Putin'in ruhu G20 zirvesinde dolaştı

Putin'in ruhu G20 zirvesinde dolaştı

Putin'in ruhu G20 zirvesinde dolaştı Putin'in ruhu G20 zirvesinde dolaştı

MOSKOVA

Endonezya'nın Bali Adası'nda gerçekleşen G20 zirvesinde yine en çok konuşulan ülke Rusya oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bu zirveye katılmaması zaten beklenen bir şeydi.

Rusya'yı, G20 zirvesinde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (“Bay Nyet") temsil etti. Elbette her zamanki gibi Lavrov, başarılı bir şekilde Rusya'yı bu zirvede temsil etti.

Bay Nyet” bu zirvede kimlerle görüşeceğine doğru karar verip Çin başta olmak üzere müttefiklerinin temsilcileriyle ikili ilişkilere dair görüşmeler gerçekleştirdi.

Batı'nın, Rusya'yı birçok önemli kuruluştan uzaklaştırmak istemesine karşı müttefikleriyle yaptığı görüşmelerde bu ülkelerden tam destek almayı bildi.

Elbette Rusya'ya en önemli destek Çin'den geldi.

Çin, Rusya'nın G20'den uzaklaştırılmasına karşı olduğunu yineledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ve Almanya Şansöylesi Olaf Scholz ile görüşen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya'nın Ukrayna konusundaki tutumunu yine net bir biçimde aktardı.

Macron, buna istinaden G20 zirvesinden sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceğini ve Ukrayna meselesinde Rusya ile diyaloğun sürdürülmesi gerektiğini söyledi.

G20 zirvesinde sonuç bildirgesi, ABD ve müttefiklerinin diplomatik provokasyonları nedeniyle yayınlanamadı. Çünkü her kulvarda olduğu gibi G20 zirvesinde de ABD, Ukrayna meselesini kendilerine göre siyasallaştırmayı amaçladı.

Burada en dikkat çeken olay, hemen hemen her liderin ağzında Rusya ve Putin ifadelerinin dolaşmasıydı.

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, önceki Başbakan Boris Johnson'ı aratmayan ifadeler kullandı.

Rusya'yı yine gıda sorununda hedef gösterirken Rusya'nın sanki Ukrayna'da keyfi operasyonlar gerçekleştirdiğine yönelik imalarda bulundu.

Sunak, bu zirvedeki konuşmasında, "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gelseydi, belki işleri yoluna koymaya başlayabilirdik" ifadelerini kullandı.

Hemen hemen her ülkenin lideri de bunu onaylarken kendileri ile yine çeliştiklerini gösterdiler.

O zaman bu ülkelere şu soruları sormak gerekir;

- Peki neden Rusya'yı, G20'den saf dışı bırakmak istiyorsunuz?

- Çözüm istendiğine göre neden bu çabalar Ukrayna'nın ikna edilmesi için gösterilmiyor?

- Neden Putin odaklı politika yürütülmeye devam ediyor?

Batılı ülkelerin kafa karıştıran bu politik hamlelerinin elbette bir amacı var.

Batılı ülkeler bu gibi büyük toplantılarda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i linç etmeye çalışarak itibarını düşürmeyi amaçlıyor. Çünkü cüsseleri zayıf da olsa hep bir ağızdan Rusya'ya karşı çıkardıkları ses dünyada çok güçlü yankılanabilecek ve Putin'in kendileri karşısında çaresiz kalacağını planladılar.

Bundan sonraki süreçte Putin'in, G20 ve benzeri toplantılara katılacağını düşünmüyorum.

Rus diplomasisi, batılı ülkelerin bu sinsi yaklaşımlarını rahatlıkla anlayabiliyor. Bunu daha önce defalarca gördük. Bunu Sovyetler Birliği döneminde de gördük.

Ancak Putin'in, G20 zirvesinde batılı ülke liderlerini tedirgin ettiğini de net bir şekilde anladık.

Putin, her ne kadar orada olmasa bile batılı ülke liderlerinin üzerinde bıraktığı etkiyi İngiltere Başbakanı'nın yaptığı açıklamalarda ve diğer ülke liderlerinin Rusya'ya karşı davranışlarında gördük.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'in, G20 zirvesinde yaptığı konuşmayla ilgili söylenecek pek birşey yok.

Her ülkenin temsilcisi 3 dakika konuşurken Zelenskiy'in bu zirvede 20 dakika boyunca konuşması yayınlandı.

Zelenskiy'in bu konuşmasından yine dünya hiçbir şey anlamadı.

Zelenskiy artık yeni şeyler söyleyemiyor.

