Merhamet medeniyetimiz ve mültecîler… Suriyeli kızımızın gözyaşı

Merhamet medeniyetimiz ve mültecîler… Suriyeli kızımızın gözyaşı

Biz ne yapıyoruz?

Biz neler konuşuyoruz?

Biz ne öneriyoruz?

Farkında mıyız?

İnsanlar konuştuklarımızdan ne anlıyor? Ne düşünüyor? Biliyor muyuz?

Mensubu olmakla şereflendiğimiz dinimizi, terbiye, töre ve edebinden dolayı tüm insanlığın saygı gösterdiği Medeniyet ve Millî vasıflarımızı bir yana bıraktık..

Şair misâli: 

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! 

Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak

Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden

Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden…(1)

Ankara’da yaşananlara çok üzüldüm.

Ey Muhâlefet, ey mülteci karşıtları. Mülteci sorunu Ankara’dan çözülür mü zannediyorsunuz?

Öncelikle ülkemizde gerek sosyal, gerek Millî Güvenlik açısından sorun oluşturmaya başlayan mülteci sorununu iki aşamada değerlendirip, çözüm aramak lâzım.

Birincisi; Mevcut Mülteciler için ne yapılmalı?

İkincisi; Bu günden sonra gelecekler için yapılması gerekenler..

Çok özet, mevcutların öncelikle Türk Halkına, şehir yaşamına entegrasyonu sağlanmalı, kantonlaşma önlenmeli. 

Ülkelerine dönüş için ise, Suriye Vatandaşları özelinde, Suriye, Rusya ve İran ile “ASTANA SÜRECİ” aktifleştirilerek, Suriye’de iç barış için gerekli adımlar atılmalı. 

Genel af vd. tedbirler, yıkılanların yeniden inşâsı gibi faaliyetler ivedilikle planlanmalıdır. 

Çözüm, mültecileri bahâne ederek iç barışı zedelemek değildir.

Türk Milleti’nin ve Türkiye’nin dünyada bir karşılığı vardır. 

Bu millet, Gülümüz SAV’in yaşantısı ile örnek olduğu Merhâmet Medeniyeti’ni inşâ etmiştir. 

Venezüella’da emperyalizme karşı Türk Bayrakları ile direnenler, Filistin’de şehidlerini Türk Bayrağı’na saranlar, Bosna’da merhametli Türk’ü bekleyenler, Azerbaycan’da her yeri Türkiye bayrağı ile gelin gibi süsleyenler, ecdâdın muhâfazasına memur olduğumuz mirâsıdır. 

Bu mirâsı kimseye çiğnetmeyeceğiz.  

Düşünün, Afganistan’da ABD, Alman, İngiliz, Fransız askerleri yıllarca Türk bayraklı üniformalarla çıkabildiler sokağa.

Muhalefettekiler, Orman yangınlarında “THK’nun uçaklarını yenileme yerine Somali’ye para gönderdiler.” dediler. 

Ne büyük bir idrâksizlik! 

Somali neresidir? 

İkisi birbiri ile kıyaslanır mı? 

Tam bir cehâlet!.. “Somali için de, THK uçakları için de para bulunmalıdır.

Doğrusu budur.

Ankara’da Suriye’den gelmiş insanların evleri, işyerleri taşlandı.

Utandım…

Avrupalı barbarlar yapardı geçmişte özellikle Müslümanlara. Nereye gidiyorsun ey Türk Evlâdı.. 

Başı yarılmış, kan içinde Suriyeli bir kız çocuğu resmi vardı. 

Bilin ki, 100 yıl sonra bile Azîz Milletimizin karşısına çıkartılacak bu resim. 

Yapan eller tarihimize bir utanç resmi bıraktı.

Mülteciler konusunda ikincisi; Bu günden sonra gelecekler için yapılması gerekenler… 

Asıl konuşulması gereken budur.

Türkiye Devleti’nin maksadı, Dış Türkler, Akraba Topluluklar başta olmak üzere Medeniyet Coğrafyamıza karşı sorumluluklarımız, onların ve tüm insanlığın nezdinde bir itibârımız var. 

