Özgür Özel’in yenilikçi tarzı ve CHP’nin geciken Rusya ziyareti

Özgür Özel’in yenilikçi tarzı ve CHP’nin geciken Rusya ziyareti

Özgür Özel’in yenilikçi tarzı ve CHP’nin geciken Rusya ziyareti Özgür Özel’in yenilikçi tarzı ve CHP’nin geciken Rusya ziyareti

Özgür Özel’in yenilikçi tarzı ve CHP’nin geciken Rusya ziyareti

MOSKOVA

Türk toplumunun politize olduğu Rus uzmanlar tarafından zaman zaman değerlendirilir-durur. Maalesef doğru bir yaklaşımdır. Nitekim, uzun yıllardır Türk akademik çevre Rusya’yı, Çin’i ve Asya’yı batılı kaynaklardan okumaktadır. Bu durum, haliyle “Batı ve Rusya arasında sıkışan, milli değerlerin unutturulmaya çalışıldığı bir Türkiye” sonucunu beraberinde getirmiştir.

Geçmişi “mehter marşlarıyla” bizim neslimizin gözünde büyütmeyi, sözde “Allah için, vatan için, bayrak için!” diyerek halkı “milli olmayan duygularla” şahsi amaçlarına uygun şekilde “elemanlayarak” galeyana getirmeyi kendilerine iş edinenler, memlekette yüzlerce çözülmesi gereken güncel mesele varken, Türk insanına ya “cemaatlere bağlanmayı” ya da “politize” olmayı reva gördüler.

Bu geçen sürede “uyuşturulmuşluğumuzdan” bir “uyanış” olarak değerlendirdiğim Özgür Özel’in Rusya’ya yapacağı muhtemel ziyaret, Moskova’dan duyuldu. Biz de üzerine bugün Kremlin’deki dostlarımızla değerlendirmelerde bulunduk. Özgür Özel’in Türkiye’nin çok yönlü dış ilişkilerini arttırma arzusunun Rusya’da pek olumlu karşılandığını söyleyebilirim.

Nitekim Rusya, CHP’ye halen “Atatürk’ün partisi” gözüyle bakmaktadır. Bunun en somut örneği: CHP eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu her ne kadar CHP liderlik koltuğunu bırakmış olsa da Rusların dünyasında olumlu yönde hala politik bir entelektüel olarak kabul görmektedir. Nitekim, Rusya, Kemal beyin Türk Devletine yapmış olduğu hizmetlerin farkındadır.

Dünyamızın bekası, bölgemizin refahı ve insanlığın hayrına Ankara’da bir taşı taş üstüne koyan ile Moskova’da bir taşı taş üstüne koyanlar şüphesiz “bizim mahalle”nin gönlü geniş insanlarıdır.

Ülkesini karşılıksız sevenler ise o ülkenin gerçek sahibidir.

Ki onlar, her daim baş üstünde tutulmalıdır. Buna niyetini ortaya koyarak halk içinde toplumu kucaklamaya teşvik eden Selanik göçmeni Özgür Özel de dahildir.

Ancak Türkiye gibi “coğrafyanın kader” olduğu ülkelerde, Devleti sevmenin de ülkeye hizmet etmenin de bir bedeli vardır. Bu riski almak hem gönül hem de nasip işidir; zamanı gelince herkes payına düşeni alır. Mesele sele razı gelip, suya yön verecek irfana, bilgi ve birikime sahip olabilmektir.

Birkaç ay önce CHP’nin içinde sevilen, benim de kıymet verdiğim CHP Yürütme Kurulu Üyeliği, İnsan Haklarından Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı yapmış kıymetli büyüğüm Taşkan Uysal’ın Cumhuriyet Halk Partisi’nin Rusya ile ilişkilerini geliştirme arzusunun olduğunu, bazı Rus üniversiteleriyle konferans vermek üzere görüşüldüğünü söylemişti.

Bu minvalde sürecin yönetilmesi için Rus makamlarıyla görüşmemi teklif etti. Kendisine beslediğim derin saygı ve Rusya-Türkiye ilişkilerine katkısı olacağından, birçok girişimde bulunmuş olsam da Türkiye’deki genel gündemin yoğunluğu arasında kaynadı gitti.

