Koronavirüs'ün ilk sosyal kurbanı dünyada Avrupa Birliği, Türkiye’de ise Ulaştırma Bakanı!

Koronavirüs'ün ilk sosyal kurbanı dünyada Avrupa Birliği, Türkiye’de ise Ulaştırma Bakanı!

Covit-19 hem mutasyona uğruyor hem de uğratıyor. 

Biyolojik kökenli bu virüs, sosyal, siyasal, ekonomik dijital ve hatta teolojik  değişimlerin görünmeyen öncüsü, hatta motor gücü. 

İklim değişikliğinin, kapitalizmin geleceğini nasıl etkileyeceğine odaklananlar için Koronavirüs sürpriz şekilde torbadan çıkıverdi.

Kim derdi ki Vatikan'ın özel talimatıyla projelendirilen AET/AB İtalyanlar’ın başı çekmesiyle tarihe karışacak? 

Neden mi söz ediyorum?

İtalya'da sosyal medyada yeni bir “trend” yayılmaya başladı.

"Biz kendimizi kurtarırız" sloganıyla başlayan trend kapsamında, video çeken kişiler İtalyan ulusal marşı eşliğinde AB bayrağını yakıyorYaktıkları Avrupa Birliği hayali.

Hatta Fransız aşırı sağcı Ulusal Birlik (Rassemblement National) Partisinin lideri Marine Le ilginç bir demeç verdi; koronavirüsün yoğun olduğu İtalya ile sınırların kapatılmasını istedi ve "Avrupa Birliği, Koronavirüsün ilk ölümü" dedi.

Ulaştırma ve Altyapı'da Bakan değişikliğinin perde arkası… 

Küfr, kefr, küfûr, küfrân" kavramlarının sözlükte “örtmek, gizlemek; nankörlük etmek” gibi mânaları mevcuttur. 

O nedenle küfrü benimseyene “fıtrî yeteneğini köreltip örten” anlamında ‘kâfir’ denilir. Koronavirüs yani Covit-19 çok şeyin üstünü örttü. Bu anlamda; koronavirüs kafirdir, yaptığı da küfürdür.

Ne yeni kurulan partiler, ne çiçeği burnunda parti liderleri, ne ekonomik kriz, ne İdlip ne de FETÖ milletin umurunda! 

Hepsi koronavirüs sayesinde unutuldu gitti. Herkes can derdine düştü! 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018 yılında kurduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ndeki ilk değişiklikliği nihayet gerçekleştirdi. 

Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan görevden alındı. Bu tasarrufun koronavirüs sayesinde gündem oluşturmamasına şaşırmamalı. 

Ulaştırma ve Altyapı eski Bakanı Cahit Turhan neden görevinden alındı?

Mehmet Cahit Turhan'ın görevden alınmasıyla ilgili bir kaç iddia konuşuluyor bunlardan biri Kanal İstanbul projesi için  geçtiğimiz hafta içi yapılan ihale süreci ile ilgili.

Bir diğer iddia ise, koronavirüs salgını kapsamında alınan önlemlerde özellikle yurtdışından dönüş trafiğiyle ilgili kontrollerde sıkıntı yaşanmış olabileceği ve bundan Cumhurbaşkanlığı nezdinde rahatsızlık duyulduğu yönünde. *

Cumhurbaşkanı bir süredir İstanbul’da. Kimilerine göre Ankara'da kayıtlara geçmiş Covit-19 vakası İstanbul’dan hayli fazla. Cumhurbaşkanı o nedenle Ankara dışında. 

Bir başka görüşe göre “ru be ru” yapılan son Bakanlar Kurulu’nda askeri vesayet tartışmaları yaşanmış. Olağanüstü Hal uygulaması için ısrar edenler olmuş. 

Erdoğan'ın bu tür bir uygulamaya sıcak bakmadığı ortada. Biliyor ki Olağanüstü Hal ilanı askeri vesayet rejimini hortlatır. 

Kabinede yerine kimin göz diktiği, ABD Silahlı Kuvvetleri’nin yan kuruluşu Rand Corporation tarafından hazırlanan “Erdoğan’ı devirmek için Türk Ordusu ile çalışılmalı" başlığı altında önerilmişti. 

