Türkiye’de kurulması planlanan doğalgaz merkezinin önemi daha da arttı

Türkiye’de kurulması planlanan doğalgaz merkezinin önemi daha da arttı

Türkiye’de kurulması planlanan doğalgaz merkezinin önemi daha da arttı Türkiye’de kurulması planlanan doğalgaz merkezinin önemi daha da arttı

MOSKOVA

Rusya’nın geçtiğimiz yıl 24 Şubat’ta Ukrayna’ya başlattığı özel askeri operasyonlar hala devam ediyor. Operasyonların ilk aylarında savaşın kışkırtıcıları olan batılı ülkeler, Rusya’ya karşı ekonomik savaş başlatmıştı.

Neredeyse tüm Rus ürünlerine kısıtlamalar getirilirken Rus petrolüne de batılı ülkeler tarafından ‘Tavan fiyat’ uygulaması getirildi.

Bu karara göre G7 ülkeleri, Avustralya ve AB tarafından kabul edilen tavan fiyat uygulaması geçen sene 5 Aralık'ta yürürlüğe girdi. Bu uygulama, ülkelerin Rus petrolüne varil başına 60 dolardan fazla ödeme yapmasını engelliyordu.

Rusya ise petrolünü, belirlenen bu fiyattan satmayacağını duyurdu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu karara karşı imzaladığı kararnameler, kamuoyuna duyurulmuştu.

Rusya’ya karşı ekonomik savaş başlatan batılı ülkeler, Ortadoğu’daki krizi hesap etmemişti. Yani batılılar için Ukrayna’daki savaş ne kadar uzarsa kendileri için de o kadar iyiydi.

Batılıların senaryosuna göre savaş uzadıkça Rusya, güç kaybedecekti. Sahada da Kiev rejimi ordularının kullanımı için modern silahların tedariğine devam ettiler. Paralı askerler ile de Ukrayna ordusu desteklendi. Son günlerde Hamasİsrail savaşı ile Rusya’ya açılan ekonomik savaş boyut değiştirdi.

Koronavirüs salgını nedeniyle zaten dünyada süren gıda ve ekonomik krizlere batılıların eliyle oluşturulan suni krizler de eklenmiş oldu. Rusya ile savaşın içine giren batılılar, Rusya’ya hala diz çöktüremedi. Ancak kendi topuklarına sıkmaktan da geri kalmadılar.

Hamasİsrail savaşı artık Gazze’nin içlerine kadar ulaştı. Akdeniz’de provokasyon amaçlı bulunan ABD gemileri, bölgede gerginliği arttırırken aynı zamanda bölge güvenliğini de tehdit ediyor.

Hatırlatmak gerekirse ABD ve uyduları bu savaşta İsrail’i destekliyor. Rusya ise Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararlarına göre 1967 sınırlarını destekleyerek egemen bir Filistin devletinin kurulmasında ısrarcı. Zaten uluslararası hukuka göre doğrusu da egemen bir Filistin devletinin kurulmasıdır.

Bu süreçte dünya bambaşka bir krizin eşiğinde.

Batılıların dayatmasıyla uygulanan ‘tavan fiyat’ uygulamasını Ruslar tanımıyor.

Avrupa başta olmak üzere bütün dünya Rus petrolünden yoksun kalıyor. Yine Avrupa ve tüm dünyanın bel bağladığı Ortadoğu petrolünde de güvenlik sorunları başladı.

Dünyada doğal gaz rezervlerinin 79,1 trilyon metreküpü (yüzde 40,9) Orta Doğu ülkelerinde, 62,2 trilyon metreküpü (yüzde 32,1) Avrupa ve Asya ülkelerinde, 33,1 trilyon metreküpü (yüzde 17,1) Afrika/Asya Pasifik ülkelerinde bulunuyor.

Dünya pazarında Rusya’nın doğalgaz üretimindeki payı yüzde 15 ile 20 arasında değişiyor. Tabii ki Rusya gazı ve petrolünün en büyük müşterisi aslında Avrupa’ydı.

Ancak kendi topuğuna sıkan Avrupa ve batılı ülkeler şu an Rus gazından mahrum kalmış durumda.

Modern silahlarıyla besledikleri Ukrayna tarafından Karadeniz’deki boru hatları da dahil olmak üzere birçok Rus doğalgaz ve petrol boru hatlarına sabotajlar düzenliyor.

Kuzey Akım boru hatlarına yapılan saldırılardan sonra zaten bu hatlardan sevkiyat neredeyse hiç yapılmıyor.

Ortadoğu’daki petrol ve doğalgaz sevkiyatları, savaşın uzaması durumunda durma noktasına gelebilir.

Ortadoğu’da artık güvenlik sorunu var. İran petrol ve gazına uygulanan ambargoların yanı sıra Tahran’ın da savaşın içine çekilmeye çalışması olası bir enerji ve petrol krizinin en büyük nedeni olabilir.

Aynı zamanda İsrail’in doğalgaz üretimi ağırlıklı olarak Tamar sahasından gerçekleşiyor. İsrail'in güney kıyısının 25 mil açığında bulunan Tamar sahası, İsrail'in elektrik üretimine yönelik enerji ihtiyacının yüzde 70'ini karşılıyor.

