Putin’in, Ukrayna emri Rusya’da neyi değiştirir?
Putin’in, Ukrayna emri Rusya’da neyi değiştirir?
- 26-02-2022 06:34
- 2592
- 26-02-2022 06:34
- 2592
MOSKOVA
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus ordusuna Ukrayna’ya operasyon başlatılması konusunda emir verdi. Putin’in emri tüm dünyada şok etkisi yaratsa da aslında bu olasılık, güçlü bir olasılık olarak her zaman dillendiriliyordu.
Putin, Ukrayna’ya operasyon emrini vermeden önce Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin ve Luhansk Halk Cumhuriyeti’nin tanınması yönünde kararname imzaladı. Bu adım, en güçlü adımdı.
Putin, Rusya - Ukrayna hattındaki gerilime dönük, özellikle batılı liderlerle hem yüz yüze hem de telefon üzerinden görüşme sağlıyordu.
Donetsk ve Luhansk’ı tanıyacağına dair ipuçlarını aslında batılı liderlere belli etmiş ki, Avrupa’dan birçok lider, Rusya’nın, Donetsk ve Luhansk’ı tanımaması yönünde çağrı yapıyordu. Hemen hemen herkes, Putin’in, Donetsk ve Luhansk adımının atılan son adım olduğunu düşünüyordu.
Son 2 haftadır Ukrayna üzerinden yapılan hamlelerin sonuncusu Donetsk ve Luhansk değilmiş!..
Putin, Ukrayna’ya büyük bir askeri operasyonun emrini verdi. İlk gün, Rusya güçleri hem doğudan hem de kuzeyden Ukrayna topraklarına rahatlıkla girerek özellikle Donbas Bölgesi’nin birçok noktasında kontrolü ele geçirdi.
Rus ordusu, dersine o kadar iyi çalışmış ki Ukrayna ordusuna ait askeri tesisler nokta atışı ile vuruldu. Fakat ilk günün akşamına doğru Ukrayna ordusu toparlanmaya başladı.
İkinci günde Ukrayna’nın birçok kentinde görüş göğüse çatışmalar başlayınca her 2 taraftan da önemli kayıplar verilmeye başlandı.
Rus ordusunun ilk gününe gelecek olursak Rusya’nın birçok kentinde protesto gösterileri başladı. Gösterilerde yüzlerce kişi gözaltına alınırken bazı kentlerde göstericiler ile Rus polisi arasında protestolar yaşandı.
Şunu belirtmek gerekiyor; savaş karşıtı gösteriler için sokağa çıkan Rus muhalifler, kesin olarak merkezi otoriteden artık korkmuyor.
Çünkü, Rus muhalif lider Aleksey Navalny protestoları, Rusya’daki muhalefete protesto kültürünü öğretmiştir. Artık gösteriler konusunda profesyonelleşen muhalifler, aynı zamanda cesaretini arttırmıştır.
Bu aslında Putin için kötü bir senaryo. Çünkü Rusya, Ukrayna’da çabuk zafer elde edemezse muhtemelen Rusya’da sokak olayları artabilir.
Tecrübe edinen göstericiler, savaş karşıtı gösterilerini daha da arttırabilir. Bu da Putin’in sadece cephede değil içeride de mücadele etmesi anlamına gelir. Eğer bu noktada da sorunlar yaşanırsa Putin’e olan halk desteğinde ciddi bir düşüş görülebilir.
Bu sadece Rusya’ya özel bir durum değil. Çünkü tarihte de örnekleri görüldü. Cephede başarısız olan her lider, halkı tarafından cezalandırıldı. Bu nedenle Ukrayna’ya bakarken Rusya’yı da gözden kaçırmamak gerekir.
Hemen hemen herkes, Moskova’da bulunduğumuz için hem Rus halkının tepkisini soruyor, hem de Putin’in, bu kararı neden aldığını.
Rus halkının geneli bu operasyonlar konusunda yorum yapmaktan kaçınıyor.
Putin’in aldığı kararın ise hem geçerli nedenleri var hem de batılıların kışkırtmaları var.
Öncelikle, NATO’nun 1997 yılında verdiği sözleri yerine getirmeyen Rusya sınırlarına yaklaşması ve hemen hemen her ülkeyi ‘Açık Kapı’ politikasıyla bünyesine katması Rusya’yı geren en önemli neden.
Rusya, NATO’nun sınırlarına yaklaşmasına rağmen yıllardır batı ile diyaloğunu sürdürmeye devam ederken batı ise kışkırtmalarını sürdürdü.
Kışkırtma aracı olarak da Ukrayna ve Gürcistan’ı kullanması aslında batılıların politikasının emperyal bir politika olduğunu gösteriyor. Çünkü Batı, doğrudan Rusya ile diyalog kurmak veya karşı karşıya gelmek yerine, mutlaka birilerini maşa olarak kullanma politikalarından hiç vazgeçmedi.
Rusya’nın, Ukrayna operasyonları sırasında Batı’dan sadece, ‘Sözlü’ olarak Ukrayna’ya destek mesajları vermesi aslında güvenilirliğinin de tartışılmasına sebep olur.
