Son yaşananlar… FETÖ örgütleniyor, Türkiye kuşatılıyor, Millî Birlik zayıflatılıyor!.. Pekî biz ne yapmalıyız?
Son yaşananlar… FETÖ örgütleniyor, Türkiye kuşatılıyor, Millî Birlik zayıflatılıyor!.. Pekî biz ne yapmalıyız?
- 25-07-2022 01:19
- 2916
- 25-07-2022 01:19
- 2916
SON YAŞANANLAR…
FETÖ ÖRGÜTLENİYOR, TÜRKİYE KUŞATILIYOR, MİLLÎ BİRLİK ZAYIFLATILIYOR… PEKÎ BİZ NE YAPMALIYIZ?
Neler oluyor?
Kim? Ne maksatla? Ne zaman? Nerede? Nasıl? Ne yapıyor/ Yapacak/ Yapar?
15 Temmuz sonuçtur. FETÖ sürecin bir parçasıdır.
150 yılın, özellikle yoğunlaşmış 60 yılın sonucudur. Komünizmle Mücadele kılıfı ile başlatılmış, Nurculukla soslanmış, Milliyetçilik ve Dindarlıkla süslenmiş, yalan ve ihánetle zehirlenmiş ancak bu zehir, Milletimize yutturulmuş bir kukla örgüttür.
Kuklanın ipleri ABD’nin ve İngiliz Kraliçesi’nin elindedir.
FETÖ ile mücádele, maálesef menfaat zebunu kişilerce her yerde sulandırılmaktadır.
Düşünün KKK Personel Başkanlığı’ndan 10’a yakın subayın bir günde FETÖ’cü oldukları için polisçe alındığını...
Düşünün KKK İstihbarat Başkanlığı’na atanan tuğgeneralin FETÖ’den tutuklandığını…
Düşünün FETÖ’cü polisin, büyükelçi cinayetinden sonra yakın zamanda Rize Emniyet Müdürü’nü şehid ettiğini…
Yalanlarla dolu “Mavi Otobüs” diye bir film yapıyorlar. Bu medyada herkesçe konuşulup reklamı yapılıyor. Oysa TRT kaç tane bu konuda belgesel yaptı.
Hiçbiri hiçbir haber kanalında gündem dahi olmadı.
Yazıklar olsun diyorum sadece, yazıklar olsun. Dosta da düşmana da yazıklar olsun.
Üniversite, kurumların sınav ve muayene kurullarında yeniden FETÖ’cüler görev alıyor. Valiler, rektörler, emniyet, jandarma, MİT, adalet, sağduyulu STK yöneticileri ne yapar acaba?
Özellikle soruyorum personel, tayin ve istihbarat şubelere atayacak FETÖ’cü háinlerden başka kimse yok mu?
Yoksa bilerek mi görevlendiriyorsunuz?
Çok açık söylüyorum FETÖ İháneti, ülkeyi iç savaşa götürecek bir iç ve dış tehdittir.
Milletimiz buna fırsat vermez.
Bilin ki bu kez lákâyt davranan herkesin kanını emer. Herkes bunu böylece bilsin.
FETÖ ile mücádelede mutlaka bir üst kurul oluşturulmalıdır. Konunun ehli kişiler, samimi itirafçılardan istifáde edilmelidir. Emniyet, MİT ve Jandarma toplanan verileri tüm ayrıntısı ile incelemelidir.
Suriye’de ve Irak’ta neler oluyor peki?
Öncelikle Batı, ABD, İngiltere, Rusya ve İran’ın Suriye’de ne işi var?
Bu soruyu ülkede hepimiz siyasilere sormalıyız?
Türkiye, Suriye ve Irak politikalarını bu soru üzerinden değerlendirmelidir.
Türkiye sınır ötesi harekât planlıyor. Batı ayakta, Rus ayakta, İran ayakta, Arap ayakta…
İlginç!
Bu arada İran Diní Liderinin Türk Bayrağı olmayan bir odada, sádece İran Bayraklı bir ortamda Cumhurbaşkanımızı misafir etmesi ayrı bir saygısızlık. Kime ne mesaj veriyorsun? Kaddáfi’nin Merhum Erbakan Hocam’a yaptığı kabalık gibi. Türk Milleti ile duygu bağını kaybedenlerin sonu berbád oluyor. Bilsinler…
Peki Türkiye’yi kuşatmaya çalışanlar en büyük gücü nereden alıyorlar?
Temel sebebi ne biliyor musunuz?
