Ne ODTÜ ne Boğaziçi!.. Tahtakale Üniversitesi

Ne ODTÜ ne Boğaziçi!.. Tahtakale Üniversitesi

Ne ODTÜ ne Boğaziçi!.. Tahtakale Üniversitesi Ne ODTÜ ne Boğaziçi!.. Tahtakale Üniversitesi

Siz siz olun aynı hatayı tekrar etmeyin.

Çocuğunuzu okutmak için üniversite seçerken

İmkânınız varsa ilk tercihiniz ne Hacettepe, ne İTÜ, ne ODTÜ vs. olmasın…

İlk tercihiniz Tahtakale Üniversitesi olsun.

Bazıları Sultanhamam Üniversitesi’nin daha kaliteli bir üniversite olduğunu söylüyorlarsa da orayı fazla bilmediğim için bir şey diyemeyeceğim. Doğrudur, daha üstün olabilir

Ama…

Ben Tahtakale Üniversitesi ile ilgili çevremde çok fazla örnek gördüğüm için ondan bahsedeceğim.

MEHMET ABİ…

Yazık ki,

Mehmet Abi genç yaşta rahmeti rahmana kavuştu.

Yaşasaydı…

Bugün camiamıza çok büyük faydaları olan büyük bir tüccar olurdu.

Faizden ateşten kaçar gibi kaçan mümin muvahhid bir Müslüman’dı.

Bildiğim kadarıyla ilkokul veya ortaokulu bitirmiş

Ve…

Vakit kaybetmeden Tahtakale Üniversitesi’ne yazılmıştı.

PASLANMAZ ÇELİK…

Kaşık verip araba alır, arabayı verip arsa alır, arsa ile tekrar çatal, kaşık, bıçak vs. alır helalinden çok güzel kârlar ederdi.

Onun namuslu ve dürüst şahsiyetine güvenen Anadolu’daki müşterileri, huzuru kalp ile siparişlerini verir…

Böylece işler aksamadan yürüdüğü için tercih edilen bir esnaf haline gelmişti.

Kısa sürede kendi sektöründe (rostfrei-paslanmaz çelik) 

Tahtakale’nin bilinen esnafları arasına girmiş

Bu gidişle Büyük bir tüccar olacağı her halinden belliydi.

Ama…

Ne yazık ki, o günler gelmeden bir trafik kazasında vefat etti.

THY…

Ticarette çok cesurdu.

Tahtakale’deki dükkânını resmi bir kurumdan ihale ile çok yüksek bir meblağa almış, ben de hayretler içinde kalmıştım.

- “Mehmet Abi bu taksitleri nasıl ödeyeceksiniz?” diye sorduğumda;

- “Bana taksitle THY’nı (Türk Hava Yolları) satsınlar, tereddüt etmeden şimdi alırım!..” demişti.

Ve dediği çıktı.

Kadıköy Ethemefendi’de aldığı dairenin taksitleri de çok yüksekti…

Ama…

O yıllardaki (80’li yıllar) yüksek enflasyondan dolayı bir müddet sonra hem dükkân hem de daire için ödediği taksitler, neredeyse aylık kira bedeli kadar küçülmüştü.

ÇOCUKLARI…

Çocukları Tahtakale Üniversitesi yerine başka üniversiteleri tercih etti.

Bu yanlış tercihleri neticesinde babalarının kurduğu o tezgâh düzelmemek üzere bozuldu.

Üniversiteden edindikleri meslekte başarılı oldular mı bilmiyorum…

Ama…

Başarılı olsalar bile Tahtakale’deki o başarıyı yakalamaları imkânsız…

BİR BAŞKA ÖRNEK…

Abisi; 

İlkokul mezunu... Kendi gayretleri ile dışarıdan bir senede ortaokulu, bir senede de Liseyi bitirdi. İstese üniversiteyi de bitirir ama gerek yok.

Akıllılık edip ticarete atıldı.

Böylece kaybedeceği 2+2+4= 8 yılı ticarete ayırdı (aslında 10 yıl. Çünkü birer yıl da dışarıdan bitirdiği ortaokul ve Lise için hazırlık yaparken aynı zamanda iş hayatında da çalışıyordu)…

Bu arada, Tahtakale Üniversitesine yazılmasa bile, uzaktan tozunu yuttu, kıyısında köşesinde bulundu.

Bu kadarı bile onun iyi bir tüccar olmasına yetti.

Çocukları ise üniversiteye gitmeyi tercih etti.

