Küresel savaşın eşiğindeki NATO kime hizmet ediyor!

Küresel savaşın eşiğindeki NATO kime hizmet ediyor!

Küresel savaşın eşiğindeki NATO kime hizmet ediyor! Küresel savaşın eşiğindeki NATO kime hizmet ediyor!

Küresel Savaşın eşiğindeki NATO kime hizmet ediyor! 

Batı eksenli düşünce tarzında, dünyadaki gelişmeler belirli zaman dilimine hapsedilerek sınıflandırılır. Yaşadığımız çağ, Postmodern (modernizm sonrası) dönem olarak adlandırılıyor. Bilgi/Bilişimin zirveye yaklaştığı bu dönemde teknolojik gelişme, insan yaşam alanını kuşatıyor.

Gazze örneğinde görüldüğü gibi kameralar önünde insanlık katlediliyor. Şeytan Şebekesinin çocukları; yakıp yıktıkları şehrin az ötesinde çılgınca eğleniyor.

Postmodernizmin uluslararası ilişkilere yansıması; devletlerin zayıfladığı yönünde.

- Devletler neden zayıfladı?

- Devlet dışı aktörler neden ön plana çıkarıldı?

- Devletlerin zayıflatılmasındaki hedef nedir?

Tüm bu soruların cevabını aslında hepimiz çok iyi biliyoruz.

Postmodernizm ile birlikte, bilişim sektörü üzerinden operasyon yürütülüyor. Ekranlar; Postmodernizmin adeta kutsal kitapları gibi.

Ekranlar üzerinden iletişim hatlarına bağlı olan tüm insanlığa aynı anda bilgi ulaştırılıyor. Bilginin doğruluğunu sorgulamak, elimizde olsa da bazen manipüle edilerek peşine düşmemiz engelleniyor. Otorite ve bilgiyi sorgulayıcı nesillerin yetiştirilmesi devletlerin menfaatinedir.

NATO eksenli Avrupa’da asker ve siyasetçilerin, basına yansıyan; “Savaş Yaklaşıyor” sözü gündemi meşgul ediyor. Bu koroya en son katılan Avusturya Silahlı Kuvvetlerinin Savunma Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Birimi Başkanı Tümgeneral Peter Vorhofer, 2024’te Avrupa Birliği ile Rusya arasında çatışma riskinin çok yüksek olduğunu belirtti.

Vorhofer, dünyada süren savaş ve çatışmalara ilişkin düzensizliğin en az 20 yıl daha süreceğini ileri sürdü.

Askeri güce sahip olmayan Avrupa Birliği, çareyi NATO’ya sığınmakla buldu.

Türkiye’nin de arabulucuları arasında yer aldığı Barış Girişimi sabote edilerek; Rusya-Ukrayna Savaşı sürdürülüyor.

Amerika ve Avrupa’nın depolarında eskimiş silahları; günden güne askeri azalan orduya sahip Ukrayna’ya sevk ediliyor.

Ukrayna’ya yüklenen misyon Vekaleten Savaşmak. Ukrayna, bugün Avrupa’nın ileri karakolu/ kalesi.

Küresel Şer Şebekesi, savaşın sonlandırılmasına karşı çıktığı gibi Putin Rusya’sının Avrupa’yı tehdit ettiğini öne sürerek, toplumları hizaya çekmeye çalışıyor.

NATO, amacını “üyelerinin özgürlüğünü ve güvenliğini siyasi ve askeri yollarla garanti altına almak” olarak tanımlıyor ve “demokratik değerleri desteklediğini” söylüyor. Zannedersiniz ki NATO, demokratik değerleri desteklemek için varını yoğunu yola sermiştir.

NATO falso yapabilir mi?

İsveç’in NATO üyeliğinin, 22 ay sonra TBMM’nde onaylanması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanması; NATO liderleri tarafından memnuniyetle karşılansa da Amerika’da politika üreticileri tarafından hoş karşılanmadı.

Türkiye’nin öncelikle kendi çıkarlarını takip etmesi, Rusya ile diyaloğunu sürdürmesi ve bu arada Ukrayna’ya da hafif silah tedarik etmesi birilerini rahatsız ediyor.

