Ord. Prof. M. Halil Yinanç’ı anmak
Ord. Prof. M. Halil Yinanç’ı anmak
- 28-12-2023 06:36
- 1800
- 28-12-2023 06:36
- 1800
Har.1: Küçük Arzava, Küçük Firikya, Firikya Epiktetos, Yukarı Memleket, Yukarı Firikya, Kutsal Firikya, Dağlık (Paroreios: Kuhistan: Quistan) Firikya, Asya Eyaleti ve Hexapolis bölgeleri ile Kelene, Neutroja, Efes, Uluborlu (Amorion), Yalvaç (Antakya, Filâdelfiya), Eğirdir (Lâdik) ve Enevre (Anaboura) kentleri.
Ord. Prof. M. Halil Yinanç’ı Anmak
Öz
Makalenin amacı, tarihimize mühim katkılar veren Merhum M. Halil Yinanç Hocayı ölümünün 62. Sene-i devriyesinde, TTK tarafından 2013’te yayımlanan Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri adlı eserinin 1. Cildi üzerinden anmaktır.
Onun eserinin en mühim özelliği, bana göre her olayın sonuna olayın tarihini yazmasıdır.
Giriş
Res. M. Halil Yinanç
Merhum İbrahim Mükrimin Halil Yinanç, 21 Aralık 2023 Perşembe günü TTK tarafından anıldı. Programa göre oturumu Prof. Süleyman Özbek yönetecekti. Konuşmacılar TDVİA’ndeki Mükrimin Halil Yinanç maddesini yazan Prof. Fahameddin Başar, Hamidili’nden hemşerim Prof. İlhan Erdem ve merhumun hemşerisi Prof. İlyas Gökhan idi. Çok arzu etmeme rağmen Ankara dışına çıkmak mecburiyetinde kaldığım için toplantıya katılamadım.
Merhuma ait Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri, 1. Cilt, 2013 Ankara adlı kitabın ilk sayfasına “yayınlanmasını dört gözle beklediğim bu eseri 2 Ağu. 2013 tarihinde TTK’ndan satın aldım” diye bir tarih atmışım. %50 indirimle 15.00 TL ödediğim kitabı merhum Hocanın yeğeni merhum Prof. Dr. Refet Yinanç yayına hazırlamıştı.
Tarih çalışmalarında en zorlandığım şey olayların tarihidir. Bizans tarihçisi ekseriyetle tarih yazmaz. İşte o an imdadıma merhum Hoca yetişir; olayın sonunda Hicrî ve Milâdî tarih koyar. O, 22 Aralık 1961’de öldüğünde, Afyon Lisesi 2 Fen’de Tarzan Mehmet namlı Mehmet Hayri Özyar’dan Tozlakan (Miryokefalon) harbini dinliyor olmalıyım (!) Refet Beyle 27-30 Eylül 2010 tarihlerindeki Kayseri Selçuklu Bilgitoyu’nda tanıştım. Miryokefalon için merhum Hocanın ne yazdığını merak ediyordum. Refet Hoca beni evine davet etti; notlar arasında benim aradığım kısım yoktu. Benim aradığım, kayıp iki formada imiş. Merhum Refet Bey, sonra bu iki formayı sahaflarda buldu ve o günün parasıyla altı (6) bin liraya satın aldı. Her iki Yinanç’ın da ruhları şad olsun.
"Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir hâl alır” (Mustafa Kemal Atatürk).
Asgari 70 yıl önce yazılmış olan Yinanç’ın eserinden bazı alıntılarla O’nu, tarihimize yaptığı mühim katkıları ve bazı hatalarıyla anmak istiyorum:
Merhum Yinanç’ın Tarihimize Katkı ve Hataları
-Ord. Prof. M. Halil Yinanç
1. Bursa-İznik 1080’de fethedildi (s.88). Filhakika Bursa-İznik 1080’de fethedildi. 1075’de fethedilen İznik ise Senirkent-İlegüp (Uluğbey) idi. Remsi (Ramsay), ikinci bir İznik’in farkında, ama O, bu İznik’i yanlış olarak Manisa-Alaşehir’in güneyine yerleştirmiştir.
