Onlar neye “Zararlı" diyorsa faydalı olduğunu görürsünüz!
Onlar neye “Zararlı" diyorsa faydalı olduğunu görürsünüz!
- 24-12-2019 10:01
- 763
- 24-12-2019 10:01
- 763
"Bu damla"yı (!) hiçbir test yapmadan, bebeğin yüzüne bile bakmadan, sanki aynı fabrikadan çıkan robotmuşcasına Ümmeti Muhammed’in her yavrusuna veriyorlar..
Neden?
Avrupa Birliği böyle buyurdu!..
Mülteci botlarımızı batıran, sabahlara kadar gökten üzerimize bomba yağdıran, bizi bir kaşık suda boğan hümanist (!) sağlık örgütleri, bizi öylesine düşünüyor ki rutin olarak her yavrumuza bu damlaları vermemizi öneriyor.
Çünkü, "Siz buna değersiniz!..”
Bebeklerimize ilk 6 ay "su bile(!)" vermemize mani oluyorlar.
Zemzem bile zararlı!..
“Aman çocuğa su dahi vermeyin” deyip; adını bile okuyamadığımız bu kadar kimyasalı vermeyi sağlık diye yutturuyorlar!..
Ancak içeriğinde bulunan maddeler aynı zamanda “Lavabo açıcı” olarak satılan ürünlerin de hammaddesidir.
Şaka gibi değil mi..
Peki Netice?
“1 tane sağlıklı çocuk” kaldı mı?
Ben hiç bilmiyorum ilk okulda sınıf arkadaşlarımdan birinin bir “sorun”u olduğunu..
Ama bugün her sınıfta "astım, alerjik, diyabet" şikayetleri başta olmak üzere bir yığın çocuk var.
Evvelce “özel sınıflar” bu derece yoktu. Ama bugün her okulda yüzlerce özel sınıf var.
Niye?
Otizm yani "Aşı kaynaklı beyin hasarı" önü alınamayacak şekilde ilerliyor.
Dünya Sağlık Örgütü bas-bas bağırıyor; bilinçlenen anne sayısı arttıkça etekleri tutuşuyor.
Neymiş efendim;
“-Türkiye’de 2016 yılında 9 kızamık vakası varken, 2019 yılının ilk 10 ayında 2719 kızamık vakası var”mış, mış, mış!..
Pekiii, bir de biz soralım sorumuzu;
-2015 yılında Türkiye'de 352 bin otizmli çocuk varken, ne oldu da 2019 yılında otizmli sayımız 600 binlere ulaştı?
Kızamık doğal geçirildiği takdirde, kansere dahi bağışıklık kazandıran; Osmanlı’da, bile bile bebekleri kızamıklı çocuğun yanına koyduran aslında Rabb’in takdir ettiği bir kuvvettir.
Madem çoluk-çocuğumuz bu kadar umurlarındaysa hadi sadece 1 tane cips reklamını yasaklasalar ya televizyonlardan!
Ya da 1 tane tamamen doğal bitkilerden elde edilen bir ilaç üretseler ya!..
“İslami ilaçlar üreten” fabrikalarımız yok muydu peki!
Elbette vardı.
Mesela Sudan'da “Eş Şifa” isimli aşı/ilaç fabrikası vardı.
Başına ne geldi dersiniz?
O fabrikanın sonu da "bombalanmak" ve yerle bir edilmek oldu.
Tıpkı Irak'taki tohum fabrikasının bombalandığı gibi..
Peki Sudan'daki ilaç fabrikamızı bombalayan kimdi?
Daha iyi anlaşılsın diye Batı Afrika'yı misal vereceğim.
Bugün, sözde “Dünya Sağlık Örgütü”, Afrika'da binlerce çocuğun kızamıktan öldüğünü söylüyor.
Evet, ülkede binlerce çocuğumuz can veriyor.
Ama aileleri aşı karşıtı olduğu için mi!
Bize böyle empoze edip, böyle inanmamızı istiyorlar.
Ama hakikat ne?
