şampiyonluğa oynayan İstanbul ekipleri dışında, kendisinden büyük beklenti içinde olunan Karadeniz ekibinin, ligin henüz başında üst üste dördüncü yenilgisini alması, haftanın en ilgi çekici sonucuydu. Bir o kadar da sorgulanmasını beraberinde getiriyor...

Üst üste alınan yenilgiler, Karadeniz ekibini çıkmaza doğru sürüklemeye devam ediyor. Bu çarpıklık istatistiklere “10 yıl sonra 4 maç üst üste kaybetti” şeklinde yansıyor. Bunun bir karşılığı olmalı! O karşılık da takımın iyiden iyiye silkelenmesi, diğer bir ifade ile Trabzonspor’un bu gidişine birinin dur demesi!..

Trabzonspor Teknik Direktörü şota Arveladze, Mersin maçı öncesi yaptığı açıklamada “Biz sahnelenmek istenen oyunun parçası olmayacağız. Kendimiz olmak için çalışmaya devam edeceğiz” sözü ile Mersin maçının 3-2’lik sonucu, hiç mi hiç bağdaşmıyor! şota, her ne kadar hakem hatalarını ileri sürmekte haklı olsa da, bu mazeret de bir yere kadar... 

Yenilgilerin üst üste gelmesi, Karadeniz ekibinde içinden çıkılmaz bir hal alıyor. şota’nın Trabzonspor’a beslediği sevgiyi kimse inkâr edemez! Bu sevgisini “Hayattan isteyeceğim en son şey, burada (Trabzon’da) kazandığım sevgi ve saygıyı kaybetmek olacaktır” sözlerinden anlamaktayız.

Unutulan bir şey var ki; futbolda olması gereken duygusallıktan daha çok, futbol kalitesi için duygusallıktan öte görevin kaçınılmazlığı...

Peki lider Beşiktaş’ın dokuz puan gerisine düşen Karadeniz ekibinde her şey bitti mi?.. Kesinlikle hayır. Ta ki; kısa sürede toparlanması şartı ile... Nasıl yani?

Rakipleri Avrupa maçları ve ligi bir arada götürürken, kadro yapısı olarak diğer ekiplerden eksiği olmayan Trabzonspor’un yapması gereken, kendisini ‘avuntudan’ başka bir şey kazandırmayan şike ve hakem hataları gibi konuları ikinci plana atıp, sahadaki mücadeleye odaklanmak.

şampiyonluğun en güçlü adayları Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ligin sekizinci haftasını galibiyetle kapatması, bugün ve yarın oynayacakları Avrupa maçları için önemli ‘moral’ kaynağı oldu. Bu moralin Avrupa’ya nasıl yansıyacağını hep birlikte göreceğiz. Gerçekleri gözardı etmeyelim ama, Milli Takım’ın zaferi ve lig maçlarının morali ile, zorlu geçmeye aday Avrupa maçlarını kolaylaştırmanın yolu seçilebilir. Bu da inanmak ve uygulamaktan geçer. Hadi rastgele!..

Süper Lig’de altıncı haftada şampiyonluğu yakalayan Beşiktaş, Çaykur Rize engelini, oyuna sonradan giren Quaresma’nın golüyle kayıpsız geçmesini bildi. Tıpkı Trabzonspor gibi, Beşiktaş içinde ligin sekizinci haftasının ayrı bir önemi vardı. Rakamlar 19 puanla lider durumda olan Siyah-Beyazlı ekibin, 12 yıldaki en iyi sezon başlangıcını gerçekleştirdiğini gösteriyor...

*****

Twitter-Facebook: ahmetgulumseyen

şampiyonluğa oynayan İstanbul ekipleri dışında, kendisinden büyük beklenti içinde olunan Karadeniz ekibinin, ligin henüz başında üst üste dördüncü yenilgisini alması, haftanın en ilgi çekici sonucuydu. Bir o kadar da sorgulanmasını beraberinde getiriyor...

Üst üste alınan yenilgiler, Karadeniz ekibini çıkmaza doğru sürüklemeye devam ediyor. Bu çarpıklık istatistiklere “10 yıl sonra 4 maç üst üste kaybetti” şeklinde yansıyor. Bunun bir karşılığı olmalı! O karşılık da takımın iyiden iyiye silkelenmesi, diğer bir ifade ile Trabzonspor’un bu gidişine birinin dur demesi!..

Trabzonspor Teknik Direktörü şota Arveladze, Mersin maçı öncesi yaptığı açıklamada “Biz sahnelenmek istenen oyunun parçası olmayacağız. Kendimiz olmak için çalışmaya devam edeceğiz” sözü ile Mersin maçının 3-2’lik sonucu, hiç mi hiç bağdaşmıyor! şota, her ne kadar hakem hatalarını ileri sürmekte haklı olsa da, bu mazeret de bir yere kadar... 

Yenilgilerin üst üste gelmesi, Karadeniz ekibinde içinden çıkılmaz bir hal alıyor. şota’nın Trabzonspor’a beslediği sevgiyi kimse inkâr edemez! Bu sevgisini “Hayattan isteyeceğim en son şey, burada (Trabzon’da) kazandığım sevgi ve saygıyı kaybetmek olacaktır” sözlerinden anlamaktayız.

Unutulan bir şey var ki; futbolda olması gereken duygusallıktan daha çok, futbol kalitesi için duygusallıktan öte görevin kaçınılmazlığı...

Peki lider Beşiktaş’ın dokuz puan gerisine düşen Karadeniz ekibinde her şey bitti mi?.. Kesinlikle hayır. Ta ki; kısa sürede toparlanması şartı ile... Nasıl yani?

Rakipleri Avrupa maçları ve ligi bir arada götürürken, kadro yapısı olarak diğer ekiplerden eksiği olmayan Trabzonspor’un yapması gereken, kendisini ‘avuntudan’ başka bir şey kazandırmayan şike ve hakem hataları gibi konuları ikinci plana atıp, sahadaki mücadeleye odaklanmak.

şampiyonluğun en güçlü adayları Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ligin sekizinci haftasını galibiyetle kapatması, bugün ve yarın oynayacakları Avrupa maçları için önemli ‘moral’ kaynağı oldu. Bu moralin Avrupa’ya nasıl yansıyacağını hep birlikte göreceğiz. Gerçekleri gözardı etmeyelim ama, Milli Takım’ın zaferi ve lig maçlarının morali ile, zorlu geçmeye aday Avrupa maçlarını kolaylaştırmanın yolu seçilebilir. Bu da inanmak ve uygulamaktan geçer. Hadi rastgele!..

Süper Lig’de altıncı haftada şampiyonluğu yakalayan Beşiktaş, Çaykur Rize engelini, oyuna sonradan giren Quaresma’nın golüyle kayıpsız geçmesini bildi. Tıpkı Trabzonspor gibi, Beşiktaş içinde ligin sekizinci haftasının ayrı bir önemi vardı. Rakamlar 19 puanla lider durumda olan Siyah-Beyazlı ekibin, 12 yıldaki en iyi sezon başlangıcını gerçekleştirdiğini gösteriyor...

*****

Twitter-Facebook: ahmetgulumseyen