Türkiye ile küresel sistemin kartları yeniden karılıyor!
Türkiye ile küresel sistemin kartları yeniden karılıyor!
- 12-08-2024 04:40
- 5006
- 12-08-2024 04:40
- 5006
Türkiye ile küresel sistemin kartları yeniden karılıyor!
Küresel sistemin yeniden şekillendirilmesi ve siyasi suikastler ile eski aktörlerin tasfiye edilmesi, dünya genelinde ciddi jeopolitik ve ekonomik değişikliklere yol açabilir. Bu gelişmeler, Türkiye'nin dış politikasını ve uluslararası ilişkilerini yeniden şekillendirebilir ve ülkenin küresel sahnedeki rolünü artırabilir.
2024 yılına siyasi suikastler damgasını vurdu. Suriye’nin başkenti Şam’da bulunan İran Konsolosluğu’na yönelik İsrail hava saldırısında İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi öldürüldü. İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin helikopter kazasıyla tasfiyesinin ardından yerine Türk kökenli Mesut Pezeşkiyan seçildi.
Ardından Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta düzenlenen İsrail saldırısında Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür öldürüldü. Aynı gece, Tahran'da İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın göreve başlama merasimine katılan Hamas Siyasi Büro Lideri İsmail Haniye kaldığı konutunda öldürüldü.
İran ve Hamas, suikasti İsrail’e yıktı ama Siyonist katil İsrail rejimi de bu suikasti üstlenmedi. Daha öncesinde de ABD eski başkanlarından Trump’a uyduruk bir suikast düzenlendi.
Türkiye, İsrail’e karşı Filistin devletini ileri sürüyor!..
İran’ın başkenti Tahran’da öldürülerek tasfiye edilen İsmail Haniye’nin ardından, Hamas’ın siyasi liderliğine örgütün askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları ile siyasi bürosu arasında iletişimi sağlayan Yahya Sinvar atandı. Sinvar’ın liderliğinde, örgüt içinde Gazze’deki kadroların ön plana çıkması bekleniyor.
Bu nedenle örgüt içinde iç dinamiklerin değişebileceği ön görülüyor. Bu kapsamda Türkiye'nin desteklediği Hamas kadrolarının Filistin Devleti bürokrasisinde önemli görevler üstlenmesi kaçınılmaz. Yahya Sinvar’ın Hamas’ın hem siyasi hem de askeri kanadını kontrol eden bir isim olması, Filistin meselesinde yeni aşamaya geçildiğini gösteriyor.
Sinvar’ın birinci asli görevi Hamas’ı İran ve Lübnan Hizbullah’ının etki alanından çıkarmak. Haniye'yi tasfiye edenlerin istekleri doğrultusunda ikinci görevi ise küresel sömürü sisteminin zarar gören çıkarlarlarının sürekliliğini sağlamak.
Belki bu İsrail zindanlarında 23 yıl hapis yatmış, her türlü işkenceye uğramış, Yahya Sinvar için yakışıksız hatta haksız bir itham görülebilir. Ancak o bunun farkında olmadan, Filistin Halkı ve Filistin davası için yapacaktır.
O noktada yeni Hamas yönetiminin Türkiye ve Katar çizgisine daha uzak olacağı yönündeki beklentiler boşa çıkacaktır.
Heniyye'nin yerine seçilen Yahya Sinvar, İsrail ile ateşkes görüşmelerinde taleplerini iletti. Hamas’ın 15 Ağustos'ta yapılacak müzakereler yerine önceki müzakereler üzerinden yeni bir plan talep etmesi önemli. Muhtemelen Ankara'nın bu ateşkes talebinde etkisi yadsınamaz. Ankara, İsrail'in Filistin halkına yönelik katliamın bir an önce sonlanmasını istiyor.