Tamar gazının bir kısmı, komşu Ürdün ve Mısır'a da ihraç ediliyor.

Tamar sahası İsrailFilistin savaşı nedeniyle geçici olarak kapatıldı.

İsrail bile kendi gazından mahrum kalırken Ortadoğu’da yeni bir enerji krizi baş gösteriyor.

Kendine yetemeyen Ortadoğu ülkeleri, yakın zamanda Avrupa ve dünyaya petrol ve doğalgaz ihraç etmeme kararı alabilir. Suudi Arabistan da dahil tüm ülkeler savaşın uzaması olasılığından dolayı büyük bir kaygı içerisine düştü.

Avrupa ve dünyadaki enerji krizine karşı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu yıl içerisinde Türkiye’ye önemli bir ortaklık teklif etti.

Putin’in önerisine göre Rus gazı, Karadeniz üzerinden Türkiye’ye ulaştırılacak, Türkiye’de kurulması planlanan gaz merkezinde işlemler yapılacak ve bu gaz Avrupa’ya sevk edilecek.

Türkiye, bu projeye olumlu bakıyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bu girişimin 2024 yılında tamamlanabileceğini söyledi. Karşılıklı olarak ciddi adımlar söz konusu.

Bu girişimin en önemli avantajı Rusya’ya karşı ekonomik savaş başlatan Avrupa, olası bir enerji kriziyle karşı karşıya kalmayacak.

Türkiye’de işlenen gaz, Avrupa’ya ulaştırılacak. Aslında intihar etmeye çalışan Avrupa’yı bu konunun mağduru olan Rusya kurtaracak.

Ortadoğu’daki gerilim ve krizlerden Avrupa daha az etkilenecek. Enflasyon belki daha fazla kontrol altında tutulacak, konut ve sanayilerde enerji ihtiyacı karşılanacak. Üretim ise durmayacak.

Rusya’nın önemi, bu kadar büyükken Avrupa’nın hala Rusya’ya karşı savaşı çok anlamsız. Rusya ile uzlaşı yerine savaşı seçen Avrupa, bu kış enerjisiz kalabilir.

Kaldı ki Ortadoğu’daki savaş uzar ve büyürse bundan ilk etkilenecek bölge Avrupa olacak.

Türkiye’de oluşturulması planlanan gaz merkezinin hemen faaliyete geçmeyeceğini düşünürsek Avrupa aslında nasıl da büyük bir hata yaptığını bu kış anlayabilir. Belki bu kez Rusya’ya karşı yaptığı hatayı Avrupa böylelikle anlar.

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com

MOSKOVA

Rusya’nın geçtiğimiz yıl 24 Şubat’ta Ukrayna’ya başlattığı özel askeri operasyonlar hala devam ediyor. Operasyonların ilk aylarında savaşın kışkırtıcıları olan batılı ülkeler, Rusya’ya karşı ekonomik savaş başlatmıştı.

Neredeyse tüm Rus ürünlerine kısıtlamalar getirilirken Rus petrolüne de batılı ülkeler tarafından ‘Tavan fiyat’ uygulaması getirildi.

Bu karara göre G7 ülkeleri, Avustralya ve AB tarafından kabul edilen tavan fiyat uygulaması geçen sene 5 Aralık'ta yürürlüğe girdi. Bu uygulama, ülkelerin Rus petrolüne varil başına 60 dolardan fazla ödeme yapmasını engelliyordu.

Rusya ise petrolünü, belirlenen bu fiyattan satmayacağını duyurdu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu karara karşı imzaladığı kararnameler, kamuoyuna duyurulmuştu.

Rusya’ya karşı ekonomik savaş başlatan batılı ülkeler, Ortadoğu’daki krizi hesap etmemişti. Yani batılılar için Ukrayna’daki savaş ne kadar uzarsa kendileri için de o kadar iyiydi.

Batılıların senaryosuna göre savaş uzadıkça Rusya, güç kaybedecekti. Sahada da Kiev rejimi ordularının kullanımı için modern silahların tedariğine devam ettiler. Paralı askerler ile de Ukrayna ordusu desteklendi. Son günlerde Hamasİsrail savaşı ile Rusya’ya açılan ekonomik savaş boyut değiştirdi.

Koronavirüs salgını nedeniyle zaten dünyada süren gıda ve ekonomik krizlere batılıların eliyle oluşturulan suni krizler de eklenmiş oldu. Rusya ile savaşın içine giren batılılar, Rusya’ya hala diz çöktüremedi. Ancak kendi topuklarına sıkmaktan da geri kalmadılar.

Hamasİsrail savaşı artık Gazze’nin içlerine kadar ulaştı. Akdeniz’de provokasyon amaçlı bulunan ABD gemileri, bölgede gerginliği arttırırken aynı zamanda bölge güvenliğini de tehdit ediyor.

