Seçim süreci gözlemler, beklentiler, öneriler…

Seçim süreci gözlemler, beklentiler, öneriler…

Seçim süreci gözlemler, beklentiler, öneriler… Seçim süreci gözlemler, beklentiler, öneriler…

SEÇİM SÜRECİ GÖZLEMLER, BEKLENTİLER, ÖNERİLER… 

2023 Seçim Yılı…

Ortalık toz duman, kafalar karışık…

Bir yanda Millî olduğundan asla tereddüt edilmeyen Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı. Diğer yanda Millîlik vasfını kaybetmiş, FETÖ ve NATO ile iş tutmaya çalışan CHP ve birlikte hareket eden 6’lı masa

Vatandaş açısından ülkenin en büyük sorunu muhalefet. Muhalefetin, Millî meseleler karşısındaki iflâh olmaz tutumu insanlarımızı çok tedirgin etmekte…

CHP Genel Başkanı’nın ABD gezisi, şâibeleri daha da artırdı.

Seçim öncesi yöneticiler ve teşkilatlar açısından yenilenme için fırsattır.

Seçimden sonra bir rehávet çöker.

Genel anlamda halkımızın değişiklik ve yeni bir güç beklediği alanları ikiye ayırdık.

Birincisi elbette AK PARTİ TEŞKİLÂTLARI, ikincisi ise DEVLET ve BÜROKRASİ. 

Kamu ve teşkilatlarda ortak FETÖ hastalıkları var. Bu hastalıklar topluma ahlâksızlık olarak çöktü aslında. Liyákâtsiz ve ehliyetsiz olmasına rağmen ikbâl ve makam isteme, sınav yolsuzlukları ve adaletsiz mülákât sistemleri, karşısına bir taleple gelen kişinin talebini incelemek yerine kendisine fayda veya zarar verip veremeyeceğine göre kanaat ve tavır almak, adalet sisteminin çökmesi vb.

Bizi Cumhur İttifakı partiler ilgilendiriyor. Özellikle AK PARTİ, MHP ve BBP.

Öncelikle teşkilatlar süratle elden geçirilmelidir.

Teşkilatlarda görevlendirilen insanların sahaya nüfuz etme şekline, halkın bu kişilerle ilgili mütalaasına bakılmalıdır. Toplumda karşılığı olmayan ya da kötü izi bulunan kişiler, maddi güçleri ve eğitim durumlarına bakılıp teşkilatlarda görevlendirilmemelidir. Hele de menfaat için gelenler kesinlikle ayıklanmalıdır.

Maalesef kötü bir partili tipolojisi oluşmuştur.

Şimdilerde tesettürlü ama rüküş, süslü, kapalı havada bile başörtüsünün üzerine güneş gözlüğü takmış kadınlar, dar-kısa paça pantolonlu, briyantinli saçlı, kirli sakallı şımarık tipler, kafelerde nargile etrafında çöreklenmiş kötü tüccar, tahsilatçı tipli teşkilat kademeleri şeklinde oluşan görüntülerden ivedi kurtulunmalıdır.

Eskiler…

Bu kişilerden dava duygusu ve emeği yüksek insanlar, teşkilatlara davet edilip, hatıralarını anlattırmak gerekir. Cumhur İttifakı Partileri, çileli bir ortak geçmişten bu günlere geldi.

Bilen kaç insan var teşkilatlarda.

Özellikle yerel seçimlerde teşkilatlara sormadan yapılan görevlendirmeler ve adaylar

Birçok yerin kaybedilmesine neden olmadı mı?

Ankara, İstanbul, Bolu vb. ek olarak teşkilatların üzerinde aile ve akrabaların baskısı veya yönlendirmesi.

Oğlun, damadın lise arkadaşı, hanımefendinin akrabası vb. ya da bu konuda çıkan dedikodular.

Bunlara fırsat dahi verilmemelidir.

Cumhurbaşkanımızın yurt gezilerinde onunla 40 yıldır omuz omuza mücadele eden eski arkadaşları ile görüştürülmelidir.

Cumhurbaşkanımız, parti genel başkanıdır ve teşkilatta oluşan yeni ekâbirlerin tutsaklığından kurtarılmalıdır. 

Bürokrasinin geldiği nokta, devlet algısını ve saygınlığını bitirmek üzeredir.

Devletin ve devlet düzeninin ne kadar gerekli olduğunu 15 Temmuz göstermiştir.