Türkiye, NATO üyeleri arasında ikinci büyük orduya sahip.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Ordusunu direkt NATO emrine vermeyecek oluşu; NATO’nun arka cephesindeki güç odaklarını tedirgin ediyor.

15 Temmuz sonrası FETÖ Terör Örgütü iltisaklı rütbeli askerlerin ordudan tasfiye edilmesi ve ordunun millileştirilerek sivil idare altına alınmasını hazmedemiyorlar.

Türkiye, şu an NATO’nun aktif üyesi. Türkiye’nin üyeliğinin sonlandırılması gibi bir durum yaşanmayacağını biliyorlar.

NATO, Türkiye’nin üyeliğini sonlandıramıyorsa; ayrılmaya zorlayabilir mi?

Üst akıl, Türkiye’nin NATO’dan uzaklaştırılmasının yollarını arıyor.

Geçmişte NATO’nun operasyonel bir uygulamasından yola çıkılarak; Türkiye üzerinde oyun oynanmak isteniyor. Türkiye, onlar için yorgun ve yorucu bir üye.

Sovyetler Birliği, Batı Berlin’in statüsünün gözden geçirilmesini; Berlin’in ikiye bölünmüşlüğünün sonlandırılmasını istemektedir. Bu doğrultuda askeri hazırlığa başlayacaktı.

1958’de İkinci Berlin Krizi patlak verince; Amerika, İngiltere ve Fransa bir araya gelerek, “Live Oak/ Canlı Meşe Ağacı” adı verdikleri operasyonu uygularlar. Batı Berlin'e yönelik herhangi bir saldırı veya saldırıya nihai bir yanıt hazırlamak için gizli, üçlü bir planlama grubu oluşturuldu.

“LIVE OAK” kod adlı personel, Batı Berlin'e gidiş-dönüş erişimini garanti altına almak için kara ve hava planları hazırlandı. NATO üyeleri, oldu-bittiye getirilecekti.

Berlin’deki kriz, Orta Avrupa’ya sıçrarsa komuta sorumluluğunun LIVE OAK'tan NATO'ya devredilmesini kolaylaştırmak da amaçlanmıştı.

Amerika’daki üst akıl; NATO’nun İzmir’deki Kara Komutanlığının (LANDCOM) Türkiye’den çıkartılmasını tavsiye ediyor.

Türkiye’nin NATO içerisindeki askeri atamalarının veto edilmesi isteniyor. Türk yetkililerinin gayri resmi olarak NATO içerisinde görev almasının önüne geçilmesi salık veriliyor.

Amerika, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda arasında tesis edilen “Beş Göz/ Five Eyes” adı verilen İstihbarat Paylaşım İttifakı benzeri; “NATO Eksi Bir” kodu altında Türkiye’nin dışlanması ile NATO içerisinde istihbarat paylaşımı yapılabileceği konuşuluyor.

Onlara göre; Türkiye, NATO için İran ve Rusya’ya karşı bir stepne/ siper vazifesi görüyor düşüncesi terk edilmeli.

Türkiye, AK Parti İktidarı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İslami düşünceleri ile zaten NATO’nun temel değerleri ile çatışmakta. İddialar, tavsiyeler böyle devam ediyor. Maksat, Türkiye’nin NATO dahilindeKarantina’ya alınması.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 29 Ocak 2024'te Washington’da Amerikalı üst düzey bürokratla bir araya geldi. NATO Genel Sekreteri, burada yaptığı konuşmada “Ukrayna'ya verilen uluslararası desteğin, bir hayır işi değil, küresel güvenliğe yapılan bir yatırım olduğunu” söyledi.

Jens Stoltenberg; ABD yasa koyucularını, Ekim 2023'ten bu yana Kongre Cumhuriyetçileri tarafından durdurulan Ukrayna'ya yönelik 61 milyar dolarlık yardım paketini onaylamaya ikna etmek için Washington DC'yi ziyaret ediyor.