CHPnin Kanal İstanbul muhalefeti, Bakan’ın başını yemiş olabilir mi?

Kanal İstanbul İhalesi, koronavirüs falan dinlenilmeden yapıldı  yapılmasına da kimsenin aklına Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın başını yiyeceği gelmemişti. 

Kanal İstanbul etki alanında kalan tarihi Odabaşı ve Dursunköy köprülerinin rekonstrüksiyon projeleri için gerçekleştirilen ihaleye toplamda 5 firma katılmıştı. 

İhalede, Artuklu Mimarlık'ın teklifi geçersiz sayılırken, Mukarnas Mimarlık 500 bin lira, Hasan Fehmi Şahin 550 bin lira, Safir Jeoteknik 507 bin lira, Altıparmak Mimarlık 408 bin lira teklif ettiği bildiriliyor. **

İhale sonrası sert eleştiriler gecikmedi. CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, ilk ihalenin yapılmasına tepki göstererek, “İstanbul’un İstanbulluların Kanal İstanbul’a değil, Sahra Hastanelerine, evde kalabilecek ekonomik koşullarının oluşturulmasına, planlı ve entegre bir sağlık hizmetine kısacası sağlıklı yaşamaya ihtiyacı var. Hem de çok acil” dedi. *** 

CHP İstanbul'un ekran yüzü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, söz konusu ihaleye ilişkin  "Millet can derdindeyken, birilerinin bugün Kanal İstanbul derdinde olması akıl alır gibi değil" değerlendirmesinde  bulunmuştu. ****

İşin içinde iş mi var? 

Aslında suyu bulandıran bir başka açıklamadan söz etmeli. 

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel; "Ulaştırma ve Altyapı Bakanının Kanal İstanbul ihalesi nedeniyle görevden alındı" yorumlarına katılmadığını ısrarla vurgulaması önemli bir ip ucu olabilir. 

Özgür Özel, diyor ki "Arkadaşlar; Bu memlekette, bu mevcut düzende Kanal İstanbul İhalesi’ni ertelemedi diye gece 02.00’de bakan görevden almazlar.

Büyük ihtimalle ihaleyi alan firmada bir yanlışlık (!) olmuştur. Bu düzende bunun cezasını sabaha bırakmazlar” *****

Öncelikle ne pahasına olursa olsun Kanal İstanbul projesine başlanacağı bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fikri ve ihalenin yapılmış olması da Erdoğan’ın kararlılığı ile yakından ilgili. 

Bu nedenle ilk ihalenin “Erdoğan’a rağmen yapılmış olması” ihtimal dışı. Yine İhale komisyonunun Erdoğan’ın istemediği bir şirkete pas çıkması da söz konusu olamaz. 

Geriye tek şey kalıyor. O halde  sabık bakanın “Kabine içindeki sıkıyönetim lobisi”nin adamı olması. Lakin Mehmet Cahit Turhan'ın Binali Yıldırım kontenjanından kabineye girdiği iddiasına ne demeli? 

Demek ki sıkıyönetim (OHAL) lobisiyle, Binali Yıldırım'ın dirsek teması güçlü. 

Bakan hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın huzurunda, kimseden cesaret almadan Bakanlar Kurulu’nda koronavirüs tedbirleri kapsamında “seferberlik önlemlerine yeterli desteği vermediği” şeklinde  yorumlanan o sözleri söyleme cesaretini gösteremez. 

Gösterdiyse yürek eti yemiştir.

Yok neymiş; ulaştırma sektörüne ilişkin bazı projelerde aksamalar yaşanmış, yok neymiş koronavirüs salgınına karşı istenilen hızda ve etkinlikte adımları seri biçimde atmamış da bu sebebten hava, kara, demiryolu taşımacılığı konularında sürecin gerisinde kalınmış. 

Allah aşkına bu sizin aklınıza yatıyor mu? 

Ne yalan söyleyeyim benim aklıma yatmıyor. Bazen şeytanın aklına gelmeyen benim aklıma geliyor. Allah taksiratımı affetsin. 

Neden almıyor? 

