Ramazan’da şeytanlar bağlı, nefsin değil!..

Ramazan’da şeytanlar bağlı, nefsin değil!..

Nefs öyle bir beladır ki Mü’min olanın başına.. 

Öyle yerden yaklaşır ki anlamazsın seni neyin içine sürüklediğini.

Günümüzde insanlar hep kendilerine karşı merhameti, affı, toleransı bol bir Allah isterken, başkalarına karşı "hemen cezalandırıcı yahut o kişiyi hiç affetmeden cehennemde yakıcı" bir ilah istiyor! 

Hatta bazen haddi öyle aşıyor ki bizzat bu hale kendisi bürünüyor!

Sağda-solda ya da bizzat muhatabına;

- Sen şunu yaptın!

- Sen içki içerdin!

- Sen mini etekle gezerdin!

- Sen yalancı ve gıybet-kârdın!

- Sen uyuşturucudan baş kaldırmazdın!

- Sen düne kadar şöyle şöyle yaşamıyor muydun!..

Bu tarz ahkâmlar savuran insanlar, bugün fazlasıyla mevcut değil mi?

Hem de sorsanız bunu "Allah için" yapıyorlar.

Oysa bu dinin önde gelenleri, daha ağır haller yaşamalarına rağmen birbirlerine böyle mi davrandılar!..

Ömer bin Hattab’a; 

- Sen Muhammedi öldürmeye geliyordun! Ne ara Müslüman oldun!"

Halid bin Velid’e;

Uhud senin yüzünden kaybedildi!"

Yusuf Aleyhisselam, Züleyha'ya;

- Sen bana iftiralar atıp senelerce hapislerde süründürdün!

Rasulullah Hind'e;

- Sen bu ellerle amcam Hamza'nın kalbini parçaladın çekil!.. Mü’min kadınlık senin neyine!..

Dedi mi? 

ASLA!

Peki biz bu haddi ve hakkı kendimizde nasıl buluyoruz?

Ya da, ya da, ya da..

Karısı Aişe'ye namus, ırz, zina iftirası atan sahabeye ne demişti?

Aksine EbuBekir RadıyAllahu anh, tevbe ettiği için kızına iftira edene nafakasını vermeye devam etmişti.. 

İslam bu iken; bugün yaptıklarını "Allah için" yaptığını iddia edenler…

Bu tarz insanlar, başkalarının ayıp ve günahlarını dillerine dolayıp, o günahları aslında kendilerine yüklerken asla bir şeyin farkına varamazlar..

Başka günahları konuştukça dilin, kendi günahına tevbeyi unutur..

Bundan mahrum kaldıklarını keşke bilseler.

Yargıladıkları insanlara kafayı taktıkları kadar, keşke geçmişlerine ağlayabilseler, kendi günahlarına odaklanabilseler.

Ya da hakikaten niyetleri çok iyiyse oturup düşen kardeşlerinin tevbe edip düzelebilmesi için gözyaşı dökebilseler.. 

Bak kıymetli kardeşim!.. 

Bizim alimlerimiz "Sakalından alkol damlayan birini görsem dahi, belki üzerine dökülmüştür" diye düşünürüm demişlerdir.

Ama bugün; kendisi bırak ikinci şansı, belki Rabbi indinde ikibininci şansını tüketmiş insanlar, karşılarındaki kulun bir hatasında tevbe hevesini kırmak için ellerinden geleni yapar oldular.

Kendileri hallerini düzeltmek yerine, tevbe edip düzelmek için niyetlenen kişilerin de temizlenip çıkma hallerini ellerinden almaya çalışırlar.

Oysa bu kişiler, cenneti kendileri garantilemişçesine bir kişiyi daha dahil edebilseler cennette yerleri mi daralır!..

Ya da Peygamberimiz, mahşerde cennete adam kurtarmaya çalışırken, bunlar bir kişiyi daha kendi zihinlerinde cehennemlik edince kendi makamları mı artar!..

Melekler;Bir kişi, sebebinle cehennemlik oldu, zaten haketmişti!..” diye madalya mı takarlar!..

