Nur topu gibi bir ‘Mehdi'miz daha olmuş!

Nur topu gibi bir ‘Mehdi'miz daha olmuş!

Tebrik ederim kardeşler “Nur topu gibi bir Mehdi'miz daha olmuş(!)

Yani tamam, gülüp geçiyoruz falan ama detaylıca düşününce çok enteresan ve bir o kadar da korkunç aslında.

Düşünsenize;

Adam kendini Mehdi ilan ediyor, kıblesini bile değiştiriyor ve buna iman eden(!) eli-yüzü düzgün bir sürü insan olduğu ortaya çıkıyor.

Çok acayip değil mi ya!

Bu adamlar özünde ilimli insanlar olup, güzel de bir hayat yaşıyorken nasıl bu hale geliyorlar?

Ben onları gerçekten anlamaya çalışıyorum, nasıl yani nasıl olabilir bu?

Onlara sorsak çeşitli mucizeler gördüklerini söyler, gördükleri rüyaların dahi ilahi olduğunu bildirirler.

Evet doğrudur, inanıyorum. 

Hakikaten bir şeyler görüyorlar bunlar doğru, gaibten sesler de duyuyorlardır doğru.

Ama kimden geliyor tüm bunlar?

Rahmani mi? Şeytani mi?

Argo tabir ile kayışlar tam da bu noktada kopuyor zaten.. 

Bu artık Allah'ı zikretmekten çıkıp "transandantal meditasyon" tanısında bir hale dönüşüyor.

Uçmak, kaçmak, Peygamber sandıkları kişiler ile telepatik bir şekilde iletişime geçmek onlar için "Hak" olduklarının bir ispatıyken bizler için istidractan öte bir hal değildir.

Aksine, bizim onlara tepkilerimiz onları daha da birbirine ve ‘Mehdi’lerine bağlar.

Teşbihte hata olmaz; bu aynı ‘hariciler’in durumu gibidir.

Adam geçmişe piskopattır, kötü bir ergenlik yaşamıştır, küfür diline pelesenk olmuştur. 

Sonra internette “Counter Strike” tarzı videolar görür ama bi dakika, arka fonda ilahi çalmaktadır, bi afallar!..

Sonra tam hayal ettiği gibi ‘ekşın’ dolu bir hayata atılmak ister.

Sonra “bunlar Müslüman'sa ben neyim?” der.

Yeniden iman eder(!)

Peki şimdi o Müslüman'sa ailesi ne?

Hepsini bir güzel tekfir edip, müşrik ilan eder.

Zihniyetinde, “kafire sallamak” ona ekstra sevap kazandıracağı için sürekli ailesiyle, akrabalarıyla, etrafıyla didişmek, kavga etmek, onlara hakaret etmek, tekfir etmek bir süre sonra "zevk vermeye" başlar ve neredeyse tek ibadeti haline gelir.

Zaten, “Dar’ul Harb”tedir. 

Namazlar yarıya inmiştir. 

Sarf, Nahiv” şöyle dursun, Kur’an’ı bile yüzünden okumaya vakit bulamamıştır, tekfir edilecek binlerce insan onu beklemektedir.

İmam-ı Azam, onun bildiği hadisleri göremediği(!) için mezhebten de çıkmıştır. 

Haliyle yine bir çok ibadet onun için gerekli değildir.

Fatih/Çarşamba'da paçalarını kıvırıp gezmek, İsmailağa’nın önünde durup “Salilus Savarimnasheedleri dinlemek en büyük ibadettir onun için.

Velhasıl;

Topluluklar içinde yalnızdır, nasılda “Peygamber gibi” zulme uğrayandır, kuyuda kalan Yusuf'tur..

Oysa kuyusunu kendi kazmıştır.

İşte bugün “Mehdi’yim" diyen şahsın peşine takılanların da bu durumdan hiçbir farkı yoktur.

Toplumla savaşmak, onu-bunu mürted ilan etmek, ibadetten daha fazla lezzet verip; uhrevi olarak onları daha da şevklendirir hale gelmiştir.

Kaldı ki hariciler bile yine kıbleye döner, bunlar onu dahi değiştirmiş.