Buna uygun davranmak zorundayız.

Şu anda gündemde Afganistan var. 

Çevresinde Türk devletleri var. 

Burada TALİBAN TERÖR ÖRGÜTÜ hâkim olursa kan ve gözyaşı artarak devam edecek. 

Terör ve istikrarsızlık çevresinde komşu Türk Devletleri’ne hatta Rusya’daki Müslümanlara -ki tamâmına yakını Türk- bulaşacak.

TALİBAN görünürde Selefi akımların dışında gibi görünüyor. Ancak TALİBAN, kuruluşundaki durumundan çok uzak. 

Mâlum Afganistan’ın bazı bölgeleri hâlen terörist yetiştirme merkezi olarak işlev görüyor. 

Bugün D. Türkistan olaylarının başlamasına neden olan olayların dahî kaynağı Afganistan’da kontrolsüz bölgede ABD ve İngilizlerin eğittiği kişilerdir.

TALİBAN, “Kuzey İttifâkı” dediğimiz Türk gruplarına ve bölgelerine saldırmakta ve katliamlar yapmaktadır. 

Bölgede eli silah tutan kişiler ilginç bir şekilde ailelerini terk ederek yürüyerek Türkiye’ye gelmektedir. 

Bu normal değildir.

Türkiye, Afganistan’dan gelen mülteci akınının sebeplerini iyi analiz etmelidir. 

Afganistan için komşusu Türk devletleri ile mutlaka birlikte hareket etmelidir. 

Hâlen TALİBAN, Pakistan tarafından himâye edilmekte, eğitilmekte ve desteklenmektedir. 

Türkiye’de bazıları TALİBAN’ın üniversite düzeyinde eğitim aldığını iddiâ ediyor. Bu iddiâ komiktir. 

Özetle; Türkiye, bölgesel ittifaklarla, Afganistan’dan dışarıya göçe engel olmalıdır. Mevcut demografik yapı, Türkiye ve Türk Milleti’nin aleyhine bozulmaktadır.

Rusya, Tacikistan ile ciddi askeri anlaşmalar yaparak 200 bin askerini Tacikistan’a konuşlandırdı. 

Bu asker sayısı düşünülmelidir.

ABD medyasında “Türkmenistan’da demokrasinin olmadığı” dillendirilmeye başlanmıştır. 

ABD ve Batı’nın demokrasi götürdüğü yerlerin durumu ortadadır. 

İç savaşlar devam etmekte, bin yıldır beraber yaşayan insanlar birbirine düşman edilmektedir. 

Hâsılı haritaya baktığınızda Türkmenistan’ın hedef olduğu anlaşılacaktır.     

Türkiye, düzensiz göçü durdurmak zorundadır. 

Ekonomik zorluklar salgın sürecinde artmıştır. 

Mültecilerle ilgili çözüm üretilmeli, Türkiye ekonomisine katkı gözetilmelidir.

2023 Seçimleri yaklaşmaktadır. 

Hükümet, birçok hesâbı iyi yapmalıdır. 

Görünen o ki ensar-muhacir yaklaşımı artık karşılık bulmamaktadır.

Suriye’nin Türkiye sınır bölgesi hatta İdlip şehir merkezine değin PKK-PYD kontrolüne bırakılmış, bölgeden Araplar, Türkmenler evlerinden kovulmuştur. 

Soru şu;

- Bu bölgeler kime ve ne için boşaltıldı?

Mevcut Mülteciler emânettir. 

Türk Toplumuna intibak ettirilmeleri şarttır. 

Toplumsal hâyâ öğretilmelidir. 

Bizlerin de mültecilere davranışları şefkatli olmalıdır. 

Devletimiz tedbirlerini alıp, Ankara’da yaşanan müessif olaylara meydan vermemelidir. 

Emperyalizmin acımasız kıskacında olan bizler ve kardeşlerimiz arasında kalıcı düşmanlıklar oluşturmak isteyen ezelî düşmanlarımızın oyunları elbirliği ile bozulmalıdır.

.

