‘Telefonla Kur’an!’

‘Telefonla Kur’an!’

10/29/2013 tarihinde ‘İzdiham.com’ da “Telefonla Kur’an” başlığıyla şunları yazmıştık…

“…Kur’an pazarlamacılarına ne diyeceksiniz?!

Cep telefonunuz çalıyor; bakıyorsunuz… Kadın sesi…

“Alooo.”

“Efendim.”

“Sizi hayır için aradım. Hayır yapmak, sevaba girmek ister misiniz?”

“Ne hayrı?!”

“Kur’an!..”

“Anlamadım!..”

“Biz, size Kur’an gönderiyoruz; siz dağıtıyorsunuz.”

“Kime?”

“Kime isterseniz...”

“Dağıtacağınız yer yoksa biz sizin adınıza dağıtıyoruz.”

“Benim ne yapmam gerekiyor.”

“Kur’an alacaksınız… Tanesi 12 Lira… 20 adet alıyorsunuz kargo ücretiyle birlikte 250 Lira. Siz, benim adıma hayır yap derseniz, biz burada dağıtırız.’

…Bu hayrı anlayabilene aşk olsun! ‘Hayır’ diye 12 Liraya vereceği kitabın gazetelerde, internet sitelerinde reklamına rastlamanız mümkün… Fiyatı da 1.50 Kuruş… 20 adet isterseniz kesinlikle 1 Lira’ya alırsınız…

Din ticaretine devam...

“E…. Yayınları’ndan kampanya… Kur’an, Hazreti Peygamber’in hayatını anlatan 3 CD ve gül kokulu tespih; bu sete 49 TL. yerine kargo dahil 35 TL.’ye sahip olmak ve kampanyadan faydalanmak için hemen 1’i tuşlayın.”

Önce şunu ifade edeyim, sonra ticarete devam…

Cep telefon numaralarını reklamcılara GSM operatörlerinin sattıklarına dair bir yazı okumuştum… Eğer bunu yapıyorlarsa, bunun suç olması lazım!.. Aynı şekilde Türk Telekom da abonelerinin numaralarını bu şekilde veriyorsa, bunun da suç olması lazım!.. Konunun muhatabı bakanın, bu işe çözüm getirmesi gerekiyor diye düşünüyorum… Abonenin numarasının isteği dışında başkasına verilmesi, aranması ve bir şeyler pazarlamaya çalışılması ne kadar ticarete ve ahlâka uygun bir davranıştır acaba?!.

“Zorla Kur’an pazarlama”yla ilgili sıkıntı var ki, şikayet de var…

Bu şikayetlerden bazıları: ‘Az önce cep telefonum üzerinden bana kutlu doğum haftası propagandası yapan numara.’

‘Yanlış anlamadıysam E…. Yayıncılık ismini duydum… Numaraları nereden, nasıl almışlar bilemiyorum ama günde 3 sefer arıyorlar nerdeyse; kararlılar, cennetten bir arsa verecekler bana herhalde.’

‘Din ve ticaretin muhteşem bir kombinasyonu.’

‘Biraz önce taraflarından aranıp gül kokulu tespihler, Kur’an-ı Kerim satmaya çalışan şakirt operatör. Koydum kenara bir yerden sonra, dedim hacım sen konuş kendi kendine, fatura da girsin g…..ne!.. Nereden buldularsa telefon numaramı? Yok mu bunları şikayet edebileceğimiz bir yer?’

‘Ne pazarladığı çok önemli değil de, nereden buluyorlar bu cep telefonu numaralarını? Henüz yeni sayılabilecek, iş dışında kullanmadığım şirket hattından bile beni aradıklarına göre… Hadi, kendi numaramı mağazada, şurada-burada mecburen veriyordum. Bunu kesinlikle vermedim kimseye. Hatta ezbere bile bilmiyorum.’