Demogoji söylemleri Zelenskiy'in sonunu getirebilir. Çünkü batılı ülkelerin Zelenskiy'den sıkıldığı çok açık hale geldi.

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com

MOSKOVA

Endonezya'nın Bali Adası'nda gerçekleşen G20 zirvesinde yine en çok konuşulan ülke Rusya oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bu zirveye katılmaması zaten beklenen bir şeydi.

Rusya'yı, G20 zirvesinde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (“Bay Nyet") temsil etti. Elbette her zamanki gibi Lavrov, başarılı bir şekilde Rusya'yı bu zirvede temsil etti.

Bay Nyet” bu zirvede kimlerle görüşeceğine doğru karar verip Çin başta olmak üzere müttefiklerinin temsilcileriyle ikili ilişkilere dair görüşmeler gerçekleştirdi.

Batı'nın, Rusya'yı birçok önemli kuruluştan uzaklaştırmak istemesine karşı müttefikleriyle yaptığı görüşmelerde bu ülkelerden tam destek almayı bildi.

Elbette Rusya'ya en önemli destek Çin'den geldi.

Çin, Rusya'nın G20'den uzaklaştırılmasına karşı olduğunu yineledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ve Almanya Şansöylesi Olaf Scholz ile görüşen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya'nın Ukrayna konusundaki tutumunu yine net bir biçimde aktardı.

Macron, buna istinaden G20 zirvesinden sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceğini ve Ukrayna meselesinde Rusya ile diyaloğun sürdürülmesi gerektiğini söyledi.

G20 zirvesinde sonuç bildirgesi, ABD ve müttefiklerinin diplomatik provokasyonları nedeniyle yayınlanamadı. Çünkü her kulvarda olduğu gibi G20 zirvesinde de ABD, Ukrayna meselesini kendilerine göre siyasallaştırmayı amaçladı.

Burada en dikkat çeken olay, hemen hemen her liderin ağzında Rusya ve Putin ifadelerinin dolaşmasıydı.

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, önceki Başbakan Boris Johnson'ı aratmayan ifadeler kullandı.

Rusya'yı yine gıda sorununda hedef gösterirken Rusya'nın sanki Ukrayna'da keyfi operasyonlar gerçekleştirdiğine yönelik imalarda bulundu.

Sunak, bu zirvedeki konuşmasında, "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gelseydi, belki işleri yoluna koymaya başlayabilirdik" ifadelerini kullandı.

Hemen hemen her ülkenin lideri de bunu onaylarken kendileri ile yine çeliştiklerini gösterdiler.

O zaman bu ülkelere şu soruları sormak gerekir;

- Peki neden Rusya'yı, G20'den saf dışı bırakmak istiyorsunuz?

- Çözüm istendiğine göre neden bu çabalar Ukrayna'nın ikna edilmesi için gösterilmiyor?

- Neden Putin odaklı politika yürütülmeye devam ediyor?

Batılı ülkelerin kafa karıştıran bu politik hamlelerinin elbette bir amacı var.

Batılı ülkeler bu gibi büyük toplantılarda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i linç etmeye çalışarak itibarını düşürmeyi amaçlıyor. Çünkü cüsseleri zayıf da olsa hep bir ağızdan Rusya'ya karşı çıkardıkları ses dünyada çok güçlü yankılanabilecek ve Putin'in kendileri karşısında çaresiz kalacağını planladılar.

Bundan sonraki süreçte Putin'in, G20 ve benzeri toplantılara katılacağını düşünmüyorum.

Rus diplomasisi, batılı ülkelerin bu sinsi yaklaşımlarını rahatlıkla anlayabiliyor. Bunu daha önce defalarca gördük. Bunu Sovyetler Birliği döneminde de gördük.

Ancak Putin'in, G20 zirvesinde batılı ülke liderlerini tedirgin ettiğini de net bir şekilde anladık.

Putin, her ne kadar orada olmasa bile batılı ülke liderlerinin üzerinde bıraktığı etkiyi İngiltere Başbakanı'nın yaptığı açıklamalarda ve diğer ülke liderlerinin Rusya'ya karşı davranışlarında gördük.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'in, G20 zirvesinde yaptığı konuşmayla ilgili söylenecek pek birşey yok.

Her ülkenin temsilcisi 3 dakika konuşurken Zelenskiy'in bu zirvede 20 dakika boyunca konuşması yayınlandı.

Zelenskiy'in bu konuşmasından yine dünya hiçbir şey anlamadı.

Zelenskiy artık yeni şeyler söyleyemiyor.

Demogoji söylemleri Zelenskiy'in sonunu getirebilir. Çünkü batılı ülkelerin Zelenskiy'den sıkıldığı çok açık hale geldi.

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com