Spor hizmetini ihmal eden belediyeler ve… -2-

Spor hizmetini ihmal eden belediyeler ve… -2-

"İki günü eşit olan ziyandadır" Hadis-i Şerifi ile dikkat kesildiğimiz, ülkemize yönelik şer güçlerin (PKK, PYD, DAEŞ, FETÖ) sinsi plan ve hain saldırılarına şahit olduğumuz şu günlerde, yapacak daha çok görev ve sorumluğumuzun olduğunun bilincindeyiz. 

Her bir olay esnasında burukluk ve üzüntü bir yere kadar oluyor. 

Daha ötesi ise zaman zaman unutuluyor. 

İşte o unutulan görev ve sorumluluk, yeni kaygıyla birlikte istenmeyen olayları da beraberinde getiriyor. 

‘Belediyeler; engelliler ve sporun neresinde’ diye sorarken “Spor hizmetini ihmal eden belediyeler ve…” başlığı altındaki yazımızın ikinci bölümü ile siz değerli okuyucularımızla buluşuyoruz.

Bizlere bugünleri gösteren yüce Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Yapmamız gereken ise, Yaratana karşı kulluk görevimiz. Görev dediğimizde, üzerimize düşen, bizi mesleğimiz icabı çepeçevre saran ‘spor’ konusu. 

Öyle ise bu sorumluluk konusunu her defasında yazmak ve dillendirmek adeta boynumuzun borcu. ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’ hadisi şerifi ve hesap gününü düşündüğümüzde, sorumluluğumuz daha da artmakta…  

HAYIR PEŞİNDE KOŞAN YÖNETİCİLER ŞART

Gerek kamu gerekse yerel yönetim dediğimiz belediyeler, engelli veya engelsiz, her vatandaşa hizmet götürmek gibi zorunluluğu var. 

Bunu ne kadar yerine getiriyor tartışılır belki ama, tartışılmayan bir konu var ki sergilenen icraatlar. 

‘Sizin en hayırlınız insanlara en faydalı olanınızdır’ hadis-i şerifi de insana verilen değeri ortaya koymaktadır. 

Öyle ise bize düşen bu sorumluluğu görevi yerine getirmek. 

Önceki yazımızda, gerek kamu gerekse mahalli idarelerde vatandaşın diğer hizmetlerde olduğu gibi spor konusunda vatandaşın alacağı hizmet ilgili kanunla düzenlenmiş. 

Bu yaptırımın kağıt üzerinde hiçbir eksiği yok, maşallah. İş uygulamaya geldiğinde, işte orada kişisel, keyfi istek ve arzular devreye girer. 

1982 Anayasasının ilgili (58 ve 59) maddelerinde, Gençlik ve Sporbaşlığı altındaki hükümler-mesajlar gayet açık net; ‘Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.’ Nokta. 

İşimize gelmediği içinya tartışmaya açıyor veya duymamazlığa geliyoruz…

SPORDA DA MİLLİ SEFERBERLİK BAŞLATILMALI

Belediyeler konusuna gelince. 

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin refah, huzur ve gelişmişliğinin önünde en büyük engel olan teröre karşı ‘Milli Seferberlik…’ ilan ederken, bu ülkenin bir ferdi olarak bizler bu mücadelenin içerisinde yer almayarak vebal mi ödeyeceğiz. 

Allah muhafaza. 

Öyle ise herkes üstlendiği görevi layıkıyla yerine getirmeli. 

Kendimiz adam olmaz isek, işte o zaman fitne-fesat kol gezer Allah muhafaza. 

Burada görev madem hepimize düşüyor, yazdığımız her bir görüşün arkasındayız. 

Yazdıklarımız veya sporun başka konularında, bilgilendirme veya çalışmalara katkı bakımından bizden bir yardım talep edildiği takdirde, gönüllü olarak seve seve koşarız, Allah’ın izniyle. 

Teröre karşı nasıl ki ‘Milli Seferberlik’ içindeyiz, aynı şekilde toplumun temelini oluşturan bireylerin sosyal kaynaşma, sağlıklı ve zinde kalmaları için spora teşvik etmek gerekiyor. 

İşte o zaman insanların saha bilinçli yaşamaya bağlı olarak sağlıklı, suç unsuru olan adli vakalarda uzak toplumun bireyleri olmaya  katkı sağlayacaktır. 