Neden?

Çünkü genellikle gençler üniversite okumasa kendilerinde bir eksiklik olacağını sanıyor.

Boşa giden o kadar yıldan sonra…

Nihayet babalarının yanına dönüp, o yarım bıraktıkları baba mesleğini (ticaretini) geliştirdiler.

Şimdi… 

Yanlarında onlarca kişiyi çalıştırdıkları bir işe sahipler.

Evleri, işyerleri, arabaları var. İstedikleri zaman tatile çıkar, istedikleri zaman yurt içi yurt dışı gezilere çıkarlar.

KOMPLEKS YAPSALARDI NE OLURDU?

Üniversite eğitimine güvenip kendi mesleklerini yapmaya kalksalardı…

Ya bir yerde memur veya bir fabrikada çalışır, aldığı maaşla ev kirası veya taksidini nasıl denkleştireceğinikara kara düşünür, monoton, sıkıcı bir hayatları olurdu.

Onların…

Mehmet Abinin çocukları gibi yapmayıp, babalarının tezgâhının başına geçmekle çok isabetli bir karar verdikleri şimdi daha iyi anlaşılıyor.

Bu arada babaları;

İyi ki, zekâsına güvenip Üniversitenin çekici cazibesine kapılarak okumaya gitmedi.

Gitse.. O da şimdi emekli bir memur veya “3600 gösterge çıkacak çıkmayacak” hesabı içinde olurdu.

KARDEŞİ…

Kardeşi liseden sonra doğrudan Tahtakale Üniversitesine yazıldı.

Okulu bitiren çocuklarını da yanına alarak ticaretini geliştirdi.

Bu arada, Amerika’da okuyan yeğenini de yanına alarak

- “Gel seninle ticaret yapalım!” dedi.

Yeğeni Amerika’da belki güzel bir üniversitede okumuş

Ama...

Bunun Tahtakale’de fazla bir geçerliliği yok.

Ancak…

Yeğeninin Amerika’da İngilizce öğrenmiş olması işe yaradı.

Çin’den mal alıp-satmaya başladılar.

Neticede…

İyi bir ticaret yaparak, işleri genişletiyorlar. Yeğeni üniversiteyi bitirmiş, diğer kardeşlerini de yanına alarak işi biraz daha büyütüyor.

Peki,

Liseden sonra cazibesine kapılıp üniversiteye gitmeye kalksa ne olurdu?

Bunlar meçhul sorular…

Ama…

Bu kadar denemeden sonra sonuç aşağı yukarı bellidir.

KENDİSİ…

İyi bir üniversitede okudu.

Bürokraside iyi yerlere geldi.

Kendi mesleğinde çok az kişinin geleceği yerlere geldi. Binlerce konutun hayata geçmesine imza attı. Boş bir araziden mini bir şehir kuracak tecrübe ve deneyime sahip oldu.

Ama…

Tahtakale üniversitesi mezunu değildi.

Binlerce konuta imza attı

Ama

Bir tek konutun

Tahtakale mantığı ile nasıl satılacağını bilmiyordu.

Serbest iş hayatına atıldıktan sonra bu eksikliği hep yaşadı.

Neticei kelam

Siz siz olun bütün yumurtaları bir sepete koymayın!..

Bütün çocukları üniversiteye gönderip, onlara kıymayın.

Hiç olmazsa birini, Liseden sonra (mümkünse ortaokuldan sonra) Tahtakale vb. ticaret veya sanat öğreneceği bir yere verin.

Bari bir kişi ayakta kalsın da aileye bir faydası olsun.

NOT:

1- Bu yazı, üniversiteleri küçümseme yazısı değildir. Sadece kutsiyet atfedip “olmazsa olmaz..” olmadıklarını anlatmaya çalıştım.

2- “Tahtakale” bir semboldür. Laleli, Beyazıt, Kapalıçarşı, Karaköy vb. yerler de birer üniversitedir.

3- Her şehrin bir Tahtakale’si vardır.

4- Ülkenin değişik meslek gruplarına ihtiyacı var (Dr, Avukat, Mühendis vs.) Haliyle o ihtiyacı Tahtakale değil mevcut üniversiteler karşılayacaktır.

5- Bilhassa ihtisas yapmak isteyenler, teknolojik gelişmelere imza atacak olanlar yine mevcut üniversiteleri tercih etmeli. 

6- Mevcut liselerin önemli bir kısmını Meslek Lisesine çevrilerek sayıları artırılmalı.