2. İmparator Antalya’ya geldi; orada bir müddet kaldı ve sonra Pasköza Gölü’ndeki adaları zapetti (s.260, 1142/ 537). Yinanç, Pasköza (Pusguse/Pazgusi) için Eğirdir Gölü der ki, gerçekte de öyledir. Yakın zamana kadar bu Antalya’nın Kemer Boğazı civarında olduğunu düşünür, ama yerini tam bilemezdim. Hatta bu fikrimi bazı genç tarihçilere de açtım. Remsi, bunu hatalı olarak Bergama ile Kütahya arasına koydu. Ne zaman ki, -Tralles’i (Neutroja) Attalos kurdu- (Gregoras, 1973: 137, açık.250) kaydını gördüm; üçüncü Antalya’nın Barla olduğunu anladım. Çünkü Eski Tralles’in Barla olduğunu evvelden bilirdim.
3. Sultan Çaka’yı sarhoş edip öldürdü; imparatorla Rumlar Anadolu’ya, Türkler de Adalar’a tecavüz etmeyecek diye bir antlaşma imzaladı (s.195, 1095/488). Söz konusu Anadolu, Asya eyaleti, Adalar ise, Eğirdir Gölü adaları olup; Asya eyaleti Uluborlu dâhil, Kemer Boğazı ile Çarşamba çayı arasıdır.
4. 20 Haziran 1097/490 İznik sükût etti (s.201). Haçlılar, Eskişehir galibiyetinden sonra susuz bir bölgeden geçti. Bir ırmağa müsadif olarak oraya ihtiyatsızca atıldılar. Fakat birçokları telef oldu. Pisidya’daki Yalvaç’ı aldılar (s.204). İşte bu ırmak, bugün için Eğirdir Gölü’nün suları altında kalan “derin ve suyu bol” ırmaktır (Bathys Rhyax).
5. Kamis esir oldu (s.229, 1114/508). Kamitzes’in esir olduğu Aorata, Şarkîkaraağaç Oras (Aura) köyüdür.
6. Anadolu orduları hududu geçerek Firikya’yı alt üst etmişler ve Alaşehir’i geri almışlardı (s.240, 1119/513). İşte bu Alaşehir (Antakya) Yalvaç olup, Yalvaç, Strabon’a göre Firikya’da ve Pisidya hududu yakınındadır.
7. Eskiden Lâdik denilen bu şehir Rumlar elinde idi. Oradaki Rumlar, Türklere iltihak ettiler. (…) Kıral buradan hareketle Konya yolunu tutturdu (s.270, 1148). Kitap dizin kısmında: Lâdik, s. 157, 270, 366 ve Lâdik (Denizli), s. 292, 304 olmak üzere iki Lâdik var. 1- Merhum, II. Haçlı seferinde zikredilen Lâdik için Denizli harici bir Lâdik der ki, bu Lâdik Eğirdir’dir. Eğirdir’in denizi olan anlamında bir adı da Denizli’dir. Birçok tarihçi bu Lâdik’i, bugünkü Denizli sandı. 2. Farz-ı muhal bu Lâdik, Denizli olsa bile, Denizli’den Konya yolunu tutturan bir ordu, nasıl olur da Korkuteli üzerinden Antalya’ya iner? 3-1148’de Uluborlu, Roma elinde; 34 yıl sonra 1182’de ancak fethedilecek; hâl böyleyken Türk askerinin Uluborlu’nun 180, Türk-Rum sınırının 215 km garbında ne işi var?
8. Manuel, Küçük Firikya’daki Türkleri katletti (s.275, 1155/550). Demirkent Küçük Firikya için Aşağı Firikya (Denizli civarı) dedi. Eskiçağ tarihçisi ise Küçük Firikya’yı Çanakkale ile Bilecik civarına yerleştirdi. Yalvaç’a Küçük Antakya, İlegüp’e Küçük İznik ve Lebounion savaşına da, Küçük Aslan savaşı denilmesi, bunlar Küçük Firikya’da bulundukları içindir. Bakan, TBMM’de arkeolojik kazılarla övündü ve alkışlandı. Hâlbuki Truva ve Amorion dâhil birçok arkeolojik kazı yanlış. Bir suyolu ile denize bağlı olan Efes, Selçuk-Efes değil. Küçük Firikya için bk. Har.1.
