Papazlı tahliyeler ve ‘cemaatime dokunma!..’

Papazlı tahliyeler ve ‘cemaatime dokunma!..’

Bakanlığın yaptığı resmi açıklamaya göre, FETÖ’den bugüne kadar toplam 125 bin kişi ihraç edilirken, bu rakamın büyük bölümünü de emniyet ve ordu içindeki FETÖ mensupları oluşturmuş.

Diğer kurumlar, eski haliyle devam ediyor!.. 

İhraç öncesi veya sonrası tutuklanan FETÖ’cülerin bir kısmı da, ya tahliye oluyor ya da beraat ediyor… 

Ben, mesela; 15 Temmuz Şehitler (Boğaziçi) Köprüsü'nde 34 kişiyi şehit eden sanık 143 vatan haininden üst düzey (!) 44 kişinin suçları sabit olduğu halde beraat etmesini akla sığdıramadığım gibi, “adalet katliamı” olarak düşünüyorum!.. 

Aynı şekilde (suçları sabit) Bursa eski Valisi Şahabettin Harput ve iki sanığın yaştan dolayı 50’şer bin lira kefaletle tahliye edilmesini ve itiraz üzerine daha sonra ev hapsi verilmesini “yaşlı insanları suça teşvik etme” olarak düşünüyorum!..

Oysa ki, bu eski vali; bazı kurumlara da talimat vererek, ‘himmet’ adı altında sanayicileri haraca bağlamıştı!..  

Bu arada; “suçları sabit” demişken; firari FETÖ’cü Hakan Şükür arananlar listesinde bulunurken, onunla birlikte Zaman gazetesi ve Koza-İpek’te polisler arama yapmak isterken direnen ve görevini yapmak isteyenlere saldıran ‘taklacı’ eski bakan İdris Naim Şahin ve eski milletvekili İdris Bal’ın herhangi bir ifadeye dahi çağrılmamalarını “adaletin firar ettirilmesi” olarak düşünüyorum!.. 

2 yıla yaklaşan bir süredir tutuklu bulunan, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 Temmuz'da görülen duruşmada tutukluluk halinin devamına hükmedilen ve FETÖ/PKK adına casusluk yaptığı gerekçesiyle hakkında 35 yıl hapis cezası istenen ABD'li rahip Andrew Craig Brunson'ın, tutukluluğunun devamı kararından bir hafta sonra 'sağlık sorunları' nedeniyle tahliye edilerek ev hapsine alınmasını, ‘Kardinal’ın kalacağı, rahibin kuşlar gibi uçacağı algısını oluşturduğunu düşünüyorum!..

Brunson'ın ev hapsine alınmasından sonra, ABD Başkanı Trump ve yardımcısının Türkiye’yi ‘yaptırım’la tehdit etmesine Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’ndan anında karşı ve “tehdide tehdit” şeklinde cevap verilmesine rağmen, “Ver papazı al papazı”nın, ‘buyurun cenaze ayinine’ olmaması için ev hapsine alınan rahibin, savcılığın itiraz etmesiyle tekrar tutuklanmaması halinde, “Türkiye Cumhuriyeti adaleti tehditle müdahaleye maruz kaldı” diye düşüneceğim!..     

‘Suçu sabit’e bir ekleme daha yapmak istiyorum…

2018 Mart ayı içerisinde başka sitede "Tacizci; bürokrat ya da zenginse tacizciyi değil, ‘adalet’i taciz ediyorlar!.." ve bu sitede de, ‘Müdüre ikramiye!..’ başlıklı yazımızda; “AK Parti Konya (eski) Milletvekili Mehmet Babaoğlu'nun İl Göç İdaresi Müdürü olan kardeşi Ahmet Babaoğlu, 3 çocuğuyla birlikte Türkiye’ye gelen ve Konya’ya yerleşmek isteyen 40 yaşındaki Mısırlı Marwa Attla Abdelrazek Moustafa’yı taciz ettiği gerekçesiyle gözaltına alınmış daha sonra da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı!..” demiştik…

Olaydan sonra çalıştığı kurumdan emekli olan Babaoğlu; hafta içinde hakim karşısına çıktı ve mahkeme ileri bir tarihe ertelendi!

Burada dikkat çeken durumlar var…

Birincisi; sanığın neden tutuksuz yargılandığı!...

İkincisi; şikayetçi olan kadının duruşmaya neden katılmadığı/ katılamadığı!..  

