Sırtınızda göz, ensenizde kuyruk mu çıkması lazım!
Sırtınızda göz, ensenizde kuyruk mu çıkması lazım!
- 11-12-2020 09:03
- 1134
- 11-12-2020 09:03
- 1134
Tedavi ediciliği kesin olmayan ilaçlar üzerinizde deneniyorsa, dünyada ilk defa kullanılacak bir teknolojiyle üretilen aşılar zorla dayatılıyorsa, ve bunların neticesinde başınıza bir iş gelse yargılanmamak için “muafiyet” isteniyorsa ve “otopsi” hakkınız da elinizden alınmışsa size ne yapmak istiyor olabilirler?
- Sizi daha sağlıklı bir insana dönüştürmek mi?
- Yoksa?!.
İşte tam olarak bu!
Senelerdir anlatamadığımız bir gerçekle baş başa kaldık sonunda!
Hem de öyle ki daha düne kadar bizi “aşı karşıtı” olmakla suçlayıp, üzerine bir de linç edenler bugün arkamıza gizlenir oldular.
Güvenmiyorlarmış!..
Doğar doğmaz yavrusuna vurdurduğu aşı Mekke'de üretiliyordu çünkü (!)
Sıra kendisine gelince aklı başına geldi.
Ölüm korkusu sardı tabi..
Kim korkmaz ki ölümden?
Senelerdir bas bas bağırıyordu Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz; “Çin zulmediyor, yataklarımıza kadar giriyorlar” diye.
Güvenmedik, itibar etmedik!..
Aşılarına, virüslerine itibar ettiğimiz kadar.
Sahi;
Ne oldu savaşlar?
“Covid arası” mı verdi işgal devletleri?
Yoksa artık biyolojik savaşlarla mı soykırıma geçildi?
Bizim millet anlamaz yine.
O kabak illa kendi başlarında patlayacak ki akledebilsinler.
Sırtınızda göz, ensenizde kuyruk çıkması mı lazım? Ya da “GORA” filminin sahnelerini mi yaşamalıyız?
(Gerçekten sinirden gülme aşamasındayım artık)
***
Kimseden sihirli bir iksir beklemeyin!
Kıymetli kardeşlerim; 20 Aralık'tan sonra “Facebook” ve “Instagram”da bir çok hesap kapatılacak. (..)
Şunu demek istiyorum; gün olur, herkes yalnız başına kalır ve kimse kimseye ulaşamazsa “Peygamberimiz ne yaptı ise onu yapın, neyden kaçtı ise ondan kaçın!”
Kimseden sihirli bir iksir beklemeyin!
Deccalin ateş gösterdiği su, su gösterdiği ateş olacak bunu iyi belleyin!
“İşitmiyor musunuz? Sade hayat imandandır!” Hadis-i Şerif’i gereğince sade yaşayın.
Bunu sadece “yamalı hırka giyip, yer minderinde oturmak” olarak algılamayın.
Yerken, içerken, şifa talep ederken, dertlerle boğuşurken sadelikten yana olun.
Kızına “helal jelibon” aramak, “Coca Cola”nın “İslami” olanını içmek(!), domuz pankreasından üretilen ilaçlarda şifa aramak, bilinçaltı terapistlerinin saçma-sapan ritüelleriyle dertlerinin gideceğini sanan bir Müslüman, bu Hadis’i hiç anlamamış demektir.
Bir misal vereceğim..
Mü’minlerin anneleri, şakalaşırken Hafsa annemiz, Sevde annemize “Ey Sevde, tek gözlü Deccal çıkmış!” dedi.
Bunun üzerine Sevde annemiz, korkudan titreyerek “Nereye saklanayım?” diye sorup, örümcek ağları dolu olan pislik içinde, bizim tabirimizle “kömürlük” gibi bir yere saklandı.
Efendimiz, teşrif ettiklerinde Aişe ve Hafsa annelerimiz gülmekten konuşamaz haldeydiler.
Şimdi bu hoş kıssayı niye anlattım!..
Sevde annemiz, Deccal'in çıktığını duyunca demedi ki; “Yahu daha İslam yeni geldi, ne deccali?” işitir işitmez tedbirini aldı!
Çünkü, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimizden böyle gördü!
