PENTAGON’un ÇİN’le savaş stratejisi: ÇİN Ordusu savaş deneyimi kazanmadan ÇİN’i savaştırmak!

PENTAGON’un ÇİN’le savaş stratejisi: ÇİN Ordusu savaş deneyimi kazanmadan ÇİN’i savaştırmak!

Türklerin Orta Asya, ilkçağ ve ortaçağ tarihleri; Çin ordularıyla savaş hikâyelerinden geçilmez. Öyle ki Orhun Kitabeleri’nde Kül Tigin Kağan, bu mücadeleyi yüzlerce yıl öteden bugüne taşır. 

Der ki, “Çinliler altını, gümüşü, ipeği, ipeklileri sıkıntısız öylelikle verirler. Çin halkının sözleri tatlı, ipeklileri yumuşakmış.

Tatlı sözle, yumuşak ipeklilerle kandırıp uzaktaki halkları bu şekilde kendilerine yaklaştırırlarmış. Yakına yerleştikten sonra da gereken kötülüğü orada düşünürlermiş.” 

Çin Hakanı, Kül Tigin Kağan’ı nasıl tufaya getirmiş?

Aslında değişen bir şey yok bugün Çin ipeğinin yerine, elektronik eşyadan tutun da her türlü emtia Çin emperyalizminin dünyayı kontrol etme aracı. 

Hatta Çinliler’i yola getiren diz çöktüren ve Türk budunlarını, Çin boyunduruğundan kurtaran Kül Tigin Kağan dahi Çinlileri tam çözememiş. 

Bunu nereden çıkarıyorum?

Kendi yorumum değil.

Bizzat Kül Tigin Kağan kendi yontturduğu ve diktirdiği taş kitabede itiraf ediyor. 

Dede Korkut üslubuyla yazacak olursak aldı sazı eline Kül Tigin Kağan; “buraya kazıdım. Söyleyecek ne sözüm varsa bengi taşa kazıdım. Buna bakarak anlayın. Şu anki Türk halkı, beyleri, hâlihazırdaki beyler, sizler mi yanılacaksınız?

Ben bengi taş diktim. Çin hakanından sanatçı getirttim, nakşettirdim. Çin hakanı benim sözümü kırmadı, sarayındaki has sanatçısını yolladı. Ona muazzam bir anıtkabir yaptırdım. İçini dışını muhteşem şekilde süslettim, taşlar yontturttum, aklımdaki sözleri yazdırttım.”

Çinliler, "Savaşmadan savaş kazanma"nın mucidi…

Çinli General filozof ve askeri bilge Sun Tzu’nun Song Hanedanı (Çin) döneminde yazılan ve dünyanın en eski strateji kuramı kabul edilen içinde 384 adet savaş teorisinin yer aldığı, bütün askeri klasiklerin atası olarak bilinen ve Batı’da da en önemli strateji eserlerinden biri olarak üzerinde birçok çalışma yapılan “Savaş Sanatı”na göre; Savaş, kandırmacalı bir iştir.

Bu nedenle; vurabilecekken vurmayacakmış gibi, saldıracakken saldırmayacakmış gibi, yaklaşırken uzaklaşıyormuş gibi, uzaklaşıyorken yaklaşıyormuş gibi göstermek gerekir. 

Yemle ve kandır!

Kargaşa çıkart ve ele geçir,

dirençliyse ona göre hazırlan,

güçlüyse ondan sakın, 

sinirliyse onu kızdır, 

tevazu göster ki gerçek sanıp mağrurlaşsın, 

dinleniyorsa rahatsız et, 

aralarında birlik varsa ayır; 

ona hazırlanma fırsatı vermeden saldır, 

beklemediği anda ortaya çık. 

Bunlar savaş erbabının başarı sırlarıdır, önceden kestirilemez.

Muhtemelen, şimdiki Çin yöneticileri, askeri istihbarat uzmanları Sun Tzu’nun ‘Savaş Sanatı’nı güncellediler ve kaldıkları yerden devam ediyorlar

ABD açısından ÇİN ne ifade ediyor?

ABD, Çin’i küresel değil bölgesel aktör olarak görüyor ve o kategoride değerlendiriyor. 

Bunun anlamı şu; Çin, ABD için alt edilebilir, yenilebilir ve yok edilebilir kolay bir lokmadır. 