Çünkü son Bakanlar Kurulu toplantısında “askeri vesayet tartışmalarının yaşandığından… Olağanüstü Hal uygulaması için ısrar edenlerin olduğundan…” söz edilmişti. 

Nitekim sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan video konferans yoluyla bilgi almadığı bizzat Cumhurbaşkanlığı resmi kayıtlarına göre ortaya çıkmıştı. ******

İşte burası çok önemli. Mehmet Cahit Turhan'ın görevden alınması  birilerine gözdağı vermek  olabilir mi? 

Mesela kime?

Yok öyle “armut piş ağzıma düş!..” Onu da siz bulun! 

Ulaştırma ve Altyapı eski Bakanı Mehmet Cahit Turhan deyince akla neden “Cengiz İnşaat” geliyor?

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına Cengiz ve Limak İnşaat konsorsiyumunun “CEO”su olan Turhan’ın getirilmesi, bazı çevrelerde “Bekri Mustafa'nın Ayasofyaya imam olması” gibi yorumlamış, hatta bazı kendini bilmezler bir adım daha ileri giderek “kediye ciğerin emanet  edilmesi” şeklinde değerlendirmişti. 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na getirilen Turhan, Mehmet Cengiz’e ait Cengiz İnşaat ile Nihat Özdemir’in patronu olduğu Limak İnşaat’ın üstlendiği 3. Havaalanı bağlantı yolları ve Kuzey Marmara Otoyolu konsorsiyumunun “CEO”suydu. 

Nihat Özdemir ile birlikte Celal Koloğlu’na ait Kolin İnşaat  ve yine Erdoğan’a yakın olduğu söylenen Kalyon İnşaat’ın patronlarıyla oluşturdukları konsorsiyumlarla, Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle milyarlarca dolarlık “Hazine Garantili” kamu ulaşım ve altyapı projelerini üstlenen Mehmet Cengiz’e ait Cengiz İnşaat, Mayıs 2016’da Limak’la birlikte 4,5 milyar TL karşılığında Kuzey Marmara Otoyol ve bağlantı yollarını üstlenmişti. 

Limak, son olarak Çanakkale Köprüsü ve bağlantı otoyolları ihalesini almıştı. Erdoğan’ın referansıyla Kuveyt’te, Katar’da milyarlarca dolarlık dev havaalanı, konut, otoyol  işlerini üstlenen Özdemir ve Cengiz, Erdoğan’ın en yakınındaki müteahhitlerden. 

Kuzey Marmara Otoyol ve bağlantı yolları ihalesini “Cengiz-Limak Konsorsiyumu”nun kazandığını o dönemde Ulaştırma Bakanı olan, son başbakan Binali Yıldırım açıklamıştı.

Bu kadar mı? 

Yaklaşık 4 milyar Euro tutarındaki 3. Havaalanı inşaatını da Cengiz-Limak-Kolin (Mehmet Cengiz-Nihat Özdemir-Celal Koloğlu) ortaklığı  yapmıştı. *******

Yetmez. 

Diyarbakır-Mardin demiryolu inşaatı için açılan ihale, en düşük teklifi veren firma yerine, yüksek fiyat öneren Cengiz İnşaat’a verildiğinde yer yerinden oynamıştı. 

Diyarbakır-Mardin demiryolu inşaatında 53 kilometrelik yeni hat yapımı ihalesini, en düşük teklif 380 milyon 615 bin lira olmasına rağmen 489 milyon 637 bin lira bedelle Cengiz İnşaat almıştı.

Bu işin nasıl olduğu sorulduğunda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, bu kararın nedenini, ‘fiyat dışı etken’ olarak açıklamıştı. 

Bakan Turhan; Cengiz İnşaat’ı tercih nedenine, “ihale dışı unsurlar var. İhale uygulama yönetmeliğinde fiyatın yanı sıra fiyat dışı unsurlar da mevzuatta belirtildiği şekilde ayrı ayrı puanlanmaktadır. Fiyat dışı unsur değerlendirmelerine göre en uygunu Cengiz İnşaat’tı” demişti. ********

Mehmet Cahit Turhan kimdir?

Trabzonlu. Yerine atanan da öyle. Karayolları Genel Müdür Yardımcılığı görevinin ardından 2005-2015 yılları arasında Karayolları Genel Müdürlüğü yaptı.

