklinde cevaplamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "anlaşmak üzereyiz" türünden açıklamaları, şimdiye kadar maddi ve manevi ve siyasi hiç bir beklentiye girmeden kayıtsız şartsız ve hatta parti tabanının eleştirilerini göğüsleyerek AK Parti hükümetini destekleyen MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'yi çileden çıkardı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Antalya'daki İl Başkanları ve Belediye Başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dile getirdiği “Türkiye İttifakı”na yönelik olarak “Türkiye İttifakı'ndan bahsetmek kafamızdaki soru işaretlerini çoğaltmıştır" sözleriyle rahatsızlığını açıkça belli etti ve Çubuk'ta yaşanan olayların fitilini ateşledi.
Aslında bu sözleri, AK Parti ile MHP arasındaki ittifakın bitme noktasına geldiğinin deklerasyonundan başka birşey değil.
Çubuk'ta Kılıçdaroğlu'na yönelik menfur saldırı ile Anayasaya göre 3 Kasım 2019'da yapılması gereken seçimin startı verilmiştir.
Neden Çubuk seçildi?
“Çubuk” deyip geçmeyin!
Çünkü Çubuk; CHP ve Demokrat Parti iktidarı yıllarında Atatürk büstlerine kazma kürekle saldıran “Ticaniler” diye adlandırılan grubun merkeziydi.
“Ticanilik”; hukuk fakültesinden terk Kemal Pilavoğlu tarafından, 1930’larda Ankara’nın Çubuk ilçesi ile Çankırı’nın Şabanözü ilçesinde örgütlenmişti.
Pilavoğlu, ve müridleri ilk kez 1943’te adlî takibata uğradı.
"Heykel puttur”, “laiklik dinsizliktir”, “Hilafeti kaldıran Atatürk mel’undur”, “Türkçe ezan küfürdür” gibi sloganlarına rağmen, kısa bir süre sonra serbest bırakılmışlardı.
Kamuoyunda ses getiren ilk büyük eylemlerini 4 Şubat 1949’da TBMM’nin dinleyici bölümünde Arapça ezan okuyarak yaptılar.
Atatürk heykellerine saldırmaya başladılar. Tarikatın eylemleri 1951 yılı başlarından itibaren halkın da dikkatini çekmeye başladı.
CHP, DP’yi sıkıştırmak için “Ticanileri tel’in mitingleri” yapmaya başladı.
İşte Çubuk, yıllar önce böyle bir yerdi.
Erdoğan, Çubuk Ülkü Ocakları’nı ziyaret etmişti…
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ülkü Ocakları Çubuk İlçe Başkanlığına ziyarette bulunmuştu.
Çubuk'ta Atatürk Parkı'nda düzenlenen mitingin ardından Ülkü Ocaklarının İlçe Başkanlığına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada gençlerle çay içip sohbet etmişti.
Erdoğan'a burada Türk Bayrağı, Kuran'ı Kerim ve tablo hediye edilmişti.
CHP yetkilileri, çoktan Genel Başkanlarına saldırının faillerini ilan etti!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Çubuk'ta şehit cenazesine hükümetten bazı bakanlarla birlikte katılan Kılıçdaroğlu'na saldırıya ilişkin, “Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu mutlu mu acaba!' dedi.
Uzaklarda yaşayan bir dostum; "Çubuk'taki saldırı ile AK Parti seçmen tabanında 'Abdullah Öcalan'laştırılan Kılıçdaroğlu, mazlumlaştırıldı. Aklandı, paklandı. Hükümete destek vermesinin önünde hiç bir engel kalmadı" yorumunda bulundu.
Benim tepkim ne mi oldu?
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
08 Nisan 2019 tarihli "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni Bakanlar Kurulu’nda kimler var kimler yok!" sorusuna cevap aradığım yazıda; "Bir de İstanbul merkezli yürütülen ‘Mutabakat Hükümeti’ projesi var. CHP ve AK Partili bazı isimlerin, kamuoyundan ‘devlet sırrı’ gibi sakladıkları bu çalışmayı netleştirdiğim takdirde paylaşacağım” demiştim.
Bu süre içinde kulağıma gelen yeni bakanların isimleri ile ilgili bir çok duyumu dönemin hassasiyetinden dolayı sizlerle paylaşamadım.
Sonuçta, kelleyi koltukta taşımak her baba yiğidin harcı değil.