Bu nedenle Batı ile ilişki kurup, karşısına Rusya veya Çin’i alacak her küçük ülkenin Ukrayna’da yaşanan olaylardan ders çıkarması ve buna göre politika belirlemesi gerekir.
.
Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com
MOSKOVA
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus ordusuna Ukrayna’ya operasyon başlatılması konusunda emir verdi. Putin’in emri tüm dünyada şok etkisi yaratsa da aslında bu olasılık, güçlü bir olasılık olarak her zaman dillendiriliyordu.
Putin, Ukrayna’ya operasyon emrini vermeden önce Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin ve Luhansk Halk Cumhuriyeti’nin tanınması yönünde kararname imzaladı. Bu adım, en güçlü adımdı.
Putin, Rusya - Ukrayna hattındaki gerilime dönük, özellikle batılı liderlerle hem yüz yüze hem de telefon üzerinden görüşme sağlıyordu.
Donetsk ve Luhansk’ı tanıyacağına dair ipuçlarını aslında batılı liderlere belli etmiş ki, Avrupa’dan birçok lider, Rusya’nın, Donetsk ve Luhansk’ı tanımaması yönünde çağrı yapıyordu. Hemen hemen herkes, Putin’in, Donetsk ve Luhansk adımının atılan son adım olduğunu düşünüyordu.
Son 2 haftadır Ukrayna üzerinden yapılan hamlelerin sonuncusu Donetsk ve Luhansk değilmiş!..
Putin, Ukrayna’ya büyük bir askeri operasyonun emrini verdi. İlk gün, Rusya güçleri hem doğudan hem de kuzeyden Ukrayna topraklarına rahatlıkla girerek özellikle Donbas Bölgesi’nin birçok noktasında kontrolü ele geçirdi.
Rus ordusu, dersine o kadar iyi çalışmış ki Ukrayna ordusuna ait askeri tesisler nokta atışı ile vuruldu. Fakat ilk günün akşamına doğru Ukrayna ordusu toparlanmaya başladı.
İkinci günde Ukrayna’nın birçok kentinde görüş göğüse çatışmalar başlayınca her 2 taraftan da önemli kayıplar verilmeye başlandı.
Rus ordusunun ilk gününe gelecek olursak Rusya’nın birçok kentinde protesto gösterileri başladı. Gösterilerde yüzlerce kişi gözaltına alınırken bazı kentlerde göstericiler ile Rus polisi arasında protestolar yaşandı.
Şunu belirtmek gerekiyor; savaş karşıtı gösteriler için sokağa çıkan Rus muhalifler, kesin olarak merkezi otoriteden artık korkmuyor.
Çünkü, Rus muhalif lider Aleksey Navalny protestoları, Rusya’daki muhalefete protesto kültürünü öğretmiştir. Artık gösteriler konusunda profesyonelleşen muhalifler, aynı zamanda cesaretini arttırmıştır.
Bu aslında Putin için kötü bir senaryo. Çünkü Rusya, Ukrayna’da çabuk zafer elde edemezse muhtemelen Rusya’da sokak olayları artabilir.
Tecrübe edinen göstericiler, savaş karşıtı gösterilerini daha da arttırabilir. Bu da Putin’in sadece cephede değil içeride de mücadele etmesi anlamına gelir. Eğer bu noktada da sorunlar yaşanırsa Putin’e olan halk desteğinde ciddi bir düşüş görülebilir.
Bu sadece Rusya’ya özel bir durum değil. Çünkü tarihte de örnekleri görüldü. Cephede başarısız olan her lider, halkı tarafından cezalandırıldı. Bu nedenle Ukrayna’ya bakarken Rusya’yı da gözden kaçırmamak gerekir.
Hemen hemen herkes, Moskova’da bulunduğumuz için hem Rus halkının tepkisini soruyor, hem de Putin’in, bu kararı neden aldığını.
Rus halkının geneli bu operasyonlar konusunda yorum yapmaktan kaçınıyor.
Putin’in aldığı kararın ise hem geçerli nedenleri var hem de batılıların kışkırtmaları var.
Öncelikle, NATO’nun 1997 yılında verdiği sözleri yerine getirmeyen Rusya sınırlarına yaklaşması ve hemen hemen her ülkeyi ‘Açık Kapı’ politikasıyla bünyesine katması Rusya’yı geren en önemli neden.
Rusya, NATO’nun sınırlarına yaklaşmasına rağmen yıllardır batı ile diyaloğunu sürdürmeye devam ederken batı ise kışkırtmalarını sürdürdü.
Kışkırtma aracı olarak da Ukrayna ve Gürcistan’ı kullanması aslında batılıların politikasının emperyal bir politika olduğunu gösteriyor. Çünkü Batı, doğrudan Rusya ile diyalog kurmak veya karşı karşıya gelmek yerine, mutlaka birilerini maşa olarak kullanma politikalarından hiç vazgeçmedi.
Rusya’nın, Ukrayna operasyonları sırasında Batı’dan sadece, ‘Sözlü’ olarak Ukrayna’ya destek mesajları vermesi aslında güvenilirliğinin de tartışılmasına sebep olur.
Bu nedenle Batı ile ilişki kurup, karşısına Rusya veya Çin’i alacak her küçük ülkenin Ukrayna’da yaşanan olaylardan ders çıkarması ve buna göre politika belirlemesi gerekir.