9. Sultan İstanbul’dan çıkmış; Asya’ya geçmiş; Manuel Mefrozum’un nezdine gitmişti. Mefrozum Menderes ile Honaz havalisinde ilân-ı istiklâl etmişti. Sultan onun memleketinde vâki bir adaya çekilmiş ve Anadolu sultanlığı ile hemhudut bu ülkede Anadolu vekayiini takibe başlamıştı. Zuhur edecek bir fırsatı değerlendirecekti. Yanında oğlu İzzeddin ve Alâeddin vardı (s.369, 1204). Honiyates, bu Ada’nın yanındaki Ada halkı için -Hıristiyan olmalarına rağmen hudut komşuları Türklerin tarafını tutuyorlardı; çünkü Türkleşmişlerdi- der (1995, s.24). Bu Ada, Eğirdir Can Ada olup, adını, 1142’de bu Ada’da ordugâh kuran imparator John’dan (Jan) aldı. Jan, Can oldu. Honaz, Gelendost ile Eğirdir arasında ve kanaatimce Ertokuş Hanı’nın yanındaki Dadıl idi ve gölün yükselmesiyle Dadıl mevkiine taşınmıştı. Menderes, iki göl arasındaki ünlü ırmak; Türkleşen Ada halkı ise tam elli (50) yıl önce 29 Nisan 1091 Lebounion (Küçük Aslan) harbinde sağ kalan ve Çaka’nın tekneleriyle Eğirdir- Yeşilada’ya (Nis) taşıdığı Türkçe konuşan Peçenekler idi.
10. Bu zamana kadar her nasılsa Hıristiyanların elinde kalmış olan Isparta şehrini zapt eylediler (s.383, 1204). Merhum bu ifadesiyle Denizli’nin daha önce alındığını ima eder. Hâlbuki daha önce alınan Lâdik, Eğirdir-Denizli idi.
11. Filokal, Edremit, Alaşehir, Lampe (s.227-28, 1108/502). Edremit, Yalvaç- Aş. Tırtar; Lampe ise İlegüp idi. 1390’da fethedilen Manisa-Alaşehir, 282 yıl evvel, 1108’de Türkçe bir isim alamaz. Onun için Alaşehir Yalvaç’tır.
12. Merhumun Emir Kendacı dediği Kontagmen Kundan Bey; Emir Monolik dediği Monolykos, Alp Kara; Sard- Barla; Çanakkale denilen yer ise, Gelendost-Kemer Boğazı idi (s.229-31, 1113-14/ 507-508).
13. Miryokefalon harbindeki Tzibritze adı Çaprıca (s.307, 1176/572) değil, Sivrisi veya Sivrice idi.
Sonuç
Merhum Yinanç’ın eserinde, üzerinde durulacak daha çok olay var, ama ben O’nun ölüm yıl dönümünde bunlardan sadece bir demet sundum. Birçok kişi, Hoca’yı eleştirdiğimi söyleyebilir. Tabir caizse, ben, O’nun verdiği taşı, değişen coğrafyanın ışığında gediğine koymaktan başka bir iş yapmadım. Kim bilir birileri de benim verdiğim taşı gediğine koyacak ve ilim böyle, böyle gelişecek. İlim, taş taş üzerine konularak gelişir.
İbrahim Mükrimin Halil Yinanç Hocamızı saygıyla anar; Allah’tan rahmet dilerim. Nur içinde yatsın.
.
Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com
Har.1: Küçük Arzava, Küçük Firikya, Firikya Epiktetos, Yukarı Memleket, Yukarı Firikya, Kutsal Firikya, Dağlık (Paroreios: Kuhistan: Quistan) Firikya, Asya Eyaleti ve Hexapolis bölgeleri ile Kelene, Neutroja, Efes, Uluborlu (Amorion), Yalvaç (Antakya, Filâdelfiya), Eğirdir (Lâdik) ve Enevre (Anaboura) kentleri.