Ülkemizin Millí Birliğindeki zaáfiyet.
Siyasetin güdümlü olması. Siyasete çok fazla girdinin olması. Halkımızdaki kafa karışıklığı…
Tüm bunlar Millî Güç’ü zaáfa uğratan iç zaáfiyetler.
Övündüğümüz Çanakkale Ruhu’na bakınız. İmán ile Vatan Sevgisi, Millí terbiye ve töre ile Devlete sadákât bir aradaydı.
Fedákârlık, gönüllü cepheye analarının kınası ile giden yiğit insanlar…
Şimdi bu ruhun ve o Yüce Gönüllü insanların yeniden ihyâsı için neler yapılmalı?
Herkes tanımını yapamadığı bir “Z Kuşağı”ndan söz ediyor. Bu kuşağın sorumlusu kim ya da kimler?
Önce aileler ve Z Kuşağı’nı yetiştiremeyen kuşak.
Sonra devlet!..
Devlet, Milletle kavgalı ya da milletin değerler sistemini kucaklamayan ideolojiler dayatamaz, dayatmamalı.
Bir dönem, Milleti dövmek için Kemalizm dayadılar. Olmadı. Hálá ısrarla zorluyorlar.
Birileri de Yüce dinimiz İslâm’ı beşerî bir ideoloji gibi sığ ve tabansız dayatmaya çalışıyor.
Sorarım size 1300 yıllık muhárip ve mücáhit bir millete içinde Millî ahlâkı, töre ve terbiyesi olmayan, Vatan Sevgisi olmayan, devlete sadákât olmayan bir İmân ve İslâm bilinci verilir mi?
Milletin değerlerini birbiri ile tartıştıran tüm zümreler eğer câhil değillerse bilin ki şáibeliler.
Araştırın altından mutlaka ihánetin tamámı ya da bir kısmı çıkar.
Ülkede Millî Birliğin niteliği ve muhtevası için Psikolojik Harp/Harekât faaliyetlerinin koordinasyonu ve fikir birliği, söz birliği icábeder.
Gaspıralı Ata gibi “DİLDE -SÖZDE, SÖYLEMDE-, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK” işin temelidir.
Ayrıca Psikolojik Harp/Harekât alanındaki zaáfiyetimiz her yerde karşımıza çıkmaktadır.
Málum Kuzey Irak’ta Kürt soydaşlarımızın mahallesine havan atıldı. Irak Hükümeti, Batı, ABD ve İran söz birliği etmişçesine Türkiye’yi suçladılar.
Irak Hükümeti, MİSİLLEME hakkını saklı tuttuklarını söyledi.
İran’a yakın bir Iraklı grup, “Irak’ta Türkiye’ye karşı direniş başlayacak.” dedi.
Bağdat’ta ilk kez Türk Bayrağı yakıldı. Yas ilan edildi.
Diyarbakır Barosu, Mehmetçik’e iftira attı, Batı Basını ile…
ABD ve İngiltere “TSK’nin topçu atışı endişe verici!” dediler.
Bölgede, Irak’ın her yerinde ABD ve İngiliz birlikleri yok mu?
Kızılderili Atalarımızın Atasözü değil mi? “Derede iki balık kavga ediyorsa bilin ki oradan uzun bacak (İngiliz) geçmiştir.” diye.
Neden şüpheli Türkiye?
Pekí Türkiye ne yaptı?
Dışişleri “TSK’ne sorduk, biz yapmadık, PKK yaptı. Araştırıyoruz.” dedi.
Allah aşkına bu mudur?
Türkiye en üst seviyede neden başsağlığı dilemez?
Büyükelçi neden hemen Irak Cumhurbaşkanı’na táziyemizi iletmez?
Erbil Konsolosu neden vefât eden aileler için başsağlığı dilemez, gerekirse bölgede Kur’ánı-ı Kerim okutmaz?
Medeniyet Coğrafyamızdaki saygınlığımız için 6-7 milyon mülteciye bakıyoruz da aynı kaygı için neden böyle sığ ve yavan davranıyoruz?
Bölge akrabalarımızdır, bölge Misák-ı Millí’dir, bölge dindaş ve soydaşlarımızdır.
Sorumluluğuna ülkenin Psikolojik Harp/Harekât görevi verilen İletişim Başkanı’na soralım.
Klasik kalem efendileri ile Psikolojik Harp/Harekât faaliyetleri yürür mü?
TSK’nde P/H eğitimli ve FETÖ’cü hainlerin kapattığı Bilgi Destek birliklerinde çalışan çok değerli subaylar var. Bunlardan yararlanıyor musunuz?