Stoltenberg, ABD Savunma Bakanı Lloyd J. Austin III ile yaptığı toplantıda, “NATO müttefikleri Ukrayna'ya benzeri görülmemiş bir destek sağlıyor ve bizim de bunu sürdürmemiz önemli. Desteğimiz hayırseverlik değil; bu kendi güvenliğimize yapılan bir yatırım çünkü (Rusya) Devlet Başkanı Putin Ukrayna'da kazanırsa dünya daha tehlikeli hale gelecek” dedi.

Stoltberg’e göre; “Rus birliklerinin yenilgisi olmadan barışın mümkün olmayacak. İşgal devam ettiği sürece barış gelmez”.

Burada dikkatinizi çekmek istediğim mesele; NATO Genel Sekreteri, kendisine verilen yetki ile mi Ukrayna için bu kadar uğraşıyor.

Stoltberg, savaş için mi uğraşıyor yoksa barış için mi?

Asıl hedefi ne?

Stoltberg, tüm NATO üyeleri adına mı konuşuyor?

Mesela Türkiye ve Macaristan; Stoltberg’in Ukrayna’da ki savaşın sürdürülmesi için para toplamasına nasıl bakıyor?

Türkiye, bu konuda tavrını açıkça beyan etmelidir.

İngiliz Financial Times, yayınladığı bir belge ile Avrupa Birliği’nin Macaristan’a şantaja hazırlandığını haberleştirdi. Macaristan, üyesi olduğu AB’nin Ukrayna’ya yardım paketini veto edince; Macaristan’ın AB fonlarına erişimi engellenecekti.

Başbakan Viktor Orban, AB'nin Kiev'e verdiği mali ve askeri desteği yüksek sesle eleştirdi ve Rusya'nın Şubat 2022'de komşu Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana Kremlin ile yakın bağlarını sürdürdü.

Üst düzey bir Avrupa Birliği yetkilisi, üye devletlerin; Macaristan’ı Ukrayna'nın finansmanını kabul etmeye zorlamak için mali baskıyı tartıştıklarını yalanladı.

Şantaj haberleri piyasaya yayılınca Macaristan; Ukrayna’ya destek paketini imzalayacağını ve hatta Ukrayna Devlet Başkanı Volodemir Zelenski’yi Budapeşte’ye davet ettiğini açıkladı.

Anlaşılan o ki; AB, şantaja tevessül etmiş.

Peki NATO da şantajı bir tehdit aracı olarak kullanmaya kalkarsa

Uzmanlar, NATO'nun hedefinin “Rus tehdidini” şekillendirmeye devam etmek, Rusya karşıtı politikaları için AB vatandaşlarından destek almak ve Rusya üzerinde daha fazla savunma harcaması ve ekonomik baskıyı meşrulaştırmak olduğuna inanıyor.

Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışma, yaklaşık iki yıldır sürüyor ve uluslararası toplum, barışı savunuyor. Ancak NATO, büyük ölçekli askeri tatbikatlar yoluyla Rusya'yı kışkırtıp, baskı altına alarak akıntıya karşı çıkıyor ve böylece dünya çapında çatışma yaratıyor

Biden yönetiminin yaklaşan ABD seçimleri nedeni ile dikkati dağılıyor. Enerjisi tükeniyor. Bir de Ürdün ve Suriye arasındaki Amerikan üssüne düzenlenen saldırıda üç asker/ paralı militerin ölümü ve kırk civarında askerin yaralanması; Amerika’yı bir bilinmeze sürükleyecek gibi duruyor.

ABD Başkanı Biden’ın kafası karışık olsa da Amerika Derin Devleti, alttan alta hazırlığını sürdürüyor. Batı ittifakının şu anda Ukrayna'ya sağlayabileceği mali ve askeri yardım, Rusya'ya karşı direnişi sürdürmeye yetmiyor. Bu nedenle NATO, Rusya'yı caydırmak için geniş çaplı askeri tatbikatlar yapmayı hedefliyor.

