Korona bahisleri ve Ramazan
Korona bahisleri ve Ramazan
- 25-04-2020 10:36
- 441
- 25-04-2020 10:36
- 441
“Felsefe ve hiç alâkasız ekran yüzleri!” başlıklı yazımızda; “Son olarak dünyayı saran ‘korona virüs’le ilgili, tıp okumuş ilim sahibi insanları ekrana çıkarıp, hem bilgi almak hem uyarı yaptırmak yerine, nerede şöhret peşinde koşan birileri varsa (içlerinde doktor olanlar da var) ki; buldular çıkardılar.
Yetmedi, “virüsle ilgili konuşsun” diye tiyatrocu, şiir okuyucu, anketçi, kömürcü; kitap yazdığını söyleyen ve kafadan uydurup uydurup giden bir komplo teorici çaylağı da çıkardılar ekrana.
Ve bu kişilerden bazıları ‘tıp doktoru’ edasıyla korona virüs anlatıyor…
40 yıldır kehanette bulunan fakat hiçbir kehaneti tutmayan bir kahin de korona virüs hakkında, “korona virüs hakkında ‘birileri tanrıyı kıyamete zorluyor’ diyor” şeklinde eleştirmiştik.
Biz konuşanları eleştirirken, sosyal medyadan paylaşımlar gelmeye başladı:
“Koronadan nasıl kurtuluruz?.. Bu bitkiyi kullananlara virüs bulaşmıyor. Elektrik, virüsü yok ediyor. Enerjiyle koronadan korkmuyorlar!..”
Bu tür paylaşımların tamamı yalan ve istismar’a (paraya) yönelik girişimlerdir…
Bizim uymamız gereken kural ve gerekli açıklamalar hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem Sağlık Bakanı Fahrettin Koca hem de Bilim Kurulu’nda bulunan üyeler tarafından yapılıyor.
Sosyal medya ve televizyonlarda farklı açıklama yapıp, neredeyse bahis oynatacak kimseler hatta mevzuya hakim kimseler; kafa bulandırmak yerine, konuyu bilimsel olarak değerlendirseler daha iyi olmaz mı?!
Mesela ortaya atıldığı gibi, Çin’de bir laboratuardan kaynaklanan sızıntıdan dolayı mı virüs oluşmuş ve yayılmaktadır?!
Veya dini açıdan bakıldığında “Allah’ın bir uyarısı” olabilir mi?!
Vahiy yoluyla indirilen Tevrat, İncil ve Kur’an gibi kitaplarda helak olan kavimlerden bahsedilir…
Ve elçi gönderilip uyarılmadan hiçbir kavim helak edilmemiştir…
Bunun bir uyarı olmadığı ne malum?!
Kur’an-ı Kerim’e göre son din İslamiyet ve temsilcisi Müslümanlar…
Müslümanlar ibadet etmek için camilere gidemiyorlar çünkü camiler, virüs nedeniyle kapatıldı.
İslami manada cemaat mı olamadılar da Allah, kuru kalabalıkları camide istemedi mi?!
Hristiyanlar kiliseye, Museviler de havraya gidemiyor!..
Uyarı bütün insanlığa olabilir mi?!
Bunları kimse düşünmüyor?!
Devletimizin Diyanet İşleri, bu hususta bilgilendirici bir açıklama yapmadı!
Şöyle de diyebiliriz; açıklama yapabilecek bilgi ve birikime sahip mi?!
Sözü yok mu ya da başka konularla mı meşgul?!
İlginçtir; Diyanet İşleri Başkanı birkaç gün önce evde teravih namazı kılmamız gerektiği ve nasıl kılınacağı konusunda açıklama yaptı!..
Başkan bu açıklamayı Ramazan’dan hemen önce yapıyordu…
Şimdi Ramazan geldi…
Haliyle, Ramazan’ın başlangıcıyla birlikte gazetelerin Ramazan sayfaları bir yana, özellikle televizyonlarda bu yönde programlar neredeyse ilk sırayı alır…
Konunun uzmanı olan-olmayan hatta İslam üzerine konuşma yapacak bilgisi olmasa da sırıtıp, sesini farklılaştırarak ahkâm kesen kimisi kadrolu, kimisi sözleşmeli, genel itibariyle banknot ağırlıklı iş yapan profesyonel Müslümanlar; bazen şarkılar eşliğinde, bazen şaklabanlıklar, bazen iftarda bir kanalda, sahurda başka kanalda ve en önemlisi aynı konuda farklı şeyler söyleyerek bir ay boyunca arzı endam ediyorlar!..
Ertem Eğilmez yaşasaydı, bu hocaların çoğu artist olurdu!..
Acayip soru ve cevaplarla (haşa) Allah’a din öğreten(!) bu adamlardan da bir şey beklememek lazım!..
Mesela:
- Abdest alırken elimi nasıl yıkamalıyım?
- Elini hilallemeden yıkarsan abdest olmaz…
- Sakız çiğnemek orucu bozar mı?
- Daha önce çiğnenmiş olup içerisinde katkı maddesi kalmayan sakızla, katkısız kenger sakızı bozmaz.
- Annemin fotoğrafını çerçeveletip astığım odada namaz olur mu; odaya melekler girer mi?!.