Çünkü seçmen tabanının ayrıştırıldığı ve İstanbul seçim sonuçlarının açıklanmasının geciktirilmesi ile gerginleştirildiği süreçte, HDP ile seçim ittifakından dolayı vatan haini ilan edilen CHP lideri ile AK Parti liderinin, ekonomik dar boğazdan çıkılabilmesi için bir tür “mutabakat hükümeti modeli” üzerinde çalışıldığını yazsaydım kim bana inanırdı?
Maliye Bakanlığı'na “CHP'nin İş Bankası”ndan kim atanıyor?
İyi ki yazmadım; çünkü erken öten horozun başını bu ülkede davul-zurna eşliğinde kesiyorlar.
Maliye Bakanlığı!na Berat Albayrak yerine CHP'li Ersin Özince'nin atanması için mutabakata varıldığını sizlerle paylaşsaydım, kim bilir ne derdiniz!..
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığından Mart başında ayrılan Ersin Özince, 1998’den 2011‘e kadar Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı olarak da görev yaptı.
2009 – 2011 yılları arası Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, 1998-2017 yılları arasında ise T. Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürdü.
Özince, banka dışında Türkiye İş Bankası A.Ş. Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, TEMA Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı oldu.
İş Bankası, CHP'nin finans merkezi. Ersin Özince eğer maliye bakanlığına getiriliyorsa CHP liderliğinin onayı alınmış demektir.
Ya diğer bakanlıklar?
Karar verici, kimi nereye uygun görür bilinmez. Ama kulislere düşen söylentiler, son günlerde Damat Ferit Paşa ile özdeşleştirilen Berat Albayrak'ın kabine dışı kalacağına işaret ediyor.
Küçük çaplı değişiklik yerine birkaç isim hariç yeni kabinenin hallaç pamuğu gibi atılacağı ortada.
Kimsenin yeri garanti değil.
Seçilemeyen belediye başkanlarının yanı sıra, yolu AK Parti’den geçmemiş ama alanında uzman isimlerin yeni bakanlar kurulunda yer alması sizleri şaşırtmasın.
31 Mart - 5 Mayıs arası kritik eşik!
Seçim sonrası sürecin krize evrilmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kuyusunu kazan, sureti Hak'tan görünüp, şer odaklarıyla işbirliği imkanlarını deneyen parti içi muhaliflerinin katkısı büyük.
Amaç, Erdoğan'ın saygınlığına gölge düşürmek ve yeni parti kurma hazırlıklarını yürüten, Erdoğan'ın ifadesiyle; “AK Parti treninden inenler”in işini kolaylaştırmak.
Çünkü kurt dumanlı havayı sever!
AK Parti'nin tasfiyesine yeminli odakların parti içinden ve dışından geliştirdikleri ittifak üç safhadan oluşuyor.
Birinci aşama: Yerel seçim çalışmaları sırasında siyasi liderlerin ötekileştirici söylemleri seçmen davranışlarını olumsuz etkiledi.
İkinci aşama: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı oy pusulalarının AK Partili yetkililerin itirazları üzerine yeniden yeniden onlarca kez sayılarak açıklanmasının geciktirilmesi, sürecin yılan hikayesine dönmesi.
Cumhur İttifakı seçmenlerinin dahi bıktırıldığı ve halkın büyük kesiminin dövizdeki artışı ve ekonomik krizi politik belirsizliğe bağlaması.
Üçüncü aşama: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'nın Çubuk ilçesinde, sözleşmeli şehit piyade er Yener Kırıkcı'nın cenaze namazının ardından bir grup tarafından protesto edilerek yumruk ve tekmeli saldırıya uğraması.
Hedef: İstikrarsızlık, kriz, bunalım, güvensizlik, bazı siyasi kadroların tasfiyesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Türkiye İttifakı' açıklaması “HDP/CHP Mutabakat Hükümeti”ni istemeyen MHP lideri Dr. Bahçeli'yi isyan ettirdi!
İstanbul merkezli sermaye ve finans çevreleri aracılığında yürütülen mutabakat hükümeti görüşmelerinde yol alındığı, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'na alelacele mazbatasının verilmesinden anlaşılmıştı.
Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir sendikanın kuruluş yıldönümü töreninde yaptığı, "Seçim tartışmalarını geride bırakarak asıl gündemimize odaklanmamız şarttır. Dönem, kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir" açıklaması, seçim sürecindeki söylemlerine hiç de benzemiyordu.