ABD’ye göre Çin, sadece bölgesel belirleyici aktördür. Çünkü Çin tarihi, milli büyüklüğün tarihidir ve kendisini bu milli tarih ve değerlerle sınırlar.

Bu açıdan bakıldığında Çin’in kolektif bilinçaltı, ‘Chung-kuo’ yani ‘Orta Krallık’ ile çerçevelendirilmiştir. 

ABD, Çin ile savaşmadan kendi potasında eritmenin formülünü bulmak için beyin fırtınasını yapalı neredeyse yarım yüzyıl oldu.

ABD, Çin’i tek başına tehlikeli görmediği gibi Çin-Rus ve İran koalisyonunun gerçekleşebilir olmasını bazı mevzi taktiksel atraksiyonlar haricinde mümkün bulmuyor. 

Hatta Çin’in böyle bir misyonu üstlenmesini Avrasya güvenliği açısından desteklenebilir görüyor.

Bu nedenle Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) gibi teşkilatları içine alacak Avrasya Aşırı Güvenlik Sistemi gibi kapsayıcı bir şemsiyeden yana olduğu söylenebilir.

Büyük bir güç olarak tarih sahnesine çıkmaya hazırlanan Çin’den duyulacak paranoyak korkuların kendi ekmeğine yağ sürdüğünün çok iyi bilincinde.

ABD, işi şansa bırakmıyor Çin’i savaşa kışkırtıyor…

Geçtiğimiz yıl Çin Devlet Konseyi, ülkenin askeri stratejisinde değişiklik yapmış ve ‘White Paper’ adı verilen yeni bir “Askeri Strateji Belgesi” belirlemişti.

Çin, yeni savunma politikasına göre; hegemonyacılığın ve güç iktidarının tüm formlarına karşı duracak ve hiçbir zaman hegemonya ve yayılma politikası gütmeyecek. Çin silahlı kuvvetleri dünya barışı sağlamak için uğraşacak.

Çin’in ulusal stratejik amacı, Çin Komünist Partisi’nin yüzüncü yılını kutlayacağı 2021 yılında, her bakımdan bir refah toplumu inşa etme amacını tamamlamak ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2049’da, müreffeh, güçlü, demokratik, kültürel olarak gelişmiş ve uyumlu modern sosyalist bir ülke inşa etmek.

Çin’in ‘White Paper’ adı verilen “Askeri Strateji Belgesi” çok iyi tetkik edildiğinde, ABD’nin kendisine belirlediği yörünge dışına çıkmamaya göre dizayn ettiği söylenebilir.

***Çin’in askeri ve ekonomik büyümesini, siyasi nüfuz alanını genişletmesi ABD’nin güvenlik tehdidi kapsamında…

17 Ağustos 2018’de Pentagon uzmanlarının her yıl her müttefik ve rakip ülkeler için ayrı ayrı hazırladıkları “Çin'in Küresel Girişimini Genişletmesinin ABD Savunmasına Etkisinin Değerlendirilmesi” başlıklı rapor epey gürültü kopardı.

Raporda Pekin'in, silahlı kuvvetlerini “ABD ve müttefiklerine karşı” eğittiği ileri sürülmüştü. 

Çin’in askeri gücüne ilişkin, Pekin'in Cibuti'yle başlayıp Afrika genelinde askeri üsler kurmasının "Çin'in konvansiyonel askeri güç kullanmayı caydırma, ülke dışında operasyonlarını ikmal ve stratejik ekonomik koridorları riske atma kabiliyetini artırdığı" ifade ediliyordu. 

Çin'in Atlas Okyanusu'ndan, Akdeniz'e, Doğu ve Güneydoğu Asya'daki askeri varlığını artırdığı Afrika'daki faaliyetlerinin kaygı yarattığı değerlendirmesi dikkat çekmişti.

Çin şirketlerinin “One Belt, One Road - Bir Kuşak, Bir Yol” programının yabancı ülkelerdeki alt yapı projelerini almasına ve "Dijital İpek Yolu İnisiyatifi" olarak bilinen elektronik alt yapı projelerine talip olduğu, bu kapsamda bazı yatırımların Çin için askeri avantaj sağladığı belirtmişti. 