Onlar topluluklar içinde hidayete erdirilmiş nezih kişilerdir. 

Keşke onların bildiklerini, bizler de bilsektir.

Az olmaları, Ashabı Bedr kaderiyle aynıdır.

"Deli misiniz olm ya" lafını işitmeleri "mecnun" ayetine sığınma sebepleridir.

Gidip ümüğünü sıksanız siz, Ukbe bin Ebu Muayt, onlar Efendimiz rolündedir.

Vel hasıl; ne yaparsak yapalım, Rabbim merhamet edip onlara hidayet etmedikçe, onlar hep mazlumu oynayıp, batıl davalarına daha sıkı sarılacaklardır.

Çünkü yazının başında dediğim gibi bilinçaltları buna kodlanmış bir şekilde “transandantal meditasyon" halindeler.

Ben böyle diyeyim; siz varın ‘ecünnü’ deyin :) 

Ve bir misal ile sonlandırmak istiyorum.

....

- Ey Abdulkâdir! Ben senin Rabbinim, haramları senin için helal kıldım!..

O ise istifini hic bozmadan;

Çekil ey la’netli! Bana o, nur diye gösterdiğin şey zulmetin ta kendisidir. O sûret ise dumandan başka bir şey değildir” dedi..

Şeytan:

Rabbin hikmeti sayesinde elde ettiğin ilimle benden kurtuldun. Menzillerdeki inceliklere aşina olman da sana yardım etti. Halbuki ben bu gibi hallerle yetmiş kadar ehl-i tarîki yoldan çıkardım" dedi.

Ben:

"Bu Allah’ın bir lütfudur" dedim.

Bu olayı dinleyenlerden bazıları kendisine:

Onun şeytan olduğunu nasıl anladın” diye sordular.

Şöyle cevap verdi:

Sana haramları helal kıldım, demesinden.

...

Seni daha iyi anlıyoruz Ya RasulAllah..

"Ahir zamanda imanı elde tutmak, neden ateşten bir koru elde tutmaktan daha zor!..” sürüne sürüne anlıyoruz..

.

Yağmur (Mirzayeva) İbiç, dikGAZETE.com

Tebrik ederim kardeşler “Nur topu gibi bir Mehdi'miz daha olmuş(!)

Yani tamam, gülüp geçiyoruz falan ama detaylıca düşününce çok enteresan ve bir o kadar da korkunç aslında.

Düşünsenize;

Adam kendini Mehdi ilan ediyor, kıblesini bile değiştiriyor ve buna iman eden(!) eli-yüzü düzgün bir sürü insan olduğu ortaya çıkıyor.

Çok acayip değil mi ya!

Bu adamlar özünde ilimli insanlar olup, güzel de bir hayat yaşıyorken nasıl bu hale geliyorlar?

Ben onları gerçekten anlamaya çalışıyorum, nasıl yani nasıl olabilir bu?

Onlara sorsak çeşitli mucizeler gördüklerini söyler, gördükleri rüyaların dahi ilahi olduğunu bildirirler.

Evet doğrudur, inanıyorum. 

Hakikaten bir şeyler görüyorlar bunlar doğru, gaibten sesler de duyuyorlardır doğru.

Ama kimden geliyor tüm bunlar?

Rahmani mi? Şeytani mi?

Argo tabir ile kayışlar tam da bu noktada kopuyor zaten.. 

Bu artık Allah'ı zikretmekten çıkıp "transandantal meditasyon" tanısında bir hale dönüşüyor.

Uçmak, kaçmak, Peygamber sandıkları kişiler ile telepatik bir şekilde iletişime geçmek onlar için "Hak" olduklarının bir ispatıyken bizler için istidractan öte bir hal değildir.

Aksine, bizim onlara tepkilerimiz onları daha da birbirine ve ‘Mehdi’lerine bağlar.

Teşbihte hata olmaz; bu aynı ‘hariciler’in durumu gibidir.

Adam geçmişe piskopattır, kötü bir ergenlik yaşamıştır, küfür diline pelesenk olmuştur. 

Sonra internette “Counter Strike” tarzı videolar görür ama bi dakika, arka fonda ilahi çalmaktadır, bi afallar!..

