<div><strong>Har.1:</strong> Timurlenk’in Ankara’ya geliş yolu ve Ankara’dan sonra uğradığı yerler. Ankara-Sivrihisar arasında yol, Haymana ve Polatlı üzerinden geçmektedir.</div> <h3><span><strong>Timurlenk, Konya’da Mevlevî dergâhına geldi mi?</strong></span></h3> <h4><strong>Öz</strong></h4> <div>Makalenin amacı Mikail Bayram’ın Timur’un Hatıratı’ndan aktardığı “Timurlenk’in Konya ve Mevlevî dergâhına geldiğine” dair iddianın doğru olmadığını ispattır. Konya’ya gelen Timurlenk’in emiri Emir Süleyman Şah’tır.</div> <div><strong>Açar Kelimeler</strong>: Timurlenk, Ankara Savaşı, Emir Süleyman Şah, Konya, Mevlâna, Celaleddin-i Rûmî.</div> <h4><strong>Giriş</strong></h4> <div>Merhum Prof. Dr. Mikail Bayram, kaynaktaki videonun 27.30-33.50 dakikalar arasında Timur’un Hatıratı’ndan “Timurlenk’in Konya ve Mevlevi dergâhına gelip şeyhin postuna oturduğu; Mevlâna’nın torunu Ulu Arif Çelebi’nin oğlu Alâeddin ile konuştuğunu iddia etmiştir. Hâlbuki Timurlenk, aşağıda görüleceği gibi Konya’ya hiç gelmemiştir.</div> <div>21.07.1402 tarihinde [20 Z 804 Cuma] vukûbulan Ankara Savaşı’nı anlatan kaynaklar Nizameddin-i Şâmî’ ile Şerefüddin Ali Yezdî’ye ait iki zafernâmedir. “Emir, Kayseri’den Engürü’ye müteveccihen yola çıktı, oradan akan bir suyun kıyısından <strong>üç menzil</strong> gittiler, <strong>dördüncü gün</strong> ordu <strong>Çuluğ</strong> arazisine nazil oldu. Timur, Emirzâde Burunduk ile Besteri’ye Engürü’ye kadar gitmelerini ve eğer düşman tarafından asker gelecek olursa yollarını kesmelerini emir buyurdu” (Şâmî, 1987: 302). “Kayseri’den itibaren Yulgun [Kızılırmak] nehrini takiple <strong>üç menzil</strong> ve <strong>üç menzil</strong> olmak üzere <strong>altı</strong> menzil yürüdü” (Yezdî, 2013: 388, 390). Bu ifadeler harbin Ankara’dan çok önceki bir yerde yapıldığını gösterir; filhakika Ankara’nın <strong>60 </strong>km güneyi, Haymana ile Bezirhâne arasında <strong>Culuk</strong> adlı bir köy vardır. Timurlenk’in altı menzilde Ankara’ya gelmesi mümkün olmadığı gibi, Çubuk’a hiç. Kızılırmak takip edildiği takdirde Kayseri’den sonra altı menzilde ancak ve ancak <strong>Culuk</strong> civarına gelinir. Timurlenk’in zaferinden sonra “Divan emirleri mal tahsil için Engürü’ye giderek aman mallarını hazineyi âmireye gönderdiler” (Şâmî, 1987: 312). “Sahipkıran oradan [Culuk] ayrılarak Ankara ovasına geldi” (Yezdî, 2013: 394). “Sahipkıran buradan Ankara ovasına göç eylediler. Kal’a Tavacı Ali Sultan’a ısmarlandı, Emirzâde Mehmed Sultanın Bursa’ya gitmesini emir buyurdular” (Yezdî, 1937: 771).