‘Bu firma beni ………. no’lu numaradan aradı. S….e isimli call center agenta telefonumu nerden bulduklarını sorduğumda, bizden kitap alan hayırsever ağabey ve ablalarımız vermiştir numaranızı dediler ve ilgilenmediğimi söyleyip kapattım. Daha sonra E…… Yayıncılık’ı aradım ve orada H…n Bey isimli bir beyle görüştüm ve aynı soruyu sordum. Kendisinin efendilik altında yatan iğneleyici ama görüntüde kibarca konuşmasından sonra listelerinden çıkmış oldum.

‘Yaklaşık 2 aydır sürekli farklı numaralardan aranıp kitap almaya zorlanmaktayım. Arayan kişi, 40 TL. karşılığında bana kitap göndereceğini ve bu sevaba ortak olmamı istiyor.”

2013’ten bu tarafa 5 yıl geçmiş… Hafta içinde polis operasyon yaptı… Ajanslara düşen haberde de; “Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 30 bin kişiyi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın adını kullanarak, 2 milyon lira dolandırdığı belirtilen 31 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerin; 'Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan arıyoruz', 'Hayır kurumundan arıyoruz' gibi bahanelerle 30 bin kişiye ulaşarak, bu kişilere dini kitaplar ile gül kokulu tespih satarak 2 milyon liralık dolandırıcılık yaptıklarını ortaya çıkarttı. Şüphelilerin elde ettiği paralarla şebeke lideri Adnan S.'ye 25 Eylül'de bir yatta lüks doğum günü kutlaması yapması ve şüphelilerin daha sonra yurtdışında bulunan eğlence merkezlerinde vakit geçirmeleri sosyal medya hesaplarından paylaştıkları görüntüler de ortaya çıktı.

Operasyonda aralarında ünlü ilahi sanatçısı Mehmet S.'nin de bulunduğu kişilerin çağrı merkezi dahil olmak üzere adreslerine yapılan baskında 49 cep telefonu, 50 sim kart, 66 laptop, 12 harddisk, 3 flash bellek, 8 hafıza kartı ile çok sayıda belge ve doküman ele geçirildi” denildi.

2013’teki yazıyı; “Aksaray’dan Laleli’ye çıkmadan ya da Yenikapı’ya dönmeden yürürken; biri yanınıza yaklaşıp; “İyi günler beyefendi” diyor…

Şaşırıp bakıyorsunuz…

Siz bakınca, ses kısılıyor; konuşma aynen alıntı: “Elimizde güzel karılar var; iyi muamele yapar!.. İster misiniz?! Otelimizde rahat odalarımız da var!..”

Siz konuşursanız; fiyat söylüyor… Tepki veren olduğu gibi, ikna olan da oluyordur!..

…Türkiye’de kime sorarsanız sorun, bu şahsa vereceği isim, affedersiniz; ‘pezevenk’ olur!..

Şahsa sorarsanız ise, liberal sistemde rekabete dayalı ticaret yapıyor!..

Müşteri, kadın bulamazsa diye sokağa inmiş!..

Bununki, mobil ticaret değil…

Sizce Kur’an satıcılarıyla bunun arasındaki fark, ‘mobil’ midir?!”

…Sizleri telefonla arayıp rahatsız eden olursa, şunu biliniz ki; Peygamberimizin buyurduğu gibi; onlar “bizden değildir!”

Nereden olduklarını biz de bilmiyoruz!..” diye bitirmiştik.

Bu yakalananlar onlar mıdır bilmiyoruz fakat telefonla Kur’an pazarlayanları da dahil ederek; başta ‘kefen’ ve ‘sandalet’ satıcıları olmak üzere din tacirlerinin hepsine operasyon yapılmalıdır ki; İslam’ı karalamalarına engel olunsun!..

Din tacirleriyle beyaz kadın taciri alçakların arasındaki fark, birinin pezevenk olarak isimlendirilmesidir!

