KOSOVA’LI AZMİ..
KOSOVA’LI AZMİ..
- 03-10-2016 04:19
- 652
- 03-10-2016 04:19
- 652
2009 yılıydı ve aylardan da Ağustos’tu..
Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Osmangazi Belediyesi’nin ortaklaşa tertip ettikleri “Sultan 1. Murat’ı anma ve kültür şöleni etkinliklerine” katılmıştım..
Kimler vardı gezide?..
Kimler yoktu ki..
O zaman Devlet Bakanı olan şimdiki hükümette ise Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı koltuğunda oturan Faruk Çelik, Bursa’ya yaptığı önemli hizmetlerle Bursalıların kalbinde adeta taht kuran Marmara Belediyeler Birliği Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Evladı Fatihan Recep Altepe, bir başka evladı Fatihan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar kardeşimiz ve o vakit Bursa Vali Yardımcısı olan Kırçova doğumlu Selman Yenigün dostumuzun yanı sıra Bursa Uludağ Üniversitesi öğretim üyeleri, işadamları, meclis üyeleri, yerel gazeteciler vs..
Biz de, Başkan Recep Altepe’nin nazik davetlerine icabet ederek, İlahiyatçı Abdülhalik Selman, Esenköy Belediye Başkanı Özer Kaptan, Davranış Bilimleri Uzmanı Lami Özey ve şu an Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Nuh Albayrak’la birlikte geziye İstanbul’dan katılmıştık..
Önce Makedonya’ya geçtik.. Üsküp, Kumanova, Likova, Tetova derken, daha sonda da Kosova’ya vasıl olduk.. Prizren ve Piriştina’da vakit geçirdik..
Bu şehirlerde unutulmayacak sahnelere şahit olduk.. Ecdat yadigarı nice eserler gördük.. Gönlü gani cömert insanlarla tanıştık.. Kısacası; his dünyamızı allak bullak eden fotoğraflarla karşılaştık..
Ancak bir tanesi vardı ki özellikle onu sizlere aktarmak istiyorum..
Kosova’da ki son gecemizde Priştina Otel’indeyim..
Gecenin yarısı..
Lobide internetten haberleri takip ediyorum.
Otel görevlisi yanıma bir yaşlı insanı getirdi.
İsmi Azmi’ymiş..
Priştina’lıymış..
Türkiye’den bir heyet geldiğini duyunca gecenin o saatinde otele gelip önüne kim çıkarsa kucaklaşmak istemiş..
Neticede biz çıktık karşısına ve Azmi amcayla sohbete başladık..
Türkiye’ye 2 defa gelmiş ve Esenler’de, Alibeyköy’de akrabaları varmış..
Azmi amcayla sohbetimiz bir saat kadar sürdü.. Hele bizim gazeteci olduğumuzu, üstüne üstlük atalarımızın vaktiyle Gostivar’dan İstanbul’a göç ettiklerini de öğrenince çok memnun oldu Azmi amca!..
Ardından bölgeye has Türkçesiyle devam etti..
Ve Kosova kartalı Azmi amca gecenin geç vaktinde Sakarya Türküsünü öyle duygulu, öyle coşkulu okudu ki, hayranlıkla dinledim..
Uzun boyu ve heybetli duruşuyla ceddi Osmanlı’yı andıran Azmi amcayla kucaklaştık ve vedalaştık.. Azmi amca giderken sanki kalbimin yarısını da aldı götürdü..
Değerli dostlarım;
Suyun öteki tarafında yaşayan soydaşlarımız Türkiye’yi hiçbir zaman unutmuyorlar ve Azmi amca örneğinde olduğu gibi Türkiye’ye adeta sevdalılar..
diyen üstat Necip Fazıl o fevkalade güzel dizeleri dantela gibi örerken aynı duyguların tercümanı olmamış mı?..
Şiirinde vurgu yaptığı akıncılarla, Prizren’de Tetova’da Üsküp’te gördüğüm Rüstem’ler, Mahir’ler, Mürsel’ler ve Priştina’da bizi bağrına basan Azmi’ler ayni kişiler..