Yahya Sinvar, istihbarat ekolünden…
Çünkü Sinvar, Hamas’ın istihbarat teşkilatı olarak bilinen Mecd’in kurucu kadrosunda yer aldığından, belirli aralıklarla Türk istihbaratından birileri ile düzenli görüşmelerde bulunuyordu. Yahya Sinvar, Hamas'ın askeri kanadının liderlerinden biri olarak bilinir ve Hamas'ın iç istihbarat teşkilatı olan Mecd'in de kurucularındandır.
Mecd, Hamas'ın iç güvenlik ve casusluk karşıtı operasyonlarını yürüten birimidir. Hamas'ın istihbarat teşkilatı olarak bilinen “Mecd”, Hamas'ın askeri kanadının bir parçasıdır.
Mecd, Hamas'ın güvenlik ve istihbarat faaliyetlerini yürütmekte olup, iç güvenlikten sorumludur ve Hamas'ın Gazze Şeridi'nde kontrolü sağlamasına yardımcı olur.
Teşkilat, bilgi toplama, muhalifleri takip etme ve güvenlik tehditlerine karşı önlemler alma görevlerini üstlenmektedir. Mecd'in faaliyetleri, Hamas'ın genel stratejisi ve amaçları doğrultusunda şekillenir.
Mahmud Abbas’ın Türkiye ziyaretinin bölgesel ve küresel sonuçları…
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 14-15 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetiyle Ankara'da olacak. İki lider, Gazze'deki saldırılar ve insani yardım konularını ele alacak. Abbas’ın, TBMM'de de bir konuşma yapması programda var.
Türkiye-Filistin diyaloğunun daha somut işbirliği kapılarını açabileceği değerlendirmeleri yapıldığı süreçte, Mahmud Abbas'ın Türkiye ziyareti, Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşması öncesinde bölge ve küresel sistem açısından çeşitli açılardan önemli.
Filistin davasına verdiği destekle dünya ve Arap kamuoyunda öne çıkan Türkiye, Mahmud Abbas'ın ziyaretiyle arabuluculuk rolünü pekiştirdiği gibi Filistin'in uluslararası arenada daha fazla destek bulmasına katkı sağlayacaktır.
Abbas'ın ziyareti, Hamas ve İsrail arasındaki gerilimin azaltılmasında önemli bir diplomatik girişim olarak değerlendirilebilir. Türkiye'nin bu süreçte aktif bir rol oynaması ve bu iradesinin uluslararası arenada kabul görmesiyle ateşkesin sürdürülebilirliği sağlanabilir.
Bu ziyaret, Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak rolünü pekiştirdiği gibi diğer bölgesel aktörlerle ilişkilerini de şekillendirecektir. Türkiye ve Filistin arasındaki ilişkilerin güçlenmesi, ABD ve AB gibi diğer küresel aktörlerin Ortadoğu politikalarını da yeniden gözden geçirmesini gerektirecektir.
Abbas'ın ziyareti, bu bağlamda uluslararası toplumun dikkatini Filistin sorununa çekebilir ve barış sürecine daha fazla dahil olmalarına yol açabilir. Hiç şüphesiz bu ziyaret hem bölgesel hem de küresel boyutta diplomatik ve siyasi dinamikleri etkileyebilecek öneme sahiptir.
Türkiye'nin Ortadoğu'daki etkisini artırma çabaları, Abbas'ın ziyareti ile daha da belirginleşecektir. Görülüyor ki küresel sistem, yeni Filistin politikasını İran’ı dışlayarak Türkiye'ye ihale etmiştir. Ankara, Filistin’in hamisi olarak seçilmiştir. Türkiye, bu noktada İsrail karşıtı bir pozisyona itilmiştir.
Ankara - Bakü – Filistin…
Bu noktada Ankara-Bakü ilişkilerine bakmak gerekecektir. Gazze konusunda İlham Aliyev yönetimi maalesef Türkiye'ye paralel bir söylem ve poltika geliştiremedi. Oysa yeni küresel sistem dizayn edilirken İsrail'in terbiye edilmesini gündemine aldı. Ankara ve Bakü arasında Filistin konusunda bir uyum yok. Belki bu Azerbaycan içerisinde bazı değişikliklere yol açabilir.