Normalde aynı ahlaksızlık ve karaktersizliğe sahiptirler!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitter: @alimevlutkaya

10/29/2013 tarihinde ‘İzdiham.com’ da “Telefonla Kur’an” başlığıyla şunları yazmıştık…

“…Kur’an pazarlamacılarına ne diyeceksiniz?!

Cep telefonunuz çalıyor; bakıyorsunuz… Kadın sesi…

“Alooo.”

“Efendim.”

“Sizi hayır için aradım. Hayır yapmak, sevaba girmek ister misiniz?”

“Ne hayrı?!”

“Kur’an!..”

“Anlamadım!..”

“Biz, size Kur’an gönderiyoruz; siz dağıtıyorsunuz.”

“Kime?”

“Kime isterseniz...”

“Dağıtacağınız yer yoksa biz sizin adınıza dağıtıyoruz.”

“Benim ne yapmam gerekiyor.”

“Kur’an alacaksınız… Tanesi 12 Lira… 20 adet alıyorsunuz kargo ücretiyle birlikte 250 Lira. Siz, benim adıma hayır yap derseniz, biz burada dağıtırız.’

…Bu hayrı anlayabilene aşk olsun! ‘Hayır’ diye 12 Liraya vereceği kitabın gazetelerde, internet sitelerinde reklamına rastlamanız mümkün… Fiyatı da 1.50 Kuruş… 20 adet isterseniz kesinlikle 1 Lira’ya alırsınız…

Din ticaretine devam...

“E…. Yayınları’ndan kampanya… Kur’an, Hazreti Peygamber’in hayatını anlatan 3 CD ve gül kokulu tespih; bu sete 49 TL. yerine kargo dahil 35 TL.’ye sahip olmak ve kampanyadan faydalanmak için hemen 1’i tuşlayın.”

Önce şunu ifade edeyim, sonra ticarete devam…

Cep telefon numaralarını reklamcılara GSM operatörlerinin sattıklarına dair bir yazı okumuştum… Eğer bunu yapıyorlarsa, bunun suç olması lazım!.. Aynı şekilde Türk Telekom da abonelerinin numaralarını bu şekilde veriyorsa, bunun da suç olması lazım!.. Konunun muhatabı bakanın, bu işe çözüm getirmesi gerekiyor diye düşünüyorum… Abonenin numarasının isteği dışında başkasına verilmesi, aranması ve bir şeyler pazarlamaya çalışılması ne kadar ticarete ve ahlâka uygun bir davranıştır acaba?!.

“Zorla Kur’an pazarlama”yla ilgili sıkıntı var ki, şikayet de var…

Bu şikayetlerden bazıları: ‘Az önce cep telefonum üzerinden bana kutlu doğum haftası propagandası yapan numara.’

‘Yanlış anlamadıysam E…. Yayıncılık ismini duydum… Numaraları nereden, nasıl almışlar bilemiyorum ama günde 3 sefer arıyorlar nerdeyse; kararlılar, cennetten bir arsa verecekler bana herhalde.’

‘Din ve ticaretin muhteşem bir kombinasyonu.’

‘Biraz önce taraflarından aranıp gül kokulu tespihler, Kur’an-ı Kerim satmaya çalışan şakirt operatör. Koydum kenara bir yerden sonra, dedim hacım sen konuş kendi kendine, fatura da girsin g…..ne!.. Nereden buldularsa telefon numaramı? Yok mu bunları şikayet edebileceğimiz bir yer?’

‘Ne pazarladığı çok önemli değil de, nereden buluyorlar bu cep telefonu numaralarını? Henüz yeni sayılabilecek, iş dışında kullanmadığım şirket hattından bile beni aradıklarına göre… Hadi, kendi numaramı mağazada, şurada-burada mecburen veriyordum. Bunu kesinlikle vermedim kimseye. Hatta ezbere bile bilmiyorum.’