Çin'in ihtiyaç duyması halinde Hint Okyanusu, Akdeniz ve Atlas Okyanusu gibi uzak denizlerde artan menfaatlerini korumak için bu bölgelerdeki üslerini kullanarak yapılan donanma sevkiyatlarının ikmal ederek üstünlük sağlayabileceğine vurgu yapılmış, “Çin daha geniş küresel faaliyetlerini siyasi etki yapmak üzere de kullanılabilir. Çin'in birçok cömert yatırım finansmanı ev sahibi ülkeye fayda sağlarken bunlar aynı zamanda çoğunlukla şartları ile geliyor.” ifadelerine yer verilmişti. 

Çin'in birçok ülkedeki yatırımlarının düzenli piyasa mekanizmalarını “bypass” ettiği iddia edilen raporda, Çin'in bazı ülkelerde siyasi hedeflerine ulaşmak için ekonomik teşvik ve tehdit unsurlarını kullanabildiği de özellikle yer almıştı. 

Çinliler de “Panda Festivali”nde değil onlar da savaşa hazırlanıyor…

5 Ocak 2019’da Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ordunun üst düzey komutanlarıyla yaptığı görüşmede, Güney Çin Denizi’ndeki toprak anlaşmazlıkları, ABD ile ticaret anlaşmazlıkları ve Tayvan’ın statüsü konusundaki artan gerilimler sebebiyle Çin ordusunun acil durum hassasiyetini güçlendirmesi ve savaşa hazırlık için gereken her şeyi yapması gerektiğini söylemişti. 

Hızla silahlanıyorlar. 

Kendi çaplarında güçlü bir silah sanayiler var.  

ABD hariç her ülkeden başta Fransa, Almanya ve Rusya olmak üzere Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun ihtiyacı her ekipmanı envantere kazandırıyorlar.

Afganistan, Kazakistan ve Pakistan gibi ülkelerle askeri ve ekonomik anlaşmalar yapıldı.

Çin’in batısındaki Sincan’a 350 kilometre uzaklıkta bulunan ve Afganistan’ın doğusundan Çin’in batısına dar bir koridor şeklinde uzanan Wakhan Koridoru’na üs kurdular, askeri yığınak gerçekleştirildi.

Çin’in, Afganistan’a son üç yılda yaptığı askeri yardım 70 milyon doları geçti. Pekin yönetimi, Afganistan’dan önce ilk yurt dışı askeri üssünü Hint Okyanusu’nda “İnsani yardım ve barış görevleri” yapacak Çin donanmasına ait gemilere askeri lojistik destek sağlama amacıyla geçen yıl Cibuti’ye kurmuştu. 

Çin’in en büyük dezavantajı, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun savaş tecrübesinin olmaması…

Askeri uzmanlara göre modern Çin ordusu her geçen gün sayıları daha da artan yüksek teknolojili savaş araçlarına sahiptir. Ancak bu silahları ve ekipmanlarını kullanma becerileri hakkında ciddi tereddütler söz konusu. 

Farklı ülkelerin istihbarat raporlarında belirtildiği gibi ÇHKO;   miadını doldurmuş bir komuta sistemiyle sevk ve idare edilmeye çalışılıyor.

ÇHKO’nun  en büyük düşmanı ne ABD ne Rusya!

Çin ordusunun en büyük düşmanı, orduyu kasıp kavuran bir sülük gibi emen yolsuzluk salgını.

Çin ordusunun deneyimsizliği, çatışma tecrübesinin bulunmaması ve gerçekçi eğitim (tatbikat değil savaş) eksikliği nedeniyle deniz, hava ve kara ordu unsurları, oryantasyon ve eşgüdümden uzak bir profil görüntüsü veriyor. 

Çinli yöneticiler de bunun farkında. Açıklarını kapatmak amacıyla 2016 yılından itibaren, birçok organizasyonel ve diğer reformlara hız verildi.

Bu kapsamda Çin Devlet Başkanı ve Merkezi Askeri Komisyonun lideri Xi Jinping; “ana faktörlerin” hepsi ile ayrı ayrı mücadele edip düzeltmek ve ordularının savaşma ve savaş kazanma kabiliyetini artırmak için kapsamlı bir çalışma başlattı. 

