Millet Kıraathaneleri

Millet Kıraathaneleri

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın ‘Millet Kıraathaneleri’ projesine, rakibi olan Muharrem İnce, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu ve milletvekili adaylarıyla partililerden tepkiler geldi!

Herkes bilir mi bilmez mi meçhul fakat bizim kültürümüzde kıraathaneler önemli yer tutar.

Kıraathanelerin yerini ka(h)vehane/ka(h)ve’ler aldığı için ‘Millet Kıraathaneleri’ni de kahvehane gibi algılayanlar oldu.

Kıraathane anlam olarak okuma evi olduğundan, bu proje okuma evleri oluşturma amaçlıdır. Bir nevi kütüphane olarak da anlaşılabilir.

Erdoğan’ın açıklamasından sonra Muharrem İnce; “Ben diyorum fabrika kuracağım o diyor kıraathane kuracağım. Kekler de devlettenmiş, çay da varmış yanında. Ben bazen aklımızla dalga geçtiğini düşünüyorum. Gençler işsiz. Ne yapacaklar kahvehanelerde oturup, internet yok ama dikkatinizi çekerim. Bu çağda bu vaatte bulunabilmek, böyle bir vaatte bulunan birinin yüzde 1 oy almaması lazım” diyerek, ‘Millet Kıraathaneleri’ni kahvehane olarak algıladığını ifşa etmiş oldu!

*

Meral Akşener ise, “kahve açacağına emeklilerin cebine para koy” dedi.

Saadet Partililer de; “Ekmeleddin ekmek, Bahçeli biskevüt, Erdoğan kek” diye, kendilerince dalga geçen paylaşımlar yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar!

Bu paylaşımı yapanların, Madımak olayları için; “Pencereleri açsalar ölmezlerdi; dumandan boğulup öldüler!..” şeklinde tepki çeken sözler söyleyen genel başkanları ve cumhurbaşkanı adayları Temel Karamollaoğlu’nun, “Milletimiz korktuğu için yanımızda yüzünü kapatıyor... Şaka şaka :)” paylaşımına deseler ki; ‘Sen ak saçlı arkadaşlarından birine mi şaka yapıyorsun?!’ Millet yüzünü kapatıyor?! Sizi görmemek için mi ya da tokat mı atacasın?! Tokatçı mısın?!.’ diyerek paylaşım yapsalardı, kendileri ne diyecekti?!

*

Bu arada; Temel Karamollaoğlu’nun fotoğrafıyla birlikte; “Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim; bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun” yazısını paylaşıp; altına da “AKP’ye kapak” yazan zat; biraz tarih okusaydın o sözlerin aslının “Ben sizin hilelerinizi anlayamadım, onlarla baş edemedim, bu yüzden görüşmek için geldim. Ölüme gidiyorum. Bu bana dert olsun ama ben de size boyun eğmedim bu da size dert olsun” şeklinde olduğunu; sözün sahibinin de Dersim ayaklanması liderlerinden olan ve oğlu gözleri önünde Elazığ buğday pazarı meydanında idam edildikten sonra kendisi de idam edilen Seyid Rıza’ya ait olduğunu öğrendiğin gibi, o sözleri kime karşı söylediğini de öğrenirdin!

Bilmediğin şeyleri paylaşma!..

Hakkında 5816’dan soruşturma açılırsa, "ben bilmiyordum" diye kıvırmaya çalışırsın da, kimse yemez!..

*

Konuyu dağıtmayalım; konu ‘Millet Kıraathaneleri…’

Daha önce "siyaset; parti ve liderlerinin projeleriyle yapılan; iktidarın yaptıklarına karşı muhalefetin de alternatif projeler sunma sanatıdır aynı zamanda…" diye yazmıştım.

İnce, Akşener ve Karamollaoğlu, Erdoğan’ın söylediklerine alternatif sunmak yerine direkt karşı çıkıyorlar. Hatta daha önceden yapılmış olan çalışmaları kapatacaklarını yeni yapılacak proje halindeki çalışmaları da durduracaklarını söylüyorlar.

Alternatifleri yok mu, var…

Fabrika yapmak!..

“Fabrika yapmak ve yanıltmamak!..” başlıklı yazımızda bu konuya açıklık getirmiştik…

‘Millet Kıraathaneleri’ne karşı olanların bir alternatifi olması lazım…

Alternatifini söylersin; seçmen beğenip size oy verebilir…

Muharrem İnce; örneğin, ‘Ben okey salonları kuracağım; isteyen çifte gitsin, isteyen okey dönsün… Çay, meşrubat ve kaşarlı tost bedava… Ayrıca bu salonlarda iskambil kağıdı da olacak; 52 oynayıp pişti yapanlar olabileceği gibi, batak, ellibir, domino ve tavla da oynanacak… İsteyen tavlada kapı açacak ya da domino taşını tren gibi dizecek!’ diyebilir.

*

Esasen ülke için yapılan her doğru işte birlikte hareket etmek muhalefetin görevi olması gerekir!..

Kime ve neye göre doğru ama… sorusu gelirse de; halka göre doğru!..

Meydanlarda adaletli bir dille sorun, ‘Millet Kıraathaneleri’ne kim karşı çıkacak?!

Buralar insanların rahat bir şekilde kitaba ulaşacağı, okuyacağı veya okuyan birinden dinleyeceği nezih ortamlar olarak hayata geçiriliyor…

Sizler ya muhalefet yapmak için bunları söylüyorsunuz ya da geçmişte bir kütüphaneye gidip, elinizdeki numara fişiyle çekmecelerde kitap aramamışsınız...

Farsça veya Arapça yazılmış bir kitabın mikrofilmini almak için kütüphaneden size ismi verilen bankanın Ankara Mithatpaşa Şubesi’ne parasını yatırmanıza rağmen, Beyazıt Kütüphanesi’nde bulunan kitabın mikrofilmini Süleymaniye Kütüphanesi’nden almak için günlerce gidip gelmemişsiniz!..

Güzel işlere muhalefet yapmanın size oy kaybı olarak döneceğini biliniz… 

Çünkü kitabın muhatabı insandır ve kitabın olduğu her mekanda insan ve hayat vardır!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitter: @alimevlutkaya

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın ‘Millet Kıraathaneleri’ projesine, rakibi olan Muharrem İnce, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu ve milletvekili adaylarıyla partililerden tepkiler geldi!

Herkes bilir mi bilmez mi meçhul fakat bizim kültürümüzde kıraathaneler önemli yer tutar.

Kıraathanelerin yerini ka(h)vehane/ka(h)ve’ler aldığı için ‘Millet Kıraathaneleri’ni de kahvehane gibi algılayanlar oldu.

Kıraathane anlam olarak okuma evi olduğundan, bu proje okuma evleri oluşturma amaçlıdır. Bir nevi kütüphane olarak da anlaşılabilir.

Erdoğan’ın açıklamasından sonra Muharrem İnce; “Ben diyorum fabrika kuracağım o diyor kıraathane kuracağım. Kekler de devlettenmiş, çay da varmış yanında. Ben bazen aklımızla dalga geçtiğini düşünüyorum. Gençler işsiz. Ne yapacaklar kahvehanelerde oturup, internet yok ama dikkatinizi çekerim. Bu çağda bu vaatte bulunabilmek, böyle bir vaatte bulunan birinin yüzde 1 oy almaması lazım” diyerek, ‘Millet Kıraathaneleri’ni kahvehane olarak algıladığını ifşa etmiş oldu!

*

Meral Akşener ise, “kahve açacağına emeklilerin cebine para koy” dedi.

Saadet Partililer de; “Ekmeleddin ekmek, Bahçeli biskevüt, Erdoğan kek” diye, kendilerince dalga geçen paylaşımlar yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar!

Bu paylaşımı yapanların, Madımak olayları için; “Pencereleri açsalar ölmezlerdi; dumandan boğulup öldüler!..” şeklinde tepki çeken sözler söyleyen genel başkanları ve cumhurbaşkanı adayları Temel Karamollaoğlu’nun, “Milletimiz korktuğu için yanımızda yüzünü kapatıyor... Şaka şaka :)” paylaşımına deseler ki; ‘Sen ak saçlı arkadaşlarından birine mi şaka yapıyorsun?!’ Millet yüzünü kapatıyor?! Sizi görmemek için mi ya da tokat mı atacasın?! Tokatçı mısın?!.’ diyerek paylaşım yapsalardı, kendileri ne diyecekti?!

*

Bu arada; Temel Karamollaoğlu’nun fotoğrafıyla birlikte; “Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim; bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun” yazısını paylaşıp; altına da “AKP’ye kapak” yazan zat; biraz tarih okusaydın o sözlerin aslının “Ben sizin hilelerinizi anlayamadım, onlarla baş edemedim, bu yüzden görüşmek için geldim. Ölüme gidiyorum. Bu bana dert olsun ama ben de size boyun eğmedim bu da size dert olsun” şeklinde olduğunu; sözün sahibinin de Dersim ayaklanması liderlerinden olan ve oğlu gözleri önünde Elazığ buğday pazarı meydanında idam edildikten sonra kendisi de idam edilen Seyid Rıza’ya ait olduğunu öğrendiğin gibi, o sözleri kime karşı söylediğini de öğrenirdin!

Bilmediğin şeyleri paylaşma!..

Hakkında 5816’dan soruşturma açılırsa, "ben bilmiyordum" diye kıvırmaya çalışırsın da, kimse yemez!..

*

Konuyu dağıtmayalım; konu ‘Millet Kıraathaneleri…’

Daha önce "siyaset; parti ve liderlerinin projeleriyle yapılan; iktidarın yaptıklarına karşı muhalefetin de alternatif projeler sunma sanatıdır aynı zamanda…" diye yazmıştım.

İnce, Akşener ve Karamollaoğlu, Erdoğan’ın söylediklerine alternatif sunmak yerine direkt karşı çıkıyorlar. Hatta daha önceden yapılmış olan çalışmaları kapatacaklarını yeni yapılacak proje halindeki çalışmaları da durduracaklarını söylüyorlar.

Alternatifleri yok mu, var…

Fabrika yapmak!..

“Fabrika yapmak ve yanıltmamak!..” başlıklı yazımızda bu konuya açıklık getirmiştik…

‘Millet Kıraathaneleri’ne karşı olanların bir alternatifi olması lazım…

Alternatifini söylersin; seçmen beğenip size oy verebilir…

Muharrem İnce; örneğin, ‘Ben okey salonları kuracağım; isteyen çifte gitsin, isteyen okey dönsün… Çay, meşrubat ve kaşarlı tost bedava… Ayrıca bu salonlarda iskambil kağıdı da olacak; 52 oynayıp pişti yapanlar olabileceği gibi, batak, ellibir, domino ve tavla da oynanacak… İsteyen tavlada kapı açacak ya da domino taşını tren gibi dizecek!’ diyebilir.

*

Esasen ülke için yapılan her doğru işte birlikte hareket etmek muhalefetin görevi olması gerekir!..

Kime ve neye göre doğru ama… sorusu gelirse de; halka göre doğru!..

Meydanlarda adaletli bir dille sorun, ‘Millet Kıraathaneleri’ne kim karşı çıkacak?!

Buralar insanların rahat bir şekilde kitaba ulaşacağı, okuyacağı veya okuyan birinden dinleyeceği nezih ortamlar olarak hayata geçiriliyor…

Sizler ya muhalefet yapmak için bunları söylüyorsunuz ya da geçmişte bir kütüphaneye gidip, elinizdeki numara fişiyle çekmecelerde kitap aramamışsınız...

Farsça veya Arapça yazılmış bir kitabın mikrofilmini almak için kütüphaneden size ismi verilen bankanın Ankara Mithatpaşa Şubesi’ne parasını yatırmanıza rağmen, Beyazıt Kütüphanesi’nde bulunan kitabın mikrofilmini Süleymaniye Kütüphanesi’nden almak için günlerce gidip gelmemişsiniz!..

Güzel işlere muhalefet yapmanın size oy kaybı olarak döneceğini biliniz… 

Çünkü kitabın muhatabı insandır ve kitabın olduğu her mekanda insan ve hayat vardır!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitter: @alimevlutkaya