Bürokrasideki yeni durum, bilelim ki seçim sandığına doğrudan yansıyacaktır.

Bürokrasideki atamalarda liyákât, ehliyet, devlet ve millete sadákât mutlaka aranmalıdır.

Adam, torpille geliyor!..

Hiçbir vasfı yok!

Mesela Bakan Danışmanı olmuş. Sosyal medyadan teşekkür ediyor. Tam da “Merd-î kıptî şecaat arz edertken sılkatin söyler.” nev’inden acınası bir hâl.

Bakıyorsunuz kocaman İstanbul ilinde bir il müdürü 36 yaşında. Erkân bilmiyor, edep bilmiyor.

Soruyorsunuz; “Devleti temsil eden emekli bir öğretmen de mi bulamadınız?

Cevap “Ama o … ... kursları gördü.”

İyi de bu adam, daha büyük bilmiyor, küçük bilmiyor, edep bilmiyor, memuriyetin sorumluluklarını bilmiyor. Önce onları öğretseydiniz.”

Tabii başka bir cevap; “Fatih İstanbul’u kaç yaşında fethetti?

Haklısınız, biz yaşına takmadık, edep, terbiye ve temsil durumuna baktık…

Rüşvete bulaşmış eski BANKASYA yöneticisi, şimdi Cumhurbaşkanı Danışmanı vs., milletvekili olmuş, yolsuzluklara bulaşmış kız kardeşi…

Neden istifa etmezler, ettirilmezler?

Polis neden işlem yapmaz?

FETÖ’cü kadrolaşma, tam gaz devam ediyor.

Basına da yansıyan Şanlı Ordumuzdaki KKK istihbarat Başkanlığı’na, Personel Başkanlığı’na atanan generaller…

Üniversitelerde yine kurullara görevlendirilen FETÖ’cüler

FETÖ’cülerin geriye dönüşlerinde birileri referans oluyor.

Mesela bir bakanlıkta

Doçent açıkta kalıyor.

Birileri referans oluyor.

Kim?

Ayşe Abla, Zeynep Abla vs. Kim bu kişi?

Çok iyi bir insan. Çok iyi bir aileye mensup.”

Eyvallah da bu ablamız, abimiz MİT başkanlığında ya da istihbarat birimlerimizde mi çalışıyor?

Hayır!...

O abla ya da abiye kimse sormuyor mu?

Siz neye göre referans oluyor, karar vericileri yanlış yönlendiriyor, kendi ilişkilerinizle baskı uyguluyorsunuz?”

FETÖ’cüler, şu anda iktidar düşmanı aşırı sol, bölücü unsurlardan daha kötü devlet ve hükümet düşmanı.

Maalesef AK PARTİ ve MHP’li olarak bilinen memurlar, özellikle büyük şehirlerde eziliyorlar.

Teşkilatlara ulaşamıyorlar.

Teşkilatlar, devlet ve bürokrasiye yabancılaşmış, sadece ikbal devşirilecekse sokuluyorlar.

Haaa bir de iş takipçisi partili pozlarda tipler var.

Siyasette cıva gibi, gittiği yerde ağırlık oluşturan menfaat grupları vardır.

Bunlar her devirde yer bulurlar. Maalesef bunlar da çoğalmış durumda.

En büyük sorunlardan biri de “BİZDEN” kavramı…

Kim BİZDEN?

Aldatan bizden değildir.” diyor Gülümüz SAV.

Vatanına bağlı, Milletine sâdık, Dinine hürmetkâr, Devletine başeğmiş, şahsi menfaatlerini millet ve ülke menfaatlerinin gerisinde tutan kişiler BİZDEN’dir.

Millet malına göz diken, iltimas bekleyen, rüşvete eğimli, kolaycı ve menfaatperest, yalancı, aldatan kişiler “bizden” olabilir mi?

Aziz Milletim!..

Devlet ve Millete küsülmez!

Devlet ve millet menfaati, devletimizin kıyamete kadar bekâsı, dinimizin ihyâsı, töremizin muhafazası, hepimizin boynuna borçtur.

Çok çalışmaktan, Millet ve Devlete fedáilik yapmaktan, emr-i mâ’ruf, nehy-î münker üzere olmaktan, sabırla, kararlılıkla, fedákârlıkla ve çok çalışmaktan başka çaremiz yoktur.

Düzelmek zorundayız.

Düzeltmek zorundayız.