Emekli Yarbay Halil MERT,

-Strateji ve Yönetim Uzmanı-

(1) Necip Fazıl

Biz ne yapıyoruz?

Biz neler konuşuyoruz?

Biz ne öneriyoruz?

Farkında mıyız?

İnsanlar konuştuklarımızdan ne anlıyor? Ne düşünüyor? Biliyor muyuz?

Mensubu olmakla şereflendiğimiz dinimizi, terbiye, töre ve edebinden dolayı tüm insanlığın saygı gösterdiği Medeniyet ve Millî vasıflarımızı bir yana bıraktık..

Şair misâli: 

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! 

Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak

Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden

Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden…(1)

Ankara’da yaşananlara çok üzüldüm.

Ey Muhâlefet, ey mülteci karşıtları. Mülteci sorunu Ankara’dan çözülür mü zannediyorsunuz?

Öncelikle ülkemizde gerek sosyal, gerek Millî Güvenlik açısından sorun oluşturmaya başlayan mülteci sorununu iki aşamada değerlendirip, çözüm aramak lâzım.

Birincisi; Mevcut Mülteciler için ne yapılmalı?

İkincisi; Bu günden sonra gelecekler için yapılması gerekenler..

Çok özet, mevcutların öncelikle Türk Halkına, şehir yaşamına entegrasyonu sağlanmalı, kantonlaşma önlenmeli. 

Ülkelerine dönüş için ise, Suriye Vatandaşları özelinde, Suriye, Rusya ve İran ile “ASTANA SÜRECİ” aktifleştirilerek, Suriye’de iç barış için gerekli adımlar atılmalı. 

Genel af vd. tedbirler, yıkılanların yeniden inşâsı gibi faaliyetler ivedilikle planlanmalıdır. 

Çözüm, mültecileri bahâne ederek iç barışı zedelemek değildir.

Türk Milleti’nin ve Türkiye’nin dünyada bir karşılığı vardır. 

Bu millet, Gülümüz SAV’in yaşantısı ile örnek olduğu Merhâmet Medeniyeti’ni inşâ etmiştir. 

Venezüella’da emperyalizme karşı Türk Bayrakları ile direnenler, Filistin’de şehidlerini Türk Bayrağı’na saranlar, Bosna’da merhametli Türk’ü bekleyenler, Azerbaycan’da her yeri Türkiye bayrağı ile gelin gibi süsleyenler, ecdâdın muhâfazasına memur olduğumuz mirâsıdır. 

Bu mirâsı kimseye çiğnetmeyeceğiz.  

Düşünün, Afganistan’da ABD, Alman, İngiliz, Fransız askerleri yıllarca Türk bayraklı üniformalarla çıkabildiler sokağa.

Muhalefettekiler, Orman yangınlarında “THK’nun uçaklarını yenileme yerine Somali’ye para gönderdiler.” dediler. 

Ne büyük bir idrâksizlik! 

Somali neresidir? 

İkisi birbiri ile kıyaslanır mı? 

Tam bir cehâlet!.. “Somali için de, THK uçakları için de para bulunmalıdır.

Doğrusu budur.

Ankara’da Suriye’den gelmiş insanların evleri, işyerleri taşlandı.

Utandım…

Avrupalı barbarlar yapardı geçmişte özellikle Müslümanlara. Nereye gidiyorsun ey Türk Evlâdı.. 

Başı yarılmış, kan içinde Suriyeli bir kız çocuğu resmi vardı. 

Bilin ki, 100 yıl sonra bile Azîz Milletimizin karşısına çıkartılacak bu resim. 

Yapan eller tarihimize bir utanç resmi bıraktı.

Mülteciler konusunda ikincisi; Bu günden sonra gelecekler için yapılması gerekenler… 

Asıl konuşulması gereken budur.

Türkiye Devleti’nin maksadı, Dış Türkler, Akraba Topluluklar başta olmak üzere Medeniyet Coğrafyamıza karşı sorumluluklarımız, onların ve tüm insanlığın nezdinde bir itibârımız var. 

Buna uygun davranmak zorundayız.