Har.1: Küçük Arzava, Küçük Firikya, Firikya Epiktetos, Yukarı Memleket, Yukarı Firikya, Kutsal Firikya, Dağlık (Paroreios: Kuhistan: Quistan) Firikya, Asya Eyaleti ve Hexapolis bölgeleri ile Kelene, Neutroja, Efes, Uluborlu (Amorion), Yalvaç (Antakya, Filâdelfiya), Eğirdir (Lâdik) ve Enevre (Anaboura) kentleri.
Ord. Prof. M. Halil Yinanç’ı Anmak
Öz
Makalenin amacı, tarihimize mühim katkılar veren Merhum M. Halil Yinanç Hocayı ölümünün 62. Sene-i devriyesinde, TTK tarafından 2013’te yayımlanan Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri adlı eserinin 1. Cildi üzerinden anmaktır.
Onun eserinin en mühim özelliği, bana göre her olayın sonuna olayın tarihini yazmasıdır.
Giriş
Res. M. Halil Yinanç
Merhum İbrahim Mükrimin Halil Yinanç, 21 Aralık 2023 Perşembe günü TTK tarafından anıldı. Programa göre oturumu Prof. Süleyman Özbek yönetecekti. Konuşmacılar TDVİA’ndeki Mükrimin Halil Yinanç maddesini yazan Prof. Fahameddin Başar, Hamidili’nden hemşerim Prof. İlhan Erdem ve merhumun hemşerisi Prof. İlyas Gökhan idi. Çok arzu etmeme rağmen Ankara dışına çıkmak mecburiyetinde kaldığım için toplantıya katılamadım.
Merhuma ait Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri, 1. Cilt, 2013 Ankara adlı kitabın ilk sayfasına “yayınlanmasını dört gözle beklediğim bu eseri 2 Ağu. 2013 tarihinde TTK’ndan satın aldım” diye bir tarih atmışım. %50 indirimle 15.00 TL ödediğim kitabı merhum Hocanın yeğeni merhum Prof. Dr. Refet Yinanç yayına hazırlamıştı.
Tarih çalışmalarında en zorlandığım şey olayların tarihidir. Bizans tarihçisi ekseriyetle tarih yazmaz. İşte o an imdadıma merhum Hoca yetişir; olayın sonunda Hicrî ve Milâdî tarih koyar. O, 22 Aralık 1961’de öldüğünde, Afyon Lisesi 2 Fen’de Tarzan Mehmet namlı Mehmet Hayri Özyar’dan Tozlakan (Miryokefalon) harbini dinliyor olmalıyım (!) Refet Beyle 27-30 Eylül 2010 tarihlerindeki Kayseri Selçuklu Bilgitoyu’nda tanıştım. Miryokefalon için merhum Hocanın ne yazdığını merak ediyordum. Refet Hoca beni evine davet etti; notlar arasında benim aradığım kısım yoktu. Benim aradığım, kayıp iki formada imiş. Merhum Refet Bey, sonra bu iki formayı sahaflarda buldu ve o günün parasıyla altı (6) bin liraya satın aldı. Her iki Yinanç’ın da ruhları şad olsun.
"Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir hâl alır” (Mustafa Kemal Atatürk).
Asgari 70 yıl önce yazılmış olan Yinanç’ın eserinden bazı alıntılarla O’nu, tarihimize yaptığı mühim katkıları ve bazı hatalarıyla anmak istiyorum:
Merhum Yinanç’ın Tarihimize Katkı ve Hataları
-Ord. Prof. M. Halil Yinanç
1. Bursa-İznik 1080’de fethedildi (s.88). Filhakika Bursa-İznik 1080’de fethedildi. 1075’de fethedilen İznik ise Senirkent-İlegüp (Uluğbey) idi. Remsi (Ramsay), ikinci bir İznik’in farkında, ama O, bu İznik’i yanlış olarak Manisa-Alaşehir’in güneyine yerleştirmiştir.