Karayollarındaki görevinden emekli olduktan sonra önce Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı’na getirilen Turhan, daha sonra Erdoğan tarafından Danıştay üyeliğine atandı.

Danıştay Üyeliği’nden ayrılan Turhan, Kuzey Marmara Otoyolu inşaatını üstlenen Limak-Cengiz konsorsiyumunun CEO’su oldu.

Sonrasını biliyorsunuz. Sessiz geldi, sessiz gitti. Kendi sırtından kime kimlere mesaj verildiğinin de inanın farkındaydı. 

Aklınızda olsun. 

Türk Devleti’nin hava, deniz ve kara ulaşımını durdurması, sınırlarını geçişlere kapatması ve kendi vatandaşlarına şehirler arası yolculukta getirdiği kısıtlama, OHAL lobisine indirilen sivil darbedir. 

Benden söylemesi. 

Siz siz olun, evde kalın, hayatta kalın ve aklınıza mukayyet olun.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

* https://www.amerikaninsesi.com/a/ula%C5%9Ft%C4%B1rma-bakan%C4%B1-mehmet-cahit-turhan-g%C3%B6revden-al%C4%B1nd%C4%B1/5349599.html

** https://www.bloomberght.com/kanal-istanbul-icin-ilk-ihale-gerceklestirildi-2251337-amp

*** https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/chpli-kaftancioglu-kanal-istanbula-degil-sahra-hastanelerine-ihtiyac-var-5705974/amp/

**** https://m.haberler.com/mavi-ve-lc-waikiki-online-magazalarini-da-kapatti-13066545-haberi/

***** https://www.google.com/amp/s/amp.onedio.com/haber/nedeni-kanal-istanbul-ihalesi-mi-ulastirma-bakani-cahit-turhan-gorevden-alindi-901149

****** https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/118046/cumhurbaskani-erdogan-cumhurbaskanligi-kabinesi-uyeleri-ile-video-konferans-araciligiyla-gorustu

******* https://gazete.alinteri1.org/kediye-ciger-teslim-etmek-mehmet-cahit-turhan

******** https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/cengiz-insaata-ihalede-fiyat-disi-etken-torpili-1180636

Covit-19 hem mutasyona uğruyor hem de uğratıyor. 

Biyolojik kökenli bu virüs, sosyal, siyasal, ekonomik dijital ve hatta teolojik  değişimlerin görünmeyen öncüsü, hatta motor gücü. 

İklim değişikliğinin, kapitalizmin geleceğini nasıl etkileyeceğine odaklananlar için Koronavirüs sürpriz şekilde torbadan çıkıverdi.

Kim derdi ki Vatikan'ın özel talimatıyla projelendirilen AET/AB İtalyanlar’ın başı çekmesiyle tarihe karışacak? 

Neden mi söz ediyorum?

İtalya'da sosyal medyada yeni bir “trend” yayılmaya başladı.

"Biz kendimizi kurtarırız" sloganıyla başlayan trend kapsamında, video çeken kişiler İtalyan ulusal marşı eşliğinde AB bayrağını yakıyorYaktıkları Avrupa Birliği hayali.

Hatta Fransız aşırı sağcı Ulusal Birlik (Rassemblement National) Partisinin lideri Marine Le ilginç bir demeç verdi; koronavirüsün yoğun olduğu İtalya ile sınırların kapatılmasını istedi ve "Avrupa Birliği, Koronavirüsün ilk ölümü" dedi.

Ulaştırma ve Altyapı'da Bakan değişikliğinin perde arkası… 

Küfr, kefr, küfûr, küfrân" kavramlarının sözlükte “örtmek, gizlemek; nankörlük etmek” gibi mânaları mevcuttur. 

O nedenle küfrü benimseyene “fıtrî yeteneğini köreltip örten” anlamında ‘kâfir’ denilir. Koronavirüs yani Covit-19 çok şeyin üstünü örttü. Bu anlamda; koronavirüs kafirdir, yaptığı da küfürdür.

Ne yeni kurulan partiler, ne çiçeği burnunda parti liderleri, ne ekonomik kriz, ne İdlip ne de FETÖ milletin umurunda! 