“Daha ahir zaman değil, deccal bizi mi bulacak” demedi onlar!
Her daim, namazları ardından ondan korunma duaları okudular ve hep tedbirliydiler!
Şimdi; ahir zamanda, Ümmet olma şerefine nail olmuş bizlere ne oluyor da her önümüze sunulana atlıyoruz?
Aklımızı mı yitirdik Allah aşkına?
“Bilim şunu dedi” deniyor hop atlıyorsun, “bu aşılar iyi” deniyor bilmediğin ve içinde ne olduğunu asla bilemeyeceğin (patent gizliliği her içeriği yazdırmaz) bir kimyasal sıvıyı kanına zerk ettiriyorsun!
Kardeşim kim bunlar?
Doğu Türkistanlı kardeşlerine yaşamayı haram eden, her bacımızın koynuna bir Çinli’yi sokan bu adamların göndermiş olduğu kimyasal sıvı sana sağlık mı verecek?
Sen kimsin? Türkistanlıya soykırım yapan, Türkiyeliye “soyun soylansın” mı diyecek?
Akıllı olun azıcık ya!
Hoca olsun, doktor olsun bu zehirleri savunan kimseye itibar etmeyin!
Gerekirse bir lokma ekmekle günü tamamlayın ama şu şüphelilerden kaçının!
GEREKİRSE ÖLÜN, AMA ALLAH'A FITRATINIZLA GİDİN!
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa, öylece sakının ve siz ancak müslümanlar olarak ölün.” (Ali İmran/102)
***
Leblebi gibi yutturulan haplar sizi daha mı iyi ediyor?
Yeni farkedilmiş..
Fersah fersah paylaşılıyor.
Bundan tam 2 sene önce titanyum dioksitin insan bedeninde biriktiğini, ve uzaktan yönetilmeye müsait bir hale getirip adeta anten görevi göreceğini yazdığımda bir çok kişi “komplo” demiş, eczacılar gülmüş, doktorlar ve psikologlar adeta linç ettirmişti.
Ne oldu?
Leblebi gibi yutturulan haplar sizi daha mı iyi ediyor?
Bu ahmaklıkla, bu daha iyi günlerimiz.
.
Yağmur (Mirzayeva) İbiç, dikGAZETE.com
Tedavi ediciliği kesin olmayan ilaçlar üzerinizde deneniyorsa, dünyada ilk defa kullanılacak bir teknolojiyle üretilen aşılar zorla dayatılıyorsa, ve bunların neticesinde başınıza bir iş gelse yargılanmamak için “muafiyet” isteniyorsa ve “otopsi” hakkınız da elinizden alınmışsa size ne yapmak istiyor olabilirler?
- Sizi daha sağlıklı bir insana dönüştürmek mi?
- Yoksa?!.
İşte tam olarak bu!
Senelerdir anlatamadığımız bir gerçekle baş başa kaldık sonunda!
Hem de öyle ki daha düne kadar bizi “aşı karşıtı” olmakla suçlayıp, üzerine bir de linç edenler bugün arkamıza gizlenir oldular.
Güvenmiyorlarmış!..
Doğar doğmaz yavrusuna vurdurduğu aşı Mekke'de üretiliyordu çünkü (!)
Sıra kendisine gelince aklı başına geldi.
Ölüm korkusu sardı tabi..
Kim korkmaz ki ölümden?
Senelerdir bas bas bağırıyordu Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz; “Çin zulmediyor, yataklarımıza kadar giriyorlar” diye.
Güvenmedik, itibar etmedik!..
Aşılarına, virüslerine itibar ettiğimiz kadar.
Sahi;
Ne oldu savaşlar?
“Covid arası” mı verdi işgal devletleri?
Yoksa artık biyolojik savaşlarla mı soykırıma geçildi?
Bizim millet anlamaz yine.
O kabak illa kendi başlarında patlayacak ki akledebilsinler.
Sırtınızda göz, ensenizde kuyruk çıkması mı lazım? Ya da “GORA” filminin sahnelerini mi yaşamalıyız?
(Gerçekten sinirden gülme aşamasındayım artık)
***
Kimseden sihirli bir iksir beklemeyin!
Kıymetli kardeşlerim; 20 Aralık'tan sonra “Facebook” ve “Instagram”da bir çok hesap kapatılacak. (..)
Şunu demek istiyorum; gün olur, herkes yalnız başına kalır ve kimse kimseye ulaşamazsa “Peygamberimiz ne yaptı ise onu yapın, neyden kaçtı ise ondan kaçın!”
Kimseden sihirli bir iksir beklemeyin!
Deccalin ateş gösterdiği su, su gösterdiği ateş olacak bunu iyi belleyin!
“İşitmiyor musunuz? Sade hayat imandandır!” Hadis-i Şerif’i gereğince sade yaşayın.
Bunu sadece “yamalı hırka giyip, yer minderinde oturmak” olarak algılamayın.
Yerken, içerken, şifa talep ederken, dertlerle boğuşurken sadelikten yana olun.
Kızına “helal jelibon” aramak, “Coca Cola”nın “İslami” olanını içmek(!), domuz pankreasından üretilen ilaçlarda şifa aramak, bilinçaltı terapistlerinin saçma-sapan ritüelleriyle dertlerinin gideceğini sanan bir Müslüman, bu Hadis’i hiç anlamamış demektir.
Bir misal vereceğim..
Mü’minlerin anneleri, şakalaşırken Hafsa annemiz, Sevde annemize “Ey Sevde, tek gözlü Deccal çıkmış!” dedi.
Bunun üzerine Sevde annemiz, korkudan titreyerek “Nereye saklanayım?” diye sorup, örümcek ağları dolu olan pislik içinde, bizim tabirimizle “kömürlük” gibi bir yere saklandı.
Efendimiz, teşrif ettiklerinde Aişe ve Hafsa annelerimiz gülmekten konuşamaz haldeydiler.
Şimdi bu hoş kıssayı niye anlattım!..
Sevde annemiz, Deccal'in çıktığını duyunca demedi ki; “Yahu daha İslam yeni geldi, ne deccali?” işitir işitmez tedbirini aldı!
Çünkü, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimizden böyle gördü!
“Daha ahir zaman değil, deccal bizi mi bulacak” demedi onlar!
Her daim, namazları ardından ondan korunma duaları okudular ve hep tedbirliydiler!
Şimdi; ahir zamanda, Ümmet olma şerefine nail olmuş bizlere ne oluyor da her önümüze sunulana atlıyoruz?
Aklımızı mı yitirdik Allah aşkına?
“Bilim şunu dedi” deniyor hop atlıyorsun, “bu aşılar iyi” deniyor bilmediğin ve içinde ne olduğunu asla bilemeyeceğin (patent gizliliği her içeriği yazdırmaz) bir kimyasal sıvıyı kanına zerk ettiriyorsun!
Kardeşim kim bunlar?
Doğu Türkistanlı kardeşlerine yaşamayı haram eden, her bacımızın koynuna bir Çinli’yi sokan bu adamların göndermiş olduğu kimyasal sıvı sana sağlık mı verecek?
Sen kimsin? Türkistanlıya soykırım yapan, Türkiyeliye “soyun soylansın” mı diyecek?
Akıllı olun azıcık ya!
Hoca olsun, doktor olsun bu zehirleri savunan kimseye itibar etmeyin!
Gerekirse bir lokma ekmekle günü tamamlayın ama şu şüphelilerden kaçının!
GEREKİRSE ÖLÜN, AMA ALLAH'A FITRATINIZLA GİDİN!
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa, öylece sakının ve siz ancak müslümanlar olarak ölün.” (Ali İmran/102)
***
Leblebi gibi yutturulan haplar sizi daha mı iyi ediyor?
Yeni farkedilmiş..
Fersah fersah paylaşılıyor.
Bundan tam 2 sene önce titanyum dioksitin insan bedeninde biriktiğini, ve uzaktan yönetilmeye müsait bir hale getirip adeta anten görevi göreceğini yazdığımda bir çok kişi “komplo” demiş, eczacılar gülmüş, doktorlar ve psikologlar adeta linç ettirmişti.
Ne oldu?
Leblebi gibi yutturulan haplar sizi daha mı iyi ediyor?
Bu ahmaklıkla, bu daha iyi günlerimiz.
.
Yağmur (Mirzayeva) İbiç, dikGAZETE.com