Görüntülerde dahi, kadının evinde bizzat polis tarafından yakalanan suçu sabit ve tutuksuz yargılanan bu tacizci eski müdür, davadan beraat ederse, zor durumdaki muhacir bir kadını taciz etmekle kalmayacak; hem o hem de onun üzerinden adaletin ırzına geçilmiş olacak!..

Adalet şart!..

‘Cemaatime dokunma!..’

Geçen hafta cemaatlerle ilgili düşüncelerimizi açıklamıştık…

Bu konuda başkaca yazıp söyleyenler de oldu…

Cemaatlere müdahale edilmesine karşı olanlar da, tepki ve tehditlerle savunmaya geçti.

 “Akıllı olun!” başlığıyla bir yazar; “Senin dolara ve piyasaya müdahalen nasıl ki bir anlam ifade etmiyor ve tam aksi tesir oluşturuyorsa, cemaatlere, tarikatlara müdahalen de aynı şekilde aksi tesir edeceği gibi en azından piyasalardaki bozulma gibi sosyal hayatta kaos ve kargaşalara sebep olacaktır!..” şeklinde hükümete gözdağı verdi.

Bir cemaati sosyal medyadan eleştiren kişi de, “Adım Ahmet Aker, Sivas’ta komiserim senin Azrail’in olur, canını alırım” şeklinde ölüm tehdidiyle karşılaştı!

 “Bu gün ki durumu fırsat bilip tarikat ve cemaatlere saldıranların hiç birinde iyi niyet aramam, kimin ne maksadı varsa ortaya çıkarmasını da gereğini yapmasını da bilirim” diyerek, küfür içeren paylaşımlar yaptı.

Tehdit edilen kişi suç duyurusunda bulununca, tehdit edenin isminin Ahmet Akın ve emniyet mensubu olduğu basına yansıdı!

Bazı gazeteler, benzeri tehdit içeren köşe yazıları ve manşetlerle çıktılar…

Buradan da anlaşılıyor ki; din istismarı ve tacirliğini meslek edinenler (başka bir iş yapamazlar) ile onlara maddi manevi destek verip karşılığında cenneti garantilediğini sananlar, çarkın aynen devam etmesi için gerekirse her yolu mubah (FETÖ örneğinde olduğu gibi) görüp, mücadele edecekler!..

İslam ve insanlık için operasyon şart!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitter: @alimevlutkaya

Bakanlığın yaptığı resmi açıklamaya göre, FETÖ’den bugüne kadar toplam 125 bin kişi ihraç edilirken, bu rakamın büyük bölümünü de emniyet ve ordu içindeki FETÖ mensupları oluşturmuş.

Diğer kurumlar, eski haliyle devam ediyor!.. 

İhraç öncesi veya sonrası tutuklanan FETÖ’cülerin bir kısmı da, ya tahliye oluyor ya da beraat ediyor… 

Ben, mesela; 15 Temmuz Şehitler (Boğaziçi) Köprüsü'nde 34 kişiyi şehit eden sanık 143 vatan haininden üst düzey (!) 44 kişinin suçları sabit olduğu halde beraat etmesini akla sığdıramadığım gibi, “adalet katliamı” olarak düşünüyorum!.. 

Aynı şekilde (suçları sabit) Bursa eski Valisi Şahabettin Harput ve iki sanığın yaştan dolayı 50’şer bin lira kefaletle tahliye edilmesini ve itiraz üzerine daha sonra ev hapsi verilmesini “yaşlı insanları suça teşvik etme” olarak düşünüyorum!..

Oysa ki, bu eski vali; bazı kurumlara da talimat vererek, ‘himmet’ adı altında sanayicileri haraca bağlamıştı!..  

Bu arada; “suçları sabit” demişken; firari FETÖ’cü Hakan Şükür arananlar listesinde bulunurken, onunla birlikte Zaman gazetesi ve Koza-İpek’te polisler arama yapmak isterken direnen ve görevini yapmak isteyenlere saldıran ‘taklacı’ eski bakan İdris Naim Şahin ve eski milletvekili İdris Bal’ın herhangi bir ifadeye dahi çağrılmamalarını “adaletin firar ettirilmesi” olarak düşünüyorum!.. 

2 yıla yaklaşan bir süredir tutuklu bulunan, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 Temmuz'da görülen duruşmada tutukluluk halinin devamına hükmedilen ve FETÖ/PKK adına casusluk yaptığı gerekçesiyle hakkında 35 yıl hapis cezası istenen ABD'li rahip Andrew Craig Brunson'ın, tutukluluğunun devamı kararından bir hafta sonra 'sağlık sorunları' nedeniyle tahliye edilerek ev hapsine alınmasını, ‘Kardinal’ın kalacağı, rahibin kuşlar gibi uçacağı algısını oluşturduğunu düşünüyorum!..