‘Bu firma beni ………. no’lu numaradan aradı. S….e isimli call center agenta telefonumu nerden bulduklarını sorduğumda, bizden kitap alan hayırsever ağabey ve ablalarımız vermiştir numaranızı dediler ve ilgilenmediğimi söyleyip kapattım. Daha sonra E…… Yayıncılık’ı aradım ve orada H…n Bey isimli bir beyle görüştüm ve aynı soruyu sordum. Kendisinin efendilik altında yatan iğneleyici ama görüntüde kibarca konuşmasından sonra listelerinden çıkmış oldum.

‘Yaklaşık 2 aydır sürekli farklı numaralardan aranıp kitap almaya zorlanmaktayım. Arayan kişi, 40 TL. karşılığında bana kitap göndereceğini ve bu sevaba ortak olmamı istiyor.”

2013’ten bu tarafa 5 yıl geçmiş… Hafta içinde polis operasyon yaptı… Ajanslara düşen haberde de; “Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 30 bin kişiyi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın adını kullanarak, 2 milyon lira dolandırdığı belirtilen 31 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerin; 'Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan arıyoruz', 'Hayır kurumundan arıyoruz' gibi bahanelerle 30 bin kişiye ulaşarak, bu kişilere dini kitaplar ile gül kokulu tespih satarak 2 milyon liralık dolandırıcılık yaptıklarını ortaya çıkarttı. Şüphelilerin elde ettiği paralarla şebeke lideri Adnan S.'ye 25 Eylül'de bir yatta lüks doğum günü kutlaması yapması ve şüphelilerin daha sonra yurtdışında bulunan eğlence merkezlerinde vakit geçirmeleri sosyal medya hesaplarından paylaştıkları görüntüler de ortaya çıktı.

Operasyonda aralarında ünlü ilahi sanatçısı Mehmet S.'nin de bulunduğu kişilerin çağrı merkezi dahil olmak üzere adreslerine yapılan baskında 49 cep telefonu, 50 sim kart, 66 laptop, 12 harddisk, 3 flash bellek, 8 hafıza kartı ile çok sayıda belge ve doküman ele geçirildi” denildi.

2013’teki yazıyı; “Aksaray’dan Laleli’ye çıkmadan ya da Yenikapı’ya dönmeden yürürken; biri yanınıza yaklaşıp; “İyi günler beyefendi” diyor…

Şaşırıp bakıyorsunuz…

Siz bakınca, ses kısılıyor; konuşma aynen alıntı: “Elimizde güzel karılar var; iyi muamele yapar!.. İster misiniz?! Otelimizde rahat odalarımız da var!..”

Siz konuşursanız; fiyat söylüyor… Tepki veren olduğu gibi, ikna olan da oluyordur!..

…Türkiye’de kime sorarsanız sorun, bu şahsa vereceği isim, affedersiniz; ‘pezevenk’ olur!..

Şahsa sorarsanız ise, liberal sistemde rekabete dayalı ticaret yapıyor!..

Müşteri, kadın bulamazsa diye sokağa inmiş!..

Bununki, mobil ticaret değil…

Sizce Kur’an satıcılarıyla bunun arasındaki fark, ‘mobil’ midir?!”

…Sizleri telefonla arayıp rahatsız eden olursa, şunu biliniz ki; Peygamberimizin buyurduğu gibi; onlar “bizden değildir!”

Nereden olduklarını biz de bilmiyoruz!..” diye bitirmiştik.

Bu yakalananlar onlar mıdır bilmiyoruz fakat telefonla Kur’an pazarlayanları da dahil ederek; başta ‘kefen’ ve ‘sandalet’ satıcıları olmak üzere din tacirlerinin hepsine operasyon yapılmalıdır ki; İslam’ı karalamalarına engel olunsun!..

Din tacirleriyle beyaz kadın taciri alçakların arasındaki fark, birinin pezevenk olarak isimlendirilmesidir!

Normalde aynı ahlaksızlık ve karaktersizliğe sahiptirler!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitter: @alimevlutkaya