Samsun'daki İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları

Samsun'daki İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları

Engellilerin sessiz yetenekleri, spor branşlarının en önemli, bir o kadar anlamlı organizasyonu olan İşitme Engelliler Yaz Olimpiyat Oyunlarında ter döküyor. 

Katılımcılar sadece rakipleri ve ‘Engellilerden sporcu mu olur?’ anlayışını yenmekle kalmıyor, 97 ülkeden 20 farklı dalda 3 bin sporcu içerisinde yer almanın onur ve gururunu yaşıyor...

HER BİRİ BİR ŞAMPİYON...

Engelli bireyleri anlamak ve değerlendirmek, onlara yapılacak en büyük iyilik olacaktır. 

Bunun en güzel örnekleri yaşanıyor ülkemiz, Anadolu’muzun ayrı bir güzelliğe sahip Samsun ilimizde. 

Katılımcıların mücadelesini, sadece yarışma/spor tanımıyla sınırlı tutmamak lazım. 

Savaşların nasıl ki kan, gözyaşı, bölmek, parçalamak gibi çirkin yüzü var ise, sporun da birleştirme/kaynaştırma yönünün en güzel yansıması Deaflympics

Türkçe karşılığıyla İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları. Sportif oyunlar/yarışmaları sıra dışı görmemenin o kadar çok sebebi var ki. 

Engelli bireylerin özgüven kazanması ve sosyalleşmelerinde önemli bir yere, öneme sahip egzersiz ve spor. Doğru yönlendirme, sürecin doğru işletilmesi değeri ön plana çıkarıyor. 

Engelli bir birey için önce egzersizlerle başlayan ve daha sonra kurallıyla birlikte tatlı bir rekabet/yarışmayla karşılık bulan sportif süreç, bugün olimpiyat gibi dev organizasyonla taçlanıyor. 

Bundan daha anlamlı ne olabilir ki!..

HENTBOL VE TENİS... NEREDEN NEREYE!.. 

İnsanın, hayat denen ‘oyun’ çarkında nelerle meşgul olduğu önemli. 

Mahşerde, o uğraşlarla hesaba çekileceğiz. 

Yaratılanların en kutsal olduğu kadar âciz olan bizleri, büyük imtihan bekliyor. 

‘Bildiklerimizden mesulüz’ gerçeğiyle hareket etmek gibi bir zorunluluğumuz var. 

Bu doğru, iyi dilek ve temennilerle 2003) yılında İşitme Engelliler Federasyonunda çalışırken Hentbol ve Tenis Milli takımlarının kurulmasında katkımız oldu elhamdülillah.

Anlamlı her başlangıcın, emin şekilde yol almayı kolaylaştırdığını gördük. 

O gün atılan tohumların, bugün olimpiyatlarda meyvelerinin toplandığına şahit olmaktayız. 

Yaşadığımız burukluk, bayan – kadın tenisçilerimizin giydikleri kıyafetler. 

Diğer federasyon ve branşlarda benzer durum söz konusu. 

Bir an önce ülke kimliğine yakışmayan, bu yanlış/çirkin uygulamadan vazgeçilmesi temennimiz. 

Bayan güreşinin bu anlamlı organizasyona bulaştırılmamasının ayrıca gönlümüze su serptiğini itiraf etmek gerek... 

GÜREŞ, İŞİTME ENGELLİDE’DE İLK SIRADA!..

Oyunlarda en çok dikkat çeken branşlardan birisi güreş. Bir sporcumuz var ki, daha önce 4 olimpiyat şampiyonluğu bulunuyor; İlhan Çıtak. 

40 yaşına kadar 2001’de Roma, 2005 Melbourne, 2009 Taipei ve 2013’te Sofya’da sırtı minder görmeyen Çıtak, ülkemizdeki anlamlı şampiyonada da yine minderi rakibine dar ederek mutlu sona ulaşmasını bildi ve şampiyon oldu. 

Programlı çalışmanın neticelerini gördükten sonra, her defasında düşünmüyor değiliz; 

‘Onlar mı engelli, yoksa bizler mi?’ İmkân verildiğinde sıra dışı başarılarına şahit oldukça, merak edilip ibretlik hayat hikâyelerine okuyup/gördükçe, dersler çıkarılması gerektiğini anlıyoruz. 

‘Asrın Güreşçisi’ unvanının üzerinde övgü ve takdiri hak eden İlhan Çıtak’ı ve Çıtakların başarısında emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz...

"ÖZEL SPORCULAR"A ERDOĞAN’DAN KUTLAMA

Güreş, judo ve diğer branşlarda ismini altın madalyaya yazdıran sporcularımızı Sayın Recep Tayyip Erdoğan kutladı.

Kendi içimizdeki bu değerlerin başarısı, en çok Cumhur’un Başkanını sevindirmesi normal. 

Özlediğimiz başarılar üst üste gelip, ay-yıldızlı bayrağımızın göndere çekilmesi, spor tarihimizde ‘ak’ sayfalar açılması manası taşıyor. 

Dün Paralimpik, bugün Deaflympics. ‘Sağlıklı’ denen sporculara inat, elde edilen başarılar. 

Her bir sporcumuz gurur kaynağımız olan engel tanımayan vatandaşlarımıza ‘acımak’ en büyük acizliktir. 

Onlara güven ve imkân verilmesinin karşılığı başarı olduğunu bir kez daha görmüş olduk. 

Bu ‘özel sporcuları’ halen görmemezlikten geliyor, spor tesislerimizi onlara açmıyor ve ‘engelliler’ diye tanımlıyorsak, ya gaflet ya da art niyetliyiz demektir. 

Çözüm mü? 

Bu tür örümcek kafalara ya kurutma makinası, ya da süpürge tutmak. Kısacası uyarmak zorundayız vesselam!..