İşte burada devlet kadar yerel yönetimler de devreye girmekte… 

ÇIKARILAN HİÇBİR KANUNU KEYFİYETE BIRAKMAMALI 

Belediyeler ve Spor konusunda bilgilenmek ve çalışmak istenler için, Seçkin Yayınlarından çıkan ‘Değişik Yönleriyle Yerelleşme’ kitabında, Güner Ekinci, Yusuf Arıkan ve Ercan Karaoğlu imzasını taşıyan ‘Yerel Yönetimler ve Spor’ başlıklı makaleden, bizler gibi onlar da yararlanabilirler. 

Gerek tesisleşme gerekse spor hizmetleri açısından belediyeler kanunlarında bu maddeler çok açık ve net. 

Problem ise, uygulamaların denetimden, sorgulamadan uzak keyfiyete bırakılması. 

Onlardan sadece bir tanesi 2013 yılında çıkarılan kanun ile büyükşehir dışında ilçe belediyelerinde spor müdürlükleri kurabilme yetkisi. 

O müdürlerin de başına sporda liyakat, ehliyet ve sadakatli kişiler getirilmek şartı taşıması. 

Aksi takdirde Kur’an-ı Kerim’de ‘İşi ehline verin’ emrini yerine getirilmemiş olunur ki, Allah muhafaza. 

Spor müdürlükleri bihaber, sporun daha ne manaya geldiğini bilmeyen, işine gelmeyen anlayışa sahip demek. 

Bunları ilgili merciler uyarmalı. 

Örneğin, Marmara Belediyeler Birliği Başkanı'nın kendi bölgesinde bu görevi kimin aksattığını tespit etmesi zor olmayacak! 

Daha önceki yazımızda belirttiğimiz gibi bir ilçemizde yüzme havuzları ve spor salonları varken, hemen yanı başındaki ilçede hiç tesis yok. 

Bu da çıkarılan kanunların keyfiyete bırakılmaması gerektiğinin önemini ortaya koyuyor.

Tüm bu hizmetler, yerine getirildiği takdirde, yapılan hizmetler, toplumun ayrılmaz bir parçası olan engelli vatandaşlarımızın da faydasına olacaktır…

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

"İki günü eşit olan ziyandadır" Hadis-i Şerifi ile dikkat kesildiğimiz, ülkemize yönelik şer güçlerin (PKK, PYD, DAEŞ, FETÖ) sinsi plan ve hain saldırılarına şahit olduğumuz şu günlerde, yapacak daha çok görev ve sorumluğumuzun olduğunun bilincindeyiz. 

Her bir olay esnasında burukluk ve üzüntü bir yere kadar oluyor. 

Daha ötesi ise zaman zaman unutuluyor. 

İşte o unutulan görev ve sorumluluk, yeni kaygıyla birlikte istenmeyen olayları da beraberinde getiriyor. 

‘Belediyeler; engelliler ve sporun neresinde’ diye sorarken “Spor hizmetini ihmal eden belediyeler ve…” başlığı altındaki yazımızın ikinci bölümü ile siz değerli okuyucularımızla buluşuyoruz.

Bizlere bugünleri gösteren yüce Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Yapmamız gereken ise, Yaratana karşı kulluk görevimiz. Görev dediğimizde, üzerimize düşen, bizi mesleğimiz icabı çepeçevre saran ‘spor’ konusu. 

Öyle ise bu sorumluluk konusunu her defasında yazmak ve dillendirmek adeta boynumuzun borcu. ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’ hadisi şerifi ve hesap gününü düşündüğümüzde, sorumluluğumuz daha da artmakta…  

HAYIR PEŞİNDE KOŞAN YÖNETİCİLER ŞART

Gerek kamu gerekse yerel yönetim dediğimiz belediyeler, engelli veya engelsiz, her vatandaşa hizmet götürmek gibi zorunluluğu var. 

Bunu ne kadar yerine getiriyor tartışılır belki ama, tartışılmayan bir konu var ki sergilenen icraatlar. 

‘Sizin en hayırlınız insanlara en faydalı olanınızdır’ hadis-i şerifi de insana verilen değeri ortaya koymaktadır. 

Öyle ise bize düşen bu sorumluluğu görevi yerine getirmek. 