7- Tahtakale’de işler her zaman yolunda gider diye bir şey yok. O piyasanın da kendine göre iniş ve çıkışları var.

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

Siz siz olun aynı hatayı tekrar etmeyin.

Çocuğunuzu okutmak için üniversite seçerken

İmkânınız varsa ilk tercihiniz ne Hacettepe, ne İTÜ, ne ODTÜ vs. olmasın…

İlk tercihiniz Tahtakale Üniversitesi olsun.

Bazıları Sultanhamam Üniversitesi’nin daha kaliteli bir üniversite olduğunu söylüyorlarsa da orayı fazla bilmediğim için bir şey diyemeyeceğim. Doğrudur, daha üstün olabilir

Ama…

Ben Tahtakale Üniversitesi ile ilgili çevremde çok fazla örnek gördüğüm için ondan bahsedeceğim.

MEHMET ABİ…

Yazık ki,

Mehmet Abi genç yaşta rahmeti rahmana kavuştu.

Yaşasaydı…

Bugün camiamıza çok büyük faydaları olan büyük bir tüccar olurdu.

Faizden ateşten kaçar gibi kaçan mümin muvahhid bir Müslüman’dı.

Bildiğim kadarıyla ilkokul veya ortaokulu bitirmiş

Ve…

Vakit kaybetmeden Tahtakale Üniversitesi’ne yazılmıştı.

PASLANMAZ ÇELİK…

Kaşık verip araba alır, arabayı verip arsa alır, arsa ile tekrar çatal, kaşık, bıçak vs. alır helalinden çok güzel kârlar ederdi.

Onun namuslu ve dürüst şahsiyetine güvenen Anadolu’daki müşterileri, huzuru kalp ile siparişlerini verir…

Böylece işler aksamadan yürüdüğü için tercih edilen bir esnaf haline gelmişti.

Kısa sürede kendi sektöründe (rostfrei-paslanmaz çelik) 

Tahtakale’nin bilinen esnafları arasına girmiş

Bu gidişle Büyük bir tüccar olacağı her halinden belliydi.

Ama…

Ne yazık ki, o günler gelmeden bir trafik kazasında vefat etti.

THY…

Ticarette çok cesurdu.

Tahtakale’deki dükkânını resmi bir kurumdan ihale ile çok yüksek bir meblağa almış, ben de hayretler içinde kalmıştım.

- “Mehmet Abi bu taksitleri nasıl ödeyeceksiniz?” diye sorduğumda;

- “Bana taksitle THY’nı (Türk Hava Yolları) satsınlar, tereddüt etmeden şimdi alırım!..” demişti.

Ve dediği çıktı.

Kadıköy Ethemefendi’de aldığı dairenin taksitleri de çok yüksekti…

Ama…

O yıllardaki (80’li yıllar) yüksek enflasyondan dolayı bir müddet sonra hem dükkân hem de daire için ödediği taksitler, neredeyse aylık kira bedeli kadar küçülmüştü.

ÇOCUKLARI…

Çocukları Tahtakale Üniversitesi yerine başka üniversiteleri tercih etti.

Bu yanlış tercihleri neticesinde babalarının kurduğu o tezgâh düzelmemek üzere bozuldu.

Üniversiteden edindikleri meslekte başarılı oldular mı bilmiyorum…

Ama…

Başarılı olsalar bile Tahtakale’deki o başarıyı yakalamaları imkânsız…

BİR BAŞKA ÖRNEK…

Abisi; 

İlkokul mezunu... Kendi gayretleri ile dışarıdan bir senede ortaokulu, bir senede de Liseyi bitirdi. İstese üniversiteyi de bitirir ama gerek yok.

Akıllılık edip ticarete atıldı.

Böylece kaybedeceği 2+2+4= 8 yılı ticarete ayırdı (aslında 10 yıl. Çünkü birer yıl da dışarıdan bitirdiği ortaokul ve Lise için hazırlık yaparken aynı zamanda iş hayatında da çalışıyordu)…

Bu arada, Tahtakale Üniversitesine yazılmasa bile, uzaktan tozunu yuttu, kıyısında köşesinde bulundu.

Bu kadarı bile onun iyi bir tüccar olmasına yetti.

Çocukları ise üniversiteye gitmeyi tercih etti.

Neden?

Çünkü genellikle gençler üniversite okumasa kendilerinde bir eksiklik olacağını sanıyor.