CHP lideri Özgür Özel’in Rusya gündemini Putin ile sınırlandırması veya hedeflemesi halinde, bu bugünkü CHP için “verimli” bir ziyaret olmaktan çok, Türkiye’de politize olmuş toplumumuzu -gereksiz yere galeyana getirmek dışında- pek bir sonuç oluşturmayacaktır.

Özgür Özel’in Rusya ile yürüteceği münasebetleri, Rusya’daki iktidar, muhalefet, diğer siyasi partileri ve Rusya Devlet Duma’sı ile birlikte yürütmesi CHP’nin Türkiye’deki yenilikçi vizyonuna da önemli katkı sağlayacaktır. Üstelik masada Rusya ve Türkiye’nin dış politika faaliyetlerinde birbirleriyle örtüşen onlarca başlık hazır dururken…

Bu başlıklardan en önemlisi Türkiye ile Rusya’nın enerji alanındaki iş birliği kapsamında kanunların gözden geçirilerek iki tarafın da “kazan kazan” formülünü uygulayacağı alanların uluslararası hukuki zemininin oluşturulmasıdır. Diğer yandan, Asya’da filizlenen NATO bloğuna karşı kurulması muhtemel görülen Güvenlik Paktı’nda ve bölgesel Güvenlik Teşkilatlarıyla Türkiye adına sürece “yenilikçi” bir vizyon geliştirme çalışmaları pek kıymetli olacaktır.

Bölgesel güvenlik riskleri ve günümüz gerçekleri göz önüne alındığında uluslararası suçlar ve terörle mücadele gibi hassas alanlarda iki ülkenin etkileşiminde ve iş birliğinde yol kat edinilmiş olması, ancak bu çalışmaların arttırılmasının da gerekliliğini özellikle Özgür beyin Rusya’ya giderken notlarının arasında bulundurması temennimizdir.

Rusya-Türkiye arasında akademik iş birliğinin arttırılması yönünde Özgür Özel’in Rusya’daki akademik çevre ile de yakınlaşmasını pek önemli buluyorum. Ayrıca Türkiye’nin Suriye ve Filistin meselesinde “çözüm odaklı” ve kapsamlı tekliflerin şimdiden geliştirilip Rusya ziyaretinde masaya sunulmasında fayda var.

İran’ın Çin ve Rusya ile yeniden dizayn edilme sürecinde, Rusya merkezli İran-Türkiye ilişkilerinin çok yönlü stratejik arttırılmasını da es geçmemek gerekir.

Turizm ve ticari-ekonomik alanlarda da Rusya-Türkiye yakın kesişme ve karşılıklı ortak çıkarlara sahiptir.

Rusya-Çin ilişkilerine Türkiye’nin ticari entegrasyonu, Çin enerji ve inşaat şirketleri ile Türk müteahhitlerinin Rus ve Afrika havzasındaki müşterek yürütebileceği ticari faaliyetlerin ele alınması Özgür beyin Rusya’ya giderken heybesinde bulundurması gereken diğer önemli hususlardan yalnızca bir kaçıdır.

Ayrıca Rusya'nın sosyal ve ahlaki tutumu, Türkiye gibi, geleneksel, ailesel, “cinsiyet” kavramlarının ve dostluk değerlerinin oluşmasını ve sürdürülmesini amaçlamaktadır. Bu alandaki kültürel çalışmaları da kapsayan yeniliklerin arttırılması dünyadaki Rus-Türk çatışmasının önüne geçilmesi amacıyla oldukça değerlidir.

Hülasa; kat edilmesi gereken çok yol, yapılması gereken çok iş var.

Umudumuz, Özgür beyin Rusya ziyaretinde “tasarıları” eskimeyen “karşılıklı anlaşmaya dayalı” dış politika süreci yürütmesi, Türkiye-Rusya ilişkilerine samimi katkı sağlaması ve “taş üstüne taş koyması”dır.