Zeytin dalı uzatılıyordu ama kime?
Erdoğan'ın uzattığı Zir-dum/zeytin dalı havada kalmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kızgın demiri soğutmak gerekir" sözleriyle ilgili bir gazetecinin sorusunu değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Gerilimi yaratan kendisidir, sonlandıracak olan da kendisidir" demiş, “Cumhurbaşkanı’nın Türkiye İttifakı çağrısına ne diyorsunuz?” sorusuna da "Türkiye milli konularda ittifak yapmak zorundadır. İttifak arayışında olanlar yönetenlerdir, onların olması lazım. İttifakın önünü tıkayanlar kim onlardır. Bizler değiliz." şeklinde cevaplamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "anlaşmak üzereyiz" türünden açıklamaları, şimdiye kadar maddi ve manevi ve siyasi hiç bir beklentiye girmeden kayıtsız şartsız ve hatta parti tabanının eleştirilerini göğüsleyerek AK Parti hükümetini destekleyen MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'yi çileden çıkardı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Antalya'daki İl Başkanları ve Belediye Başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dile getirdiği “Türkiye İttifakı”na yönelik olarak “Türkiye İttifakı'ndan bahsetmek kafamızdaki soru işaretlerini çoğaltmıştır" sözleriyle rahatsızlığını açıkça belli etti ve Çubuk'ta yaşanan olayların fitilini ateşledi.
Aslında bu sözleri, AK Parti ile MHP arasındaki ittifakın bitme noktasına geldiğinin deklerasyonundan başka birşey değil.
Çubuk'ta Kılıçdaroğlu'na yönelik menfur saldırı ile Anayasaya göre 3 Kasım 2019'da yapılması gereken seçimin startı verilmiştir.
Neden Çubuk seçildi?
“Çubuk” deyip geçmeyin!
Çünkü Çubuk; CHP ve Demokrat Parti iktidarı yıllarında Atatürk büstlerine kazma kürekle saldıran “Ticaniler” diye adlandırılan grubun merkeziydi.
“Ticanilik”; hukuk fakültesinden terk Kemal Pilavoğlu tarafından, 1930’larda Ankara’nın Çubuk ilçesi ile Çankırı’nın Şabanözü ilçesinde örgütlenmişti.
Pilavoğlu, ve müridleri ilk kez 1943’te adlî takibata uğradı.
"Heykel puttur”, “laiklik dinsizliktir”, “Hilafeti kaldıran Atatürk mel’undur”, “Türkçe ezan küfürdür” gibi sloganlarına rağmen, kısa bir süre sonra serbest bırakılmışlardı.
Kamuoyunda ses getiren ilk büyük eylemlerini 4 Şubat 1949’da TBMM’nin dinleyici bölümünde Arapça ezan okuyarak yaptılar.
Atatürk heykellerine saldırmaya başladılar. Tarikatın eylemleri 1951 yılı başlarından itibaren halkın da dikkatini çekmeye başladı.
CHP, DP’yi sıkıştırmak için “Ticanileri tel’in mitingleri” yapmaya başladı.
İşte Çubuk, yıllar önce böyle bir yerdi.
Erdoğan, Çubuk Ülkü Ocakları’nı ziyaret etmişti…
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ülkü Ocakları Çubuk İlçe Başkanlığına ziyarette bulunmuştu.
Çubuk'ta Atatürk Parkı'nda düzenlenen mitingin ardından Ülkü Ocaklarının İlçe Başkanlığına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada gençlerle çay içip sohbet etmişti.
Erdoğan'a burada Türk Bayrağı, Kuran'ı Kerim ve tablo hediye edilmişti.
CHP yetkilileri, çoktan Genel Başkanlarına saldırının faillerini ilan etti!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Çubuk'ta şehit cenazesine hükümetten bazı bakanlarla birlikte katılan Kılıçdaroğlu'na saldırıya ilişkin, “Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu mutlu mu acaba!' dedi.
Uzaklarda yaşayan bir dostum; "Çubuk'taki saldırı ile AK Parti seçmen tabanında 'Abdullah Öcalan'laştırılan Kılıçdaroğlu, mazlumlaştırıldı. Aklandı, paklandı. Hükümete destek vermesinin önünde hiç bir engel kalmadı" yorumunda bulundu.
Benim tepkim ne mi oldu?
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete