Suriye’nin engelli çocuklarına Türkiye, sporla da kol kanat geriyor

Suriye’nin engelli çocuklarına Türkiye, sporla da kol kanat geriyor

İslam Coğrafyası ve Müslümanlar’a karşı yapılan haçlı, siyonist ve ırkçı saldırılar, göz ardı edilmemesi gereken önemli bir gerçek.

İnsan olarak, bu saldırılar sonucunda mağdur-sefalet durumuna düşen mazlumlar için ne yaptığımız, yapmamız gerekenler bizim vicdani sorumluluğumuz gerçeğini kabullenmemiz, ona göre de harekete geçmemiz gerekiyor. 

Geçmişte Afganistan, Bosna ve Irak

Bugün ise katliamların bir benzeri Suriye’de yaşanıyor. 

Zalimin ateşinden-zulmünden uzaklaşmak isteyen muhacirlere ensar olabilmek için Türkiye’nin attığı adımların dünyada bir eşi ve benzeri yok. 

Daha fazla ocak sönmesin, daha fazla gözyaşı dökülmemesi ve insanlığın ölmemesi için, ateş hattında sıcak çatışmaya girip, hain pusularla şehit düşen ve hain saldırı sonucu yaralanan askerlerimiz var. Eşine az rastlanır bir özveri ve insanlık örneği…

Milli ve manevi değerleri gereği, muhacirlere ensar olmaya çalışan, Türkiye’ye sığınan Suriyeli vatandandaşların arasında engelli ve bakıma ihtiyacı olan vatandaşlar da yer almaktadır. 

Kendi anlayışında olmayana yaşama hakkı tanımayan haçlı ve siyonist anlayıştan kaçarak ülkemize sığınanlara karşı, inanç ve tarihsel sürecinden aldığı feyz ile yaşama ve yaşatma, merhamet duygularıya kol kanat olunuyor. 

Evinden, yurdundan zorla gönderilen çocuk, yaşlı ve her yaştaki insan için, kamunun ilgili birimleri tarafından adeta seferberlik ilan edilmiş durumda. 

Kimin ne olacağı konusunda garanti veremediği bir zaman diliminde, insanlığın önemli bir imtihandan geçtiği bir süreç yaşıyoruz. 

Bu imtihandan hareketle, Suriyeli bedensel ve zihinsel engelli çocuklar için yapılması gerekenler konusundan hareketle, farklı sosyal ve sportif faaliyetler düzenlenmektedir…

Yapılan organizasyon sayesinde, savaştan etkilenen insanlara adeta bir ilaç-merhem olunmaya çalışılıyor. 

Her birimizin “mazlumlar için ne yapabiliriz” diye düşünmesi gereken süreçte, harekete geçen ve yararlı işlere imza atan kurum ve kuruluşlar dikkat çekiyor. 

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin savaş mağdurları için yaptığı çalışmalar da bunlardan biri. 

Belediyenin, Engelliler Koordinasyon Merkezi’nde bedensel ve zihinsel engelliler için gerçekleştirlen Türkçe dersi, bilgisayar ve bağımsız yaşama becerileri kursları sayesinde, iç savaştan kaçan ve Türkiye’ye sığınan dezavantajlı gruba, daha fazla mağduriyet yaşamamaları için destek sağlanıyor. 

Bu sayede, savaş mağduru insanların yalnız olmadıklarını, sosyal beceri ve imkanlarla topluma kazandırılması hususunda örnek çalışma sunmuş oluyorlar. 

Yetkililerin, kardeşlik bağının temeli ve sürdürülebilirlik içeren çalışmalarını, Proje Sorumlusu Casım Akbalık şöyle özetliyor;

“3 ay gibi kısa bir sürede çok önemli bir gelişme kaydettik. Artık oyun parkını ve spor salonunu diğer Türk öğrencilerle birlikte kullanıyorlar, onların katıldığı bazı kurslara da katılıp kaynaşıyorlar. Bizim buradaki amacımız, Suriyeli öğrencilerin sosyalleşmesi ve ülkelerine döndüklerinde daha aktif olmalarını sağlamaktır…”

Türkiye, Suriye dışından Afganlı mağdurlara da kol kanat oluyor.

Onlardan birisi de, ailesiyle birlikte ülkesindeki savaştan sonra Türkiye’ye sığınan Omran Mohammed Majidzade. 

Sol kolunun yarısı olmayan Omran Mohammed, Türkiye’de tanıştığı yüzme sayesinde, engelini unutmasının yanı sıra, hayatına yeni bir sayfa açmanın mutluluğunu yaşıyor. 

Türk halkının misafirperverliğine hayran kalan küçük yüzücü, savaşın açmış olduğu olumsuzlukları çabuk atlatmakla birlikte, içerisinde yer aldığı sportif faaliyetlerle unuttuğu savaşın soğuk yüzüyle birlikte, yüzme becerisinin varlığını keşfetti. 

Anne, baba ve üç kardeşiyle birlikte Giresun’da hayatını sürdüren Mohammed, kendisine çıkarılan sporcu lisansından sonra, Bedensel Engelliler Yüzme Yarışmaları’na katılma yolunda.

Antrenörü Ali Şahin’in; “Omran'ı bize yönlendirdiler, ailesiyle de tanıştık. Çok detaylara girmedik. Nereden geldin, ne yaptın, bunları sormadık. Bizim için önemli olan çocuk. Güzel Türkçe konuşuyor” açıklamaları, insanlık sınavında Türkiye’nin, dünya ülkelerine verdiği ‘insanlık’ mesajının yanı sıra, muhacirlere nasıl ensar olunabileceğinin özeti niteliğinde…

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

İslam Coğrafyası ve Müslümanlar’a karşı yapılan haçlı, siyonist ve ırkçı saldırılar, göz ardı edilmemesi gereken önemli bir gerçek.

İnsan olarak, bu saldırılar sonucunda mağdur-sefalet durumuna düşen mazlumlar için ne yaptığımız, yapmamız gerekenler bizim vicdani sorumluluğumuz gerçeğini kabullenmemiz, ona göre de harekete geçmemiz gerekiyor. 

Geçmişte Afganistan, Bosna ve Irak

Bugün ise katliamların bir benzeri Suriye’de yaşanıyor. 

Zalimin ateşinden-zulmünden uzaklaşmak isteyen muhacirlere ensar olabilmek için Türkiye’nin attığı adımların dünyada bir eşi ve benzeri yok. 

Daha fazla ocak sönmesin, daha fazla gözyaşı dökülmemesi ve insanlığın ölmemesi için, ateş hattında sıcak çatışmaya girip, hain pusularla şehit düşen ve hain saldırı sonucu yaralanan askerlerimiz var. Eşine az rastlanır bir özveri ve insanlık örneği…

Milli ve manevi değerleri gereği, muhacirlere ensar olmaya çalışan, Türkiye’ye sığınan Suriyeli vatandandaşların arasında engelli ve bakıma ihtiyacı olan vatandaşlar da yer almaktadır. 

Kendi anlayışında olmayana yaşama hakkı tanımayan haçlı ve siyonist anlayıştan kaçarak ülkemize sığınanlara karşı, inanç ve tarihsel sürecinden aldığı feyz ile yaşama ve yaşatma, merhamet duygularıya kol kanat olunuyor. 

Evinden, yurdundan zorla gönderilen çocuk, yaşlı ve her yaştaki insan için, kamunun ilgili birimleri tarafından adeta seferberlik ilan edilmiş durumda. 

Kimin ne olacağı konusunda garanti veremediği bir zaman diliminde, insanlığın önemli bir imtihandan geçtiği bir süreç yaşıyoruz. 

Bu imtihandan hareketle, Suriyeli bedensel ve zihinsel engelli çocuklar için yapılması gerekenler konusundan hareketle, farklı sosyal ve sportif faaliyetler düzenlenmektedir…

Yapılan organizasyon sayesinde, savaştan etkilenen insanlara adeta bir ilaç-merhem olunmaya çalışılıyor. 

Her birimizin “mazlumlar için ne yapabiliriz” diye düşünmesi gereken süreçte, harekete geçen ve yararlı işlere imza atan kurum ve kuruluşlar dikkat çekiyor. 

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin savaş mağdurları için yaptığı çalışmalar da bunlardan biri. 

Belediyenin, Engelliler Koordinasyon Merkezi’nde bedensel ve zihinsel engelliler için gerçekleştirlen Türkçe dersi, bilgisayar ve bağımsız yaşama becerileri kursları sayesinde, iç savaştan kaçan ve Türkiye’ye sığınan dezavantajlı gruba, daha fazla mağduriyet yaşamamaları için destek sağlanıyor. 

Bu sayede, savaş mağduru insanların yalnız olmadıklarını, sosyal beceri ve imkanlarla topluma kazandırılması hususunda örnek çalışma sunmuş oluyorlar. 

Yetkililerin, kardeşlik bağının temeli ve sürdürülebilirlik içeren çalışmalarını, Proje Sorumlusu Casım Akbalık şöyle özetliyor;

“3 ay gibi kısa bir sürede çok önemli bir gelişme kaydettik. Artık oyun parkını ve spor salonunu diğer Türk öğrencilerle birlikte kullanıyorlar, onların katıldığı bazı kurslara da katılıp kaynaşıyorlar. Bizim buradaki amacımız, Suriyeli öğrencilerin sosyalleşmesi ve ülkelerine döndüklerinde daha aktif olmalarını sağlamaktır…”

Türkiye, Suriye dışından Afganlı mağdurlara da kol kanat oluyor.

Onlardan birisi de, ailesiyle birlikte ülkesindeki savaştan sonra Türkiye’ye sığınan Omran Mohammed Majidzade. 

Sol kolunun yarısı olmayan Omran Mohammed, Türkiye’de tanıştığı yüzme sayesinde, engelini unutmasının yanı sıra, hayatına yeni bir sayfa açmanın mutluluğunu yaşıyor. 

Türk halkının misafirperverliğine hayran kalan küçük yüzücü, savaşın açmış olduğu olumsuzlukları çabuk atlatmakla birlikte, içerisinde yer aldığı sportif faaliyetlerle unuttuğu savaşın soğuk yüzüyle birlikte, yüzme becerisinin varlığını keşfetti. 

Anne, baba ve üç kardeşiyle birlikte Giresun’da hayatını sürdüren Mohammed, kendisine çıkarılan sporcu lisansından sonra, Bedensel Engelliler Yüzme Yarışmaları’na katılma yolunda.

Antrenörü Ali Şahin’in; “Omran'ı bize yönlendirdiler, ailesiyle de tanıştık. Çok detaylara girmedik. Nereden geldin, ne yaptın, bunları sormadık. Bizim için önemli olan çocuk. Güzel Türkçe konuşuyor” açıklamaları, insanlık sınavında Türkiye’nin, dünya ülkelerine verdiği ‘insanlık’ mesajının yanı sıra, muhacirlere nasıl ensar olunabileceğinin özeti niteliğinde…

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com