Unutmayın ki yaptığımızdan da hesap vereceğiz, yapmadığımızdan da…

.

Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com

-Strateji ve Yönetim Uzmanı-

SEÇİM SÜRECİ GÖZLEMLER, BEKLENTİLER, ÖNERİLER… 

2023 Seçim Yılı…

Ortalık toz duman, kafalar karışık…

Bir yanda Millî olduğundan asla tereddüt edilmeyen Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı. Diğer yanda Millîlik vasfını kaybetmiş, FETÖ ve NATO ile iş tutmaya çalışan CHP ve birlikte hareket eden 6’lı masa

Vatandaş açısından ülkenin en büyük sorunu muhalefet. Muhalefetin, Millî meseleler karşısındaki iflâh olmaz tutumu insanlarımızı çok tedirgin etmekte…

CHP Genel Başkanı’nın ABD gezisi, şâibeleri daha da artırdı.

Seçim öncesi yöneticiler ve teşkilatlar açısından yenilenme için fırsattır.

Seçimden sonra bir rehávet çöker.

Genel anlamda halkımızın değişiklik ve yeni bir güç beklediği alanları ikiye ayırdık.

Birincisi elbette AK PARTİ TEŞKİLÂTLARI, ikincisi ise DEVLET ve BÜROKRASİ. 

Kamu ve teşkilatlarda ortak FETÖ hastalıkları var. Bu hastalıklar topluma ahlâksızlık olarak çöktü aslında. Liyákâtsiz ve ehliyetsiz olmasına rağmen ikbâl ve makam isteme, sınav yolsuzlukları ve adaletsiz mülákât sistemleri, karşısına bir taleple gelen kişinin talebini incelemek yerine kendisine fayda veya zarar verip veremeyeceğine göre kanaat ve tavır almak, adalet sisteminin çökmesi vb.

Bizi Cumhur İttifakı partiler ilgilendiriyor. Özellikle AK PARTİ, MHP ve BBP.

Öncelikle teşkilatlar süratle elden geçirilmelidir.

Teşkilatlarda görevlendirilen insanların sahaya nüfuz etme şekline, halkın bu kişilerle ilgili mütalaasına bakılmalıdır. Toplumda karşılığı olmayan ya da kötü izi bulunan kişiler, maddi güçleri ve eğitim durumlarına bakılıp teşkilatlarda görevlendirilmemelidir. Hele de menfaat için gelenler kesinlikle ayıklanmalıdır.

Maalesef kötü bir partili tipolojisi oluşmuştur.

Şimdilerde tesettürlü ama rüküş, süslü, kapalı havada bile başörtüsünün üzerine güneş gözlüğü takmış kadınlar, dar-kısa paça pantolonlu, briyantinli saçlı, kirli sakallı şımarık tipler, kafelerde nargile etrafında çöreklenmiş kötü tüccar, tahsilatçı tipli teşkilat kademeleri şeklinde oluşan görüntülerden ivedi kurtulunmalıdır.

Eskiler…

Bu kişilerden dava duygusu ve emeği yüksek insanlar, teşkilatlara davet edilip, hatıralarını anlattırmak gerekir. Cumhur İttifakı Partileri, çileli bir ortak geçmişten bu günlere geldi.

Bilen kaç insan var teşkilatlarda.

Özellikle yerel seçimlerde teşkilatlara sormadan yapılan görevlendirmeler ve adaylar

Birçok yerin kaybedilmesine neden olmadı mı?

Ankara, İstanbul, Bolu vb. ek olarak teşkilatların üzerinde aile ve akrabaların baskısı veya yönlendirmesi.

Oğlun, damadın lise arkadaşı, hanımefendinin akrabası vb. ya da bu konuda çıkan dedikodular.

Bunlara fırsat dahi verilmemelidir.

Cumhurbaşkanımızın yurt gezilerinde onunla 40 yıldır omuz omuza mücadele eden eski arkadaşları ile görüştürülmelidir.

Cumhurbaşkanımız, parti genel başkanıdır ve teşkilatta oluşan yeni ekâbirlerin tutsaklığından kurtarılmalıdır. 

Bürokrasinin geldiği nokta, devlet algısını ve saygınlığını bitirmek üzeredir.

Devletin ve devlet düzeninin ne kadar gerekli olduğunu 15 Temmuz göstermiştir.

Bürokrasideki yeni durum, bilelim ki seçim sandığına doğrudan yansıyacaktır.