Kim bilir, belki de Türk-Rus ilişkilerinde tarih boyunca gerçekleşmiş en görkemli, en önemli, en özel, en yerinde ziyaretlerden biri olur.

.

Hasan Enes Karahan, dikGAZETE.com

.

Özgür Özel’in yenilikçi tarzı ve CHP’nin geciken Rusya ziyareti

MOSKOVA

Türk toplumunun politize olduğu Rus uzmanlar tarafından zaman zaman değerlendirilir-durur. Maalesef doğru bir yaklaşımdır. Nitekim, uzun yıllardır Türk akademik çevre Rusya’yı, Çin’i ve Asya’yı batılı kaynaklardan okumaktadır. Bu durum, haliyle “Batı ve Rusya arasında sıkışan, milli değerlerin unutturulmaya çalışıldığı bir Türkiye” sonucunu beraberinde getirmiştir.

Geçmişi “mehter marşlarıyla” bizim neslimizin gözünde büyütmeyi, sözde “Allah için, vatan için, bayrak için!” diyerek halkı “milli olmayan duygularla” şahsi amaçlarına uygun şekilde “elemanlayarak” galeyana getirmeyi kendilerine iş edinenler, memlekette yüzlerce çözülmesi gereken güncel mesele varken, Türk insanına ya “cemaatlere bağlanmayı” ya da “politize” olmayı reva gördüler.

Bu geçen sürede “uyuşturulmuşluğumuzdan” bir “uyanış” olarak değerlendirdiğim Özgür Özel’in Rusya’ya yapacağı muhtemel ziyaret, Moskova’dan duyuldu. Biz de üzerine bugün Kremlin’deki dostlarımızla değerlendirmelerde bulunduk. Özgür Özel’in Türkiye’nin çok yönlü dış ilişkilerini arttırma arzusunun Rusya’da pek olumlu karşılandığını söyleyebilirim.

Nitekim Rusya, CHP’ye halen “Atatürk’ün partisi” gözüyle bakmaktadır. Bunun en somut örneği: CHP eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu her ne kadar CHP liderlik koltuğunu bırakmış olsa da Rusların dünyasında olumlu yönde hala politik bir entelektüel olarak kabul görmektedir. Nitekim, Rusya, Kemal beyin Türk Devletine yapmış olduğu hizmetlerin farkındadır.

Dünyamızın bekası, bölgemizin refahı ve insanlığın hayrına Ankara’da bir taşı taş üstüne koyan ile Moskova’da bir taşı taş üstüne koyanlar şüphesiz “bizim mahalle”nin gönlü geniş insanlarıdır.

Ülkesini karşılıksız sevenler ise o ülkenin gerçek sahibidir.

Ki onlar, her daim baş üstünde tutulmalıdır. Buna niyetini ortaya koyarak halk içinde toplumu kucaklamaya teşvik eden Selanik göçmeni Özgür Özel de dahildir.

Ancak Türkiye gibi “coğrafyanın kader” olduğu ülkelerde, Devleti sevmenin de ülkeye hizmet etmenin de bir bedeli vardır. Bu riski almak hem gönül hem de nasip işidir; zamanı gelince herkes payına düşeni alır. Mesele sele razı gelip, suya yön verecek irfana, bilgi ve birikime sahip olabilmektir.

Birkaç ay önce CHP’nin içinde sevilen, benim de kıymet verdiğim CHP Yürütme Kurulu Üyeliği, İnsan Haklarından Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı yapmış kıymetli büyüğüm Taşkan Uysal’ın Cumhuriyet Halk Partisi’nin Rusya ile ilişkilerini geliştirme arzusunun olduğunu, bazı Rus üniversiteleriyle konferans vermek üzere görüşüldüğünü söylemişti.

Bu minvalde sürecin yönetilmesi için Rus makamlarıyla görüşmemi teklif etti. Kendisine beslediğim derin saygı ve Rusya-Türkiye ilişkilerine katkısı olacağından, birçok girişimde bulunmuş olsam da Türkiye’deki genel gündemin yoğunluğu arasında kaynadı gitti.