Problem ÇHKO’nun tecrübe eksikliğini gidermek için Xi’nin savaş çıkarmaktan başka yapabileceği bir şey olmaması. Garip ama gerçek.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun 1988’de Johnson Güney Kayalıkları nedeniyle Vietnam ile yaşanılan küçük ölçekli bir deniz muharebesi dışında ÇHKO en son büyük ölçekli savaşını yaklaşık 40 yıl önce verdi.

1979’daki bu savaşta da ABD savaş makinesini  paramparça  etmiş Vietnam ordusu, bir işgal girişiminde bulunan Çinlilerin deyim yerindeyse adeta analarını ağlattı.

Gac Ma (Johnson South), Vietnam’ın hak iddia ettiği Truong Sa (Spratly) Adaları’nda bir kayalıktır. Çin, birçoğu silahsız olan Vietnamlı askerlerin öldürüldüğü 1964 yılındaki orantısız savaştan sonra 1988 yılından beri bu Gac Ma/Johnson South kayalığı yasadışı olarak işgal etmişti.

Bu mağlubiyet Çin ordusunun kolektif bilinçaltında etkisini sürdürüyor.

Savaş sonrasında Pekin’deki komünist yönetim; ülkenin “barışçıl kalkınma” söylemine paralel bir şekilde dünya kamuoyuna ve kendi halklarına rezil oldukları bu savaş sanki hiç yaşanmamış gibi davranmayı tercih etti.

Çin Ordusunun çağdaş Sun Tzu’ları şimdilerde kara kara düşünüyor…

Çünkü Çin Ordusu’nda yakın tarihlerindeki savaş gören komutan jenerasyonundan geriye kalan askeri personel birkaç yıl içinde tedavülden kalkacak; yani tekaüt; yani emekli olacak.

Bu ne demek biliyor musunuz?

Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun yakın gelecekte çatışma tecrübesi olan hiçbir personeli kalmayacak. 

Pentagon Kurmayları bunu biliyor…

İşte uzun lafın kısası, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun ciddi hiçbir savaş tecrübesi olmaması, Amerikalı askerleri, Çin’i bir an önce savaşa sokmaya mecbur bırakıyor.

Sakın Amerikan goygoyculuğu sanılmasın ama gerçekten ABD ordusunun savaş tecrübesi çok fazla ve bu nedenle Çinliler’in şansı düşük.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Türklerin Orta Asya, ilkçağ ve ortaçağ tarihleri; Çin ordularıyla savaş hikâyelerinden geçilmez. Öyle ki Orhun Kitabeleri’nde Kül Tigin Kağan, bu mücadeleyi yüzlerce yıl öteden bugüne taşır. 

Der ki, “Çinliler altını, gümüşü, ipeği, ipeklileri sıkıntısız öylelikle verirler. Çin halkının sözleri tatlı, ipeklileri yumuşakmış.

Tatlı sözle, yumuşak ipeklilerle kandırıp uzaktaki halkları bu şekilde kendilerine yaklaştırırlarmış. Yakına yerleştikten sonra da gereken kötülüğü orada düşünürlermiş.” 

Çin Hakanı, Kül Tigin Kağan’ı nasıl tufaya getirmiş?

Aslında değişen bir şey yok bugün Çin ipeğinin yerine, elektronik eşyadan tutun da her türlü emtia Çin emperyalizminin dünyayı kontrol etme aracı. 

Hatta Çinliler’i yola getiren diz çöktüren ve Türk budunlarını, Çin boyunduruğundan kurtaran Kül Tigin Kağan dahi Çinlileri tam çözememiş. 

Bunu nereden çıkarıyorum?

Kendi yorumum değil.

Bizzat Kül Tigin Kağan kendi yontturduğu ve diktirdiği taş kitabede itiraf ediyor. 

Dede Korkut üslubuyla yazacak olursak aldı sazı eline Kül Tigin Kağan; “buraya kazıdım. Söyleyecek ne sözüm varsa bengi taşa kazıdım. Buna bakarak anlayın. Şu anki Türk halkı, beyleri, hâlihazırdaki beyler, sizler mi yanılacaksınız?

Ben bengi taş diktim. Çin hakanından sanatçı getirttim, nakşettirdim. Çin hakanı benim sözümü kırmadı, sarayındaki has sanatçısını yolladı. Ona muazzam bir anıtkabir yaptırdım. İçini dışını muhteşem şekilde süslettim, taşlar yontturttum, aklımdaki sözleri yazdırttım.”