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

Engellilerin sessiz yetenekleri, spor branşlarının en önemli, bir o kadar anlamlı organizasyonu olan İşitme Engelliler Yaz Olimpiyat Oyunlarında ter döküyor. 

Katılımcılar sadece rakipleri ve ‘Engellilerden sporcu mu olur?’ anlayışını yenmekle kalmıyor, 97 ülkeden 20 farklı dalda 3 bin sporcu içerisinde yer almanın onur ve gururunu yaşıyor...

HER BİRİ BİR ŞAMPİYON...

Engelli bireyleri anlamak ve değerlendirmek, onlara yapılacak en büyük iyilik olacaktır. 

Bunun en güzel örnekleri yaşanıyor ülkemiz, Anadolu’muzun ayrı bir güzelliğe sahip Samsun ilimizde. 

Katılımcıların mücadelesini, sadece yarışma/spor tanımıyla sınırlı tutmamak lazım. 

Savaşların nasıl ki kan, gözyaşı, bölmek, parçalamak gibi çirkin yüzü var ise, sporun da birleştirme/kaynaştırma yönünün en güzel yansıması Deaflympics

Türkçe karşılığıyla İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları. Sportif oyunlar/yarışmaları sıra dışı görmemenin o kadar çok sebebi var ki. 

Engelli bireylerin özgüven kazanması ve sosyalleşmelerinde önemli bir yere, öneme sahip egzersiz ve spor. Doğru yönlendirme, sürecin doğru işletilmesi değeri ön plana çıkarıyor. 

Engelli bir birey için önce egzersizlerle başlayan ve daha sonra kurallıyla birlikte tatlı bir rekabet/yarışmayla karşılık bulan sportif süreç, bugün olimpiyat gibi dev organizasyonla taçlanıyor. 

Bundan daha anlamlı ne olabilir ki!..

HENTBOL VE TENİS... NEREDEN NEREYE!.. 

İnsanın, hayat denen ‘oyun’ çarkında nelerle meşgul olduğu önemli. 

Mahşerde, o uğraşlarla hesaba çekileceğiz. 

Yaratılanların en kutsal olduğu kadar âciz olan bizleri, büyük imtihan bekliyor. 

‘Bildiklerimizden mesulüz’ gerçeğiyle hareket etmek gibi bir zorunluluğumuz var. 

Bu doğru, iyi dilek ve temennilerle 2003) yılında İşitme Engelliler Federasyonunda çalışırken Hentbol ve Tenis Milli takımlarının kurulmasında katkımız oldu elhamdülillah.

Anlamlı her başlangıcın, emin şekilde yol almayı kolaylaştırdığını gördük. 

O gün atılan tohumların, bugün olimpiyatlarda meyvelerinin toplandığına şahit olmaktayız. 

Yaşadığımız burukluk, bayan – kadın tenisçilerimizin giydikleri kıyafetler. 

Diğer federasyon ve branşlarda benzer durum söz konusu. 

Bir an önce ülke kimliğine yakışmayan, bu yanlış/çirkin uygulamadan vazgeçilmesi temennimiz. 

Bayan güreşinin bu anlamlı organizasyona bulaştırılmamasının ayrıca gönlümüze su serptiğini itiraf etmek gerek... 

GÜREŞ, İŞİTME ENGELLİDE’DE İLK SIRADA!..

Oyunlarda en çok dikkat çeken branşlardan birisi güreş. Bir sporcumuz var ki, daha önce 4 olimpiyat şampiyonluğu bulunuyor; İlhan Çıtak. 

40 yaşına kadar 2001’de Roma, 2005 Melbourne, 2009 Taipei ve 2013’te Sofya’da sırtı minder görmeyen Çıtak, ülkemizdeki anlamlı şampiyonada da yine minderi rakibine dar ederek mutlu sona ulaşmasını bildi ve şampiyon oldu. 

Programlı çalışmanın neticelerini gördükten sonra, her defasında düşünmüyor değiliz; 

‘Onlar mı engelli, yoksa bizler mi?’ İmkân verildiğinde sıra dışı başarılarına şahit oldukça, merak edilip ibretlik hayat hikâyelerine okuyup/gördükçe, dersler çıkarılması gerektiğini anlıyoruz. 

‘Asrın Güreşçisi’ unvanının üzerinde övgü ve takdiri hak eden İlhan Çıtak’ı ve Çıtakların başarısında emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz...

"ÖZEL SPORCULAR"A ERDOĞAN’DAN KUTLAMA

Güreş, judo ve diğer branşlarda ismini altın madalyaya yazdıran sporcularımızı Sayın Recep Tayyip Erdoğan kutladı.

Kendi içimizdeki bu değerlerin başarısı, en çok Cumhur’un Başkanını sevindirmesi normal. 

Özlediğimiz başarılar üst üste gelip, ay-yıldızlı bayrağımızın göndere çekilmesi, spor tarihimizde ‘ak’ sayfalar açılması manası taşıyor. 

Dün Paralimpik, bugün Deaflympics. ‘Sağlıklı’ denen sporculara inat, elde edilen başarılar. 

Her bir sporcumuz gurur kaynağımız olan engel tanımayan vatandaşlarımıza ‘acımak’ en büyük acizliktir. 

Onlara güven ve imkân verilmesinin karşılığı başarı olduğunu bir kez daha görmüş olduk. 

Bu ‘özel sporcuları’ halen görmemezlikten geliyor, spor tesislerimizi onlara açmıyor ve ‘engelliler’ diye tanımlıyorsak, ya gaflet ya da art niyetliyiz demektir. 

Çözüm mü? 

Bu tür örümcek kafalara ya kurutma makinası, ya da süpürge tutmak. Kısacası uyarmak zorundayız vesselam!..

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com