Almanya ve ABD ne yapmak istiyor?
Almanya’nın durup dururken Türkiye'ye seyahat edecek vatandaşları için bazı uyarılarda bulunması dikkat çekici. Demek ki Alman istihbarat teşkilatı “BND”, sınırlarımızın dibinde pis işler yapıyor. Almanya Dışişleri Bakanlığının Türkiye'ye seyahat edeceklerin dikkatli olmaları gerektiğini belirterek özellikle Türkiye'nin doğusundaki ve Suriye sınırına yakın bölgelerde “terör saldırısı riski” bulunduğundan bu bölgelerden uzak durulmasını önermesi kime uyarı sizce?
ABD'nin Türkiye'ye yönelik seyahat uyarısında da benzer hususlar mevcut. Şırnak ve Hakkari illeri ile Suriye sınırına 10 kilometre mesafedeki bölgeler için “seyahat edilmemesi gerektiği” kaydediliyor. Ta uç noktalarda gezen vatandaşları mı var ki? Yoksa bu tür uyarılarla Türkiye'ye aba altından sopa gösterdiklerini mi sanıyorlar.
Ayrıca, “Türkiye genelinde terör saldırıları, keyfi tutuklamalar ve güvenlik güçlerinin sıkı denetimleri” gibi durumlar nedeniyle dikkatli olunması gerektiği vurgulanıyor. Özellikle “kalabalık yerlerde, turistik mekanlarda ve kamuya açık alanlarda dikkatli olunması, yerel medyayı takip ederek planların hızlıca değiştirilmesi gerektiği” öneriliyor.
Almanya ve ABD'nin Türkiye için seyahat uyarısında bulunması, çeşitli nedenlerle olabilir. Bu tür uyarılar, genellikle ülkelerindeki vatandaşları bilgilendirmek ve korumak amacıyla yapılsa da uyarıların arkasında “terör saldırısı tehdidi, iç güvenlik endişeleri, siyasi istikrarsızlık veya diğer güvenlik riskleri” gibi sebepler olabilir.
Sırbistan’a dikkat!..
Sırbistan'daki sokak gösterileri genellikle hükümet karşıtı tepkileri yansıtıyor gibi görünse de Avrupa Birliği’nin Belgrad yönetimini Moskova yanlısı politikalarından vaz geçmeye zorladığı anlaşılıyor. Nitekim Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in Rus istihbaratının, ülkede Batılı güçlerin desteği ile darbe yapılabileceği meselesinde kendisini uyardığını dile getirmesinden kısa bir süre sonra Belgrad sokakları karıştı; protestocular, uluslararası oto yolunu trafiğe kapattı.
Sırbistan'daki lityum rezervleri, batılı ülkelerle ilgili çeşitli spekülasyonlara neden oldu. Lityum, özellikle elektrikli araç bataryaları ve enerji depolama sistemlerinde kullanılan önemli bir bileşendir. Bu nedenle, lityum kaynaklarına sahip ülkeler, stratejik öneme sahip olarak görülüyor. Sırbistan'daki lityum rezervlerinin, batılı ülkelerin ilgisini çekmesinin birkaç nedeni olabilir:
1- Stratejik Değer: Lityum, yeşil enerji ve teknoloji sektörlerinde kritik bir bileşen olduğundan, büyük rezervler, stratejik bir avantaj sağlayabilir.
2- Jeopolitik Rekabet: Büyük lityum rezervlerine sahip ülkeler, uluslararası ekonomik ve siyasi rekabetin odağı olabilir.
3- Yatırım ve Ekonomik Çıkarlar: Batılı ülkeler, lityum kaynaklarına sahip bölgelerde yatırım yaparak ekonomik çıkarlarını korumak isteyebilirler.