Brunson'ın ev hapsine alınmasından sonra, ABD Başkanı Trump ve yardımcısının Türkiye’yi ‘yaptırım’la tehdit etmesine Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’ndan anında karşı ve “tehdide tehdit” şeklinde cevap verilmesine rağmen, “Ver papazı al papazı”nın, ‘buyurun cenaze ayinine’ olmaması için ev hapsine alınan rahibin, savcılığın itiraz etmesiyle tekrar tutuklanmaması halinde, “Türkiye Cumhuriyeti adaleti tehditle müdahaleye maruz kaldı” diye düşüneceğim!..     

‘Suçu sabit’e bir ekleme daha yapmak istiyorum…

2018 Mart ayı içerisinde başka sitede "Tacizci; bürokrat ya da zenginse tacizciyi değil, ‘adalet’i taciz ediyorlar!.." ve bu sitede de, ‘Müdüre ikramiye!..’ başlıklı yazımızda; “AK Parti Konya (eski) Milletvekili Mehmet Babaoğlu'nun İl Göç İdaresi Müdürü olan kardeşi Ahmet Babaoğlu, 3 çocuğuyla birlikte Türkiye’ye gelen ve Konya’ya yerleşmek isteyen 40 yaşındaki Mısırlı Marwa Attla Abdelrazek Moustafa’yı taciz ettiği gerekçesiyle gözaltına alınmış daha sonra da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı!..” demiştik…

Olaydan sonra çalıştığı kurumdan emekli olan Babaoğlu; hafta içinde hakim karşısına çıktı ve mahkeme ileri bir tarihe ertelendi!

Burada dikkat çeken durumlar var…

Birincisi; sanığın neden tutuksuz yargılandığı!...

İkincisi; şikayetçi olan kadının duruşmaya neden katılmadığı/ katılamadığı!..  

Görüntülerde dahi, kadının evinde bizzat polis tarafından yakalanan suçu sabit ve tutuksuz yargılanan bu tacizci eski müdür, davadan beraat ederse, zor durumdaki muhacir bir kadını taciz etmekle kalmayacak; hem o hem de onun üzerinden adaletin ırzına geçilmiş olacak!..

Adalet şart!..

‘Cemaatime dokunma!..’

Geçen hafta cemaatlerle ilgili düşüncelerimizi açıklamıştık…

Bu konuda başkaca yazıp söyleyenler de oldu…

Cemaatlere müdahale edilmesine karşı olanlar da, tepki ve tehditlerle savunmaya geçti.

 “Akıllı olun!” başlığıyla bir yazar; “Senin dolara ve piyasaya müdahalen nasıl ki bir anlam ifade etmiyor ve tam aksi tesir oluşturuyorsa, cemaatlere, tarikatlara müdahalen de aynı şekilde aksi tesir edeceği gibi en azından piyasalardaki bozulma gibi sosyal hayatta kaos ve kargaşalara sebep olacaktır!..” şeklinde hükümete gözdağı verdi.

Bir cemaati sosyal medyadan eleştiren kişi de, “Adım Ahmet Aker, Sivas’ta komiserim senin Azrail’in olur, canını alırım” şeklinde ölüm tehdidiyle karşılaştı!

 “Bu gün ki durumu fırsat bilip tarikat ve cemaatlere saldıranların hiç birinde iyi niyet aramam, kimin ne maksadı varsa ortaya çıkarmasını da gereğini yapmasını da bilirim” diyerek, küfür içeren paylaşımlar yaptı.

Tehdit edilen kişi suç duyurusunda bulununca, tehdit edenin isminin Ahmet Akın ve emniyet mensubu olduğu basına yansıdı!

Bazı gazeteler, benzeri tehdit içeren köşe yazıları ve manşetlerle çıktılar…

Buradan da anlaşılıyor ki; din istismarı ve tacirliğini meslek edinenler (başka bir iş yapamazlar) ile onlara maddi manevi destek verip karşılığında cenneti garantilediğini sananlar, çarkın aynen devam etmesi için gerekirse her yolu mubah (FETÖ örneğinde olduğu gibi) görüp, mücadele edecekler!..

İslam ve insanlık için operasyon şart!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitter: @alimevlutkaya