Bak kardeşim!

-Nefsin ya da nefsinin savunduğu haller sana bir insanı cehennemlik ilan etmeyi söylüyor olabilir.

Ama Allah ve Rasulu, böyle söylemiyor.

Hepiniz Allah’a tövbe edin, ey mü’minler! Belki böylece korktuğunuzdan kurtulur, umduğunuzu elde edebilirsiniz.” diye her kulunu çağırıyor Rabbimiz…

“Allah Teâlâ, gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için geceleyin elini açar. 

Geceleyin günah işleyenin tövbesini kabul etmek için de gündüzün elini açar. 

Güneş battığı yerden doğuncaya kadar bu böyle devam edip gider” buyurarak kucak açıyor peygamberimiz..

Peki sana ne oluyor?

Sen de Rabbine ve Peygamberine yardım et.

Tevbe edenin elinden tut, ona yardım et ki belki sen de affolunursun..

Ve sen;

- Kendini günahın içine batmış hisseden ve içinde bulunduğu halden çıkmak isteyen kardeşim!..

Bil ki senin Rabbin, kızlarını diri diri gömen, “su” diye, “içki” içen, Peygambere zulmedenleri tertemiz eden bir Rab'tir..

Sen yeter ki ağla, yeter ki o hatalara dönme, yeter ki acizliğini bil, yeter ki namazlarına devam et ve sabırla sebat et…

Ve kimseyi duyma!.. 

Bırak konuşsunlar!..

Yapamaz” desinler, “Dün neydi ki bugün ne olsun” desinler, “O, şunu-bunu yaptı” desinler..

Bu senin tevbeni daha da arttırsın..

Birbirimize dua edelim, ellerimizi daha sıkı tutalım..

Rabb’e emanet olasınız, Allah için çok seviyorum sizleri.

.

Yağmur İbiç (Mirzayeva), dikGAZETE.com

Ramazan,’da, şeytanlar, bağlı, nefsin, değil!..,Yağmur, İbiç, Mirzayeva, yazdı, #YağmurMirzayeva, #Ramazan,

Nefs öyle bir beladır ki Mü’min olanın başına.. 

Öyle yerden yaklaşır ki anlamazsın seni neyin içine sürüklediğini.

Günümüzde insanlar hep kendilerine karşı merhameti, affı, toleransı bol bir Allah isterken, başkalarına karşı "hemen cezalandırıcı yahut o kişiyi hiç affetmeden cehennemde yakıcı" bir ilah istiyor! 

Hatta bazen haddi öyle aşıyor ki bizzat bu hale kendisi bürünüyor!

Sağda-solda ya da bizzat muhatabına;

- Sen şunu yaptın!

- Sen içki içerdin!

- Sen mini etekle gezerdin!

- Sen yalancı ve gıybet-kârdın!

- Sen uyuşturucudan baş kaldırmazdın!

- Sen düne kadar şöyle şöyle yaşamıyor muydun!..

Bu tarz ahkâmlar savuran insanlar, bugün fazlasıyla mevcut değil mi?

Hem de sorsanız bunu "Allah için" yapıyorlar.

Oysa bu dinin önde gelenleri, daha ağır haller yaşamalarına rağmen birbirlerine böyle mi davrandılar!..

Ömer bin Hattab’a; 

- Sen Muhammedi öldürmeye geliyordun! Ne ara Müslüman oldun!"

Halid bin Velid’e;

Uhud senin yüzünden kaybedildi!"

Yusuf Aleyhisselam, Züleyha'ya;

- Sen bana iftiralar atıp senelerce hapislerde süründürdün!

Rasulullah Hind'e;

- Sen bu ellerle amcam Hamza'nın kalbini parçaladın çekil!.. Mü’min kadınlık senin neyine!..

Dedi mi? 

ASLA!

Peki biz bu haddi ve hakkı kendimizde nasıl buluyoruz?

Ya da, ya da, ya da..

Karısı Aişe'ye namus, ırz, zina iftirası atan sahabeye ne demişti?

