Ses herşeydir
Ses herşeydir
- 31-10-2022 07:04
- 2938
- 31-10-2022 07:04
- 2938
Oldukça hareketli günlerin ardından hepimiz düşünmek için bolca vakit bulduk.
Aslolan nedir, sorun nedir, nasıl çözülür bunlar hakkında uzun sohbetler ettik muhakkak.
Bundan onlarca yıl önce, Abhazya işgal edildiğinde, Çeçenistan’a saldırıldığında, mülteciler geldiğinde, onlar barakalarda, cami altlarında yaşam mücadelesi verdiğinde olan bitenleri, alanları, eylemleri, Sochi’yi düşündüm ben de…
Tüzük aynı tüzüktü, “Rusya’yla iyi geçinelim” diyerek herşeye engel olmaya çalışanlar yine vardı.
Halkın iradesi tüzüğün üstündeydi.
Gitmek isteyenler il derneklerinde buluştular, gidip savaştılar, tarih yazdılar.
Yardım etmek isteyenler, il derneklerinde kampanyalar yaptılar.
Buna hiçbirşey engel olamadı.
Mesele de zaten, 21 Mayıs’ın soykırım olduğunu, sürgün edilerek bu topraklara geldiğimizi düşünen ve bunun bir şekilde uzlaşmayla çözülmesi gereken bir sorun olarak gören halkın iradesinin, tüzüğe yansıması meselesidir.
Kültür faaliyetlerin yanında, gerek diasporada, gerek anavatanda daha iyi bir yaşam için mücadele etmenin birliğini kurabilmektir.
Hepimizin derdi aynı.
Onlarca yıl, Rusya Federasyonu’nu kızdırırsak, gitmek isteyenlerin anavatana giremeyeceği söylendi bize.
Fakat bu tutum, geri dönüş veya ziyaret için koşulları iyileştirmeye yetmedi.
‘Deport’lar oldu, yerleşmelerde onlarca sıkıntı önümüze konuldu, Suriye’den anavatana dönen soydaşlarımız bile geri gönderilmek şartıyla kısmen kabul edildi.
21 Mayıslarda attığımız ‘twitl’erden bile rahatsız olan Rusya Federasyonu’nun üzerinde psikolojik bir etkimiz olduğu, bizim kadar onun da bizimle iyi geçinmek zorunda olduğu gerçeğini bir türlü kabul edemiyoruz.
Halbuki, kitlesel bir Çerkes gücü ile anlaşmak, Rusya için bir zorunluluktur.
Onun bizim üzerimizde etkisinden daha güçlü bir etkimiz var.
Ustalar kılıç yaparken senkronize bir biçimde demir döverler.
Aynı yere vurmazsan, aynı sertlikte vurmazsan, eğri büğrü bir şey çıkar ortaya.
Yıllardır yaşadığımız bu.
Hep birlikte aynı sözü söylediğimizde aktivistlerimizin canını koruyabildik.
Hep birlikte susmakla, iyi geçineceğim, “aman ağzımızın tadı kaçmasın” dedik diye, ölümler durmadı.
Sadece Çeçenistan’da değil, Kabardey Balkar’da, Dağıstan’da, Karaça Çerkessk’te faili meçhullere engel olamadı bu uyum çabamız.
En güzel yanımız kurşunlandı, zehirlendi bizim.
Dilimiz, sessizliğimiz sayesinde seçmeli ders oluverdi.
Biz birlikte büyük bir gücüz.
Adiğesiyle, Abazasıyla, Avarı, Kumuku, Vaynakhı, Karaçayıyla gücüz.
Birlikte doğru şeyleri söyleyebilmek için de federasyonlarımıza ihtiyacımız var.
Federasyonlarımız da bizim için varlar.
Şimdi doğru sözü söyleme vakti.
Bu yüzden artık çekici doğru yere, hep birlikte vuralım, doğru bir tüzükle, önce Türkiye’de, sonra da uluslararası bir yapıda birleşelim.
Ses her şeydir.
.
Ülkü Menşure Solak, dikGAZETE.com
Oldukça hareketli günlerin ardından hepimiz düşünmek için bolca vakit bulduk.
Aslolan nedir, sorun nedir, nasıl çözülür bunlar hakkında uzun sohbetler ettik muhakkak.
Bundan onlarca yıl önce, Abhazya işgal edildiğinde, Çeçenistan’a saldırıldığında, mülteciler geldiğinde, onlar barakalarda, cami altlarında yaşam mücadelesi verdiğinde olan bitenleri, alanları, eylemleri, Sochi’yi düşündüm ben de…
Tüzük aynı tüzüktü, “Rusya’yla iyi geçinelim” diyerek herşeye engel olmaya çalışanlar yine vardı.
Halkın iradesi tüzüğün üstündeydi.
Gitmek isteyenler il derneklerinde buluştular, gidip savaştılar, tarih yazdılar.
Yardım etmek isteyenler, il derneklerinde kampanyalar yaptılar.
Buna hiçbirşey engel olamadı.
Mesele de zaten, 21 Mayıs’ın soykırım olduğunu, sürgün edilerek bu topraklara geldiğimizi düşünen ve bunun bir şekilde uzlaşmayla çözülmesi gereken bir sorun olarak gören halkın iradesinin, tüzüğe yansıması meselesidir.
Kültür faaliyetlerin yanında, gerek diasporada, gerek anavatanda daha iyi bir yaşam için mücadele etmenin birliğini kurabilmektir.
Hepimizin derdi aynı.
Onlarca yıl, Rusya Federasyonu’nu kızdırırsak, gitmek isteyenlerin anavatana giremeyeceği söylendi bize.
Fakat bu tutum, geri dönüş veya ziyaret için koşulları iyileştirmeye yetmedi.
‘Deport’lar oldu, yerleşmelerde onlarca sıkıntı önümüze konuldu, Suriye’den anavatana dönen soydaşlarımız bile geri gönderilmek şartıyla kısmen kabul edildi.
21 Mayıslarda attığımız ‘twitl’erden bile rahatsız olan Rusya Federasyonu’nun üzerinde psikolojik bir etkimiz olduğu, bizim kadar onun da bizimle iyi geçinmek zorunda olduğu gerçeğini bir türlü kabul edemiyoruz.
Halbuki, kitlesel bir Çerkes gücü ile anlaşmak, Rusya için bir zorunluluktur.
Onun bizim üzerimizde etkisinden daha güçlü bir etkimiz var.
Ustalar kılıç yaparken senkronize bir biçimde demir döverler.
Aynı yere vurmazsan, aynı sertlikte vurmazsan, eğri büğrü bir şey çıkar ortaya.
Yıllardır yaşadığımız bu.
Hep birlikte aynı sözü söylediğimizde aktivistlerimizin canını koruyabildik.
Hep birlikte susmakla, iyi geçineceğim, “aman ağzımızın tadı kaçmasın” dedik diye, ölümler durmadı.
Sadece Çeçenistan’da değil, Kabardey Balkar’da, Dağıstan’da, Karaça Çerkessk’te faili meçhullere engel olamadı bu uyum çabamız.
En güzel yanımız kurşunlandı, zehirlendi bizim.
Dilimiz, sessizliğimiz sayesinde seçmeli ders oluverdi.
Biz birlikte büyük bir gücüz.
Adiğesiyle, Abazasıyla, Avarı, Kumuku, Vaynakhı, Karaçayıyla gücüz.
Birlikte doğru şeyleri söyleyebilmek için de federasyonlarımıza ihtiyacımız var.
Federasyonlarımız da bizim için varlar.
Şimdi doğru sözü söyleme vakti.
Bu yüzden artık çekici doğru yere, hep birlikte vuralım, doğru bir tüzükle, önce Türkiye’de, sonra da uluslararası bir yapıda birleşelim.