Bürokrasideki atamalarda liyákât, ehliyet, devlet ve millete sadákât mutlaka aranmalıdır.

Adam, torpille geliyor!..

Hiçbir vasfı yok!

Mesela Bakan Danışmanı olmuş. Sosyal medyadan teşekkür ediyor. Tam da “Merd-î kıptî şecaat arz edertken sılkatin söyler.” nev’inden acınası bir hâl.

Bakıyorsunuz kocaman İstanbul ilinde bir il müdürü 36 yaşında. Erkân bilmiyor, edep bilmiyor.

Soruyorsunuz; “Devleti temsil eden emekli bir öğretmen de mi bulamadınız?

Cevap “Ama o … ... kursları gördü.”

İyi de bu adam, daha büyük bilmiyor, küçük bilmiyor, edep bilmiyor, memuriyetin sorumluluklarını bilmiyor. Önce onları öğretseydiniz.”

Tabii başka bir cevap; “Fatih İstanbul’u kaç yaşında fethetti?

Haklısınız, biz yaşına takmadık, edep, terbiye ve temsil durumuna baktık…

Rüşvete bulaşmış eski BANKASYA yöneticisi, şimdi Cumhurbaşkanı Danışmanı vs., milletvekili olmuş, yolsuzluklara bulaşmış kız kardeşi…

Neden istifa etmezler, ettirilmezler?

Polis neden işlem yapmaz?

FETÖ’cü kadrolaşma, tam gaz devam ediyor.

Basına da yansıyan Şanlı Ordumuzdaki KKK istihbarat Başkanlığı’na, Personel Başkanlığı’na atanan generaller…

Üniversitelerde yine kurullara görevlendirilen FETÖ’cüler

FETÖ’cülerin geriye dönüşlerinde birileri referans oluyor.

Mesela bir bakanlıkta

Doçent açıkta kalıyor.

Birileri referans oluyor.

Kim?

Ayşe Abla, Zeynep Abla vs. Kim bu kişi?

Çok iyi bir insan. Çok iyi bir aileye mensup.”

Eyvallah da bu ablamız, abimiz MİT başkanlığında ya da istihbarat birimlerimizde mi çalışıyor?

Hayır!...

O abla ya da abiye kimse sormuyor mu?

Siz neye göre referans oluyor, karar vericileri yanlış yönlendiriyor, kendi ilişkilerinizle baskı uyguluyorsunuz?”

FETÖ’cüler, şu anda iktidar düşmanı aşırı sol, bölücü unsurlardan daha kötü devlet ve hükümet düşmanı.

Maalesef AK PARTİ ve MHP’li olarak bilinen memurlar, özellikle büyük şehirlerde eziliyorlar.

Teşkilatlara ulaşamıyorlar.

Teşkilatlar, devlet ve bürokrasiye yabancılaşmış, sadece ikbal devşirilecekse sokuluyorlar.

Haaa bir de iş takipçisi partili pozlarda tipler var.

Siyasette cıva gibi, gittiği yerde ağırlık oluşturan menfaat grupları vardır.

Bunlar her devirde yer bulurlar. Maalesef bunlar da çoğalmış durumda.

En büyük sorunlardan biri de “BİZDEN” kavramı…

Kim BİZDEN?

Aldatan bizden değildir.” diyor Gülümüz SAV.

Vatanına bağlı, Milletine sâdık, Dinine hürmetkâr, Devletine başeğmiş, şahsi menfaatlerini millet ve ülke menfaatlerinin gerisinde tutan kişiler BİZDEN’dir.

Millet malına göz diken, iltimas bekleyen, rüşvete eğimli, kolaycı ve menfaatperest, yalancı, aldatan kişiler “bizden” olabilir mi?

Aziz Milletim!..

Devlet ve Millete küsülmez!

Devlet ve millet menfaati, devletimizin kıyamete kadar bekâsı, dinimizin ihyâsı, töremizin muhafazası, hepimizin boynuna borçtur.

Çok çalışmaktan, Millet ve Devlete fedáilik yapmaktan, emr-i mâ’ruf, nehy-î münker üzere olmaktan, sabırla, kararlılıkla, fedákârlıkla ve çok çalışmaktan başka çaremiz yoktur.

Düzelmek zorundayız.

Düzeltmek zorundayız.

Unutmayın ki yaptığımızdan da hesap vereceğiz, yapmadığımızdan da…

.

Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com

-Strateji ve Yönetim Uzmanı-