Çinliler, "Savaşmadan savaş kazanma"nın mucidi…

Çinli General filozof ve askeri bilge Sun Tzu’nun Song Hanedanı (Çin) döneminde yazılan ve dünyanın en eski strateji kuramı kabul edilen içinde 384 adet savaş teorisinin yer aldığı, bütün askeri klasiklerin atası olarak bilinen ve Batı’da da en önemli strateji eserlerinden biri olarak üzerinde birçok çalışma yapılan “Savaş Sanatı”na göre; Savaş, kandırmacalı bir iştir.

Bu nedenle; vurabilecekken vurmayacakmış gibi, saldıracakken saldırmayacakmış gibi, yaklaşırken uzaklaşıyormuş gibi, uzaklaşıyorken yaklaşıyormuş gibi göstermek gerekir. 

Yemle ve kandır!

Kargaşa çıkart ve ele geçir,

dirençliyse ona göre hazırlan,

güçlüyse ondan sakın, 

sinirliyse onu kızdır, 

tevazu göster ki gerçek sanıp mağrurlaşsın, 

dinleniyorsa rahatsız et, 

aralarında birlik varsa ayır; 

ona hazırlanma fırsatı vermeden saldır, 

beklemediği anda ortaya çık. 

Bunlar savaş erbabının başarı sırlarıdır, önceden kestirilemez.

Muhtemelen, şimdiki Çin yöneticileri, askeri istihbarat uzmanları Sun Tzu’nun ‘Savaş Sanatı’nı güncellediler ve kaldıkları yerden devam ediyorlar

ABD açısından ÇİN ne ifade ediyor?

ABD, Çin’i küresel değil bölgesel aktör olarak görüyor ve o kategoride değerlendiriyor. 

Bunun anlamı şu; Çin, ABD için alt edilebilir, yenilebilir ve yok edilebilir kolay bir lokmadır. 

ABD’ye göre Çin, sadece bölgesel belirleyici aktördür. Çünkü Çin tarihi, milli büyüklüğün tarihidir ve kendisini bu milli tarih ve değerlerle sınırlar.

Bu açıdan bakıldığında Çin’in kolektif bilinçaltı, ‘Chung-kuo’ yani ‘Orta Krallık’ ile çerçevelendirilmiştir. 

ABD, Çin ile savaşmadan kendi potasında eritmenin formülünü bulmak için beyin fırtınasını yapalı neredeyse yarım yüzyıl oldu.

ABD, Çin’i tek başına tehlikeli görmediği gibi Çin-Rus ve İran koalisyonunun gerçekleşebilir olmasını bazı mevzi taktiksel atraksiyonlar haricinde mümkün bulmuyor. 

Hatta Çin’in böyle bir misyonu üstlenmesini Avrasya güvenliği açısından desteklenebilir görüyor.

Bu nedenle Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) gibi teşkilatları içine alacak Avrasya Aşırı Güvenlik Sistemi gibi kapsayıcı bir şemsiyeden yana olduğu söylenebilir.

Büyük bir güç olarak tarih sahnesine çıkmaya hazırlanan Çin’den duyulacak paranoyak korkuların kendi ekmeğine yağ sürdüğünün çok iyi bilincinde.

ABD, işi şansa bırakmıyor Çin’i savaşa kışkırtıyor…

Geçtiğimiz yıl Çin Devlet Konseyi, ülkenin askeri stratejisinde değişiklik yapmış ve ‘White Paper’ adı verilen yeni bir “Askeri Strateji Belgesi” belirlemişti.

Çin, yeni savunma politikasına göre; hegemonyacılığın ve güç iktidarının tüm formlarına karşı duracak ve hiçbir zaman hegemonya ve yayılma politikası gütmeyecek. Çin silahlı kuvvetleri dünya barışı sağlamak için uğraşacak.

Çin’in ulusal stratejik amacı, Çin Komünist Partisi’nin yüzüncü yılını kutlayacağı 2021 yılında, her bakımdan bir refah toplumu inşa etme amacını tamamlamak ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2049’da, müreffeh, güçlü, demokratik, kültürel olarak gelişmiş ve uyumlu modern sosyalist bir ülke inşa etmek.