CHP lideri Özgür Özel’in Rusya gündemini Putin ile sınırlandırması veya hedeflemesi halinde, bu bugünkü CHP için “verimli” bir ziyaret olmaktan çok, Türkiye’de politize olmuş toplumumuzu -gereksiz yere galeyana getirmek dışında- pek bir sonuç oluşturmayacaktır.

Özgür Özel’in Rusya ile yürüteceği münasebetleri, Rusya’daki iktidar, muhalefet, diğer siyasi partileri ve Rusya Devlet Duma’sı ile birlikte yürütmesi CHP’nin Türkiye’deki yenilikçi vizyonuna da önemli katkı sağlayacaktır. Üstelik masada Rusya ve Türkiye’nin dış politika faaliyetlerinde birbirleriyle örtüşen onlarca başlık hazır dururken…

Bu başlıklardan en önemlisi Türkiye ile Rusya’nın enerji alanındaki iş birliği kapsamında kanunların gözden geçirilerek iki tarafın da “kazan kazan” formülünü uygulayacağı alanların uluslararası hukuki zemininin oluşturulmasıdır. Diğer yandan, Asya’da filizlenen NATO bloğuna karşı kurulması muhtemel görülen Güvenlik Paktı’nda ve bölgesel Güvenlik Teşkilatlarıyla Türkiye adına sürece “yenilikçi” bir vizyon geliştirme çalışmaları pek kıymetli olacaktır.

Bölgesel güvenlik riskleri ve günümüz gerçekleri göz önüne alındığında uluslararası suçlar ve terörle mücadele gibi hassas alanlarda iki ülkenin etkileşiminde ve iş birliğinde yol kat edinilmiş olması, ancak bu çalışmaların arttırılmasının da gerekliliğini özellikle Özgür beyin Rusya’ya giderken notlarının arasında bulundurması temennimizdir.

Rusya-Türkiye arasında akademik iş birliğinin arttırılması yönünde Özgür Özel’in Rusya’daki akademik çevre ile de yakınlaşmasını pek önemli buluyorum. Ayrıca Türkiye’nin Suriye ve Filistin meselesinde “çözüm odaklı” ve kapsamlı tekliflerin şimdiden geliştirilip Rusya ziyaretinde masaya sunulmasında fayda var.

İran’ın Çin ve Rusya ile yeniden dizayn edilme sürecinde, Rusya merkezli İran-Türkiye ilişkilerinin çok yönlü stratejik arttırılmasını da es geçmemek gerekir.

Turizm ve ticari-ekonomik alanlarda da Rusya-Türkiye yakın kesişme ve karşılıklı ortak çıkarlara sahiptir.

Rusya-Çin ilişkilerine Türkiye’nin ticari entegrasyonu, Çin enerji ve inşaat şirketleri ile Türk müteahhitlerinin Rus ve Afrika havzasındaki müşterek yürütebileceği ticari faaliyetlerin ele alınması Özgür beyin Rusya’ya giderken heybesinde bulundurması gereken diğer önemli hususlardan yalnızca bir kaçıdır.

Ayrıca Rusya'nın sosyal ve ahlaki tutumu, Türkiye gibi, geleneksel, ailesel, “cinsiyet” kavramlarının ve dostluk değerlerinin oluşmasını ve sürdürülmesini amaçlamaktadır. Bu alandaki kültürel çalışmaları da kapsayan yeniliklerin arttırılması dünyadaki Rus-Türk çatışmasının önüne geçilmesi amacıyla oldukça değerlidir.

Hülasa; kat edilmesi gereken çok yol, yapılması gereken çok iş var.

Umudumuz, Özgür beyin Rusya ziyaretinde “tasarıları” eskimeyen “karşılıklı anlaşmaya dayalı” dış politika süreci yürütmesi, Türkiye-Rusya ilişkilerine samimi katkı sağlaması ve “taş üstüne taş koyması”dır.

Kim bilir, belki de Türk-Rus ilişkilerinde tarih boyunca gerçekleşmiş en görkemli, en önemli, en özel, en yerinde ziyaretlerden biri olur.

.

Hasan Enes Karahan, dikGAZETE.com

.