Sırbistan, Balkan coğrafyasında Türkiye'nin önemli ve güvenilir müttefiki kabul edilir. Balkanlar'daki istikrar ve güvenlik konuları, Türkiye ve Sırbistan arasındaki ilişkilerde önemli bir yer tutar. Her iki ülke de bölgesel barış ve istikrarı koruma çabalarına katkı sunuyor. Ankara, Avrupalı hokkabazlara karşı Vucic’in yanında yer alır mı?
Afrika Boynuzunda her an her şey olabilir!..
Afrika’nın kuzeydoğusundaki yarımadaya Afrika Boynuzu deniliyor. Afrika’nın doğusunun en uç noktasında yer alan Afrika Boynuzunun kapladığı alan, yaklaşık 2 milyon kilometrekare. Eritre, Cibuti, Somali ve Etiyopya bu yarımadada bulunuyor ve yaklaşık 115 milyon insan yaşıyor. Afrika Boynuzu’nun en büyük sorunu sınır anlaşmazlıkları.
Eritre'de İsrail, İran ve Çin'in askeri varlıkları dikkat çekiyor. İsrail'in Eritre'de dinleme istasyonları ve limanları bulunurken, İran ise bu bölgeyi stratejik bir üs olarak kullanıyor. Çin, Cibuti'de kurduğu askeri üs ile Kızıldeniz'deki deniz yollarını kontrol etmeye çalışıyor.
Bu durum, Afrika Boynuzu'nu uluslararası bir çatışma merkezi haline getiriyor. ABD ve Fransa'nın da bu bölgede askeri üsleri bulunuyor ve bu ülkeler arasındaki rekabet giderek artıyor, Başta Etiyopya ile Eritre, Sudan ile Güney Sudan, Somali ile Etiyopya, Mısır ile Sudan olmak üzere Afrika ülkelerinde sınır sorunları baş gösteriyor.
Sınır sorunlarının perde arkasında bölgeye yerleşmek isteyen küresel emperyalist odakların rekabetleri var. Çünkü Süveyş Kanalı- Kızıldeniz- Basra Körfezi hattında dünya petrol yollarına hâkimiyet açısından en stratejik nokta olarak belirtilen Etyopya, Somali, Eritre ve Cibuti’nin oluşturduğu Afrika Boynuzu, tüm güçlerin stratejik mücadelesine sahne olan bir bölge.
Şimdi o bölge, Çin'in Afrika açılımını sıfıra indirgemek için operasyona açık.
Patlamaya hazır barut fıçısı.
Rusya ve Türkiye bu bölgede birlikte hareket ediyor olabilir mi?
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
омюр челикдёнмез, Дикгазете
Seçilmiş Kaynakça
https://www.bbc.com/turkce/articles/cn05d92w6yxo
https://kafkassam.com/turkiye-eritre-iliskileri-ve-afrika-boynuzunda-devlerin-savasi.html
https://abcgazetesi.com/filistin-devlet-baskani-mahmud-abbas-ankaraya-geliyor-760796
https://tr.euronews.com/2024/08/07/hamasin-yeni-lideri-ve-7-ekim-saldirisinin-mimari-yahya-sinvar-kimdir
https://www.haberet.com/dunya/rus-istihbarati-sirbistani-darbe-icin-uyardi-cumhurbaskani-ilk-kez-konustu-72190
https://www.trthaber.com/haber/dunya/samdaki-saldirida-oldurulen-iranli-tuggeneral-muhammed-riza-zahidi-kimdir-848274.html
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/gundem/arabulucular-israile-iletti-hamasin-yeni-liderin-sinvarin-istegi-belli-oldu-1056882?cache_refresh=1
https://www.voaturkce.com/a/yahya-sivarin-hamasin-yeni-lideri-olmasi-ateskesi-mi-savasi-mi-hizlandiracak-turkiye-hamas-iliskileri-bu-secimden-etkilenecek-mi/7734473.html
.