Hepsi koronavirüs sayesinde unutuldu gitti. Herkes can derdine düştü! 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018 yılında kurduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ndeki ilk değişiklikliği nihayet gerçekleştirdi. 

Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan görevden alındı. Bu tasarrufun koronavirüs sayesinde gündem oluşturmamasına şaşırmamalı. 

Ulaştırma ve Altyapı eski Bakanı Cahit Turhan neden görevinden alındı?

Mehmet Cahit Turhan'ın görevden alınmasıyla ilgili bir kaç iddia konuşuluyor bunlardan biri Kanal İstanbul projesi için  geçtiğimiz hafta içi yapılan ihale süreci ile ilgili.

Bir diğer iddia ise, koronavirüs salgını kapsamında alınan önlemlerde özellikle yurtdışından dönüş trafiğiyle ilgili kontrollerde sıkıntı yaşanmış olabileceği ve bundan Cumhurbaşkanlığı nezdinde rahatsızlık duyulduğu yönünde. *

Cumhurbaşkanı bir süredir İstanbul’da. Kimilerine göre Ankara'da kayıtlara geçmiş Covit-19 vakası İstanbul’dan hayli fazla. Cumhurbaşkanı o nedenle Ankara dışında. 

Bir başka görüşe göre “ru be ru” yapılan son Bakanlar Kurulu’nda askeri vesayet tartışmaları yaşanmış. Olağanüstü Hal uygulaması için ısrar edenler olmuş. 

Erdoğan'ın bu tür bir uygulamaya sıcak bakmadığı ortada. Biliyor ki Olağanüstü Hal ilanı askeri vesayet rejimini hortlatır. 

Kabinede yerine kimin göz diktiği, ABD Silahlı Kuvvetleri’nin yan kuruluşu Rand Corporation tarafından hazırlanan “Erdoğan’ı devirmek için Türk Ordusu ile çalışılmalı" başlığı altında önerilmişti. 

CHPnin Kanal İstanbul muhalefeti, Bakan’ın başını yemiş olabilir mi?

Kanal İstanbul İhalesi, koronavirüs falan dinlenilmeden yapıldı  yapılmasına da kimsenin aklına Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın başını yiyeceği gelmemişti. 

Kanal İstanbul etki alanında kalan tarihi Odabaşı ve Dursunköy köprülerinin rekonstrüksiyon projeleri için gerçekleştirilen ihaleye toplamda 5 firma katılmıştı. 

İhalede, Artuklu Mimarlık'ın teklifi geçersiz sayılırken, Mukarnas Mimarlık 500 bin lira, Hasan Fehmi Şahin 550 bin lira, Safir Jeoteknik 507 bin lira, Altıparmak Mimarlık 408 bin lira teklif ettiği bildiriliyor. **

İhale sonrası sert eleştiriler gecikmedi. CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, ilk ihalenin yapılmasına tepki göstererek, “İstanbul’un İstanbulluların Kanal İstanbul’a değil, Sahra Hastanelerine, evde kalabilecek ekonomik koşullarının oluşturulmasına, planlı ve entegre bir sağlık hizmetine kısacası sağlıklı yaşamaya ihtiyacı var. Hem de çok acil” dedi. *** 

CHP İstanbul'un ekran yüzü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, söz konusu ihaleye ilişkin  "Millet can derdindeyken, birilerinin bugün Kanal İstanbul derdinde olması akıl alır gibi değil" değerlendirmesinde  bulunmuştu. ****

İşin içinde iş mi var? 

Aslında suyu bulandıran bir başka açıklamadan söz etmeli. 

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel; "Ulaştırma ve Altyapı Bakanının Kanal İstanbul ihalesi nedeniyle görevden alındı" yorumlarına katılmadığını ısrarla vurgulaması önemli bir ip ucu olabilir. 

Özgür Özel, diyor ki "Arkadaşlar; Bu memlekette, bu mevcut düzende Kanal İstanbul İhalesi’ni ertelemedi diye gece 02.00’de bakan görevden almazlar.

