Rıza Kayaalp’in M. Enes ile kulaçları ve M. Halil’in Ampute Futbolla değişen hayatı!..
Rıza Kayaalp’in M. Enes ile kulaçları ve M. Halil’in Ampute Futbolla değişen hayatı!..
- 24-02-2019 09:07
- 607
- 24-02-2019 09:07
- 607
“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır” buyuruyor, Peygamber Efendimiz.. Varlık-yokluk, gençlik-yaşlılık, sağlık-hastalık gibi günlük hayatın için var olan gerçeklerle imtihan veriyor insanoğlu.
Nefes alıp verdiğimiz sürece, bu imtihandan kaçış yok!
İşte burada devreye sorumluluk girmekte.
İnsanoğlu, sosyal bir varlık olduğu için, çevremizde olup bitenlerinden farklı şekilde etkilenmemiz söz konusu.
“Özel insanlar”a karşı yapmamız gerekenler de sorumluluğumuzun önemli bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır…
“İmtihan dünyası”nda, her vakit, her şeyin değişebileceği, bizlerin de bu değişimin içinde yer alıp almayacağımızın hiçbir garantisi yok.
Bir uzvu olmayan veya işlevinin yerine getiremeyen uzuv sahibi insanlara diğer insanların, sosyal destekleri, onların toplumsal hayatta yer alması, psiko sosyal yapılarının gelişmesini tetikleyecektir. Böylelikle onlar da sağlıklı ve üretken bireyler olarak toplumsal hayatın bir parçası olmaktalar.
Bu çok mu zor?
Kesinlikle değil!..
Görev üstlenmesi gerekenler sen, ben, aile bireylerimiz, sivil toplum örgütleri kısacası görev ve sorumluluk, vicdan taşıyan herkeste.
Böylelikle özel insanlara yönelik ‘dezavantajlılık’ algısı ortadan kalkacak, o insanlar, sağlıklı ve üretken olarak, olması gereken konumda olacaklar…
İşte o örneklerden birisi Milli Güreşçi Rıza Kayaalp.
İnsan istedikten sonra hangi iyilik kapısını aralayıp, ilgi ve alakanın nasıl bir karşılık bulacağını bizlere gösterdi.
Dünya ve Avrupa Şampiyonu güreşimizin doğuştan elleri ve kolları olmayan 11 yaşındaki Muhammet Enes Sarı’yı ziyaret edip, Muhammet’le birlikte yüzmesi, sosyal sorumluluğun bariz örneklerinden.
“Yüzme”nin kendi branşı olmamasına rağmen, iyilik ve yardımseverlik hususunda örnek davranış göstererek, vicdan sahibi olan herkese bir mesaj niteliği taşıdı.
“İyilik ve yardımseverliğe nereden ve nasıl başlanmalı” diye düşünebilir insan.
Kendisi de Yozgatlı olan Kayaalp’in, hemşehrisi Muhammet’le birlikte aynı havuza girip yüzmesi, sporcunun geleceğe daha da umutlu baktığını “Dünya ve Avrupa’da şampiyon olup, Türk bayrağını dalgalandırmak, İstiklal Marşını okutmak istiyorum…” sözlerinden anlamaktayız.
Kişi, nasıl ki sıkıntısı bulunan bir insana dokunduğunda, o kişinin hayatı/yaşantısı değişebiliyor ise, kişinin hayat akışını değiştirdiği, anlamlı hale getirdiği bu tür hassasiyetleri göz ardı etmemek gerek.
FB, GS, BJK, TS VE BAŞAKŞEHİR NEREDE?
“Enes’e destek olmak için yüzdüm…” diyor şampiyon güreşçi.
Herkes Enes gibi sesini duyurabilir mi?
Bir başka ifadeyle, herkes Rıza Kayaalp gibi hassas olabilir mi bilinmez ama, göz ardı edilmemesi gereken, hepimizin bu ve buna benzer hususlarda hassasiyet gösterip, sorumluluk yükleneceğimiz, mutlaka bir uğraşımızın ve dokunabileceğimiz birilerinin var olabileceği gerçeği.
Bir başka örnek, Anadolu Ajansında özel haber olarak yansıyan, 10 yıl önce motosiklet kazasında sol bacağını diz altında kaybeden Mehmet Halil Altun’un hayatı.
Bacağının kesilmesi kabullenememesi ruh haline yansımış, kendisini eve kapatmış ve uzun süre dışarı çıkamamış.
Ta ki Şanlıurfa Engelliler Spor Kulübü Ampute Futbol Takımı’nda antrenmanlara çıkıncaya kadar.
Sosyal hayatındaki değişimi, futbola bağlıyor.
Şimdi onun hedefi Milli Takım’da yer almak.
Altun’un ‘kaza’ ve ampute futbolla değişen hayatının, sporda sosyal sorumluluk üstlenmeyi bekleyen Süper Lig’in takımları Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor ve şu sıralar Lider konumdaki futbol kulübü Medipol Başakşehir’i akla getiriyor.