Boşa giden o kadar yıldan sonra…

Nihayet babalarının yanına dönüp, o yarım bıraktıkları baba mesleğini (ticaretini) geliştirdiler.

Şimdi… 

Yanlarında onlarca kişiyi çalıştırdıkları bir işe sahipler.

Evleri, işyerleri, arabaları var. İstedikleri zaman tatile çıkar, istedikleri zaman yurt içi yurt dışı gezilere çıkarlar.

KOMPLEKS YAPSALARDI NE OLURDU?

Üniversite eğitimine güvenip kendi mesleklerini yapmaya kalksalardı…

Ya bir yerde memur veya bir fabrikada çalışır, aldığı maaşla ev kirası veya taksidini nasıl denkleştireceğinikara kara düşünür, monoton, sıkıcı bir hayatları olurdu.

Onların…

Mehmet Abinin çocukları gibi yapmayıp, babalarının tezgâhının başına geçmekle çok isabetli bir karar verdikleri şimdi daha iyi anlaşılıyor.

Bu arada babaları;

İyi ki, zekâsına güvenip Üniversitenin çekici cazibesine kapılarak okumaya gitmedi.

Gitse.. O da şimdi emekli bir memur veya “3600 gösterge çıkacak çıkmayacak” hesabı içinde olurdu.

KARDEŞİ…

Kardeşi liseden sonra doğrudan Tahtakale Üniversitesine yazıldı.

Okulu bitiren çocuklarını da yanına alarak ticaretini geliştirdi.

Bu arada, Amerika’da okuyan yeğenini de yanına alarak

- “Gel seninle ticaret yapalım!” dedi.

Yeğeni Amerika’da belki güzel bir üniversitede okumuş

Ama...

Bunun Tahtakale’de fazla bir geçerliliği yok.

Ancak…

Yeğeninin Amerika’da İngilizce öğrenmiş olması işe yaradı.

Çin’den mal alıp-satmaya başladılar.

Neticede…

İyi bir ticaret yaparak, işleri genişletiyorlar. Yeğeni üniversiteyi bitirmiş, diğer kardeşlerini de yanına alarak işi biraz daha büyütüyor.

Peki,

Liseden sonra cazibesine kapılıp üniversiteye gitmeye kalksa ne olurdu?

Bunlar meçhul sorular…

Ama…

Bu kadar denemeden sonra sonuç aşağı yukarı bellidir.

KENDİSİ…

İyi bir üniversitede okudu.

Bürokraside iyi yerlere geldi.

Kendi mesleğinde çok az kişinin geleceği yerlere geldi. Binlerce konutun hayata geçmesine imza attı. Boş bir araziden mini bir şehir kuracak tecrübe ve deneyime sahip oldu.

Ama…

Tahtakale üniversitesi mezunu değildi.

Binlerce konuta imza attı

Ama

Bir tek konutun

Tahtakale mantığı ile nasıl satılacağını bilmiyordu.

Serbest iş hayatına atıldıktan sonra bu eksikliği hep yaşadı.

Neticei kelam

Siz siz olun bütün yumurtaları bir sepete koymayın!..

Bütün çocukları üniversiteye gönderip, onlara kıymayın.

Hiç olmazsa birini, Liseden sonra (mümkünse ortaokuldan sonra) Tahtakale vb. ticaret veya sanat öğreneceği bir yere verin.

Bari bir kişi ayakta kalsın da aileye bir faydası olsun.

NOT:

1- Bu yazı, üniversiteleri küçümseme yazısı değildir. Sadece kutsiyet atfedip “olmazsa olmaz..” olmadıklarını anlatmaya çalıştım.

2- “Tahtakale” bir semboldür. Laleli, Beyazıt, Kapalıçarşı, Karaköy vb. yerler de birer üniversitedir.

3- Her şehrin bir Tahtakale’si vardır.

4- Ülkenin değişik meslek gruplarına ihtiyacı var (Dr, Avukat, Mühendis vs.) Haliyle o ihtiyacı Tahtakale değil mevcut üniversiteler karşılayacaktır.

5- Bilhassa ihtisas yapmak isteyenler, teknolojik gelişmelere imza atacak olanlar yine mevcut üniversiteleri tercih etmeli. 

6- Mevcut liselerin önemli bir kısmını Meslek Lisesine çevrilerek sayıları artırılmalı.

7- Tahtakale’de işler her zaman yolunda gider diye bir şey yok. O piyasanın da kendine göre iniş ve çıkışları var.

.

Emin Batur, dikGAZETE.com