NATO bir taraftan Ukrayna üzerine yoğunlaşırken diğer tarafdan Asya-Pasifik’e yavaş yavaş adım atmaya başladı. NATO, Güney Doğu Asya’ya genişleme eğilimine girdi.

Hatırlarsanız; Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un bir zamanlar “beyin ölümü yaşanıyor” olarak tanımladığı NATO'ya; Rusya-Ukrayna Savaşı nefes alma ve varlığını genişletme fırsatı verdi.

İkinci Dünya Savaşı sonrası Soğuk Savaş’ın ürünü olan NATO, mevcudiyetini savaş tehdidi algısı ile sürdürüyor.

Küresel Çoğunluk, insanlık için mücadele ederken; NATO’nun Gazze’yi görmezden gelen tutumunu unutmayalım.

Batı’nın dolayısı ile NATO’nun insanlığa hayrı dokunmayacak.

Evet, Türkiye; İsveç’in NATO üyeliğini kabul etmesiyle üzerinden bir yükü attı.

Türkiye, gardını almalı.

Nasıl ki Dünya Beşten Büyüktür söylemi, uluslararası arenada karşılık bulduysa; aynı şekilde NATO için de bir şeyler söylenmesinin zamanı geldi.

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

https://www.meforum.org/65488/turkey-humiliated-nato-if-nato-cant-expel-it-here

https://nationalinterest.org/feature/use-turkey-bulwark-against-russia-and-iran-wishful-thinking-189524

https://www.nato.int/cps/en/natohq/declassified_136184.htm

https://www.washingtonexaminer.com/opinion/2814553/how-the-us-should-respond-to-turkeys-strings-attached-gift-to-sweden/

https://www.washingtonexaminer.com/opinion/2791603/no-erdogan-should-never-again-step-foot-in-the-white-house/

https://kyivindependent.com/hungarian-foreign-minister-arrives-for-bilateral-meeting-in-ukraine/

https://www.reuters.com/world/europe/hungary-open-using-eu-budget-ukraine-aid-package-orbans-adviser-says-2024-01-29/

https://www.globaltimes.cn/page/202401/1306126.shtml

https://www.theguardian.com/world/2024/jan/24/why-is-orban-blocking-swedens-entry-to-nato-and-what-happens-next

Küresel Savaşın eşiğindeki NATO kime hizmet ediyor! 

Batı eksenli düşünce tarzında, dünyadaki gelişmeler belirli zaman dilimine hapsedilerek sınıflandırılır. Yaşadığımız çağ, Postmodern (modernizm sonrası) dönem olarak adlandırılıyor. Bilgi/Bilişimin zirveye yaklaştığı bu dönemde teknolojik gelişme, insan yaşam alanını kuşatıyor.

Gazze örneğinde görüldüğü gibi kameralar önünde insanlık katlediliyor. Şeytan Şebekesinin çocukları; yakıp yıktıkları şehrin az ötesinde çılgınca eğleniyor.

Postmodernizmin uluslararası ilişkilere yansıması; devletlerin zayıfladığı yönünde.

- Devletler neden zayıfladı?

- Devlet dışı aktörler neden ön plana çıkarıldı?

- Devletlerin zayıflatılmasındaki hedef nedir?

Tüm bu soruların cevabını aslında hepimiz çok iyi biliyoruz.

Postmodernizm ile birlikte, bilişim sektörü üzerinden operasyon yürütülüyor. Ekranlar; Postmodernizmin adeta kutsal kitapları gibi.

Ekranlar üzerinden iletişim hatlarına bağlı olan tüm insanlığa aynı anda bilgi ulaştırılıyor. Bilginin doğruluğunu sorgulamak, elimizde olsa da bazen manipüle edilerek peşine düşmemiz engelleniyor. Otorite ve bilgiyi sorgulayıcı nesillerin yetiştirilmesi devletlerin menfaatinedir.

NATO eksenli Avrupa’da asker ve siyasetçilerin, basına yansıyan; “Savaş Yaklaşıyor” sözü gündemi meşgul ediyor. Bu koroya en son katılan Avusturya Silahlı Kuvvetlerinin Savunma Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Birimi Başkanı Tümgeneral Peter Vorhofer, 2024’te Avrupa Birliği ile Rusya arasında çatışma riskinin çok yüksek olduğunu belirtti.