Mevcut TMK yani kuruluşunuzla Psikolojik Harp/Harekât faaliyetleri yürür mü?
Operasyonel unsuru olmayan P/H faaliyeti olur mu?
Devletin en tepesindesiniz.
Milli mefkûre üretme adına ne yapıyorsunuz?
Milli hedefleriniz var mı?
Varsa bakanlıklar ve icra organları ile nasıl ve hangi genel müdürünüzle koordine ediyorsunuz?
15 Temmuz Kutlama koordinasyonunuzu duyduk. Sevindik. P/H faaliyetleri kutlamalardan mı ibârettir?
Yurtiçi, yurtdışı birçok sorumluluklar var.
Bunların koordinasyonunu yapıyor musunuz?
Mesela Cumhurbaşkanımız Bakü’de “Bir milletin dışarıda bir tane diasporası olur. Öyle Özbek diasporası, Kazak, Kırgız, Azeri vd. diasporası olmaz. Türk diasporası olmalı.” demişti.
Bu konuda bir çalışmanız var mı?
Diasporada birlik, Büyük Birliğimizin ilk değerli aşaması ve mayasıdır.
Sanırım idrâk ediyorsunuzdur.
Cumhurbaşkanımız “Ben ne Şii’yim ne de Sünnî, ben Müslümanım.” demişti.
Diyanet başta olmak üzere, Milli eğitim, cemaat, tarikat yapıları ve ilgili STK’nı izleyip yönlendiriyor musunuz?
Yurt dışına gidecek personeli Milli hedefler ve amaçlar doğrultusunda ülkemizi temsili için kursa alıyor musunuz?
Bu adamlar ülkemizi yurtdışında nasıl temsil ediyorlar?
Denetim mekanizmanız ve bilgi kaynaklarınız var mı?
Ülke güvenliğini ve bekâmızı MİT, TSK, İçişleri, MGK, MEB, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, STK ile koordine ediyor musunuz?
Mültecilerin eğitim ve topluma kazandırılması, geriye dönenlerin Türkiye’mize müzáhir olması için bir eğitim ve programınız var mı?
Yurtdışı Türkler, akraba topluluklar, medeniyet coğrafyamıza dönük hedeflerimiz nelerdir?
İlgili icracılara talimâtınız var mı?
FETÖ başta olmak üzere, her türlü ihanet ve bölücülüğe karşı Milli söylemlerimiz ve beyanlarımızı belirlediniz mi?
Sosyal medyada nasıl mücadele ediyorsunuz?
“Yandaş medya” dahil, medyada her gün muhalefet konuşuluyor.
Muhalefet hiçbir şey yapmıyor olmalarına rağmen sürekli gündemde kalıyor.
Siz mi böyle planlıyorsunuz?
Sınır ötesi operasyona katılan Mehmetçiklere dönük, harekât alanında kalan sivillere dönük bir çalışmanız var mı?
Mehmetçiğin morale, sivillerin iknâ edilmeye ihtiyacı var.
STK’nın faaliyetlerine katkı sağlıyor musunuz?
Yardım faaliyetlerini, yardım şekli ve yerlerini, ülkemizin yurt dışında ve mahallinde temsil şekli ile ilgili bir çalışmanız var mı?
Afet bölgesinde Cumhurbaşkanımıza çayı siz mi dağıttırdınız?
…
Daha çok soru var da…
Son olarak tüm Millí Cephenin insanlarına ve Cumhur İttifákı mensuplarına!..
2023 Seçimleri ve seçim sonuçları, ülkenin geleceği sizi ne kadar kaygılandırıyor?
Neyse…
Değerli Dostlar.
Ülkemizin ve Medeniyet Coğrafyamızın en büyük düşmanı bölücülüktür.
Mikromilliyetçilik, unsuriyetçilik, mezhep-tarikat bölücülüğü, siyasi hizipleşme en başta gelen düşmanlarımızdır.
Bu düşmanlar milletimizin narkozlanmasında emperyal gücün elindeki en büyük zayıflığımızdır.
Bu düşmanları yenmek, zayıflıklarımızdan kurtulmaktan başka çaremiz yoktur.
Televizyonlar başta olmak üzere, medya, eğitim sistemimiz maalesef zayıflıklarımızı büyütmektedir.
Halkımız siyasete, tarikat-cemaat yapılarına, bölücülüğe alet olmayacak bilinçle davranmalıdır. Bu hepimize borçtur.