</div> <div>Bu iki kaynağa göre Timurlenk <strong>Çubuk</strong> ovasına gelmemiş ve <strong>Culuğ </strong>ile <strong>Çubuk</strong> karıştırılmıştır. Timurlenk’in ordusu günde 28-33 km arasında yol almaktadır. Ilgarla [dörtnala] gidildiğinde bu hız, ikiye, üçe katlanır. Yaklaşık 380-400 km gelen Ankara-Bursa arası günde 88 km gidilerek, “ılgarla beş günde alınmıştır” (Yezdî, 2013: 396).</div> <h3><strong>Timurlenk’in Ankara’dan sonraki hareketi</strong></h3> <div>[…] ve <span><strong>başkaca ümera Konya, Akşehir, Karahisar, Alâiye ve Adalya taraflarına gönderildi.</strong></span> Sahipkıran altı konakla Sivrihisar’a hareket ettiler (Yezdî, 1937: 772). Kendileri Engürü’den hareketle altı merhalede Sivrihisar’a geldiler (Şâmî, 1987: 312). Bugün için 138 km gelen yolda, günde ortalama 23 km gibi çok düşük bir hızla yürümüş olması gerekir ki, kanaatimizce farklı bir yoldan, yâni Ankara-Haymana-Polatlı-Sivrihisar yoluyla [185 km] gitmiştir. Zira Halim Baki Kunter, “1940’larda bile Polatlı’ya Haymana üzerinden gidiliyordu” der.</div> <div><span><strong>Emirzâde Şah Ruh</strong></span><span>, on tümen askerle</span><strong><span> Gölhisar ve İstanos</span> </strong>[Korkuteli]<strong> </strong><span>taraflarına gönderildi.</span> Sancak, iki gün sonra Kütahya’ya nur saldı (Yezdî, 1937: 773). Bundan sonra oradan [Sivrihisar] da üç günde Gâzî Seyyid’e [Seyitgazi] gittiler ve Karahisar’dan [Eskişehir-Karacaşehir] geçerek Kütahya’ya geldiler (Şâmî, 1987: 312).</div> <div>Karaca-şehir üzerinden Seyitgazi-Kütahya arası, kısa yoldan 117 km civarındadır. 84 km gelen Sivrihisar-Seyitgazi arasını üç günde [günde 28 km] alan ordu, Kütahya’ya dört günde ve toplam yedi günde varmıştır.</div> <div>Emirzâde Mehmed Sultan, Engürü’den ılgarla beş gün içinde Bursa’ya varabildi (Yezdî, 1937: 773). Üç günlük bir yolculuktan sonra dördüncü günü güneş doğarken Bursa’ya vasıl oldu (Şâmî, 1987: 313).</div> <div>Bugün için Bursa-Ankara arası 388 km’dir. Mehmet Sultan, günde ortalama 78-97 km arasında gitmiştir.</div> <div>Timurlenk, Domaniç taraflarına gitti. Mevkib-i hümayun oradan Traşlığ’a, oradan Saranyos’a gelip nazil oldu; oradan da, Tığırtaş’a ve oradan da Balak’a vasıl oldu. Burada bir müddet konakladılar-çadırlarını kurdular. Kendisi oradan hareketle Ayasluğ’a, sonra Doňuzluğ’a geldi. Oradan hareketle üç yerde konak vererek Güzelhisar’a geldi. Bundan sonra Ayasluğ’a ve Tire şehrine geldi; burası meşhur Rum şehirlerinden idi (Şâmî, 1987: 314-15-16).</div> <div>Güzelhisar [Yeni Tralleis: Aydın] ile birlikte dört yerde konaklamış olur ki Timurlenk, 132 km gelen Denizli-Aydın arasını 33 km/gün yürüyüşle dört günde almış olur. Tıraşlık [Tavşanlı?], Saranyos [Sazanos?: Çavdarhisar], Tığırtaş [Değer-taş? Altıntaş], Balak adı MVAD 1, s. 45-48’de Yalak okunmuştur. Sahipkıran, Altuntaş korusunda konakladı (Yezdî, 2013: 398). Altıntaş’a 20 km mesafedeki İl Bulak dağı, Balak [Bolak: Yezdî, 2013: 400] okunan yerdir. Selçuk-Ayasluğ’dan gayri bir Ayasluğ daha var ki, büyük ihtimal Afyonkarahisar-Sincanlı Başkimse [Baş-kilise] köyüdür. Fatih Sultan ve Kanuni’nin Kütahya-Marmaris yolu [Altuntaş-Çine arası]: Ökçeözü, Sıçanlı [şimdi Sincanlı] ovası, Sandıklı sahrası, Şeyhlu [Işıklı], Kavak, Honas, Ilıpınar, Denizli Akhan (Teşner, 1923: 213-214).</div> <div>Bu yol, Afyonkarahisar-Sincanlı [Büyük- Küçük Sıçanlı ovaları], Sandıklı sahrası, Işıklı, Kavak, Honaz olup, Timurlenk, bu yolu takip etmiştir. Yol Sandıklı’nın 15 km batısı, Kara-sandıklı ve Kufi çayı vadisinden geçiyor. Kavak ve Çıtak adlı köyler hâlâ mevcuttur. Domaniç taraflarına giden Timurlenk’in dönüşte Kütahya’ya uğrayıp uğramadığı açık değil. Timurlenk Domaniç, Traşlığ, Saranyos, Altıntaş korusu [İl Bulak], ordunun ağırlıkları ise Kütahya-Altıntaş korusu şeklinde yürümüş olmalıdır. Saranyos, Çavdarhisar’ın eski adı Sazanos’u çağrıştırıyor.</div> <div><strong>Hasan Fehmi Turgal</strong> çevirisi: <span>Emirzâde Sultan Hüseyin ve <strong>Emir Süleyman Şah</strong>, Türkmenleri yağmalayarak Akşehir ve Karahisar’ı aldılar. Çerkes Suvçi, Akşehir’de bırakıldı.</span> Çakırbalago [Çukur-balık: Eğirdir Gölü çevresi] ve Hamid kavmi yağmalandı. O kadar at, katır, koyun toplandı ki, ordu bunları sürüp götürmekte aciz kaldı. Şehir hata [?] ve Aksaray zabt olundu. <strong><span>Emir Süleyman Şah, bizzat Konya’ya yerleşti</span>. </strong>Güz mevsimi gelip çattığı sırada mevkib-i hümayun Tonguzluğ’a ulaştı. Aydın iline çapkına giden Hoca Şeyh Ali Bahadır, dönüp Tonguzluğ’a geldi. Mehmed Sultan için <span>Saruhan ili, Emirzâde Şah Ruh için Germiyan ili; Uluborlu ve Keçiborlu yakınları kışlak tayin edildi</span>. Sahipkıran Donuzlu’ya erişince oraya aman hilatı ihsan eyledi. Tonguzluk’tan yola revan oldu. Mendires suyu üzerinde Timurtaş’ın yaptırmış olduğu köprüden geçtiği sırada Menteşe oğulları Mehmed ve İsfendiyar barigâha gelerek yüz sürdüler. Büyük sancak Güzelhisar’a gelince orada tevakkuf eyledi. Birkaç gün sonra ulu sancak Ayasluğ’a muvasalat eyledi. Birkaç gün orada da tevakkuf eyledi. Buradan da hareketle Tire dışına [Tire dağı eteği] muvasalat olundu (Yezdî, 1937: 776-77-78).</div> <div><span><strong>Batur çevirisi</strong>:</span> <strong>Çakırbalago </strong>adı, Batur çevirisinde <span><strong>Çukur Balıg</strong></span> geçer ki, Hamid kavminin yaşadığı; Eğridir Gölü ve Yalvaç civarıdır. Eğridir Gölü’nün bulunduğu yere Çukurova denilir. Tonguzluğ’a doğru giden Sahipkıran, Altuntaş korusunda konakladı [İl Bulak dağı], oradan ayrılıp Tonguzluğ’a geldi (Süleyman Şükrü, 2013: 15; Yezdî: 2013: 397-99). Doňuzluk ile Doňuzlu [Deňizli] farklı olup Doňuzluk-Deňizli dönüşümü, o zaman başlamış olmalı.</div> <div><strong>6 CA 805</strong> [2 Aralık 1402] Cumartesi derya kenarına vardılar. İki hafta sonunda kale alındı. Emirzâde Mehmed Sultan, İzmir’e bir günlük mesafede olan Foça’yı aldı. Gâvur İzmir’in teshirinden sonra Sahipkıran, şefkat ve merhametini Müslüman İzmir halkına gösterdi. Ayasluk sahrasına geldiği sırada Engürü’den çapkına gitmiş olan <span><strong>Emir Süleyman Şah, </strong>[Şarkî]<strong> Karaağaç’ta </strong>Şah Ruh’a mülâki olmuştu.</span> Oradan gelerek Sahipkıran’a yüz sürdükten sonra tekrar şehzadeye mülâki olmak üzere geri döndü.</div> <div><span><strong>Konya</strong>’ya yerleşti denen Emir Süleyman Şah</span>, Konya-Kıreli arasında Manuel’in, 1146 yılı Konya’dan ricatında kullandığı yolu; Kıreli-Denizli arası [Şarkîkaraağaç-Kemer Boğazı-Uluborlu-Dinar] Kıral Yolu’nu, Denizli-Ayasluk [Selçuk] arasında ise şimdiki yolu kullanır. İzmir dönüşü Timurlenk, Selçuk-Honaz ve Dinar-Uluborlu arasında aynı yolu kullanacaktır. Honaz-Dinar arasında ise Manuel’in 1176 yılı Miryokefalon yürüyüşündeki yolu kullanacaktır.</div> <div><span><strong>Şamî, farklı bir bilgi daha verir</strong>:</span> Timur, Ayasluk’tan sonra<strong> on</strong> yerde konak vererek Sultanhisar’a vâsıl oldu. [Sultanhisar ile 11 konak] Çıtaklardan bir cemaat oranın dağlarına tahassun etmişlerdi ki hepsi kılıçtan geçirildi. Emir, bir adam göndererek Emirzâde Muhammed Sultanı istedi. Kendisine leşkerin sol kolunda olarak Engürü taraflarına ve oradan da Kayseri’ye gelmesi emredildi (Şamî, 1987: 320-21).</div> <div>1346-47’de Umur Beyin şehit düştüğü harpte elden çıkan Gâvur İzmir [Sen Peter kalesi ve civarı] 57 yıl sonra böylece Rodos Şövalyelerinin elinden alındı. Müslüman İzmir denilen yer Kadife kaledir. Ayasluk’tan sonra <strong>on </strong>yerde konak verilmiştir. Hem Batur çevirisine, hem de Şâmî’ye göre Sultanhisar denilen yer, antik Nysa olamaz. Günlerin kısalığını hesap edersek, bir konaklık mesafe, <strong>25</strong> km civarı kabul edilebilir ki,<strong> 11</strong> konak 280 km tutar. Sultanhisar, Ayasluk’tan 282 km mesafedeki Çivril-Homa civarı olmalıdır. Burada hâlâ <span><strong>Çıtak</strong></span> adlı bir köy ile <span><strong>Balçık-hisar</strong></span> adında bir kale vardır. Buradan itibaren Şehzade Mehmet Sultan Kûfi Boğazı ve Afyonkarahisar üzeriyle Ankara taraflarına gönderilmiş, Timurlenk ise, Dinar’dan itibaren Kıral Yolu’nu takiple Uluborlu’ya gelmiştir [<strong>bk. Har.2</strong>]. Şah Ruh’un kışladığı <span>Silindi</span> [<span>Selendi</span>] mevkii, o gün bu gündür Şarkîkaraağaç’ta <strong><span>Timurlenk</span> </strong>olarak da anılmıştır.</div> <div><span>Oraya [Uluborlu] yaklaştıkları anda Emirzâde Şah Ruh, kışlaklarından hareketle mevkibe ulaştı. Uluborlu kalesinin fethine memur oldular.</span> Hemen emrin infazı ile kale yok edildi. İclâlülislam [Celal el-İslam] bir ok isabetiyle öldü. Kaledeki erkeklerin katlinden sonra kadın ve çocukları esir edildi. Hamid vilâyetinde tulü 20 [<strong>5</strong>], arzı 4 fersah büyük bir göl vardı. Suyun kenarında taştan bir şehir yükselirdi. Tarihler buna Felekabad derdi. Üç tarafı su ile çevrili olup bir tarafı dağa ulaşmıştı. Bu gölün içinde şehre yakın iki adacık vardı. Birisine Gülistan, birisine Nis derlerdi. Büyükçe olan Nis’in kalesi, bağları, imaretleri vardır. Bu malûmat Sahipkırana arz edilince kalenin teshirini irade buyurdu. Ağırlıkları Akşehir’e yönelttiler. Yıldırım Bayezid hastalanmıştı. Ağırlıklar ile Yıldırım da [Bozdurmuşbeli üzerinden] Akşehir’e doğru yola çıkarıldı. Mevkib de Uluborlu’dan hareket ederek ılgarla [Kemer Boğazı yolu] 17 B 805 [10 Şubat 1403] Cumartesi günü sabahleyin Eğridir’e muvasalat eyledi. Kaleyi hemen aldılar. Oradan Nis adasına hücum ettiler. Kalenin ileri gelenlerinden Şeyh Baba adında canından elini yıkamış birisi kaleden çıkageldi ve şehzadelerin ayağına kapandı. Sahipkıranın huzuruna getirilince kale halkı için âmân diledi. Padişahın affına lâyık görüldü ve ordu Nis adasını zapt etti. İşte bu esnada Mehmet Sultanın yanından Mübeşşer oğlu koşup geldi. Şehzadenin hastalığını arz etti. Sahipkıran ağlamaya başladı, derhal Emir Ayan’ı seğirdimle gönderdi. Yine bu sırada Emir Mahmud Karaman, Konya’dan gelerek âmân malı takdim eyledi. Öyle ki bu mallar memleketin kudret ve vüs’atinden çok fazla idi. Sancak buradan da yola çıktı. <span>Yıldırım’ın 14 Ş 805 [8 Mart 1403] Perşembe günü Akşehir’de öldüğü haberi geldi.</span> Sahipkıran [Gölün şark sahili, Kemer Boğazı ve Bozdurmuşbeli yoluyla] Akşehir hududuna gelmişlerdi ki Mehmet Sultan’ın yanından Dânâ Hoca geldi, hastada sara başladığını haber verdi. Timur, Akşehir’e nazil oldular. Yıldırım’ın cesedi, oğlu Musa Çelebi tarafından Akşehir’deki Mahmud Hayranî türbesinden alınarak Bursa’daki türbesine götürüldü (Yezdî, 1937: 782-783-784).</div> <div>Sahipkıran ağırlığı Akşehir’e bırakarak Mehmet Sultan’a yöneldi. Turgut Türkmenleri beyleri Hızır ve İbrahim, itaatten ayrılarak dağa çıkmışlardı. Sahipkıranın yolu bu dağın eteğinden geçiyordu. Turgutlular öldürüldü, kadın ve çocukları esir edildi. 16 Şaban Cmt günü [10 Mart 1403] Devlet Hace-i İlci Buga, şehzadenin yanından gelerek hastalığın arttığını haber verdi. Sahipkıran süratle giderek <strong>yanına vardı.</strong> O gün mahfe içinde ilerledi. Karahisar’a [Develi-Yeşilhisar] üç konak bir mesafe kaldığında şehzade öldü. Bu vak’a 18 Ş 805 Pzt [12.03.1403] oldu. <strong>Avnik</strong>’e ulaştıklarında yeni bir tabut hazırlayarak; Sultaniye’de Peygamber Haydar’ın yanında emanet bırakılacak ve oradan Semerkand’e götürülecekti (Yezdî, 1937: 785). <strong>Avnik</strong>, Hasankale civarındadır [Köylerimiz: Dâhiliye Vekâleti-1933].</div> <h4><strong>Sonuç</strong></h4> <div>Timurlenk, 21 Tem. 1402 Cuma günü Culuk’ta yapılan harbi kazandıktan sonra, Ankara, Haymana, Sivrihisar, Seyitgazi, Karacahisar yoluyla Kütahya’ya geldi ve bir ay kadar burada kaldı. Buradan Altıntaş, Afyon-Sincanlı-Başkimse [Ayasluk], Sandıklı yanı, Kufi vadisi, Işıklı, Kavak, Çıtak, Honaz, Denizli, Aydın, Selçuk [Ayasluk] yoluyla İzmir’e gererek 1346-47 yılında elden çıkan Sen Peter kalesini [Gavur İzmir] zaptetti. Aynı yoldan döndü ve Dinar üzerinden gelerek 22 günde Uluborlu’yu, bir o kadar zamanda da Eğirdir’i zaptetti. Eğirdir’de çok sevdiği torunu Mehmed Sultan’ın hastalandığını haber alınca aceleyle yola çıktı ve Kemer Boğazı, Bozdurmuşbeli, Çay, Akşehir, Sultan Hanı üzerinden Aksaray-Gülağaç civarı Mehmet Sultan’a kavuştu. Görüldüğü gibi Timurlenk, Konya şehrine hiç uğramadı. Timur Hatıratı’nın yazarı, Timurlenk ile Emir Süleyman Şah’ı karıştırmış olmalıdır [<strong>bk. Har.1</strong>].</div> <div>.</div> <div><strong>Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com</strong></div> <div><strong>Kaynaklar</strong></div> <div>Bayram, Mikail: “Mevlana Celaleddin Rumi’nin Mesnevi’si ve inançları-1, Bitmeyen Mevzular” adlı video.</div> <div>https://youtu.be/H2cperKykV4?si=kmMb-pzVZ8xjMArp [erişim 17 Ağustos 2024, dakika: 27.30-33.50].</div> <div>Süleyman Şükrü (2013): Seyahatü’l-Kübra, Yay. Haz. Hasan Mert, Türk Tarih Kurumu-Ankara.</div> <div>Şâmî, Nizamüddin (1987): Zafernâme, Farsçadan çeviri: Necati Lugal, 2. Baskı, Türk Tarih Kurumu-Ankara.</div> <div>Taeschner, Franz (2010): Osmanlı Kaynaklarına Göre Anadolu Yol Ağı, Çeviri: Nilüfer Epçeli, Bilge Kültür Sanat-İstanbul.</div> <div>Yezdî, Şerefüddin Ali (1937): Emir Timur (Zafernâme), Çeviri: Hasan Fehmi Turgal, Konya Halkevi Dergisi-Konya.</div> <div>Yezdî, Şerefüddin Ali (2013): Emir Timur (Zafernâme), Çeviri: D. Ahsen Batur, Selenge Yayınları-İstanbul.</div> <div><strong></strong></div> <div><strong>Har.1:</strong> Timurlenk’in Ankara’ya geliş yolu ve Ankara’dan sonra uğradığı yerler. Ankara-Sivrihisar arasında yol, Haymana ve Polatlı üzerinden geçmektedir.</div> <div><strong></strong></div> <div><strong>Har.2</strong>: <strong>Çıtak</strong> köyü, <strong>Kavak</strong> köyü, Çivril, <strong>Sultanhisar</strong> [Balçıkhisar veya <strong>Sundurlu</strong>], Işıklı, Kûfi Boğazı, Homa ve <strong>Dinar.</strong></div> <div><strong></strong></div> <div><strong></strong></div> <div>.</div> <div><strong></strong></div>