“Birisinin şişirip patlattığı sakız, iftar topu zannedilerek oruç açılırsa, oruç bozulur mu?!” türü sululuk, iki taraflı, dört taraflı hatta her taraflı devam ettiği sürecei bilimsel olduğu gibi dini açıklama beklemek de boş!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya @dikgazete
“Felsefe ve hiç alâkasız ekran yüzleri!” başlıklı yazımızda; “Son olarak dünyayı saran ‘korona virüs’le ilgili, tıp okumuş ilim sahibi insanları ekrana çıkarıp, hem bilgi almak hem uyarı yaptırmak yerine, nerede şöhret peşinde koşan birileri varsa (içlerinde doktor olanlar da var) ki; buldular çıkardılar.
Yetmedi, “virüsle ilgili konuşsun” diye tiyatrocu, şiir okuyucu, anketçi, kömürcü; kitap yazdığını söyleyen ve kafadan uydurup uydurup giden bir komplo teorici çaylağı da çıkardılar ekrana.
Ve bu kişilerden bazıları ‘tıp doktoru’ edasıyla korona virüs anlatıyor…
40 yıldır kehanette bulunan fakat hiçbir kehaneti tutmayan bir kahin de korona virüs hakkında, “korona virüs hakkında ‘birileri tanrıyı kıyamete zorluyor’ diyor” şeklinde eleştirmiştik.
Biz konuşanları eleştirirken, sosyal medyadan paylaşımlar gelmeye başladı:
“Koronadan nasıl kurtuluruz?.. Bu bitkiyi kullananlara virüs bulaşmıyor. Elektrik, virüsü yok ediyor. Enerjiyle koronadan korkmuyorlar!..”
Bu tür paylaşımların tamamı yalan ve istismar’a (paraya) yönelik girişimlerdir…
Bizim uymamız gereken kural ve gerekli açıklamalar hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem Sağlık Bakanı Fahrettin Koca hem de Bilim Kurulu’nda bulunan üyeler tarafından yapılıyor.
Sosyal medya ve televizyonlarda farklı açıklama yapıp, neredeyse bahis oynatacak kimseler hatta mevzuya hakim kimseler; kafa bulandırmak yerine, konuyu bilimsel olarak değerlendirseler daha iyi olmaz mı?!
Mesela ortaya atıldığı gibi, Çin’de bir laboratuardan kaynaklanan sızıntıdan dolayı mı virüs oluşmuş ve yayılmaktadır?!
Veya dini açıdan bakıldığında “Allah’ın bir uyarısı” olabilir mi?!
Vahiy yoluyla indirilen Tevrat, İncil ve Kur’an gibi kitaplarda helak olan kavimlerden bahsedilir…
Ve elçi gönderilip uyarılmadan hiçbir kavim helak edilmemiştir…
Bunun bir uyarı olmadığı ne malum?!
Kur’an-ı Kerim’e göre son din İslamiyet ve temsilcisi Müslümanlar…
Müslümanlar ibadet etmek için camilere gidemiyorlar çünkü camiler, virüs nedeniyle kapatıldı.
İslami manada cemaat mı olamadılar da Allah, kuru kalabalıkları camide istemedi mi?!
Hristiyanlar kiliseye, Museviler de havraya gidemiyor!..
Uyarı bütün insanlığa olabilir mi?!
Bunları kimse düşünmüyor?!
Devletimizin Diyanet İşleri, bu hususta bilgilendirici bir açıklama yapmadı!
Şöyle de diyebiliriz; açıklama yapabilecek bilgi ve birikime sahip mi?!
Sözü yok mu ya da başka konularla mı meşgul?!
İlginçtir; Diyanet İşleri Başkanı birkaç gün önce evde teravih namazı kılmamız gerektiği ve nasıl kılınacağı konusunda açıklama yaptı!..
Başkan bu açıklamayı Ramazan’dan hemen önce yapıyordu…
Şimdi Ramazan geldi…
Haliyle, Ramazan’ın başlangıcıyla birlikte gazetelerin Ramazan sayfaları bir yana, özellikle televizyonlarda bu yönde programlar neredeyse ilk sırayı alır…
Konunun uzmanı olan-olmayan hatta İslam üzerine konuşma yapacak bilgisi olmasa da sırıtıp, sesini farklılaştırarak ahkâm kesen kimisi kadrolu, kimisi sözleşmeli, genel itibariyle banknot ağırlıklı iş yapan profesyonel Müslümanlar; bazen şarkılar eşliğinde, bazen şaklabanlıklar, bazen iftarda bir kanalda, sahurda başka kanalda ve en önemlisi aynı konuda farklı şeyler söyleyerek bir ay boyunca arzı endam ediyorlar!..
Ertem Eğilmez yaşasaydı, bu hocaların çoğu artist olurdu!..
Acayip soru ve cevaplarla (haşa) Allah’a din öğreten(!) bu adamlardan da bir şey beklememek lazım!..
Mesela:
- Abdest alırken elimi nasıl yıkamalıyım?
- Elini hilallemeden yıkarsan abdest olmaz…
- Sakız çiğnemek orucu bozar mı?
- Daha önce çiğnenmiş olup içerisinde katkı maddesi kalmayan sakızla, katkısız kenger sakızı bozmaz.
- Annemin fotoğrafını çerçeveletip astığım odada namaz olur mu; odaya melekler girer mi?!.
“Birisinin şişirip patlattığı sakız, iftar topu zannedilerek oruç açılırsa, oruç bozulur mu?!” türü sululuk, iki taraflı, dört taraflı hatta her taraflı devam ettiği sürecei bilimsel olduğu gibi dini açıklama beklemek de boş!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya @dikgazete