Türkiye ile küresel sistemin kartları yeniden karılıyor!
Küresel sistemin yeniden şekillendirilmesi ve siyasi suikastler ile eski aktörlerin tasfiye edilmesi, dünya genelinde ciddi jeopolitik ve ekonomik değişikliklere yol açabilir. Bu gelişmeler, Türkiye'nin dış politikasını ve uluslararası ilişkilerini yeniden şekillendirebilir ve ülkenin küresel sahnedeki rolünü artırabilir.
2024 yılına siyasi suikastler damgasını vurdu. Suriye’nin başkenti Şam’da bulunan İran Konsolosluğu’na yönelik İsrail hava saldırısında İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi öldürüldü. İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin helikopter kazasıyla tasfiyesinin ardından yerine Türk kökenli Mesut Pezeşkiyan seçildi.
Ardından Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta düzenlenen İsrail saldırısında Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür öldürüldü. Aynı gece, Tahran'da İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın göreve başlama merasimine katılan Hamas Siyasi Büro Lideri İsmail Haniye kaldığı konutunda öldürüldü.
İran ve Hamas, suikasti İsrail’e yıktı ama Siyonist katil İsrail rejimi de bu suikasti üstlenmedi. Daha öncesinde de ABD eski başkanlarından Trump’a uyduruk bir suikast düzenlendi.
Türkiye, İsrail’e karşı Filistin devletini ileri sürüyor!..
İran’ın başkenti Tahran’da öldürülerek tasfiye edilen İsmail Haniye’nin ardından, Hamas’ın siyasi liderliğine örgütün askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları ile siyasi bürosu arasında iletişimi sağlayan Yahya Sinvar atandı. Sinvar’ın liderliğinde, örgüt içinde Gazze’deki kadroların ön plana çıkması bekleniyor.
Bu nedenle örgüt içinde iç dinamiklerin değişebileceği ön görülüyor. Bu kapsamda Türkiye'nin desteklediği Hamas kadrolarının Filistin Devleti bürokrasisinde önemli görevler üstlenmesi kaçınılmaz. Yahya Sinvar’ın Hamas’ın hem siyasi hem de askeri kanadını kontrol eden bir isim olması, Filistin meselesinde yeni aşamaya geçildiğini gösteriyor.
Sinvar’ın birinci asli görevi Hamas’ı İran ve Lübnan Hizbullah’ının etki alanından çıkarmak. Haniye'yi tasfiye edenlerin istekleri doğrultusunda ikinci görevi ise küresel sömürü sisteminin zarar gören çıkarlarlarının sürekliliğini sağlamak.
Belki bu İsrail zindanlarında 23 yıl hapis yatmış, her türlü işkenceye uğramış, Yahya Sinvar için yakışıksız hatta haksız bir itham görülebilir. Ancak o bunun farkında olmadan, Filistin Halkı ve Filistin davası için yapacaktır.
O noktada yeni Hamas yönetiminin Türkiye ve Katar çizgisine daha uzak olacağı yönündeki beklentiler boşa çıkacaktır.
Heniyye'nin yerine seçilen Yahya Sinvar, İsrail ile ateşkes görüşmelerinde taleplerini iletti. Hamas’ın 15 Ağustos'ta yapılacak müzakereler yerine önceki müzakereler üzerinden yeni bir plan talep etmesi önemli. Muhtemelen Ankara'nın bu ateşkes talebinde etkisi yadsınamaz. Ankara, İsrail'in Filistin halkına yönelik katliamın bir an önce sonlanmasını istiyor.