Büyük ihtimalle ihaleyi alan firmada bir yanlışlık (!) olmuştur. Bu düzende bunun cezasını sabaha bırakmazlar” *****

Öncelikle ne pahasına olursa olsun Kanal İstanbul projesine başlanacağı bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fikri ve ihalenin yapılmış olması da Erdoğan’ın kararlılığı ile yakından ilgili. 

Bu nedenle ilk ihalenin “Erdoğan’a rağmen yapılmış olması” ihtimal dışı. Yine İhale komisyonunun Erdoğan’ın istemediği bir şirkete pas çıkması da söz konusu olamaz. 

Geriye tek şey kalıyor. O halde  sabık bakanın “Kabine içindeki sıkıyönetim lobisi”nin adamı olması. Lakin Mehmet Cahit Turhan'ın Binali Yıldırım kontenjanından kabineye girdiği iddiasına ne demeli? 

Demek ki sıkıyönetim (OHAL) lobisiyle, Binali Yıldırım'ın dirsek teması güçlü. 

Bakan hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın huzurunda, kimseden cesaret almadan Bakanlar Kurulu’nda koronavirüs tedbirleri kapsamında “seferberlik önlemlerine yeterli desteği vermediği” şeklinde  yorumlanan o sözleri söyleme cesaretini gösteremez. 

Gösterdiyse yürek eti yemiştir.

Yok neymiş; ulaştırma sektörüne ilişkin bazı projelerde aksamalar yaşanmış, yok neymiş koronavirüs salgınına karşı istenilen hızda ve etkinlikte adımları seri biçimde atmamış da bu sebebten hava, kara, demiryolu taşımacılığı konularında sürecin gerisinde kalınmış. 

Allah aşkına bu sizin aklınıza yatıyor mu? 

Ne yalan söyleyeyim benim aklıma yatmıyor. Bazen şeytanın aklına gelmeyen benim aklıma geliyor. Allah taksiratımı affetsin. 

Neden almıyor? 

Çünkü son Bakanlar Kurulu toplantısında “askeri vesayet tartışmalarının yaşandığından… Olağanüstü Hal uygulaması için ısrar edenlerin olduğundan…” söz edilmişti. 

Nitekim sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan video konferans yoluyla bilgi almadığı bizzat Cumhurbaşkanlığı resmi kayıtlarına göre ortaya çıkmıştı. ******

İşte burası çok önemli. Mehmet Cahit Turhan'ın görevden alınması  birilerine gözdağı vermek  olabilir mi? 

Mesela kime?

Yok öyle “armut piş ağzıma düş!..” Onu da siz bulun! 

Ulaştırma ve Altyapı eski Bakanı Mehmet Cahit Turhan deyince akla neden “Cengiz İnşaat” geliyor?

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına Cengiz ve Limak İnşaat konsorsiyumunun “CEO”su olan Turhan’ın getirilmesi, bazı çevrelerde “Bekri Mustafa'nın Ayasofyaya imam olması” gibi yorumlamış, hatta bazı kendini bilmezler bir adım daha ileri giderek “kediye ciğerin emanet  edilmesi” şeklinde değerlendirmişti. 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na getirilen Turhan, Mehmet Cengiz’e ait Cengiz İnşaat ile Nihat Özdemir’in patronu olduğu Limak İnşaat’ın üstlendiği 3. Havaalanı bağlantı yolları ve Kuzey Marmara Otoyolu konsorsiyumunun “CEO”suydu. 

Nihat Özdemir ile birlikte Celal Koloğlu’na ait Kolin İnşaat  ve yine Erdoğan’a yakın olduğu söylenen Kalyon İnşaat’ın patronlarıyla oluşturdukları konsorsiyumlarla, Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle milyarlarca dolarlık “Hazine Garantili” kamu ulaşım ve altyapı projelerini üstlenen Mehmet Cengiz’e ait Cengiz İnşaat, Mayıs 2016’da Limak’la birlikte 4,5 milyar TL karşılığında Kuzey Marmara Otoyol ve bağlantı yollarını üstlenmişti. 

Limak, son olarak Çanakkale Köprüsü ve bağlantı otoyolları ihalesini almıştı. Erdoğan’ın referansıyla Kuveyt’te, Katar’da milyarlarca dolarlık dev havaalanı, konut, otoyol  işlerini üstlenen Özdemir ve Cengiz, Erdoğan’ın en yakınındaki müteahhitlerden. 