Tüm Türk Dünyası ve Ümmet Coğrafyası ádetá ayçiçeğinin güneşe döndüğü gibi Türkiye’ye dönmüştür. Bu mes’ûliyet de halkımıza anlatılmalıdır.
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-
SON YAŞANANLAR…
FETÖ ÖRGÜTLENİYOR, TÜRKİYE KUŞATILIYOR, MİLLÎ BİRLİK ZAYIFLATILIYOR… PEKÎ BİZ NE YAPMALIYIZ?
Neler oluyor?
Kim? Ne maksatla? Ne zaman? Nerede? Nasıl? Ne yapıyor/ Yapacak/ Yapar?
15 Temmuz sonuçtur. FETÖ sürecin bir parçasıdır.
150 yılın, özellikle yoğunlaşmış 60 yılın sonucudur. Komünizmle Mücadele kılıfı ile başlatılmış, Nurculukla soslanmış, Milliyetçilik ve Dindarlıkla süslenmiş, yalan ve ihánetle zehirlenmiş ancak bu zehir, Milletimize yutturulmuş bir kukla örgüttür.
Kuklanın ipleri ABD’nin ve İngiliz Kraliçesi’nin elindedir.
FETÖ ile mücádele, maálesef menfaat zebunu kişilerce her yerde sulandırılmaktadır.
Düşünün KKK Personel Başkanlığı’ndan 10’a yakın subayın bir günde FETÖ’cü oldukları için polisçe alındığını...
Düşünün KKK İstihbarat Başkanlığı’na atanan tuğgeneralin FETÖ’den tutuklandığını…
Düşünün FETÖ’cü polisin, büyükelçi cinayetinden sonra yakın zamanda Rize Emniyet Müdürü’nü şehid ettiğini…
Yalanlarla dolu “Mavi Otobüs” diye bir film yapıyorlar. Bu medyada herkesçe konuşulup reklamı yapılıyor. Oysa TRT kaç tane bu konuda belgesel yaptı.
Hiçbiri hiçbir haber kanalında gündem dahi olmadı.
Yazıklar olsun diyorum sadece, yazıklar olsun. Dosta da düşmana da yazıklar olsun.
Üniversite, kurumların sınav ve muayene kurullarında yeniden FETÖ’cüler görev alıyor. Valiler, rektörler, emniyet, jandarma, MİT, adalet, sağduyulu STK yöneticileri ne yapar acaba?
Özellikle soruyorum personel, tayin ve istihbarat şubelere atayacak FETÖ’cü háinlerden başka kimse yok mu?
Yoksa bilerek mi görevlendiriyorsunuz?
Çok açık söylüyorum FETÖ İháneti, ülkeyi iç savaşa götürecek bir iç ve dış tehdittir.
Milletimiz buna fırsat vermez.
Bilin ki bu kez lákâyt davranan herkesin kanını emer. Herkes bunu böylece bilsin.
FETÖ ile mücádelede mutlaka bir üst kurul oluşturulmalıdır. Konunun ehli kişiler, samimi itirafçılardan istifáde edilmelidir. Emniyet, MİT ve Jandarma toplanan verileri tüm ayrıntısı ile incelemelidir.
Suriye’de ve Irak’ta neler oluyor peki?
Öncelikle Batı, ABD, İngiltere, Rusya ve İran’ın Suriye’de ne işi var?
Bu soruyu ülkede hepimiz siyasilere sormalıyız?
Türkiye, Suriye ve Irak politikalarını bu soru üzerinden değerlendirmelidir.
Türkiye sınır ötesi harekât planlıyor. Batı ayakta, Rus ayakta, İran ayakta, Arap ayakta…
İlginç!
Bu arada İran Diní Liderinin Türk Bayrağı olmayan bir odada, sádece İran Bayraklı bir ortamda Cumhurbaşkanımızı misafir etmesi ayrı bir saygısızlık. Kime ne mesaj veriyorsun? Kaddáfi’nin Merhum Erbakan Hocam’a yaptığı kabalık gibi. Türk Milleti ile duygu bağını kaybedenlerin sonu berbád oluyor. Bilsinler…
Peki Türkiye’yi kuşatmaya çalışanlar en büyük gücü nereden alıyorlar?
Temel sebebi ne biliyor musunuz?
Ülkemizin Millí Birliğindeki zaáfiyet.
Siyasetin güdümlü olması. Siyasete çok fazla girdinin olması. Halkımızdaki kafa karışıklığı…
Tüm bunlar Millî Güç’ü zaáfa uğratan iç zaáfiyetler.