Vorhofer, dünyada süren savaş ve çatışmalara ilişkin düzensizliğin en az 20 yıl daha süreceğini ileri sürdü.

Askeri güce sahip olmayan Avrupa Birliği, çareyi NATO’ya sığınmakla buldu.

Türkiye’nin de arabulucuları arasında yer aldığı Barış Girişimi sabote edilerek; Rusya-Ukrayna Savaşı sürdürülüyor.

Amerika ve Avrupa’nın depolarında eskimiş silahları; günden güne askeri azalan orduya sahip Ukrayna’ya sevk ediliyor.

Ukrayna’ya yüklenen misyon Vekaleten Savaşmak. Ukrayna, bugün Avrupa’nın ileri karakolu/ kalesi.

Küresel Şer Şebekesi, savaşın sonlandırılmasına karşı çıktığı gibi Putin Rusya’sının Avrupa’yı tehdit ettiğini öne sürerek, toplumları hizaya çekmeye çalışıyor.

NATO, amacını “üyelerinin özgürlüğünü ve güvenliğini siyasi ve askeri yollarla garanti altına almak” olarak tanımlıyor ve “demokratik değerleri desteklediğini” söylüyor. Zannedersiniz ki NATO, demokratik değerleri desteklemek için varını yoğunu yola sermiştir.

NATO falso yapabilir mi?

İsveç’in NATO üyeliğinin, 22 ay sonra TBMM’nde onaylanması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanması; NATO liderleri tarafından memnuniyetle karşılansa da Amerika’da politika üreticileri tarafından hoş karşılanmadı.

Türkiye’nin öncelikle kendi çıkarlarını takip etmesi, Rusya ile diyaloğunu sürdürmesi ve bu arada Ukrayna’ya da hafif silah tedarik etmesi birilerini rahatsız ediyor.

Türkiye, NATO üyeleri arasında ikinci büyük orduya sahip.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Ordusunu direkt NATO emrine vermeyecek oluşu; NATO’nun arka cephesindeki güç odaklarını tedirgin ediyor.

15 Temmuz sonrası FETÖ Terör Örgütü iltisaklı rütbeli askerlerin ordudan tasfiye edilmesi ve ordunun millileştirilerek sivil idare altına alınmasını hazmedemiyorlar.

Türkiye, şu an NATO’nun aktif üyesi. Türkiye’nin üyeliğinin sonlandırılması gibi bir durum yaşanmayacağını biliyorlar.

NATO, Türkiye’nin üyeliğini sonlandıramıyorsa; ayrılmaya zorlayabilir mi?

Üst akıl, Türkiye’nin NATO’dan uzaklaştırılmasının yollarını arıyor.

Geçmişte NATO’nun operasyonel bir uygulamasından yola çıkılarak; Türkiye üzerinde oyun oynanmak isteniyor. Türkiye, onlar için yorgun ve yorucu bir üye.

Sovyetler Birliği, Batı Berlin’in statüsünün gözden geçirilmesini; Berlin’in ikiye bölünmüşlüğünün sonlandırılmasını istemektedir. Bu doğrultuda askeri hazırlığa başlayacaktı.

1958’de İkinci Berlin Krizi patlak verince; Amerika, İngiltere ve Fransa bir araya gelerek, “Live Oak/ Canlı Meşe Ağacı” adı verdikleri operasyonu uygularlar. Batı Berlin'e yönelik herhangi bir saldırı veya saldırıya nihai bir yanıt hazırlamak için gizli, üçlü bir planlama grubu oluşturuldu.

“LIVE OAK” kod adlı personel, Batı Berlin'e gidiş-dönüş erişimini garanti altına almak için kara ve hava planları hazırlandı. NATO üyeleri, oldu-bittiye getirilecekti.

Berlin’deki kriz, Orta Avrupa’ya sıçrarsa komuta sorumluluğunun LIVE OAK'tan NATO'ya devredilmesini kolaylaştırmak da amaçlanmıştı.