Dileriz, o takımlar da gerekli adımları atıp, spor/futboldaki sosyal sorumluluğun parçası olurlar…
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @ahmetgulumseyen , @dikgazete
“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır” buyuruyor, Peygamber Efendimiz.. Varlık-yokluk, gençlik-yaşlılık, sağlık-hastalık gibi günlük hayatın için var olan gerçeklerle imtihan veriyor insanoğlu.
Nefes alıp verdiğimiz sürece, bu imtihandan kaçış yok!
İşte burada devreye sorumluluk girmekte.
İnsanoğlu, sosyal bir varlık olduğu için, çevremizde olup bitenlerinden farklı şekilde etkilenmemiz söz konusu.
“Özel insanlar”a karşı yapmamız gerekenler de sorumluluğumuzun önemli bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır…
“İmtihan dünyası”nda, her vakit, her şeyin değişebileceği, bizlerin de bu değişimin içinde yer alıp almayacağımızın hiçbir garantisi yok.
Bir uzvu olmayan veya işlevinin yerine getiremeyen uzuv sahibi insanlara diğer insanların, sosyal destekleri, onların toplumsal hayatta yer alması, psiko sosyal yapılarının gelişmesini tetikleyecektir. Böylelikle onlar da sağlıklı ve üretken bireyler olarak toplumsal hayatın bir parçası olmaktalar.
Bu çok mu zor?
Kesinlikle değil!..
Görev üstlenmesi gerekenler sen, ben, aile bireylerimiz, sivil toplum örgütleri kısacası görev ve sorumluluk, vicdan taşıyan herkeste.
Böylelikle özel insanlara yönelik ‘dezavantajlılık’ algısı ortadan kalkacak, o insanlar, sağlıklı ve üretken olarak, olması gereken konumda olacaklar…
İşte o örneklerden birisi Milli Güreşçi Rıza Kayaalp.
İnsan istedikten sonra hangi iyilik kapısını aralayıp, ilgi ve alakanın nasıl bir karşılık bulacağını bizlere gösterdi.
Dünya ve Avrupa Şampiyonu güreşimizin doğuştan elleri ve kolları olmayan 11 yaşındaki Muhammet Enes Sarı’yı ziyaret edip, Muhammet’le birlikte yüzmesi, sosyal sorumluluğun bariz örneklerinden.
“Yüzme”nin kendi branşı olmamasına rağmen, iyilik ve yardımseverlik hususunda örnek davranış göstererek, vicdan sahibi olan herkese bir mesaj niteliği taşıdı.
“İyilik ve yardımseverliğe nereden ve nasıl başlanmalı” diye düşünebilir insan.
Kendisi de Yozgatlı olan Kayaalp’in, hemşehrisi Muhammet’le birlikte aynı havuza girip yüzmesi, sporcunun geleceğe daha da umutlu baktığını “Dünya ve Avrupa’da şampiyon olup, Türk bayrağını dalgalandırmak, İstiklal Marşını okutmak istiyorum…” sözlerinden anlamaktayız.
Kişi, nasıl ki sıkıntısı bulunan bir insana dokunduğunda, o kişinin hayatı/yaşantısı değişebiliyor ise, kişinin hayat akışını değiştirdiği, anlamlı hale getirdiği bu tür hassasiyetleri göz ardı etmemek gerek.
FB, GS, BJK, TS VE BAŞAKŞEHİR NEREDE?
“Enes’e destek olmak için yüzdüm…” diyor şampiyon güreşçi.
Herkes Enes gibi sesini duyurabilir mi?
Bir başka ifadeyle, herkes Rıza Kayaalp gibi hassas olabilir mi bilinmez ama, göz ardı edilmemesi gereken, hepimizin bu ve buna benzer hususlarda hassasiyet gösterip, sorumluluk yükleneceğimiz, mutlaka bir uğraşımızın ve dokunabileceğimiz birilerinin var olabileceği gerçeği.
Bir başka örnek, Anadolu Ajansında özel haber olarak yansıyan, 10 yıl önce motosiklet kazasında sol bacağını diz altında kaybeden Mehmet Halil Altun’un hayatı.
Bacağının kesilmesi kabullenememesi ruh haline yansımış, kendisini eve kapatmış ve uzun süre dışarı çıkamamış.
Ta ki Şanlıurfa Engelliler Spor Kulübü Ampute Futbol Takımı’nda antrenmanlara çıkıncaya kadar.
Sosyal hayatındaki değişimi, futbola bağlıyor.
Şimdi onun hedefi Milli Takım’da yer almak.
Altun’un ‘kaza’ ve ampute futbolla değişen hayatının, sporda sosyal sorumluluk üstlenmeyi bekleyen Süper Lig’in takımları Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor ve şu sıralar Lider konumdaki futbol kulübü Medipol Başakşehir’i akla getiriyor.
Dileriz, o takımlar da gerekli adımları atıp, spor/futboldaki sosyal sorumluluğun parçası olurlar…
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @ahmetgulumseyen , @dikgazete