Rusya’nın blöf ve şantaj yapmadığı ortaya çıktı

Rusya’nın blöf ve şantaj yapmadığı ortaya çıktı

Rusya’nın blöf ve şantaj yapmadığı ortaya çıktı Rusya’nın blöf ve şantaj yapmadığı ortaya çıktı

MOSKOVA

Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı özel askeri operasyonların ardından geçtiğimiz yıl Türkiye, Rusya, Birleşmiş Milletler ve Ukrayna arasında, İstanbul’daTahıl Koridoru Anlaşması’ imzalandı.

Anlaşmaya göre Ukrayna tahılının yanı sıra Rus tahılının da Karadeniz üzerinden dünyaya güvenli bir şekilde ulaştırılması planlandı. Ancak anlaşmanın Ukrayna ayağı çalıştı. Rusya ayağı ise batılıların yasadışı ambargoları nedeniyle uygulanamadı.

Rus tahıl ve gübreleri Avrupa limanlarında tutuldu, Karadeniz üzerinden bu ürünlerin sevkiyatı engellendi.

Rusya’nın anlaşmanın imzalandığı ilk andan itibaren tepkileri vardı. Anlaşmanın sözde ambargoları kapsamaması gerektiği konusu dile getirildi. Ancak anlaşma 2 kez uzatılmasına rağmen Rusya’nın bu itirazları görmezden gelindi.

Geçtiğimiz 17 Temmuz tarihinde Rusya, anlaşmanın uzatılamayacağını duyurdu.

18 Temmuz tarihinden itibaren ise anlaşma fiilen sona erdi.

Tüm bu durumlar göz önüne alındığında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de dediği gibi; Ukrayna limanlarından çıkan tahıl sadece zengin ülkelere sevk edildi. Çok az bir kısmı yoksul ülkelere ulaştırıldı.

Tüm bu tartışma süreçlerine baktığımızda Rusya’nın haklı gerekçeleri olduğunu görüyoruz.

Tüm dünyada anlaşmanın 18 Temmuz tarihinden itibaren tekrar uzatılacağı düşünülürken Rusya bunu reddetti.

Kısacası herkes Rusya’nınblöf’ yaptığını düşündü. Rusya, itirazlarının arkasında durdu.

Kiev rejimi ise her defasında Rusya’nın tahıl anlaşması üzerinden ‘şantaj’ yaptığını öne sürdü. Ancak bu iddiaların temelsiz olduğu da görüldü.

Rusya, anlaşmadan çekilerek hem blöf yapmadığını hem de şantaj yapmadığını gösterdi.

Şu andan itibaren de Rusya’nın şantaj yaptığını görmüyoruz.

Kiev Rejimi lideri Vladimir Zelenskiy, Ukrayna tahılının Bulgaristan, Türkiye ve Romanya limanlarından sevk edilmesi için kendi kurmaylarına talimat verdi.

Zelenskiy bunu yaparken, “Karadeniz, Rus denizi değil” dedi. Bu da temelsiz. Karadeniz’in Ruslara ait olmadığı zaten uluslararası hukuka göre sabit.

Rusya da Karadeniz’i sahiplenmiyor. Zelenskiy, yine çarpıtmalarla Rusya’yı hedef göstermeye çalışıyor.

Peki neden alternatif seçenekler uygulanamaz?

Öncelikle Ukrayna tahılının Karadeniz’den, Rusya olmadan sevk edilmesinin önündeki engel yine Ukrayna’nın kendisi.

Ukrayna’nın Karadeniz’e yerleştirdiği mayınlar hala tehlike saçarken bu tehlikeleri bertaraf eden yine Rus donanması oluyor.

Karadeniz’de şu an güvenlik yok.

Ukrayna, Karadeniz’in genelinde riskler oluştururken Rusların kontrolündeki deniz alanlarında çeşitli saldırılar yapıyor.

Bu durumda Karadeniz’de güvenliğin sağlanabileceğinden bahsedemeyiz.

Güvenliğin sağlanmadığı bir Karadeniz’den Ukrayna tahılının çıkarılması da mümkün görünmüyor.

Bu güvenliğin sağlanması için daha katılımcı olunmalı. Yani Rusya’nın şartları tekrar değerlendirilmeli, güvenlik koridorunun tekrar sağlanması gerekmekte.

Rusya, anlaşma boyunca tahıl gemilerine karşı bir sabotaj gerçekleştirmedi. Anlaşmanın tüm şartlarına uydu.

Bu durumda komşu ülkelerden tahıl sevkiyatı araştırmaları yapmak yerine neden Rusya’ya güven sağlanmıyor?

İşte bu anda batılıların politikaları göze batıyor.

Aslında batılılar ve Ukrayna, Karadeniz’de güvenliği yok ediyor.

NATO, Karadeniz’de tatbikatlar yapıyor, kışkırtma adımlarını sürdürüyor.

Karadeniz’iNATO denizi” haline getirmek isteyenler saptırmalarıyla Rusya’yı hedef gösteriyor.

Rusya’nın Karadeniz’deki tüm manevraları, uluslararası hukuka göre yasalken NATO’ya üye dahi olmayan Ukrayna’nın Karadeniz alanında NATO tatbikatlarının yapılması ne kadar hukuki?

Bu gerekçelerle batılıların ve Kiev rejiminin tekrar Rusya’yı anlaması ve ‘suçlamalar’ yerine tekrar güven sağlaması gerekiyor.