Şu anda gündemde Afganistan var. 

Çevresinde Türk devletleri var. 

Burada TALİBAN TERÖR ÖRGÜTÜ hâkim olursa kan ve gözyaşı artarak devam edecek. 

Terör ve istikrarsızlık çevresinde komşu Türk Devletleri’ne hatta Rusya’daki Müslümanlara -ki tamâmına yakını Türk- bulaşacak.

TALİBAN görünürde Selefi akımların dışında gibi görünüyor. Ancak TALİBAN, kuruluşundaki durumundan çok uzak. 

Mâlum Afganistan’ın bazı bölgeleri hâlen terörist yetiştirme merkezi olarak işlev görüyor. 

Bugün D. Türkistan olaylarının başlamasına neden olan olayların dahî kaynağı Afganistan’da kontrolsüz bölgede ABD ve İngilizlerin eğittiği kişilerdir.

TALİBAN, “Kuzey İttifâkı” dediğimiz Türk gruplarına ve bölgelerine saldırmakta ve katliamlar yapmaktadır. 

Bölgede eli silah tutan kişiler ilginç bir şekilde ailelerini terk ederek yürüyerek Türkiye’ye gelmektedir. 

Bu normal değildir.

Türkiye, Afganistan’dan gelen mülteci akınının sebeplerini iyi analiz etmelidir. 

Afganistan için komşusu Türk devletleri ile mutlaka birlikte hareket etmelidir. 

Hâlen TALİBAN, Pakistan tarafından himâye edilmekte, eğitilmekte ve desteklenmektedir. 

Türkiye’de bazıları TALİBAN’ın üniversite düzeyinde eğitim aldığını iddiâ ediyor. Bu iddiâ komiktir. 

Özetle; Türkiye, bölgesel ittifaklarla, Afganistan’dan dışarıya göçe engel olmalıdır. Mevcut demografik yapı, Türkiye ve Türk Milleti’nin aleyhine bozulmaktadır.

Rusya, Tacikistan ile ciddi askeri anlaşmalar yaparak 200 bin askerini Tacikistan’a konuşlandırdı. 

Bu asker sayısı düşünülmelidir.

ABD medyasında “Türkmenistan’da demokrasinin olmadığı” dillendirilmeye başlanmıştır. 

ABD ve Batı’nın demokrasi götürdüğü yerlerin durumu ortadadır. 

İç savaşlar devam etmekte, bin yıldır beraber yaşayan insanlar birbirine düşman edilmektedir. 

Hâsılı haritaya baktığınızda Türkmenistan’ın hedef olduğu anlaşılacaktır.     

Türkiye, düzensiz göçü durdurmak zorundadır. 

Ekonomik zorluklar salgın sürecinde artmıştır. 

Mültecilerle ilgili çözüm üretilmeli, Türkiye ekonomisine katkı gözetilmelidir.

2023 Seçimleri yaklaşmaktadır. 

Hükümet, birçok hesâbı iyi yapmalıdır. 

Görünen o ki ensar-muhacir yaklaşımı artık karşılık bulmamaktadır.

Suriye’nin Türkiye sınır bölgesi hatta İdlip şehir merkezine değin PKK-PYD kontrolüne bırakılmış, bölgeden Araplar, Türkmenler evlerinden kovulmuştur. 

Soru şu;

- Bu bölgeler kime ve ne için boşaltıldı?

Mevcut Mülteciler emânettir. 

Türk Toplumuna intibak ettirilmeleri şarttır. 

Toplumsal hâyâ öğretilmelidir. 

Bizlerin de mültecilere davranışları şefkatli olmalıdır. 

Devletimiz tedbirlerini alıp, Ankara’da yaşanan müessif olaylara meydan vermemelidir. 

Emperyalizmin acımasız kıskacında olan bizler ve kardeşlerimiz arasında kalıcı düşmanlıklar oluşturmak isteyen ezelî düşmanlarımızın oyunları elbirliği ile bozulmalıdır.

.

Emekli Yarbay Halil MERT,

-Strateji ve Yönetim Uzmanı-

(1) Necip Fazıl