Hatırlatmak gerekirse ABD ve uyduları bu savaşta İsrail’i destekliyor. Rusya ise Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararlarına göre 1967 sınırlarını destekleyerek egemen bir Filistin devletinin kurulmasında ısrarcı. Zaten uluslararası hukuka göre doğrusu da egemen bir Filistin devletinin kurulmasıdır.

Bu süreçte dünya bambaşka bir krizin eşiğinde.

Batılıların dayatmasıyla uygulanan ‘tavan fiyat’ uygulamasını Ruslar tanımıyor.

Avrupa başta olmak üzere bütün dünya Rus petrolünden yoksun kalıyor. Yine Avrupa ve tüm dünyanın bel bağladığı Ortadoğu petrolünde de güvenlik sorunları başladı.

Dünyada doğal gaz rezervlerinin 79,1 trilyon metreküpü (yüzde 40,9) Orta Doğu ülkelerinde, 62,2 trilyon metreküpü (yüzde 32,1) Avrupa ve Asya ülkelerinde, 33,1 trilyon metreküpü (yüzde 17,1) Afrika/Asya Pasifik ülkelerinde bulunuyor.

Dünya pazarında Rusya’nın doğalgaz üretimindeki payı yüzde 15 ile 20 arasında değişiyor. Tabii ki Rusya gazı ve petrolünün en büyük müşterisi aslında Avrupa’ydı.

Ancak kendi topuğuna sıkan Avrupa ve batılı ülkeler şu an Rus gazından mahrum kalmış durumda.

Modern silahlarıyla besledikleri Ukrayna tarafından Karadeniz’deki boru hatları da dahil olmak üzere birçok Rus doğalgaz ve petrol boru hatlarına sabotajlar düzenliyor.

Kuzey Akım boru hatlarına yapılan saldırılardan sonra zaten bu hatlardan sevkiyat neredeyse hiç yapılmıyor.

Ortadoğu’daki petrol ve doğalgaz sevkiyatları, savaşın uzaması durumunda durma noktasına gelebilir.

Ortadoğu’da artık güvenlik sorunu var. İran petrol ve gazına uygulanan ambargoların yanı sıra Tahran’ın da savaşın içine çekilmeye çalışması olası bir enerji ve petrol krizinin en büyük nedeni olabilir.

Aynı zamanda İsrail’in doğalgaz üretimi ağırlıklı olarak Tamar sahasından gerçekleşiyor. İsrail'in güney kıyısının 25 mil açığında bulunan Tamar sahası, İsrail'in elektrik üretimine yönelik enerji ihtiyacının yüzde 70'ini karşılıyor.

Tamar gazının bir kısmı, komşu Ürdün ve Mısır'a da ihraç ediliyor.

Tamar sahası İsrailFilistin savaşı nedeniyle geçici olarak kapatıldı.

İsrail bile kendi gazından mahrum kalırken Ortadoğu’da yeni bir enerji krizi baş gösteriyor.

Kendine yetemeyen Ortadoğu ülkeleri, yakın zamanda Avrupa ve dünyaya petrol ve doğalgaz ihraç etmeme kararı alabilir. Suudi Arabistan da dahil tüm ülkeler savaşın uzaması olasılığından dolayı büyük bir kaygı içerisine düştü.

Avrupa ve dünyadaki enerji krizine karşı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu yıl içerisinde Türkiye’ye önemli bir ortaklık teklif etti.

Putin’in önerisine göre Rus gazı, Karadeniz üzerinden Türkiye’ye ulaştırılacak, Türkiye’de kurulması planlanan gaz merkezinde işlemler yapılacak ve bu gaz Avrupa’ya sevk edilecek.

Türkiye, bu projeye olumlu bakıyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bu girişimin 2024 yılında tamamlanabileceğini söyledi. Karşılıklı olarak ciddi adımlar söz konusu.

Bu girişimin en önemli avantajı Rusya’ya karşı ekonomik savaş başlatan Avrupa, olası bir enerji kriziyle karşı karşıya kalmayacak.

Türkiye’de işlenen gaz, Avrupa’ya ulaştırılacak. Aslında intihar etmeye çalışan Avrupa’yı bu konunun mağduru olan Rusya kurtaracak.

Ortadoğu’daki gerilim ve krizlerden Avrupa daha az etkilenecek. Enflasyon belki daha fazla kontrol altında tutulacak, konut ve sanayilerde enerji ihtiyacı karşılanacak. Üretim ise durmayacak.

Rusya’nın önemi, bu kadar büyükken Avrupa’nın hala Rusya’ya karşı savaşı çok anlamsız. Rusya ile uzlaşı yerine savaşı seçen Avrupa, bu kış enerjisiz kalabilir.

Kaldı ki Ortadoğu’daki savaş uzar ve büyürse bundan ilk etkilenecek bölge Avrupa olacak.

Türkiye’de oluşturulması planlanan gaz merkezinin hemen faaliyete geçmeyeceğini düşünürsek Avrupa aslında nasıl da büyük bir hata yaptığını bu kış anlayabilir. Belki bu kez Rusya’ya karşı yaptığı hatayı Avrupa böylelikle anlar.

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com