Sonra tam hayal ettiği gibi ‘ekşın’ dolu bir hayata atılmak ister.

Sonra “bunlar Müslüman'sa ben neyim?” der.

Yeniden iman eder(!)

Peki şimdi o Müslüman'sa ailesi ne?

Hepsini bir güzel tekfir edip, müşrik ilan eder.

Zihniyetinde, “kafire sallamak” ona ekstra sevap kazandıracağı için sürekli ailesiyle, akrabalarıyla, etrafıyla didişmek, kavga etmek, onlara hakaret etmek, tekfir etmek bir süre sonra "zevk vermeye" başlar ve neredeyse tek ibadeti haline gelir.

Zaten, “Dar’ul Harb”tedir. 

Namazlar yarıya inmiştir. 

Sarf, Nahiv” şöyle dursun, Kur’an’ı bile yüzünden okumaya vakit bulamamıştır, tekfir edilecek binlerce insan onu beklemektedir.

İmam-ı Azam, onun bildiği hadisleri göremediği(!) için mezhebten de çıkmıştır. 

Haliyle yine bir çok ibadet onun için gerekli değildir.

Fatih/Çarşamba'da paçalarını kıvırıp gezmek, İsmailağa’nın önünde durup “Salilus Savarimnasheedleri dinlemek en büyük ibadettir onun için.

Velhasıl;

Topluluklar içinde yalnızdır, nasılda “Peygamber gibi” zulme uğrayandır, kuyuda kalan Yusuf'tur..

Oysa kuyusunu kendi kazmıştır.

İşte bugün “Mehdi’yim" diyen şahsın peşine takılanların da bu durumdan hiçbir farkı yoktur.

Toplumla savaşmak, onu-bunu mürted ilan etmek, ibadetten daha fazla lezzet verip; uhrevi olarak onları daha da şevklendirir hale gelmiştir.

Kaldı ki hariciler bile yine kıbleye döner, bunlar onu dahi değiştirmiş.

Onlar topluluklar içinde hidayete erdirilmiş nezih kişilerdir. 

Keşke onların bildiklerini, bizler de bilsektir.

Az olmaları, Ashabı Bedr kaderiyle aynıdır.

"Deli misiniz olm ya" lafını işitmeleri "mecnun" ayetine sığınma sebepleridir.

Gidip ümüğünü sıksanız siz, Ukbe bin Ebu Muayt, onlar Efendimiz rolündedir.

Vel hasıl; ne yaparsak yapalım, Rabbim merhamet edip onlara hidayet etmedikçe, onlar hep mazlumu oynayıp, batıl davalarına daha sıkı sarılacaklardır.

Çünkü yazının başında dediğim gibi bilinçaltları buna kodlanmış bir şekilde “transandantal meditasyon" halindeler.

Ben böyle diyeyim; siz varın ‘ecünnü’ deyin :) 

Ve bir misal ile sonlandırmak istiyorum.

....

- Ey Abdulkâdir! Ben senin Rabbinim, haramları senin için helal kıldım!..

O ise istifini hic bozmadan;

Çekil ey la’netli! Bana o, nur diye gösterdiğin şey zulmetin ta kendisidir. O sûret ise dumandan başka bir şey değildir” dedi..

Şeytan:

Rabbin hikmeti sayesinde elde ettiğin ilimle benden kurtuldun. Menzillerdeki inceliklere aşina olman da sana yardım etti. Halbuki ben bu gibi hallerle yetmiş kadar ehl-i tarîki yoldan çıkardım" dedi.

Ben:

"Bu Allah’ın bir lütfudur" dedim.

Bu olayı dinleyenlerden bazıları kendisine:

Onun şeytan olduğunu nasıl anladın” diye sordular.

Şöyle cevap verdi:

Sana haramları helal kıldım, demesinden.

...

Seni daha iyi anlıyoruz Ya RasulAllah..

"Ahir zamanda imanı elde tutmak, neden ateşten bir koru elde tutmaktan daha zor!..” sürüne sürüne anlıyoruz..

.

Yağmur (Mirzayeva) İbiç, dikGAZETE.com