Sami Özey, dikGAZETE.com
2009 yılıydı ve aylardan da Ağustos’tu..
Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Osmangazi Belediyesi’nin ortaklaşa tertip ettikleri “Sultan 1. Murat’ı anma ve kültür şöleni etkinliklerine” katılmıştım..
Kimler vardı gezide?..
Kimler yoktu ki..
O zaman Devlet Bakanı olan şimdiki hükümette ise Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı koltuğunda oturan Faruk Çelik, Bursa’ya yaptığı önemli hizmetlerle Bursalıların kalbinde adeta taht kuran Marmara Belediyeler Birliği Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Evladı Fatihan Recep Altepe, bir başka evladı Fatihan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar kardeşimiz ve o vakit Bursa Vali Yardımcısı olan Kırçova doğumlu Selman Yenigün dostumuzun yanı sıra Bursa Uludağ Üniversitesi öğretim üyeleri, işadamları, meclis üyeleri, yerel gazeteciler vs..
Biz de, Başkan Recep Altepe’nin nazik davetlerine icabet ederek, İlahiyatçı Abdülhalik Selman, Esenköy Belediye Başkanı Özer Kaptan, Davranış Bilimleri Uzmanı Lami Özey ve şu an Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Nuh Albayrak’la birlikte geziye İstanbul’dan katılmıştık..
Önce Makedonya’ya geçtik.. Üsküp, Kumanova, Likova, Tetova derken, daha sonda da Kosova’ya vasıl olduk.. Prizren ve Piriştina’da vakit geçirdik..
Bu şehirlerde unutulmayacak sahnelere şahit olduk.. Ecdat yadigarı nice eserler gördük.. Gönlü gani cömert insanlarla tanıştık.. Kısacası; his dünyamızı allak bullak eden fotoğraflarla karşılaştık..
Ancak bir tanesi vardı ki özellikle onu sizlere aktarmak istiyorum..
Kosova’da ki son gecemizde Priştina Otel’indeyim..
Gecenin yarısı..
Lobide internetten haberleri takip ediyorum.
Otel görevlisi yanıma bir yaşlı insanı getirdi.
İsmi Azmi’ymiş..
Priştina’lıymış..
Türkiye’den bir heyet geldiğini duyunca gecenin o saatinde otele gelip önüne kim çıkarsa kucaklaşmak istemiş..
Neticede biz çıktık karşısına ve Azmi amcayla sohbete başladık..
Türkiye’ye 2 defa gelmiş ve Esenler’de, Alibeyköy’de akrabaları varmış..
Azmi amcayla sohbetimiz bir saat kadar sürdü.. Hele bizim gazeteci olduğumuzu, üstüne üstlük atalarımızın vaktiyle Gostivar’dan İstanbul’a göç ettiklerini de öğrenince çok memnun oldu Azmi amca!..
Ardından bölgeye has Türkçesiyle devam etti..
Ve Kosova kartalı Azmi amca gecenin geç vaktinde Sakarya Türküsünü öyle duygulu, öyle coşkulu okudu ki, hayranlıkla dinledim..
Uzun boyu ve heybetli duruşuyla ceddi Osmanlı’yı andıran Azmi amcayla kucaklaştık ve vedalaştık.. Azmi amca giderken sanki kalbimin yarısını da aldı götürdü..
Değerli dostlarım;
Suyun öteki tarafında yaşayan soydaşlarımız Türkiye’yi hiçbir zaman unutmuyorlar ve Azmi amca örneğinde olduğu gibi Türkiye’ye adeta sevdalılar..
diyen üstat Necip Fazıl o fevkalade güzel dizeleri dantela gibi örerken aynı duyguların tercümanı olmamış mı?..
Şiirinde vurgu yaptığı akıncılarla, Prizren’de Tetova’da Üsküp’te gördüğüm Rüstem’ler, Mahir’ler, Mürsel’ler ve Priştina’da bizi bağrına basan Azmi’ler ayni kişiler..
Sami Özey, dikGAZETE.com