Yahya Sinvar, istihbarat ekolünden…
Çünkü Sinvar, Hamas’ın istihbarat teşkilatı olarak bilinen Mecd’in kurucu kadrosunda yer aldığından, belirli aralıklarla Türk istihbaratından birileri ile düzenli görüşmelerde bulunuyordu. Yahya Sinvar, Hamas'ın askeri kanadının liderlerinden biri olarak bilinir ve Hamas'ın iç istihbarat teşkilatı olan Mecd'in de kurucularındandır.
Mecd, Hamas'ın iç güvenlik ve casusluk karşıtı operasyonlarını yürüten birimidir. Hamas'ın istihbarat teşkilatı olarak bilinen “Mecd”, Hamas'ın askeri kanadının bir parçasıdır.
Mecd, Hamas'ın güvenlik ve istihbarat faaliyetlerini yürütmekte olup, iç güvenlikten sorumludur ve Hamas'ın Gazze Şeridi'nde kontrolü sağlamasına yardımcı olur.
Teşkilat, bilgi toplama, muhalifleri takip etme ve güvenlik tehditlerine karşı önlemler alma görevlerini üstlenmektedir. Mecd'in faaliyetleri, Hamas'ın genel stratejisi ve amaçları doğrultusunda şekillenir.
Mahmud Abbas’ın Türkiye ziyaretinin bölgesel ve küresel sonuçları…
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 14-15 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetiyle Ankara'da olacak. İki lider, Gazze'deki saldırılar ve insani yardım konularını ele alacak. Abbas’ın, TBMM'de de bir konuşma yapması programda var.
Türkiye-Filistin diyaloğunun daha somut işbirliği kapılarını açabileceği değerlendirmeleri yapıldığı süreçte, Mahmud Abbas'ın Türkiye ziyareti, Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşması öncesinde bölge ve küresel sistem açısından çeşitli açılardan önemli.
Filistin davasına verdiği destekle dünya ve Arap kamuoyunda öne çıkan Türkiye, Mahmud Abbas'ın ziyaretiyle arabuluculuk rolünü pekiştirdiği gibi Filistin'in uluslararası arenada daha fazla destek bulmasına katkı sağlayacaktır.
Abbas'ın ziyareti, Hamas ve İsrail arasındaki gerilimin azaltılmasında önemli bir diplomatik girişim olarak değerlendirilebilir. Türkiye'nin bu süreçte aktif bir rol oynaması ve bu iradesinin uluslararası arenada kabul görmesiyle ateşkesin sürdürülebilirliği sağlanabilir.
Bu ziyaret, Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak rolünü pekiştirdiği gibi diğer bölgesel aktörlerle ilişkilerini de şekillendirecektir. Türkiye ve Filistin arasındaki ilişkilerin güçlenmesi, ABD ve AB gibi diğer küresel aktörlerin Ortadoğu politikalarını da yeniden gözden geçirmesini gerektirecektir.
Abbas'ın ziyareti, bu bağlamda uluslararası toplumun dikkatini Filistin sorununa çekebilir ve barış sürecine daha fazla dahil olmalarına yol açabilir. Hiç şüphesiz bu ziyaret hem bölgesel hem de küresel boyutta diplomatik ve siyasi dinamikleri etkileyebilecek öneme sahiptir.
Türkiye'nin Ortadoğu'daki etkisini artırma çabaları, Abbas'ın ziyareti ile daha da belirginleşecektir. Görülüyor ki küresel sistem, yeni Filistin politikasını İran’ı dışlayarak Türkiye'ye ihale etmiştir. Ankara, Filistin’in hamisi olarak seçilmiştir. Türkiye, bu noktada İsrail karşıtı bir pozisyona itilmiştir.
Ankara - Bakü – Filistin…
Bu noktada Ankara-Bakü ilişkilerine bakmak gerekecektir. Gazze konusunda İlham Aliyev yönetimi maalesef Türkiye'ye paralel bir söylem ve poltika geliştiremedi. Oysa yeni küresel sistem dizayn edilirken İsrail'in terbiye edilmesini gündemine aldı. Ankara ve Bakü arasında Filistin konusunda bir uyum yok. Belki bu Azerbaycan içerisinde bazı değişikliklere yol açabilir.