Kuzey Marmara Otoyol ve bağlantı yolları ihalesini “Cengiz-Limak Konsorsiyumu”nun kazandığını o dönemde Ulaştırma Bakanı olan, son başbakan Binali Yıldırım açıklamıştı.

Bu kadar mı? 

Yaklaşık 4 milyar Euro tutarındaki 3. Havaalanı inşaatını da Cengiz-Limak-Kolin (Mehmet Cengiz-Nihat Özdemir-Celal Koloğlu) ortaklığı  yapmıştı. *******

Yetmez. 

Diyarbakır-Mardin demiryolu inşaatı için açılan ihale, en düşük teklifi veren firma yerine, yüksek fiyat öneren Cengiz İnşaat’a verildiğinde yer yerinden oynamıştı. 

Diyarbakır-Mardin demiryolu inşaatında 53 kilometrelik yeni hat yapımı ihalesini, en düşük teklif 380 milyon 615 bin lira olmasına rağmen 489 milyon 637 bin lira bedelle Cengiz İnşaat almıştı.

Bu işin nasıl olduğu sorulduğunda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, bu kararın nedenini, ‘fiyat dışı etken’ olarak açıklamıştı. 

Bakan Turhan; Cengiz İnşaat’ı tercih nedenine, “ihale dışı unsurlar var. İhale uygulama yönetmeliğinde fiyatın yanı sıra fiyat dışı unsurlar da mevzuatta belirtildiği şekilde ayrı ayrı puanlanmaktadır. Fiyat dışı unsur değerlendirmelerine göre en uygunu Cengiz İnşaat’tı” demişti. ********

Mehmet Cahit Turhan kimdir?

Trabzonlu. Yerine atanan da öyle. Karayolları Genel Müdür Yardımcılığı görevinin ardından 2005-2015 yılları arasında Karayolları Genel Müdürlüğü yaptı.

Karayollarındaki görevinden emekli olduktan sonra önce Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı’na getirilen Turhan, daha sonra Erdoğan tarafından Danıştay üyeliğine atandı.

Danıştay Üyeliği’nden ayrılan Turhan, Kuzey Marmara Otoyolu inşaatını üstlenen Limak-Cengiz konsorsiyumunun CEO’su oldu.

Sonrasını biliyorsunuz. Sessiz geldi, sessiz gitti. Kendi sırtından kime kimlere mesaj verildiğinin de inanın farkındaydı. 

Aklınızda olsun. 

Türk Devleti’nin hava, deniz ve kara ulaşımını durdurması, sınırlarını geçişlere kapatması ve kendi vatandaşlarına şehirler arası yolculukta getirdiği kısıtlama, OHAL lobisine indirilen sivil darbedir. 

Benden söylemesi. 

Siz siz olun, evde kalın, hayatta kalın ve aklınıza mukayyet olun.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

* https://www.amerikaninsesi.com/a/ula%C5%9Ft%C4%B1rma-bakan%C4%B1-mehmet-cahit-turhan-g%C3%B6revden-al%C4%B1nd%C4%B1/5349599.html

** https://www.bloomberght.com/kanal-istanbul-icin-ilk-ihale-gerceklestirildi-2251337-amp

*** https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/chpli-kaftancioglu-kanal-istanbula-degil-sahra-hastanelerine-ihtiyac-var-5705974/amp/

**** https://m.haberler.com/mavi-ve-lc-waikiki-online-magazalarini-da-kapatti-13066545-haberi/

***** https://www.google.com/amp/s/amp.onedio.com/haber/nedeni-kanal-istanbul-ihalesi-mi-ulastirma-bakani-cahit-turhan-gorevden-alindi-901149

****** https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/118046/cumhurbaskani-erdogan-cumhurbaskanligi-kabinesi-uyeleri-ile-video-konferans-araciligiyla-gorustu

******* https://gazete.alinteri1.org/kediye-ciger-teslim-etmek-mehmet-cahit-turhan

******** https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/cengiz-insaata-ihalede-fiyat-disi-etken-torpili-1180636