MOSKOVA

2000 yılından bu yana iktidarda bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ülkenin ulusal çıkarları bağlamında ve özellikle son yıllarda uluslararası arenada yaşanan büyük oyunları bozduğu artık bir sır değil. 

Abartmıyorum, özellikle bu süreçte Suriye, Ukrayna, Belarus, Kafkaslar'da yaşananlara göz atmakta fayda var. 

Rusya gibi çok çeşitli toplulukların yaşadığı, farklı coğrafyaların bir arada bulunduğu dev bir ülkeyi yönetmek de kolay değil. Üstelik günümüzün bu zor jeopolitik koşullarında. 

Belki çoğu insan da merak ediyordur; “Putin, bu enerjisini nereden alıyor” diye. Tamam spor yaptığını herkes biliyor. Peki enerjinin kaynağı nedir? 

Sanırım Putin'in en büyük enerji kaynağının ne olduğunu çözmeye başladım. 

Dağlarda, ormanda ava çıkarak enerji toplamak! 

Geçtiğimiz günlerde Rus devlet televizyon kanalı Rossiya-1, Putin’in, Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile birlikte Sibirya'daki av görüntülerini yayınladı. 

Görüntüler, Eylül ayının ilk günlerine ait. 

Bunu Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Rossiya-1 TV kanalına açıkladı. 

Putin’in zaman zaman Şoygu ile birlikte, dağlarda, ormanda yürüyüş yaparak vakit geçirmesi gözlerden kaçmıyor.

Televizyonun haberine göre Putin, deniz seviyesinden yaklaşık 2 bin metre yükseklikte bir çadırda geceledi. 

Evet, kısaca ve özetle Putin, her defasında olduğu gibi bu sefer de doğayla baş başa kalarak bu manzarayla "temas kurmayı" tercih etti.

Liderler genelde, kameralar önünde güzel cümleler söylemeyi ve reytingler kazanmayı tercih eder. 

Putin ise fırsat buldukça doğayla baş başa kalmayı tercih ediyor. Eski dönemlerde Türk padişahları da ava çıkmayı severdi. Çünkü bazen doğal ortamda rutin işlerden uzaklaşarak tabiatla baş başa kalmak insan psikolojisini olumlu anlamda etkiliyor ve zenginleştiriyor. 

Üstelik, ülke sorunları ve dünya gündemine iyice odaklanmak bağlamında, zihni açmak ve rahat düşünmeyi daha iyi becerebilmek açısından ava çıkmak ve tabiatla bütünleşmek de bir ülke lideri için çok önem arzediyor.

Nitekim Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Üniversitesi (MGİMO) akademisyeni ve emekli dış istihbarat albayı Prof. Dr. Andrey Bezrukov da Rossiya-1 kanalının "60 Minut" isimli canlı yayın programında, “Ben o bölgede büyüdüm. Muhteşem yerler! Herkese tavsiye ederim. Sayan dağları muhteşem! Bence Devlet Başkanı'na bu tayga, ormana bir kaç kere böylece bir kaç günlüğüne gitmek gerekiyor. Çünkü bu tür ormanlar, insanların değerlendirme ve analiz yapması için güzel yerler. Her türlü resmi ortamdan, görüşmelerden uzak bir ortamda. gelecekle ilgili bir planlama yapmak için güzel mekan..." diye tavsiyede bulunuyor. 

Bence Putin'in en büyük enerji kaynağı da bu tür yerlerde olmasıdır. 

Kapalı mekanda spor yapmak başka, -ki bu da önemli sağlıklı yaşamak için- doğayla baş başa kalmak ise çok farklı bir enerji kaynağı. 

Tabiatın içinde olmak, ava çıkmak, “doğayla konuşmak" bir reklam ve tanıtım da değil; bir tutkudur. 

Ve vazgeçilemez bir tutkudur bu!

Hayatta bu tür anıların yeri de başka. Çünkü insanın bir şahsiyet olarak yetişmesinde bu tür dönemlerin, tutkuların özel anlam ve önemi var. 

Rus akademisyen ve dış istihbarat albayı Bezrukov'un dediği gibi; “herkese tavsiye ederim."

.

