O düşman, bu düşman, peki dost kim kardeşim?..

O düşman, bu düşman, peki dost kim kardeşim?..

Ömrü hayatımda milliyetçilik konusunda hep itidâlli hareket ettim.. 

Yani; milliyetçiliği, vatanı, milleti, toprağı, bayrağı sevmek olarak görüyorum elbette, ancak bunu hâşâ bir din gibi kutsal sayanlarla da ayni şeyleri düşünmüyorum..

Mevzu milliyetçilikten açılmışken devam edeyim..  

Çağın en büyük icâtlarından biri olan internette zaman zaman geziniyorum.. 

Bu gün de kafama nereden estiyse, milliyetçilik, Türkçülük, Turancılık meselelerine baktım.. 

Bir an Nihâl Atsız’ın bir söylemi çarptı gözüme..

Nihâl Atsız’ı bilirsiniz.. 

Su katılmamış keskin bir Türk milliyetçisidir.. 

Hatta Türk Milliyetçiliği’nin Ziya Gökâlp’ten sonraki en büyük ismi de diyebiliriz..

4 Mayıs 1941 tarihinde o sıralarda henüz bebek olan oğlu Yağmur Atsız’a bir vasiyeti var ki, hayli enteresan!..

Bakın ne diyor Türk Milliyetçisi Nihal Atsız;

"Yağmur, oğlum;

Bugün tam bir buçuk yaşındasın..

Yazdığım vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum..

Sana bir resmimi yadigâr olarak bırakıyorum..

Sonra da öğütlerimi tut ve iyi bir Türk ol..

Komünizm bize düşman bir meslektir.. Bunu iyi belle..

Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır..

Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar, tarihi düşmanlarımızdır..

Bulgarlar, Almanlar, İtâlyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler, yeni düşmanlarımızdır.. 

Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır..

Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lâzlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler, içerdeki düşmanlarımızdır..

Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için çok iyi hazırlanmalı..

Tanrı yardımcın olsun!..”

Bu satırları okuyunca gerçekten dehşete düşüyor insan!..

Ben de şimdi Allah için soruyorum; koskoca dünyada bizim hiç mi dostumuz yok?..

Herkes düşman olabilir mi?..

Bu mümkün mü?.. 

Herkesin düşman olması fıtrata aykırı.. Hadi dışardaki bazı müseccel markaları anladık da, içerdekileri, yani; Çerkesi, Gürcüyü, Arnavudu, Lazı, Kürdü, vs anlamadık!..

Bu ırklara mensup öyle dostlarım var ki, nezâketleriyle, dürüstlükleriyle, inançlarıyla ve bu aziz vatana olan bağlılıklarıyla on numara insanlar!.. Ama Atsız’a göre; hepsini atın çöpe gitsin!..

Bu zihniyet insanlara saadet, huzur vermez değerli dostlar!.. Olsa olsa, kamplara böler, düşmanlık meydana getirir!..

Getirdi de zaten!..

Mesela ben, yaklaşık yüz elli senedir Aziz İstanbul’da yaşayan bir aileye mensubum..

Ceddimiz Rumeli’den, şu an Makedonya sınırları içinde kalan Gostivar’dan gelmiş..

Dedeme Arnavut Yaşar Ağa derlerdi..

Demek ki Nihâl Atsız felsefesine göre biz de içteki düşmanlardanız(!)

Irk meselesi ikinci plânda kalmalı, değerli dostlar.. 

Önce İslâm kardeşliği.. Aslolan budur.. Bu olmalıdır.. Zira, benim sevgili Peygamberim(sav) bu meseleyi 1400 küsur yıl önce VEDA HUTBESİ’nde çözmüş!..

"Hiçbir ırkın diğerine üstünlüğü yoktur"  demiş. Ve ardından noktayı da koymuş; Üstünlük sadece takvâdadır!..

Yine Türklüğe gelecek olursak, elbette ki Türkiye’de yaşıyorum, elbete ki Türk'üm  ve elbette ki bu aziz vatanın evlâdıyım!..

Ne kadar Türk olduğu belli olmayan, fakat her platformda Türklüğünü fiyakalı bir biçimde öne süren, ama güzel Türkçemizi konuşmaktan âcîz, şivesi bozuk, pek çok kişiden de kendimi daha “Türkiye Muhibbi” görüyorum..

Netice-i kelâm;

Bu ırkçılık hikâyelerini aşmalıyız artık!..

Kuru kuruya milliyetçilik söylemleri insanın karnını doyurmuyor!..

Gerçek milliyetçilik, aklı selim olan her kişinin düşündüğü gibi milletin dertleriyle dertlenmektir..

Gerçek milliyetçilik, güzel  memleketimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar olmasını sağlamaktır..

Gerçek milliyetçilik, vatandaş ayırımı yapmadan, refah seviyesi noktasında Türkiyemizin çıtasını yükseltmektir ve bunun mücadelesini vermektir..

Bunları başarabildiğimiz vakit, en büyük milliyetçiyiz!..

Aksi takdirde, havanda su dövmeye devam ederiz..