Aksine EbuBekir RadıyAllahu anh, tevbe ettiği için kızına iftira edene nafakasını vermeye devam etmişti.. 

İslam bu iken; bugün yaptıklarını "Allah için" yaptığını iddia edenler…

Bu tarz insanlar, başkalarının ayıp ve günahlarını dillerine dolayıp, o günahları aslında kendilerine yüklerken asla bir şeyin farkına varamazlar..

Başka günahları konuştukça dilin, kendi günahına tevbeyi unutur..

Bundan mahrum kaldıklarını keşke bilseler.

Yargıladıkları insanlara kafayı taktıkları kadar, keşke geçmişlerine ağlayabilseler, kendi günahlarına odaklanabilseler.

Ya da hakikaten niyetleri çok iyiyse oturup düşen kardeşlerinin tevbe edip düzelebilmesi için gözyaşı dökebilseler.. 

Bak kıymetli kardeşim!.. 

Bizim alimlerimiz "Sakalından alkol damlayan birini görsem dahi, belki üzerine dökülmüştür" diye düşünürüm demişlerdir.

Ama bugün; kendisi bırak ikinci şansı, belki Rabbi indinde ikibininci şansını tüketmiş insanlar, karşılarındaki kulun bir hatasında tevbe hevesini kırmak için ellerinden geleni yapar oldular.

Kendileri hallerini düzeltmek yerine, tevbe edip düzelmek için niyetlenen kişilerin de temizlenip çıkma hallerini ellerinden almaya çalışırlar.

Oysa bu kişiler, cenneti kendileri garantilemişçesine bir kişiyi daha dahil edebilseler cennette yerleri mi daralır!..

Ya da Peygamberimiz, mahşerde cennete adam kurtarmaya çalışırken, bunlar bir kişiyi daha kendi zihinlerinde cehennemlik edince kendi makamları mı artar!..

Melekler;Bir kişi, sebebinle cehennemlik oldu, zaten haketmişti!..” diye madalya mı takarlar!..

Bak kardeşim!

-Nefsin ya da nefsinin savunduğu haller sana bir insanı cehennemlik ilan etmeyi söylüyor olabilir.

Ama Allah ve Rasulu, böyle söylemiyor.

Hepiniz Allah’a tövbe edin, ey mü’minler! Belki böylece korktuğunuzdan kurtulur, umduğunuzu elde edebilirsiniz.” diye her kulunu çağırıyor Rabbimiz…

“Allah Teâlâ, gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için geceleyin elini açar. 

Geceleyin günah işleyenin tövbesini kabul etmek için de gündüzün elini açar. 

Güneş battığı yerden doğuncaya kadar bu böyle devam edip gider” buyurarak kucak açıyor peygamberimiz..

Peki sana ne oluyor?

Sen de Rabbine ve Peygamberine yardım et.

Tevbe edenin elinden tut, ona yardım et ki belki sen de affolunursun..

Ve sen;

- Kendini günahın içine batmış hisseden ve içinde bulunduğu halden çıkmak isteyen kardeşim!..

Bil ki senin Rabbin, kızlarını diri diri gömen, “su” diye, “içki” içen, Peygambere zulmedenleri tertemiz eden bir Rab'tir..

Sen yeter ki ağla, yeter ki o hatalara dönme, yeter ki acizliğini bil, yeter ki namazlarına devam et ve sabırla sebat et…

Ve kimseyi duyma!.. 

Bırak konuşsunlar!..

Yapamaz” desinler, “Dün neydi ki bugün ne olsun” desinler, “O, şunu-bunu yaptı” desinler..

Bu senin tevbeni daha da arttırsın..

Birbirimize dua edelim, ellerimizi daha sıkı tutalım..

Rabb’e emanet olasınız, Allah için çok seviyorum sizleri.

.

Yağmur İbiç (Mirzayeva), dikGAZETE.com

Ramazan,’da, şeytanlar, bağlı, nefsin, değil!..,Yağmur, İbiç, Mirzayeva, yazdı, #YağmurMirzayeva, #Ramazan,