Amerika’daki üst akıl; NATO’nun İzmir’deki Kara Komutanlığının (LANDCOM) Türkiye’den çıkartılmasını tavsiye ediyor.

Türkiye’nin NATO içerisindeki askeri atamalarının veto edilmesi isteniyor. Türk yetkililerinin gayri resmi olarak NATO içerisinde görev almasının önüne geçilmesi salık veriliyor.

Amerika, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda arasında tesis edilen “Beş Göz/ Five Eyes” adı verilen İstihbarat Paylaşım İttifakı benzeri; “NATO Eksi Bir” kodu altında Türkiye’nin dışlanması ile NATO içerisinde istihbarat paylaşımı yapılabileceği konuşuluyor.

Onlara göre; Türkiye, NATO için İran ve Rusya’ya karşı bir stepne/ siper vazifesi görüyor düşüncesi terk edilmeli.

Türkiye, AK Parti İktidarı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İslami düşünceleri ile zaten NATO’nun temel değerleri ile çatışmakta. İddialar, tavsiyeler böyle devam ediyor. Maksat, Türkiye’nin NATO dahilindeKarantina’ya alınması.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 29 Ocak 2024'te Washington’da Amerikalı üst düzey bürokratla bir araya geldi. NATO Genel Sekreteri, burada yaptığı konuşmada “Ukrayna'ya verilen uluslararası desteğin, bir hayır işi değil, küresel güvenliğe yapılan bir yatırım olduğunu” söyledi.

Jens Stoltenberg; ABD yasa koyucularını, Ekim 2023'ten bu yana Kongre Cumhuriyetçileri tarafından durdurulan Ukrayna'ya yönelik 61 milyar dolarlık yardım paketini onaylamaya ikna etmek için Washington DC'yi ziyaret ediyor.

Stoltenberg, ABD Savunma Bakanı Lloyd J. Austin III ile yaptığı toplantıda, “NATO müttefikleri Ukrayna'ya benzeri görülmemiş bir destek sağlıyor ve bizim de bunu sürdürmemiz önemli. Desteğimiz hayırseverlik değil; bu kendi güvenliğimize yapılan bir yatırım çünkü (Rusya) Devlet Başkanı Putin Ukrayna'da kazanırsa dünya daha tehlikeli hale gelecek” dedi.

Stoltberg’e göre; “Rus birliklerinin yenilgisi olmadan barışın mümkün olmayacak. İşgal devam ettiği sürece barış gelmez”.

Burada dikkatinizi çekmek istediğim mesele; NATO Genel Sekreteri, kendisine verilen yetki ile mi Ukrayna için bu kadar uğraşıyor.

Stoltberg, savaş için mi uğraşıyor yoksa barış için mi?

Asıl hedefi ne?

Stoltberg, tüm NATO üyeleri adına mı konuşuyor?

Mesela Türkiye ve Macaristan; Stoltberg’in Ukrayna’da ki savaşın sürdürülmesi için para toplamasına nasıl bakıyor?

Türkiye, bu konuda tavrını açıkça beyan etmelidir.

İngiliz Financial Times, yayınladığı bir belge ile Avrupa Birliği’nin Macaristan’a şantaja hazırlandığını haberleştirdi. Macaristan, üyesi olduğu AB’nin Ukrayna’ya yardım paketini veto edince; Macaristan’ın AB fonlarına erişimi engellenecekti.

Başbakan Viktor Orban, AB'nin Kiev'e verdiği mali ve askeri desteği yüksek sesle eleştirdi ve Rusya'nın Şubat 2022'de komşu Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana Kremlin ile yakın bağlarını sürdürdü.

Üst düzey bir Avrupa Birliği yetkilisi, üye devletlerin; Macaristan’ı Ukrayna'nın finansmanını kabul etmeye zorlamak için mali baskıyı tartıştıklarını yalanladı.