2. İmparator Antalya’ya geldi; orada bir müddet kaldı ve sonra Pasköza Gölü’ndeki adaları zapetti (s.260, 1142/ 537). Yinanç, Pasköza (Pusguse/Pazgusi) için Eğirdir Gölü der ki, gerçekte de öyledir. Yakın zamana kadar bu Antalya’nın Kemer Boğazı civarında olduğunu düşünür, ama yerini tam bilemezdim. Hatta bu fikrimi bazı genç tarihçilere de açtım. Remsi, bunu hatalı olarak Bergama ile Kütahya arasına koydu. Ne zaman ki, -Tralles’i (Neutroja) Attalos kurdu- (Gregoras, 1973: 137, açık.250) kaydını gördüm; üçüncü Antalya’nın Barla olduğunu anladım. Çünkü Eski Tralles’in Barla olduğunu evvelden bilirdim.
3. Sultan Çaka’yı sarhoş edip öldürdü; imparatorla Rumlar Anadolu’ya, Türkler de Adalar’a tecavüz etmeyecek diye bir antlaşma imzaladı (s.195, 1095/488). Söz konusu Anadolu, Asya eyaleti, Adalar ise, Eğirdir Gölü adaları olup; Asya eyaleti Uluborlu dâhil, Kemer Boğazı ile Çarşamba çayı arasıdır.
4. 20 Haziran 1097/490 İznik sükût etti (s.201). Haçlılar, Eskişehir galibiyetinden sonra susuz bir bölgeden geçti. Bir ırmağa müsadif olarak oraya ihtiyatsızca atıldılar. Fakat birçokları telef oldu. Pisidya’daki Yalvaç’ı aldılar (s.204). İşte bu ırmak, bugün için Eğirdir Gölü’nün suları altında kalan “derin ve suyu bol” ırmaktır (Bathys Rhyax).
5. Kamis esir oldu (s.229, 1114/508). Kamitzes’in esir olduğu Aorata, Şarkîkaraağaç Oras (Aura) köyüdür.
6. Anadolu orduları hududu geçerek Firikya’yı alt üst etmişler ve Alaşehir’i geri almışlardı (s.240, 1119/513). İşte bu Alaşehir (Antakya) Yalvaç olup, Yalvaç, Strabon’a göre Firikya’da ve Pisidya hududu yakınındadır.
7. Eskiden Lâdik denilen bu şehir Rumlar elinde idi. Oradaki Rumlar, Türklere iltihak ettiler. (…) Kıral buradan hareketle Konya yolunu tutturdu (s.270, 1148). Kitap dizin kısmında: Lâdik, s. 157, 270, 366 ve Lâdik (Denizli), s. 292, 304 olmak üzere iki Lâdik var. 1- Merhum, II. Haçlı seferinde zikredilen Lâdik için Denizli harici bir Lâdik der ki, bu Lâdik Eğirdir’dir. Eğirdir’in denizi olan anlamında bir adı da Denizli’dir. Birçok tarihçi bu Lâdik’i, bugünkü Denizli sandı. 2. Farz-ı muhal bu Lâdik, Denizli olsa bile, Denizli’den Konya yolunu tutturan bir ordu, nasıl olur da Korkuteli üzerinden Antalya’ya iner? 3-1148’de Uluborlu, Roma elinde; 34 yıl sonra 1182’de ancak fethedilecek; hâl böyleyken Türk askerinin Uluborlu’nun 180, Türk-Rum sınırının 215 km garbında ne işi var?
8. Manuel, Küçük Firikya’daki Türkleri katletti (s.275, 1155/550). Demirkent Küçük Firikya için Aşağı Firikya (Denizli civarı) dedi. Eskiçağ tarihçisi ise Küçük Firikya’yı Çanakkale ile Bilecik civarına yerleştirdi. Yalvaç’a Küçük Antakya, İlegüp’e Küçük İznik ve Lebounion savaşına da, Küçük Aslan savaşı denilmesi, bunlar Küçük Firikya’da bulundukları içindir. Bakan, TBMM’de arkeolojik kazılarla övündü ve alkışlandı. Hâlbuki Truva ve Amorion dâhil birçok arkeolojik kazı yanlış. Bir suyolu ile denize bağlı olan Efes, Selçuk-Efes değil. Küçük Firikya için bk. Har.1.