Övündüğümüz Çanakkale Ruhu’na bakınız. İmán ile Vatan Sevgisi, Millí terbiye ve töre ile Devlete sadákât bir aradaydı.
Fedákârlık, gönüllü cepheye analarının kınası ile giden yiğit insanlar…
Şimdi bu ruhun ve o Yüce Gönüllü insanların yeniden ihyâsı için neler yapılmalı?
Herkes tanımını yapamadığı bir “Z Kuşağı”ndan söz ediyor. Bu kuşağın sorumlusu kim ya da kimler?
Önce aileler ve Z Kuşağı’nı yetiştiremeyen kuşak.
Sonra devlet!..
Devlet, Milletle kavgalı ya da milletin değerler sistemini kucaklamayan ideolojiler dayatamaz, dayatmamalı.
Bir dönem, Milleti dövmek için Kemalizm dayadılar. Olmadı. Hálá ısrarla zorluyorlar.
Birileri de Yüce dinimiz İslâm’ı beşerî bir ideoloji gibi sığ ve tabansız dayatmaya çalışıyor.
Sorarım size 1300 yıllık muhárip ve mücáhit bir millete içinde Millî ahlâkı, töre ve terbiyesi olmayan, Vatan Sevgisi olmayan, devlete sadákât olmayan bir İmân ve İslâm bilinci verilir mi?
Milletin değerlerini birbiri ile tartıştıran tüm zümreler eğer câhil değillerse bilin ki şáibeliler.
Araştırın altından mutlaka ihánetin tamámı ya da bir kısmı çıkar.
Ülkede Millî Birliğin niteliği ve muhtevası için Psikolojik Harp/Harekât faaliyetlerinin koordinasyonu ve fikir birliği, söz birliği icábeder.
Gaspıralı Ata gibi “DİLDE -SÖZDE, SÖYLEMDE-, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK” işin temelidir.
Ayrıca Psikolojik Harp/Harekât alanındaki zaáfiyetimiz her yerde karşımıza çıkmaktadır.
Málum Kuzey Irak’ta Kürt soydaşlarımızın mahallesine havan atıldı. Irak Hükümeti, Batı, ABD ve İran söz birliği etmişçesine Türkiye’yi suçladılar.
Irak Hükümeti, MİSİLLEME hakkını saklı tuttuklarını söyledi.
İran’a yakın bir Iraklı grup, “Irak’ta Türkiye’ye karşı direniş başlayacak.” dedi.
Bağdat’ta ilk kez Türk Bayrağı yakıldı. Yas ilan edildi.
Diyarbakır Barosu, Mehmetçik’e iftira attı, Batı Basını ile…
ABD ve İngiltere “TSK’nin topçu atışı endişe verici!” dediler.
Bölgede, Irak’ın her yerinde ABD ve İngiliz birlikleri yok mu?
Kızılderili Atalarımızın Atasözü değil mi? “Derede iki balık kavga ediyorsa bilin ki oradan uzun bacak (İngiliz) geçmiştir.” diye.
Neden şüpheli Türkiye?
Pekí Türkiye ne yaptı?
Dışişleri “TSK’ne sorduk, biz yapmadık, PKK yaptı. Araştırıyoruz.” dedi.
Allah aşkına bu mudur?
Türkiye en üst seviyede neden başsağlığı dilemez?
Büyükelçi neden hemen Irak Cumhurbaşkanı’na táziyemizi iletmez?
Erbil Konsolosu neden vefât eden aileler için başsağlığı dilemez, gerekirse bölgede Kur’ánı-ı Kerim okutmaz?
Medeniyet Coğrafyamızdaki saygınlığımız için 6-7 milyon mülteciye bakıyoruz da aynı kaygı için neden böyle sığ ve yavan davranıyoruz?
Bölge akrabalarımızdır, bölge Misák-ı Millí’dir, bölge dindaş ve soydaşlarımızdır.
Sorumluluğuna ülkenin Psikolojik Harp/Harekât görevi verilen İletişim Başkanı’na soralım.
Klasik kalem efendileri ile Psikolojik Harp/Harekât faaliyetleri yürür mü?
TSK’nde P/H eğitimli ve FETÖ’cü hainlerin kapattığı Bilgi Destek birliklerinde çalışan çok değerli subaylar var. Bunlardan yararlanıyor musunuz?
Mevcut TMK yani kuruluşunuzla Psikolojik Harp/Harekât faaliyetleri yürür mü?
Operasyonel unsuru olmayan P/H faaliyeti olur mu?