Şantaj haberleri piyasaya yayılınca Macaristan; Ukrayna’ya destek paketini imzalayacağını ve hatta Ukrayna Devlet Başkanı Volodemir Zelenski’yi Budapeşte’ye davet ettiğini açıkladı.

Anlaşılan o ki; AB, şantaja tevessül etmiş.

Peki NATO da şantajı bir tehdit aracı olarak kullanmaya kalkarsa

Uzmanlar, NATO'nun hedefinin “Rus tehdidini” şekillendirmeye devam etmek, Rusya karşıtı politikaları için AB vatandaşlarından destek almak ve Rusya üzerinde daha fazla savunma harcaması ve ekonomik baskıyı meşrulaştırmak olduğuna inanıyor.

Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışma, yaklaşık iki yıldır sürüyor ve uluslararası toplum, barışı savunuyor. Ancak NATO, büyük ölçekli askeri tatbikatlar yoluyla Rusya'yı kışkırtıp, baskı altına alarak akıntıya karşı çıkıyor ve böylece dünya çapında çatışma yaratıyor

Biden yönetiminin yaklaşan ABD seçimleri nedeni ile dikkati dağılıyor. Enerjisi tükeniyor. Bir de Ürdün ve Suriye arasındaki Amerikan üssüne düzenlenen saldırıda üç asker/ paralı militerin ölümü ve kırk civarında askerin yaralanması; Amerika’yı bir bilinmeze sürükleyecek gibi duruyor.

ABD Başkanı Biden’ın kafası karışık olsa da Amerika Derin Devleti, alttan alta hazırlığını sürdürüyor. Batı ittifakının şu anda Ukrayna'ya sağlayabileceği mali ve askeri yardım, Rusya'ya karşı direnişi sürdürmeye yetmiyor. Bu nedenle NATO, Rusya'yı caydırmak için geniş çaplı askeri tatbikatlar yapmayı hedefliyor.

NATO bir taraftan Ukrayna üzerine yoğunlaşırken diğer tarafdan Asya-Pasifik’e yavaş yavaş adım atmaya başladı. NATO, Güney Doğu Asya’ya genişleme eğilimine girdi.

Hatırlarsanız; Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un bir zamanlar “beyin ölümü yaşanıyor” olarak tanımladığı NATO'ya; Rusya-Ukrayna Savaşı nefes alma ve varlığını genişletme fırsatı verdi.

İkinci Dünya Savaşı sonrası Soğuk Savaş’ın ürünü olan NATO, mevcudiyetini savaş tehdidi algısı ile sürdürüyor.

Küresel Çoğunluk, insanlık için mücadele ederken; NATO’nun Gazze’yi görmezden gelen tutumunu unutmayalım.

Batı’nın dolayısı ile NATO’nun insanlığa hayrı dokunmayacak.

Evet, Türkiye; İsveç’in NATO üyeliğini kabul etmesiyle üzerinden bir yükü attı.

Türkiye, gardını almalı.

Nasıl ki Dünya Beşten Büyüktür söylemi, uluslararası arenada karşılık bulduysa; aynı şekilde NATO için de bir şeyler söylenmesinin zamanı geldi.

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

https://www.meforum.org/65488/turkey-humiliated-nato-if-nato-cant-expel-it-here

https://nationalinterest.org/feature/use-turkey-bulwark-against-russia-and-iran-wishful-thinking-189524

https://www.nato.int/cps/en/natohq/declassified_136184.htm

https://www.washingtonexaminer.com/opinion/2814553/how-the-us-should-respond-to-turkeys-strings-attached-gift-to-sweden/

https://www.washingtonexaminer.com/opinion/2791603/no-erdogan-should-never-again-step-foot-in-the-white-house/

https://kyivindependent.com/hungarian-foreign-minister-arrives-for-bilateral-meeting-in-ukraine/

https://www.reuters.com/world/europe/hungary-open-using-eu-budget-ukraine-aid-package-orbans-adviser-says-2024-01-29/

https://www.globaltimes.cn/page/202401/1306126.shtml

https://www.theguardian.com/world/2024/jan/24/why-is-orban-blocking-swedens-entry-to-nato-and-what-happens-next