9. Sultan İstanbul’dan çıkmış; Asya’ya geçmiş; Manuel Mefrozum’un nezdine gitmişti. Mefrozum Menderes ile Honaz havalisinde ilân-ı istiklâl etmişti. Sultan onun memleketinde vâki bir adaya çekilmiş ve Anadolu sultanlığı ile hemhudut bu ülkede Anadolu vekayiini takibe başlamıştı. Zuhur edecek bir fırsatı değerlendirecekti. Yanında oğlu İzzeddin ve Alâeddin vardı (s.369, 1204). Honiyates, bu Ada’nın yanındaki Ada halkı için -Hıristiyan olmalarına rağmen hudut komşuları Türklerin tarafını tutuyorlardı; çünkü Türkleşmişlerdi- der (1995, s.24). Bu Ada, Eğirdir Can Ada olup, adını, 1142’de bu Ada’da ordugâh kuran imparator John’dan (Jan) aldı. Jan, Can oldu. Honaz, Gelendost ile Eğirdir arasında ve kanaatimce Ertokuş Hanı’nın yanındaki Dadıl idi ve gölün yükselmesiyle Dadıl mevkiine taşınmıştı. Menderes, iki göl arasındaki ünlü ırmak; Türkleşen Ada halkı ise tam elli (50) yıl önce 29 Nisan 1091 Lebounion (Küçük Aslan) harbinde sağ kalan ve Çaka’nın tekneleriyle Eğirdir- Yeşilada’ya (Nis) taşıdığı Türkçe konuşan Peçenekler idi.
10. Bu zamana kadar her nasılsa Hıristiyanların elinde kalmış olan Isparta şehrini zapt eylediler (s.383, 1204). Merhum bu ifadesiyle Denizli’nin daha önce alındığını ima eder. Hâlbuki daha önce alınan Lâdik, Eğirdir-Denizli idi.
11. Filokal, Edremit, Alaşehir, Lampe (s.227-28, 1108/502). Edremit, Yalvaç- Aş. Tırtar; Lampe ise İlegüp idi. 1390’da fethedilen Manisa-Alaşehir, 282 yıl evvel, 1108’de Türkçe bir isim alamaz. Onun için Alaşehir Yalvaç’tır.
12. Merhumun Emir Kendacı dediği Kontagmen Kundan Bey; Emir Monolik dediği Monolykos, Alp Kara; Sard- Barla; Çanakkale denilen yer ise, Gelendost-Kemer Boğazı idi (s.229-31, 1113-14/ 507-508).
13. Miryokefalon harbindeki Tzibritze adı Çaprıca (s.307, 1176/572) değil, Sivrisi veya Sivrice idi.
Sonuç
Merhum Yinanç’ın eserinde, üzerinde durulacak daha çok olay var, ama ben O’nun ölüm yıl dönümünde bunlardan sadece bir demet sundum. Birçok kişi, Hoca’yı eleştirdiğimi söyleyebilir. Tabir caizse, ben, O’nun verdiği taşı, değişen coğrafyanın ışığında gediğine koymaktan başka bir iş yapmadım. Kim bilir birileri de benim verdiğim taşı gediğine koyacak ve ilim böyle, böyle gelişecek. İlim, taş taş üzerine konularak gelişir.
İbrahim Mükrimin Halil Yinanç Hocamızı saygıyla anar; Allah’tan rahmet dilerim. Nur içinde yatsın.
.
Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com
Har.1: Küçük Arzava, Küçük Firikya, Firikya Epiktetos, Yukarı Memleket, Yukarı Firikya, Kutsal Firikya, Dağlık (Paroreios: Kuhistan: Quistan) Firikya, Asya Eyaleti ve Hexapolis bölgeleri ile Kelene, Neutroja, Efes, Uluborlu (Amorion), Yalvaç (Antakya, Filâdelfiya), Eğirdir (Lâdik) ve Enevre (Anaboura) kentleri.