Çin’in ‘White Paper’ adı verilen “Askeri Strateji Belgesi” çok iyi tetkik edildiğinde, ABD’nin kendisine belirlediği yörünge dışına çıkmamaya göre dizayn ettiği söylenebilir.

***Çin’in askeri ve ekonomik büyümesini, siyasi nüfuz alanını genişletmesi ABD’nin güvenlik tehdidi kapsamında…

17 Ağustos 2018’de Pentagon uzmanlarının her yıl her müttefik ve rakip ülkeler için ayrı ayrı hazırladıkları “Çin'in Küresel Girişimini Genişletmesinin ABD Savunmasına Etkisinin Değerlendirilmesi” başlıklı rapor epey gürültü kopardı.

Raporda Pekin'in, silahlı kuvvetlerini “ABD ve müttefiklerine karşı” eğittiği ileri sürülmüştü. 

Çin’in askeri gücüne ilişkin, Pekin'in Cibuti'yle başlayıp Afrika genelinde askeri üsler kurmasının "Çin'in konvansiyonel askeri güç kullanmayı caydırma, ülke dışında operasyonlarını ikmal ve stratejik ekonomik koridorları riske atma kabiliyetini artırdığı" ifade ediliyordu. 

Çin'in Atlas Okyanusu'ndan, Akdeniz'e, Doğu ve Güneydoğu Asya'daki askeri varlığını artırdığı Afrika'daki faaliyetlerinin kaygı yarattığı değerlendirmesi dikkat çekmişti.

Çin şirketlerinin “One Belt, One Road - Bir Kuşak, Bir Yol” programının yabancı ülkelerdeki alt yapı projelerini almasına ve "Dijital İpek Yolu İnisiyatifi" olarak bilinen elektronik alt yapı projelerine talip olduğu, bu kapsamda bazı yatırımların Çin için askeri avantaj sağladığı belirtmişti. 

Çin'in ihtiyaç duyması halinde Hint Okyanusu, Akdeniz ve Atlas Okyanusu gibi uzak denizlerde artan menfaatlerini korumak için bu bölgelerdeki üslerini kullanarak yapılan donanma sevkiyatlarının ikmal ederek üstünlük sağlayabileceğine vurgu yapılmış, “Çin daha geniş küresel faaliyetlerini siyasi etki yapmak üzere de kullanılabilir. Çin'in birçok cömert yatırım finansmanı ev sahibi ülkeye fayda sağlarken bunlar aynı zamanda çoğunlukla şartları ile geliyor.” ifadelerine yer verilmişti. 

Çin'in birçok ülkedeki yatırımlarının düzenli piyasa mekanizmalarını “bypass” ettiği iddia edilen raporda, Çin'in bazı ülkelerde siyasi hedeflerine ulaşmak için ekonomik teşvik ve tehdit unsurlarını kullanabildiği de özellikle yer almıştı. 

Çinliler de “Panda Festivali”nde değil onlar da savaşa hazırlanıyor…

5 Ocak 2019’da Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ordunun üst düzey komutanlarıyla yaptığı görüşmede, Güney Çin Denizi’ndeki toprak anlaşmazlıkları, ABD ile ticaret anlaşmazlıkları ve Tayvan’ın statüsü konusundaki artan gerilimler sebebiyle Çin ordusunun acil durum hassasiyetini güçlendirmesi ve savaşa hazırlık için gereken her şeyi yapması gerektiğini söylemişti. 

Hızla silahlanıyorlar. 

Kendi çaplarında güçlü bir silah sanayiler var.  

ABD hariç her ülkeden başta Fransa, Almanya ve Rusya olmak üzere Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun ihtiyacı her ekipmanı envantere kazandırıyorlar.

Afganistan, Kazakistan ve Pakistan gibi ülkelerle askeri ve ekonomik anlaşmalar yapıldı.

Çin’in batısındaki Sincan’a 350 kilometre uzaklıkta bulunan ve Afganistan’ın doğusundan Çin’in batısına dar bir koridor şeklinde uzanan Wakhan Koridoru’na üs kurdular, askeri yığınak gerçekleştirildi.