Belçika, Fransa ve bir çok Avrupa ülkesi, Afrika'daki yeraltı zenginliklerini sömürmek için burada bile-bile iç savaş çıkarmadılar mı!
Binlerce insan bu şekilde can vermedi mi?
“Ülke ilerlemesin” diye kanalizasyon dahi yapılmasına izin verilmedi. Pis su kaynakları sebebiyle onlarca salgın hastalık yayıldı. Ülkede hiçbir sağlık hizmeti yapılamadı.
Yeraltı elmasla dolu olduğu halde, bu insanlar bir kuru ekmeğe muhtaç kalmadı mı!..
Şimdi kalkıp kim diyebilir ki "Aşısızlık sebebiyle bunca insan öldü!"
Vallahi YALAN!..
Madem bizi bu kadar düşünüyorsanız neden hiçbir medya yayın organı Sudan'daki “İslami aşı fabrikası”nı bombalayan ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld hakkında tek kelime dahi konuşmuyor!
Bu arada Donald Rumsfeld de aşı şirketi sahibi..
Ne kadar manidar değil mi!
Velhasıl, mevzular öyle anlatıldığı gibi basit değil kardeşlerim.
Bakmayın siz ezbere "Eskiden bu kadar hastalık yoktu bla bla!..” diyenlere..
Evet, hakikaten eskiden bu kadar hastalık yoktu..
Dede ve ninelerinize bakarsanız o insanların bizden daha sağlam olduğunu görürsünüz.
Sonraki nesli ise bir poşet ilaçla, bir ömür yaşamaya nasıl mahkum ettikleri de aşikardır.
Artık korunmamız tek birşey ile mümkün!..
-Allah'ın ipine sıkı sıkı sarılmak..
Bu nasıl olacak!..
İslam’ı iyice anlamak, okumak, okumak, yorulmamak!
Çünkü bunların her türlü tuzaklarından sadece Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in öğretilerine sarılarak kurtulabiliriz.
Onlar neye “Zararlı" diyorlarsa, Hadisler’de aslında onun bize faydalı olduğunu görürsünüz.
Bu Ayet’i iyi belleyelim kardeşlerim..
“Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa zarar verirsiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”
SadakAllahulAzim..
.
Yağmur İbiç, dikGAZETE.com
"Bu damla"yı (!) hiçbir test yapmadan, bebeğin yüzüne bile bakmadan, sanki aynı fabrikadan çıkan robotmuşcasına Ümmeti Muhammed’in her yavrusuna veriyorlar..
Neden?
Avrupa Birliği böyle buyurdu!..
Mülteci botlarımızı batıran, sabahlara kadar gökten üzerimize bomba yağdıran, bizi bir kaşık suda boğan hümanist (!) sağlık örgütleri, bizi öylesine düşünüyor ki rutin olarak her yavrumuza bu damlaları vermemizi öneriyor.
Çünkü, "Siz buna değersiniz!..”
Bebeklerimize ilk 6 ay "su bile(!)" vermemize mani oluyorlar.
Zemzem bile zararlı!..
“Aman çocuğa su dahi vermeyin” deyip; adını bile okuyamadığımız bu kadar kimyasalı vermeyi sağlık diye yutturuyorlar!..
Ancak içeriğinde bulunan maddeler aynı zamanda “Lavabo açıcı” olarak satılan ürünlerin de hammaddesidir.
Şaka gibi değil mi..
Peki Netice?
“1 tane sağlıklı çocuk” kaldı mı?
Ben hiç bilmiyorum ilk okulda sınıf arkadaşlarımdan birinin bir “sorun”u olduğunu..
Ama bugün her sınıfta "astım, alerjik, diyabet" şikayetleri başta olmak üzere bir yığın çocuk var.
Evvelce “özel sınıflar” bu derece yoktu. Ama bugün her okulda yüzlerce özel sınıf var.
Niye?
Otizm yani "Aşı kaynaklı beyin hasarı" önü alınamayacak şekilde ilerliyor.
Dünya Sağlık Örgütü bas-bas bağırıyor; bilinçlenen anne sayısı arttıkça etekleri tutuşuyor.
Neymiş efendim;
“-Türkiye’de 2016 yılında 9 kızamık vakası varken, 2019 yılının ilk 10 ayında 2719 kızamık vakası var”mış, mış, mış!..
Pekiii, bir de biz soralım sorumuzu;
-2015 yılında Türkiye'de 352 bin otizmli çocuk varken, ne oldu da 2019 yılında otizmli sayımız 600 binlere ulaştı?
Kızamık doğal geçirildiği takdirde, kansere dahi bağışıklık kazandıran; Osmanlı’da, bile bile bebekleri kızamıklı çocuğun yanına koyduran aslında Rabb’in takdir ettiği bir kuvvettir.
Madem çoluk-çocuğumuz bu kadar umurlarındaysa hadi sadece 1 tane cips reklamını yasaklasalar ya televizyonlardan!
Ya da 1 tane tamamen doğal bitkilerden elde edilen bir ilaç üretseler ya!..
“İslami ilaçlar üreten” fabrikalarımız yok muydu peki!
Elbette vardı.
Mesela Sudan'da “Eş Şifa” isimli aşı/ilaç fabrikası vardı.
Başına ne geldi dersiniz?
O fabrikanın sonu da "bombalanmak" ve yerle bir edilmek oldu.
Tıpkı Irak'taki tohum fabrikasının bombalandığı gibi..
Peki Sudan'daki ilaç fabrikamızı bombalayan kimdi?
Daha iyi anlaşılsın diye Batı Afrika'yı misal vereceğim.
Bugün, sözde “Dünya Sağlık Örgütü”, Afrika'da binlerce çocuğun kızamıktan öldüğünü söylüyor.
Evet, ülkede binlerce çocuğumuz can veriyor.
Ama aileleri aşı karşıtı olduğu için mi!
Bize böyle empoze edip, böyle inanmamızı istiyorlar.
Ama hakikat ne?
Belçika, Fransa ve bir çok Avrupa ülkesi, Afrika'daki yeraltı zenginliklerini sömürmek için burada bile-bile iç savaş çıkarmadılar mı!
Binlerce insan bu şekilde can vermedi mi?
“Ülke ilerlemesin” diye kanalizasyon dahi yapılmasına izin verilmedi. Pis su kaynakları sebebiyle onlarca salgın hastalık yayıldı. Ülkede hiçbir sağlık hizmeti yapılamadı.
Yeraltı elmasla dolu olduğu halde, bu insanlar bir kuru ekmeğe muhtaç kalmadı mı!..
Şimdi kalkıp kim diyebilir ki "Aşısızlık sebebiyle bunca insan öldü!"
Vallahi YALAN!..
Madem bizi bu kadar düşünüyorsanız neden hiçbir medya yayın organı Sudan'daki “İslami aşı fabrikası”nı bombalayan ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld hakkında tek kelime dahi konuşmuyor!
Bu arada Donald Rumsfeld de aşı şirketi sahibi..
Ne kadar manidar değil mi!
Velhasıl, mevzular öyle anlatıldığı gibi basit değil kardeşlerim.
Bakmayın siz ezbere "Eskiden bu kadar hastalık yoktu bla bla!..” diyenlere..
Evet, hakikaten eskiden bu kadar hastalık yoktu..
Dede ve ninelerinize bakarsanız o insanların bizden daha sağlam olduğunu görürsünüz.
Sonraki nesli ise bir poşet ilaçla, bir ömür yaşamaya nasıl mahkum ettikleri de aşikardır.
Artık korunmamız tek birşey ile mümkün!..
-Allah'ın ipine sıkı sıkı sarılmak..
Bu nasıl olacak!..
İslam’ı iyice anlamak, okumak, okumak, yorulmamak!
Çünkü bunların her türlü tuzaklarından sadece Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in öğretilerine sarılarak kurtulabiliriz.
Onlar neye “Zararlı" diyorlarsa, Hadisler’de aslında onun bize faydalı olduğunu görürsünüz.
Bu Ayet’i iyi belleyelim kardeşlerim..
“Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa zarar verirsiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”
SadakAllahulAzim..
.
Yağmur İbiç, dikGAZETE.com