Önceki yazımızda, gerek kamu gerekse mahalli idarelerde vatandaşın diğer hizmetlerde olduğu gibi spor konusunda vatandaşın alacağı hizmet ilgili kanunla düzenlenmiş. 

Bu yaptırımın kağıt üzerinde hiçbir eksiği yok, maşallah. İş uygulamaya geldiğinde, işte orada kişisel, keyfi istek ve arzular devreye girer. 

1982 Anayasasının ilgili (58 ve 59) maddelerinde, Gençlik ve Sporbaşlığı altındaki hükümler-mesajlar gayet açık net; ‘Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.’ Nokta. 

İşimize gelmediği içinya tartışmaya açıyor veya duymamazlığa geliyoruz…

SPORDA DA MİLLİ SEFERBERLİK BAŞLATILMALI

Belediyeler konusuna gelince. 

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin refah, huzur ve gelişmişliğinin önünde en büyük engel olan teröre karşı ‘Milli Seferberlik…’ ilan ederken, bu ülkenin bir ferdi olarak bizler bu mücadelenin içerisinde yer almayarak vebal mi ödeyeceğiz. 

Allah muhafaza. 

Öyle ise herkes üstlendiği görevi layıkıyla yerine getirmeli. 

Kendimiz adam olmaz isek, işte o zaman fitne-fesat kol gezer Allah muhafaza. 

Burada görev madem hepimize düşüyor, yazdığımız her bir görüşün arkasındayız. 

Yazdıklarımız veya sporun başka konularında, bilgilendirme veya çalışmalara katkı bakımından bizden bir yardım talep edildiği takdirde, gönüllü olarak seve seve koşarız, Allah’ın izniyle. 

Teröre karşı nasıl ki ‘Milli Seferberlik’ içindeyiz, aynı şekilde toplumun temelini oluşturan bireylerin sosyal kaynaşma, sağlıklı ve zinde kalmaları için spora teşvik etmek gerekiyor. 

İşte o zaman insanların saha bilinçli yaşamaya bağlı olarak sağlıklı, suç unsuru olan adli vakalarda uzak toplumun bireyleri olmaya  katkı sağlayacaktır. 

İşte burada devlet kadar yerel yönetimler de devreye girmekte… 

ÇIKARILAN HİÇBİR KANUNU KEYFİYETE BIRAKMAMALI 

Belediyeler ve Spor konusunda bilgilenmek ve çalışmak istenler için, Seçkin Yayınlarından çıkan ‘Değişik Yönleriyle Yerelleşme’ kitabında, Güner Ekinci, Yusuf Arıkan ve Ercan Karaoğlu imzasını taşıyan ‘Yerel Yönetimler ve Spor’ başlıklı makaleden, bizler gibi onlar da yararlanabilirler. 

Gerek tesisleşme gerekse spor hizmetleri açısından belediyeler kanunlarında bu maddeler çok açık ve net. 

Problem ise, uygulamaların denetimden, sorgulamadan uzak keyfiyete bırakılması. 

Onlardan sadece bir tanesi 2013 yılında çıkarılan kanun ile büyükşehir dışında ilçe belediyelerinde spor müdürlükleri kurabilme yetkisi. 

O müdürlerin de başına sporda liyakat, ehliyet ve sadakatli kişiler getirilmek şartı taşıması. 

Aksi takdirde Kur’an-ı Kerim’de ‘İşi ehline verin’ emrini yerine getirilmemiş olunur ki, Allah muhafaza. 

Spor müdürlükleri bihaber, sporun daha ne manaya geldiğini bilmeyen, işine gelmeyen anlayışa sahip demek. 

Bunları ilgili merciler uyarmalı. 

Örneğin, Marmara Belediyeler Birliği Başkanı'nın kendi bölgesinde bu görevi kimin aksattığını tespit etmesi zor olmayacak! 

Daha önceki yazımızda belirttiğimiz gibi bir ilçemizde yüzme havuzları ve spor salonları varken, hemen yanı başındaki ilçede hiç tesis yok. 

Bu da çıkarılan kanunların keyfiyete bırakılmaması gerektiğinin önemini ortaya koyuyor.

Tüm bu hizmetler, yerine getirildiği takdirde, yapılan hizmetler, toplumun ayrılmaz bir parçası olan engelli vatandaşlarımızın da faydasına olacaktır…

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com