Fuad Safarov, dikGAZETE.com

MOSKOVA

2000 yılından bu yana iktidarda bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ülkenin ulusal çıkarları bağlamında ve özellikle son yıllarda uluslararası arenada yaşanan büyük oyunları bozduğu artık bir sır değil. 

Abartmıyorum, özellikle bu süreçte Suriye, Ukrayna, Belarus, Kafkaslar'da yaşananlara göz atmakta fayda var. 

Rusya gibi çok çeşitli toplulukların yaşadığı, farklı coğrafyaların bir arada bulunduğu dev bir ülkeyi yönetmek de kolay değil. Üstelik günümüzün bu zor jeopolitik koşullarında. 

Belki çoğu insan da merak ediyordur; “Putin, bu enerjisini nereden alıyor” diye. Tamam spor yaptığını herkes biliyor. Peki enerjinin kaynağı nedir? 

Sanırım Putin'in en büyük enerji kaynağının ne olduğunu çözmeye başladım. 

Dağlarda, ormanda ava çıkarak enerji toplamak! 

Geçtiğimiz günlerde Rus devlet televizyon kanalı Rossiya-1, Putin’in, Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile birlikte Sibirya'daki av görüntülerini yayınladı. 

Görüntüler, Eylül ayının ilk günlerine ait. 

Bunu Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Rossiya-1 TV kanalına açıkladı. 

Putin’in zaman zaman Şoygu ile birlikte, dağlarda, ormanda yürüyüş yaparak vakit geçirmesi gözlerden kaçmıyor.

Televizyonun haberine göre Putin, deniz seviyesinden yaklaşık 2 bin metre yükseklikte bir çadırda geceledi. 

Evet, kısaca ve özetle Putin, her defasında olduğu gibi bu sefer de doğayla baş başa kalarak bu manzarayla "temas kurmayı" tercih etti.

Liderler genelde, kameralar önünde güzel cümleler söylemeyi ve reytingler kazanmayı tercih eder. 

Putin ise fırsat buldukça doğayla baş başa kalmayı tercih ediyor. Eski dönemlerde Türk padişahları da ava çıkmayı severdi. Çünkü bazen doğal ortamda rutin işlerden uzaklaşarak tabiatla baş başa kalmak insan psikolojisini olumlu anlamda etkiliyor ve zenginleştiriyor. 

Üstelik, ülke sorunları ve dünya gündemine iyice odaklanmak bağlamında, zihni açmak ve rahat düşünmeyi daha iyi becerebilmek açısından ava çıkmak ve tabiatla bütünleşmek de bir ülke lideri için çok önem arzediyor.

Nitekim Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Üniversitesi (MGİMO) akademisyeni ve emekli dış istihbarat albayı Prof. Dr. Andrey Bezrukov da Rossiya-1 kanalının "60 Minut" isimli canlı yayın programında, “Ben o bölgede büyüdüm. Muhteşem yerler! Herkese tavsiye ederim. Sayan dağları muhteşem! Bence Devlet Başkanı'na bu tayga, ormana bir kaç kere böylece bir kaç günlüğüne gitmek gerekiyor. Çünkü bu tür ormanlar, insanların değerlendirme ve analiz yapması için güzel yerler. Her türlü resmi ortamdan, görüşmelerden uzak bir ortamda. gelecekle ilgili bir planlama yapmak için güzel mekan..." diye tavsiyede bulunuyor. 

Bence Putin'in en büyük enerji kaynağı da bu tür yerlerde olmasıdır. 

Kapalı mekanda spor yapmak başka, -ki bu da önemli sağlıklı yaşamak için- doğayla baş başa kalmak ise çok farklı bir enerji kaynağı. 

Tabiatın içinde olmak, ava çıkmak, “doğayla konuşmak" bir reklam ve tanıtım da değil; bir tutkudur. 

Ve vazgeçilemez bir tutkudur bu!

Hayatta bu tür anıların yeri de başka. Çünkü insanın bir şahsiyet olarak yetişmesinde bu tür dönemlerin, tutkuların özel anlam ve önemi var. 

Rus akademisyen ve dış istihbarat albayı Bezrukov'un dediği gibi; “herkese tavsiye ederim."

.

Fuad Safarov, dikGAZETE.com