Devletin en tepesindesiniz.
Milli mefkûre üretme adına ne yapıyorsunuz?
Milli hedefleriniz var mı?
Varsa bakanlıklar ve icra organları ile nasıl ve hangi genel müdürünüzle koordine ediyorsunuz?
15 Temmuz Kutlama koordinasyonunuzu duyduk. Sevindik. P/H faaliyetleri kutlamalardan mı ibârettir?
Yurtiçi, yurtdışı birçok sorumluluklar var.
Bunların koordinasyonunu yapıyor musunuz?
Mesela Cumhurbaşkanımız Bakü’de “Bir milletin dışarıda bir tane diasporası olur. Öyle Özbek diasporası, Kazak, Kırgız, Azeri vd. diasporası olmaz. Türk diasporası olmalı.” demişti.
Bu konuda bir çalışmanız var mı?
Diasporada birlik, Büyük Birliğimizin ilk değerli aşaması ve mayasıdır.
Sanırım idrâk ediyorsunuzdur.
Cumhurbaşkanımız “Ben ne Şii’yim ne de Sünnî, ben Müslümanım.” demişti.
Diyanet başta olmak üzere, Milli eğitim, cemaat, tarikat yapıları ve ilgili STK’nı izleyip yönlendiriyor musunuz?
Yurt dışına gidecek personeli Milli hedefler ve amaçlar doğrultusunda ülkemizi temsili için kursa alıyor musunuz?
Bu adamlar ülkemizi yurtdışında nasıl temsil ediyorlar?
Denetim mekanizmanız ve bilgi kaynaklarınız var mı?
Ülke güvenliğini ve bekâmızı MİT, TSK, İçişleri, MGK, MEB, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, STK ile koordine ediyor musunuz?
Mültecilerin eğitim ve topluma kazandırılması, geriye dönenlerin Türkiye’mize müzáhir olması için bir eğitim ve programınız var mı?
Yurtdışı Türkler, akraba topluluklar, medeniyet coğrafyamıza dönük hedeflerimiz nelerdir?
İlgili icracılara talimâtınız var mı?
FETÖ başta olmak üzere, her türlü ihanet ve bölücülüğe karşı Milli söylemlerimiz ve beyanlarımızı belirlediniz mi?
Sosyal medyada nasıl mücadele ediyorsunuz?
“Yandaş medya” dahil, medyada her gün muhalefet konuşuluyor.
Muhalefet hiçbir şey yapmıyor olmalarına rağmen sürekli gündemde kalıyor.
Siz mi böyle planlıyorsunuz?
Sınır ötesi operasyona katılan Mehmetçiklere dönük, harekât alanında kalan sivillere dönük bir çalışmanız var mı?
Mehmetçiğin morale, sivillerin iknâ edilmeye ihtiyacı var.
STK’nın faaliyetlerine katkı sağlıyor musunuz?
Yardım faaliyetlerini, yardım şekli ve yerlerini, ülkemizin yurt dışında ve mahallinde temsil şekli ile ilgili bir çalışmanız var mı?
Afet bölgesinde Cumhurbaşkanımıza çayı siz mi dağıttırdınız?
…
Daha çok soru var da…
Son olarak tüm Millí Cephenin insanlarına ve Cumhur İttifákı mensuplarına!..
2023 Seçimleri ve seçim sonuçları, ülkenin geleceği sizi ne kadar kaygılandırıyor?
Neyse…
Değerli Dostlar.
Ülkemizin ve Medeniyet Coğrafyamızın en büyük düşmanı bölücülüktür.
Mikromilliyetçilik, unsuriyetçilik, mezhep-tarikat bölücülüğü, siyasi hizipleşme en başta gelen düşmanlarımızdır.
Bu düşmanlar milletimizin narkozlanmasında emperyal gücün elindeki en büyük zayıflığımızdır.
Bu düşmanları yenmek, zayıflıklarımızdan kurtulmaktan başka çaremiz yoktur.
Televizyonlar başta olmak üzere, medya, eğitim sistemimiz maalesef zayıflıklarımızı büyütmektedir.
Halkımız siyasete, tarikat-cemaat yapılarına, bölücülüğe alet olmayacak bilinçle davranmalıdır. Bu hepimize borçtur.
Tüm Türk Dünyası ve Ümmet Coğrafyası ádetá ayçiçeğinin güneşe döndüğü gibi Türkiye’ye dönmüştür. Bu mes’ûliyet de halkımıza anlatılmalıdır.
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-