<h3><span><strong>TASARRUF AHLÂKTIR. ÖZÜNDE “DEVLET MALI, YETİM MALI!” ANLAYIŞI VARDIR.</strong></span></h3> <div><strong>Müslümanların</strong> şiârında vardır tasarruf. Çünkü <strong>israf</strong> <strong>haramdır</strong>.</div> <div>Milletimiz asırlarca <strong>“DEVLET MALI, YETİM MALI!”</strong> diyerek kamu malına karşı çok dikkat etmiş, uzak durmaya özen göstermiştir.</div> <div>Yakın geçmişte, makam sahiplerine, araç vb. tahsis ederken utanırlar ve kendilerine <strong>“Milletim binbir zorluk çekerken, ben bunu hak ediyor muyum?”</strong> diye sorarlardı. Şimdi ise her anlamda liyàkâtsizlik ülkemize karabasan gibi çökmüştür. Liyàkâtsiz birçok makam sahibi, sürekli daha fazlasını hak ettiğini düşünüyor ve utanmadan da bunu ifade edebiliyor.</div> <div>“<strong>İtibârdan</strong> <strong>tasarruf</strong> <strong>olmaz</strong>.” Sözü, büyük bir tuzaktır. <strong>Milletin</strong> <strong>itibârı</strong> uluslararası ilişkilerde ve çevresindeki ağırlığı, etkinliği, gücü ile olur. Yoksa ülke ve halk fakirleşiyorsa, paranız değersizleşiyorsa burada <strong>İtibârdan</strong> söz edilemez. Devlette <strong>şahsî</strong> <strong>itibârın</strong> ne kıymeti var?</div> <div><strong>Kamu</strong> <strong>görevlisi</strong>, yaptığı görevdeki <strong>ciddiyet</strong>, <strong>çalışkanlık</strong> ve <strong>fedàkârlığı</strong> ile itibar kazanır.</div> <div>“<strong>Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz</strong>” (A’raf-31)</div> <div>“<strong>Onlar, harcadıkları zaman ne israf ederler, ne kısarlar, ikisi arasında orta bir yol tutarlar</strong>.” (Furkan-67)</div> <div><strong>“...İsraf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez</strong>.” (En’am-141)</div> <div>“<strong>Allah, sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) ihsanda bulun</strong>.” (El-Kasas-77)</div> <div>“<strong>Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe asla iyiliğe erişemezsiniz</strong>.” (Àl-i İmran-92)</div> <div>“<strong>O (takva sahipleri) ki, bollukta da darlıkta da Allah için infak ederler</strong>.” (Àl-i İmran-134)</div> <div>“<strong>Tasarruf eden sıkıntı görmez</strong>.” (Ramuz el–Ehadis: 174-7)</div> <div><strong>Hükümet</strong> üç yıllık <strong>tasarruf</strong> <strong>tedbirleri</strong> yayınladı.</div> <div><strong>Tasarruf</strong> devamlı olur, <strong>üç</strong> <strong>yıllık</strong> olmaz. Hele de konu <strong>devlet</strong> <strong>malı</strong> ise…</div> <div><strong>Tasarruf</strong> her seviyede ve her alanda olur. Tıpkı <strong>Sakarya</strong> savunması gibi… Yani; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk edilemez.” sözü gibi.</div> <div>Çünkü Aziz Milletimiz <strong>Sakarya</strong> <strong>Boyu’ndaki</strong> tutunma mücadelesine devâm ediyor.</div> <div>Anlamayana tercüme edelim.</div> <div>“Tasarruf her kurum ve konumda olmalıdır. Cumhurbaşkanlığı’ndan Mahalle Muhtarlığı’na, belediyeden, köy okuluna her yerde tasarruf süreklidir, süreli tasarruf olmaz. Bu Millî örfü ve inancımızı sulandırmaktan başka bir şey değildir.</div> <div>Tasarruf sathı bütün vatandır. Vatanın her karış toprağında, kurumunda tasarruf yapılmazsa, israf toplumları felakete götürür. Milletler yozlaşır, ahlaksızlaşır. İsraf, yolsuzluk, iktisadın bozulması her türlü ahlâksızlığı, fuhuş, hırsızlık dahil artırır.”</div> <div>Ceddimiz <strong>“DEVLET MALI, YETİM MALI!”</strong> demiş, <strong>“TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİM HAKKI!”</strong> demiş… Bu büyük şuuru kaybedenler <strong>kâmil</strong> <strong>mü’min</strong> olabilir mi? <strong>Ahlâkı</strong> tamamlamak üzere gönderilen <strong>Gülümüz SAV’in</strong> gerçek takipçisi <strong>O’nun</strong> ardında <strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong> olabilir mi?</div> <div><strong>Hükümet</strong> ve <strong>Cumhurbaşkanımız</strong> gerçek manada tasarrufun ahlâklarının temellerinden biri olduğunu topluma göstermelidirler.</div> <div><strong>“Devlet malı deniz, yemeyen domuz!..”</strong> zihniyetinde ne <strong>Müslüman</strong> ne de başka bir <strong>din</strong> mensubu olabilir. <strong>Allah</strong> inancı, kul hakkını tüm dinlerde <strong>haram</strong> kılmıştır.</div> <div><strong>Devlet</strong> kimsenin ne çiftliğidir ne de arpalığı… <strong>Seçim</strong> <strong>Ekonomisi</strong> bir ülke için felakettir. Hele de hoca namlı birileri “Şu kadar parayı kime bırakacaksınız?” sorusunu soramaz… Bu soru, hataya hatta ihanete görürür.</div> <div>Bilelim ki; <strong>Devlet</strong> bizim…</div> <div>Bilelim ki; <strong>Millet</strong> bizim…</div> <div>Bilelim ki; <strong>Vatanımız</strong> çok değerli…</div> <div>Dinimizden, töremizden, tarihimizden gelen sorumlulukları, coğrafyamızın dayatmalarını, düşmanlarımızın güç ve iç işlerimize müdâhilliğini görerek, geleceği hiçbir şekilde israf etmeyelim…</div> <div>.</div> <div><strong>E. Yb. Halil Mert, dikGAZETE.com</strong></div> <div>-TÜREYİŞ Strateji ve Yönetim Uzmanı-</div> <div>İçerik, açıklamaları ile buradadır;</div> <div>https://youtu.be/ysjfbdwrBMs</div> <div></div> <div> </div> <div> </div>