Almanya ve ABD ne yapmak istiyor?
Almanya’nın durup dururken Türkiye'ye seyahat edecek vatandaşları için bazı uyarılarda bulunması dikkat çekici. Demek ki Alman istihbarat teşkilatı “BND”, sınırlarımızın dibinde pis işler yapıyor. Almanya Dışişleri Bakanlığının Türkiye'ye seyahat edeceklerin dikkatli olmaları gerektiğini belirterek özellikle Türkiye'nin doğusundaki ve Suriye sınırına yakın bölgelerde “terör saldırısı riski” bulunduğundan bu bölgelerden uzak durulmasını önermesi kime uyarı sizce?
ABD'nin Türkiye'ye yönelik seyahat uyarısında da benzer hususlar mevcut. Şırnak ve Hakkari illeri ile Suriye sınırına 10 kilometre mesafedeki bölgeler için “seyahat edilmemesi gerektiği” kaydediliyor. Ta uç noktalarda gezen vatandaşları mı var ki? Yoksa bu tür uyarılarla Türkiye'ye aba altından sopa gösterdiklerini mi sanıyorlar.
Ayrıca, “Türkiye genelinde terör saldırıları, keyfi tutuklamalar ve güvenlik güçlerinin sıkı denetimleri” gibi durumlar nedeniyle dikkatli olunması gerektiği vurgulanıyor. Özellikle “kalabalık yerlerde, turistik mekanlarda ve kamuya açık alanlarda dikkatli olunması, yerel medyayı takip ederek planların hızlıca değiştirilmesi gerektiği” öneriliyor.
Almanya ve ABD'nin Türkiye için seyahat uyarısında bulunması, çeşitli nedenlerle olabilir. Bu tür uyarılar, genellikle ülkelerindeki vatandaşları bilgilendirmek ve korumak amacıyla yapılsa da uyarıların arkasında “terör saldırısı tehdidi, iç güvenlik endişeleri, siyasi istikrarsızlık veya diğer güvenlik riskleri” gibi sebepler olabilir.
Sırbistan’a dikkat!..
Sırbistan'daki sokak gösterileri genellikle hükümet karşıtı tepkileri yansıtıyor gibi görünse de Avrupa Birliği’nin Belgrad yönetimini Moskova yanlısı politikalarından vaz geçmeye zorladığı anlaşılıyor. Nitekim Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in Rus istihbaratının, ülkede Batılı güçlerin desteği ile darbe yapılabileceği meselesinde kendisini uyardığını dile getirmesinden kısa bir süre sonra Belgrad sokakları karıştı; protestocular, uluslararası oto yolunu trafiğe kapattı.
Sırbistan'daki lityum rezervleri, batılı ülkelerle ilgili çeşitli spekülasyonlara neden oldu. Lityum, özellikle elektrikli araç bataryaları ve enerji depolama sistemlerinde kullanılan önemli bir bileşendir. Bu nedenle, lityum kaynaklarına sahip ülkeler, stratejik öneme sahip olarak görülüyor. Sırbistan'daki lityum rezervlerinin, batılı ülkelerin ilgisini çekmesinin birkaç nedeni olabilir:
1- Stratejik Değer: Lityum, yeşil enerji ve teknoloji sektörlerinde kritik bir bileşen olduğundan, büyük rezervler, stratejik bir avantaj sağlayabilir.
2- Jeopolitik Rekabet: Büyük lityum rezervlerine sahip ülkeler, uluslararası ekonomik ve siyasi rekabetin odağı olabilir.
3- Yatırım ve Ekonomik Çıkarlar: Batılı ülkeler, lityum kaynaklarına sahip bölgelerde yatırım yaparak ekonomik çıkarlarını korumak isteyebilirler.