Vesselâm..

.

Sami Özey, dikGAZETE.com

Ömrü hayatımda milliyetçilik konusunda hep itidâlli hareket ettim.. 

Yani; milliyetçiliği, vatanı, milleti, toprağı, bayrağı sevmek olarak görüyorum elbette, ancak bunu hâşâ bir din gibi kutsal sayanlarla da ayni şeyleri düşünmüyorum..

Mevzu milliyetçilikten açılmışken devam edeyim..  

Çağın en büyük icâtlarından biri olan internette zaman zaman geziniyorum.. 

Bu gün de kafama nereden estiyse, milliyetçilik, Türkçülük, Turancılık meselelerine baktım.. 

Bir an Nihâl Atsız’ın bir söylemi çarptı gözüme..

Nihâl Atsız’ı bilirsiniz.. 

Su katılmamış keskin bir Türk milliyetçisidir.. 

Hatta Türk Milliyetçiliği’nin Ziya Gökâlp’ten sonraki en büyük ismi de diyebiliriz..

4 Mayıs 1941 tarihinde o sıralarda henüz bebek olan oğlu Yağmur Atsız’a bir vasiyeti var ki, hayli enteresan!..

Bakın ne diyor Türk Milliyetçisi Nihal Atsız;

"Yağmur, oğlum;

Bugün tam bir buçuk yaşındasın..

Yazdığım vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum..

Sana bir resmimi yadigâr olarak bırakıyorum..

Sonra da öğütlerimi tut ve iyi bir Türk ol..

Komünizm bize düşman bir meslektir.. Bunu iyi belle..

Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır..

Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar, tarihi düşmanlarımızdır..

Bulgarlar, Almanlar, İtâlyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler, yeni düşmanlarımızdır.. 

Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır..

Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lâzlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler, içerdeki düşmanlarımızdır..

Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için çok iyi hazırlanmalı..

Tanrı yardımcın olsun!..”

Bu satırları okuyunca gerçekten dehşete düşüyor insan!..

Ben de şimdi Allah için soruyorum; koskoca dünyada bizim hiç mi dostumuz yok?..

Herkes düşman olabilir mi?..

Bu mümkün mü?.. 

Herkesin düşman olması fıtrata aykırı.. Hadi dışardaki bazı müseccel markaları anladık da, içerdekileri, yani; Çerkesi, Gürcüyü, Arnavudu, Lazı, Kürdü, vs anlamadık!..

Bu ırklara mensup öyle dostlarım var ki, nezâketleriyle, dürüstlükleriyle, inançlarıyla ve bu aziz vatana olan bağlılıklarıyla on numara insanlar!.. Ama Atsız’a göre; hepsini atın çöpe gitsin!..

Bu zihniyet insanlara saadet, huzur vermez değerli dostlar!.. Olsa olsa, kamplara böler, düşmanlık meydana getirir!..

Getirdi de zaten!..

Mesela ben, yaklaşık yüz elli senedir Aziz İstanbul’da yaşayan bir aileye mensubum..

Ceddimiz Rumeli’den, şu an Makedonya sınırları içinde kalan Gostivar’dan gelmiş..

Dedeme Arnavut Yaşar Ağa derlerdi..

Demek ki Nihâl Atsız felsefesine göre biz de içteki düşmanlardanız(!)

Irk meselesi ikinci plânda kalmalı, değerli dostlar.. 

Önce İslâm kardeşliği.. Aslolan budur.. Bu olmalıdır.. Zira, benim sevgili Peygamberim(sav) bu meseleyi 1400 küsur yıl önce VEDA HUTBESİ’nde çözmüş!..

"Hiçbir ırkın diğerine üstünlüğü yoktur"  demiş. Ve ardından noktayı da koymuş; Üstünlük sadece takvâdadır!..

Yine Türklüğe gelecek olursak, elbette ki Türkiye’de yaşıyorum, elbete ki Türk'üm  ve elbette ki bu aziz vatanın evlâdıyım!..

Ne kadar Türk olduğu belli olmayan, fakat her platformda Türklüğünü fiyakalı bir biçimde öne süren, ama güzel Türkçemizi konuşmaktan âcîz, şivesi bozuk, pek çok kişiden de kendimi daha “Türkiye Muhibbi” görüyorum..

Netice-i kelâm;

Bu ırkçılık hikâyelerini aşmalıyız artık!..

Kuru kuruya milliyetçilik söylemleri insanın karnını doyurmuyor!..

Gerçek milliyetçilik, aklı selim olan her kişinin düşündüğü gibi milletin dertleriyle dertlenmektir..

Gerçek milliyetçilik, güzel  memleketimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar olmasını sağlamaktır..

Gerçek milliyetçilik, vatandaş ayırımı yapmadan, refah seviyesi noktasında Türkiyemizin çıtasını yükseltmektir ve bunun mücadelesini vermektir..

Bunları başarabildiğimiz vakit, en büyük milliyetçiyiz!..

Aksi takdirde, havanda su dövmeye devam ederiz..

Vesselâm..

.

Sami Özey, dikGAZETE.com