Eğer bunlar yapılmazsa Ukrayna’nın tahılı elinde kalır, Karadeniz’de gerilim daha da artar ve dünyada gıda krizi tekrar baş gösterebilir.

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com

MOSKOVA

Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı özel askeri operasyonların ardından geçtiğimiz yıl Türkiye, Rusya, Birleşmiş Milletler ve Ukrayna arasında, İstanbul’daTahıl Koridoru Anlaşması’ imzalandı.

Anlaşmaya göre Ukrayna tahılının yanı sıra Rus tahılının da Karadeniz üzerinden dünyaya güvenli bir şekilde ulaştırılması planlandı. Ancak anlaşmanın Ukrayna ayağı çalıştı. Rusya ayağı ise batılıların yasadışı ambargoları nedeniyle uygulanamadı.

Rus tahıl ve gübreleri Avrupa limanlarında tutuldu, Karadeniz üzerinden bu ürünlerin sevkiyatı engellendi.

Rusya’nın anlaşmanın imzalandığı ilk andan itibaren tepkileri vardı. Anlaşmanın sözde ambargoları kapsamaması gerektiği konusu dile getirildi. Ancak anlaşma 2 kez uzatılmasına rağmen Rusya’nın bu itirazları görmezden gelindi.

Geçtiğimiz 17 Temmuz tarihinde Rusya, anlaşmanın uzatılamayacağını duyurdu.

18 Temmuz tarihinden itibaren ise anlaşma fiilen sona erdi.

Tüm bu durumlar göz önüne alındığında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de dediği gibi; Ukrayna limanlarından çıkan tahıl sadece zengin ülkelere sevk edildi. Çok az bir kısmı yoksul ülkelere ulaştırıldı.

Tüm bu tartışma süreçlerine baktığımızda Rusya’nın haklı gerekçeleri olduğunu görüyoruz.

Tüm dünyada anlaşmanın 18 Temmuz tarihinden itibaren tekrar uzatılacağı düşünülürken Rusya bunu reddetti.

Kısacası herkes Rusya’nınblöf’ yaptığını düşündü. Rusya, itirazlarının arkasında durdu.

Kiev rejimi ise her defasında Rusya’nın tahıl anlaşması üzerinden ‘şantaj’ yaptığını öne sürdü. Ancak bu iddiaların temelsiz olduğu da görüldü.

Rusya, anlaşmadan çekilerek hem blöf yapmadığını hem de şantaj yapmadığını gösterdi.

Şu andan itibaren de Rusya’nın şantaj yaptığını görmüyoruz.

Kiev Rejimi lideri Vladimir Zelenskiy, Ukrayna tahılının Bulgaristan, Türkiye ve Romanya limanlarından sevk edilmesi için kendi kurmaylarına talimat verdi.

Zelenskiy bunu yaparken, “Karadeniz, Rus denizi değil” dedi. Bu da temelsiz. Karadeniz’in Ruslara ait olmadığı zaten uluslararası hukuka göre sabit.

Rusya da Karadeniz’i sahiplenmiyor. Zelenskiy, yine çarpıtmalarla Rusya’yı hedef göstermeye çalışıyor.

Peki neden alternatif seçenekler uygulanamaz?

Öncelikle Ukrayna tahılının Karadeniz’den, Rusya olmadan sevk edilmesinin önündeki engel yine Ukrayna’nın kendisi.

Ukrayna’nın Karadeniz’e yerleştirdiği mayınlar hala tehlike saçarken bu tehlikeleri bertaraf eden yine Rus donanması oluyor.

Karadeniz’de şu an güvenlik yok.

Ukrayna, Karadeniz’in genelinde riskler oluştururken Rusların kontrolündeki deniz alanlarında çeşitli saldırılar yapıyor.

Bu durumda Karadeniz’de güvenliğin sağlanabileceğinden bahsedemeyiz.

Güvenliğin sağlanmadığı bir Karadeniz’den Ukrayna tahılının çıkarılması da mümkün görünmüyor.

Bu güvenliğin sağlanması için daha katılımcı olunmalı. Yani Rusya’nın şartları tekrar değerlendirilmeli, güvenlik koridorunun tekrar sağlanması gerekmekte.

Rusya, anlaşma boyunca tahıl gemilerine karşı bir sabotaj gerçekleştirmedi. Anlaşmanın tüm şartlarına uydu.

Bu durumda komşu ülkelerden tahıl sevkiyatı araştırmaları yapmak yerine neden Rusya’ya güven sağlanmıyor?

İşte bu anda batılıların politikaları göze batıyor.

Aslında batılılar ve Ukrayna, Karadeniz’de güvenliği yok ediyor.

NATO, Karadeniz’de tatbikatlar yapıyor, kışkırtma adımlarını sürdürüyor.

Karadeniz’iNATO denizi” haline getirmek isteyenler saptırmalarıyla Rusya’yı hedef gösteriyor.

Rusya’nın Karadeniz’deki tüm manevraları, uluslararası hukuka göre yasalken NATO’ya üye dahi olmayan Ukrayna’nın Karadeniz alanında NATO tatbikatlarının yapılması ne kadar hukuki?

Bu gerekçelerle batılıların ve Kiev rejiminin tekrar Rusya’yı anlaması ve ‘suçlamalar’ yerine tekrar güven sağlaması gerekiyor.

Eğer bunlar yapılmazsa Ukrayna’nın tahılı elinde kalır, Karadeniz’de gerilim daha da artar ve dünyada gıda krizi tekrar baş gösterebilir.

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com