Sırbistan, Balkan coğrafyasında Türkiye'nin önemli ve güvenilir müttefiki kabul edilir. Balkanlar'daki istikrar ve güvenlik konuları, Türkiye ve Sırbistan arasındaki ilişkilerde önemli bir yer tutar. Her iki ülke de bölgesel barış ve istikrarı koruma çabalarına katkı sunuyor. Ankara, Avrupalı hokkabazlara karşı Vucic’in yanında yer alır mı?
Afrika Boynuzunda her an her şey olabilir!..
Afrika’nın kuzeydoğusundaki yarımadaya Afrika Boynuzu deniliyor. Afrika’nın doğusunun en uç noktasında yer alan Afrika Boynuzunun kapladığı alan, yaklaşık 2 milyon kilometrekare. Eritre, Cibuti, Somali ve Etiyopya bu yarımadada bulunuyor ve yaklaşık 115 milyon insan yaşıyor. Afrika Boynuzu’nun en büyük sorunu sınır anlaşmazlıkları.
Eritre'de İsrail, İran ve Çin'in askeri varlıkları dikkat çekiyor. İsrail'in Eritre'de dinleme istasyonları ve limanları bulunurken, İran ise bu bölgeyi stratejik bir üs olarak kullanıyor. Çin, Cibuti'de kurduğu askeri üs ile Kızıldeniz'deki deniz yollarını kontrol etmeye çalışıyor.
Bu durum, Afrika Boynuzu'nu uluslararası bir çatışma merkezi haline getiriyor. ABD ve Fransa'nın da bu bölgede askeri üsleri bulunuyor ve bu ülkeler arasındaki rekabet giderek artıyor, Başta Etiyopya ile Eritre, Sudan ile Güney Sudan, Somali ile Etiyopya, Mısır ile Sudan olmak üzere Afrika ülkelerinde sınır sorunları baş gösteriyor.
Sınır sorunlarının perde arkasında bölgeye yerleşmek isteyen küresel emperyalist odakların rekabetleri var. Çünkü Süveyş Kanalı- Kızıldeniz- Basra Körfezi hattında dünya petrol yollarına hâkimiyet açısından en stratejik nokta olarak belirtilen Etyopya, Somali, Eritre ve Cibuti’nin oluşturduğu Afrika Boynuzu, tüm güçlerin stratejik mücadelesine sahne olan bir bölge.
Şimdi o bölge, Çin'in Afrika açılımını sıfıra indirgemek için operasyona açık.
Patlamaya hazır barut fıçısı.
Rusya ve Türkiye bu bölgede birlikte hareket ediyor olabilir mi?
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
омюр челикдёнмез, Дикгазете
Seçilmiş Kaynakça
https://www.bbc.com/turkce/articles/cn05d92w6yxo
https://kafkassam.com/turkiye-eritre-iliskileri-ve-afrika-boynuzunda-devlerin-savasi.html
https://abcgazetesi.com/filistin-devlet-baskani-mahmud-abbas-ankaraya-geliyor-760796
https://tr.euronews.com/2024/08/07/hamasin-yeni-lideri-ve-7-ekim-saldirisinin-mimari-yahya-sinvar-kimdir
https://www.haberet.com/dunya/rus-istihbarati-sirbistani-darbe-icin-uyardi-cumhurbaskani-ilk-kez-konustu-72190
https://www.trthaber.com/haber/dunya/samdaki-saldirida-oldurulen-iranli-tuggeneral-muhammed-riza-zahidi-kimdir-848274.html
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/gundem/arabulucular-israile-iletti-hamasin-yeni-liderin-sinvarin-istegi-belli-oldu-1056882?cache_refresh=1
https://www.voaturkce.com/a/yahya-sivarin-hamasin-yeni-lideri-olmasi-ateskesi-mi-savasi-mi-hizlandiracak-turkiye-hamas-iliskileri-bu-secimden-etkilenecek-mi/7734473.html
.