Çin’in, Afganistan’a son üç yılda yaptığı askeri yardım 70 milyon doları geçti. Pekin yönetimi, Afganistan’dan önce ilk yurt dışı askeri üssünü Hint Okyanusu’nda “İnsani yardım ve barış görevleri” yapacak Çin donanmasına ait gemilere askeri lojistik destek sağlama amacıyla geçen yıl Cibuti’ye kurmuştu. 

Çin’in en büyük dezavantajı, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun savaş tecrübesinin olmaması…

Askeri uzmanlara göre modern Çin ordusu her geçen gün sayıları daha da artan yüksek teknolojili savaş araçlarına sahiptir. Ancak bu silahları ve ekipmanlarını kullanma becerileri hakkında ciddi tereddütler söz konusu. 

Farklı ülkelerin istihbarat raporlarında belirtildiği gibi ÇHKO;   miadını doldurmuş bir komuta sistemiyle sevk ve idare edilmeye çalışılıyor.

ÇHKO’nun  en büyük düşmanı ne ABD ne Rusya!

Çin ordusunun en büyük düşmanı, orduyu kasıp kavuran bir sülük gibi emen yolsuzluk salgını.

Çin ordusunun deneyimsizliği, çatışma tecrübesinin bulunmaması ve gerçekçi eğitim (tatbikat değil savaş) eksikliği nedeniyle deniz, hava ve kara ordu unsurları, oryantasyon ve eşgüdümden uzak bir profil görüntüsü veriyor. 

Çinli yöneticiler de bunun farkında. Açıklarını kapatmak amacıyla 2016 yılından itibaren, birçok organizasyonel ve diğer reformlara hız verildi.

Bu kapsamda Çin Devlet Başkanı ve Merkezi Askeri Komisyonun lideri Xi Jinping; “ana faktörlerin” hepsi ile ayrı ayrı mücadele edip düzeltmek ve ordularının savaşma ve savaş kazanma kabiliyetini artırmak için kapsamlı bir çalışma başlattı. 

Problem ÇHKO’nun tecrübe eksikliğini gidermek için Xi’nin savaş çıkarmaktan başka yapabileceği bir şey olmaması. Garip ama gerçek.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun 1988’de Johnson Güney Kayalıkları nedeniyle Vietnam ile yaşanılan küçük ölçekli bir deniz muharebesi dışında ÇHKO en son büyük ölçekli savaşını yaklaşık 40 yıl önce verdi.

1979’daki bu savaşta da ABD savaş makinesini  paramparça  etmiş Vietnam ordusu, bir işgal girişiminde bulunan Çinlilerin deyim yerindeyse adeta analarını ağlattı.

Gac Ma (Johnson South), Vietnam’ın hak iddia ettiği Truong Sa (Spratly) Adaları’nda bir kayalıktır. Çin, birçoğu silahsız olan Vietnamlı askerlerin öldürüldüğü 1964 yılındaki orantısız savaştan sonra 1988 yılından beri bu Gac Ma/Johnson South kayalığı yasadışı olarak işgal etmişti.

Bu mağlubiyet Çin ordusunun kolektif bilinçaltında etkisini sürdürüyor.

Savaş sonrasında Pekin’deki komünist yönetim; ülkenin “barışçıl kalkınma” söylemine paralel bir şekilde dünya kamuoyuna ve kendi halklarına rezil oldukları bu savaş sanki hiç yaşanmamış gibi davranmayı tercih etti.

Çin Ordusunun çağdaş Sun Tzu’ları şimdilerde kara kara düşünüyor…

Çünkü Çin Ordusu’nda yakın tarihlerindeki savaş gören komutan jenerasyonundan geriye kalan askeri personel birkaç yıl içinde tedavülden kalkacak; yani tekaüt; yani emekli olacak.

Bu ne demek biliyor musunuz?

Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun yakın gelecekte çatışma tecrübesi olan hiçbir personeli kalmayacak. 

Pentagon Kurmayları bunu biliyor…

İşte uzun lafın kısası, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun ciddi hiçbir savaş tecrübesi olmaması, Amerikalı askerleri, Çin’i bir an önce savaşa sokmaya mecbur bırakıyor.

Sakın Amerikan goygoyculuğu sanılmasın ama gerçekten ABD ordusunun savaş tecrübesi çok fazla ve bu nedenle Çinliler’in şansı düşük.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete