Mahrumla mecburuz

Mahrumla mecburuz

Mahrumla mecburuz Mahrumla mecburuz

Mahrumla mecburuz 

Bir seviyeye çıkmak değil inebilmek bilgeliktir.

Yo yo buradaki seviye, para ve kaybettiğiniz milyon dolarlar değil.

Bizim siyasetimizin yanından geçmeyen bu cümleyi, sadece köklü ailelerin duygu dışa vurmaz aristokrasilerinden, başka kafadayız taammı!..

Sizin bizi anlamanızı beklemiyoruz da tabii iyi işleri anlayan bi karşılığımız var demek” diyen sanat camiamızdan…

Ve her duyduğuna inanan temiz ama cahil yaftasını aynı anda yiyebilen ve bu her zaman duruma göre değişebilen köylümüzden öğrenebiliyoruz.

Çaresiz durumlara sokula sokula orta kesim yorgunluğunu hiç tatmamış orta zenginlerimizle yeni bir statü arıyoruz.

Hayalleri gerçeklerini aşan orta karar yaşayan ama allame-i cihan olduğunu sanan sol yanımızla…

Değişe değişe daha nemiz kalacak; oldu olacak tümden değişelim de bi sınıf karmaşası olsun” diyen sağ yanımızla ortada öööle kalakaldık!..

Şimdi elimizde ideolojisi olmayan ama fikir satan, tüm trendleri bilen “-mış gibiolmayı gerçek hayata değişen gençlerimiz kaldı.

Tablo vahim, sokaklar tansiyonlu.

Aylardan yıllardan umut devşiriyoruz.

Dünyadan umudumuz kalmamışsa da…

...

Kahvaltı ederken telefona video düşüyor!

Şöyle bi bakıyorsun; hımm, ağlayarak bişey anlatıyor çocuk…

Sen tam o anda simitten şikâyet ediyorsun.

Yarıklar oluşuyor yerkürede dibe doğru inen büyük yarıklar…

Çay soğuyunca yemesen de olur zaten.

Sonra iki senaryoyu anlamadık iki dizinin yüce mesajına kulak vermedik diye üçüncü sınıf oluyorsun.

Çok duygu var tamam mı!..

Tmm bi tık daha afili anlatıyor olabilirsiniz…

Ama etkisi çok azz…

Artık duygunun etkisi az.

Yan odada biri ölüyor ve salonda kanepede uyumak istiyorsunuz.

Olur, mümkün tabii; ölen öldüğüne, uyuyan uykusuna bakmalı yeni zaman sayfa 41’de.

De...

Tamamız yani!

Tamam.

Peki…

O zaman vaad edenler!

Lütfen susun!

İşler nasıl yürümesi gerekiyorsa; öyle yürüyecekse…

Lütfen satmayın!

Güveni, bilgiyi, menfaati ve hileyi.

Çark hepimizi yutuyor farkında değil miyiz!

Şimdi bunu dedik n’oldu…

Hiç.

Mahrumla mecburuz

Birbirimize.

Dışarıdan bakan,

İçi gösteren

gözlükler bulmalıyız…

Kaybettiklerimize yanarken

Kazanacaklarımızı arzularken

Tüm göz kusurlarını sıfırlayan hepimizi eşitleyen

Pembe gözlükler.

Bundan mahrum

Buna mecburuz

.

Arzu Leyal, dikGAZETE.com

 

Mahrumla mecburuz 

Bir seviyeye çıkmak değil inebilmek bilgeliktir.

Yo yo buradaki seviye, para ve kaybettiğiniz milyon dolarlar değil.

Bizim siyasetimizin yanından geçmeyen bu cümleyi, sadece köklü ailelerin duygu dışa vurmaz aristokrasilerinden, başka kafadayız taammı!..

Sizin bizi anlamanızı beklemiyoruz da tabii iyi işleri anlayan bi karşılığımız var demek” diyen sanat camiamızdan…

Ve her duyduğuna inanan temiz ama cahil yaftasını aynı anda yiyebilen ve bu her zaman duruma göre değişebilen köylümüzden öğrenebiliyoruz.

Çaresiz durumlara sokula sokula orta kesim yorgunluğunu hiç tatmamış orta zenginlerimizle yeni bir statü arıyoruz.

Hayalleri gerçeklerini aşan orta karar yaşayan ama allame-i cihan olduğunu sanan sol yanımızla…

Değişe değişe daha nemiz kalacak; oldu olacak tümden değişelim de bi sınıf karmaşası olsun” diyen sağ yanımızla ortada öööle kalakaldık!..

Şimdi elimizde ideolojisi olmayan ama fikir satan, tüm trendleri bilen “-mış gibiolmayı gerçek hayata değişen gençlerimiz kaldı.

Tablo vahim, sokaklar tansiyonlu.

Aylardan yıllardan umut devşiriyoruz.

Dünyadan umudumuz kalmamışsa da…

...

Kahvaltı ederken telefona video düşüyor!

Şöyle bi bakıyorsun; hımm, ağlayarak bişey anlatıyor çocuk…

Sen tam o anda simitten şikâyet ediyorsun.

Yarıklar oluşuyor yerkürede dibe doğru inen büyük yarıklar…

Çay soğuyunca yemesen de olur zaten.

Sonra iki senaryoyu anlamadık iki dizinin yüce mesajına kulak vermedik diye üçüncü sınıf oluyorsun.

Çok duygu var tamam mı!..

Tmm bi tık daha afili anlatıyor olabilirsiniz…

Ama etkisi çok azz…

Artık duygunun etkisi az.

Yan odada biri ölüyor ve salonda kanepede uyumak istiyorsunuz.

Olur, mümkün tabii; ölen öldüğüne, uyuyan uykusuna bakmalı yeni zaman sayfa 41’de.

De...

Tamamız yani!

Tamam.

Peki…

O zaman vaad edenler!

Lütfen susun!

İşler nasıl yürümesi gerekiyorsa; öyle yürüyecekse…

Lütfen satmayın!

Güveni, bilgiyi, menfaati ve hileyi.

Çark hepimizi yutuyor farkında değil miyiz!

Şimdi bunu dedik n’oldu…

Hiç.

Mahrumla mecburuz

Birbirimize.

Dışarıdan bakan,

İçi gösteren

gözlükler bulmalıyız…

Kaybettiklerimize yanarken

Kazanacaklarımızı arzularken

Tüm göz kusurlarını sıfırlayan hepimizi eşitleyen

Pembe gözlükler.

Bundan mahrum

Buna mecburuz

.

Arzu Leyal, dikGAZETE.com