Türkiye’nin anti emperyalist Milli çekirdeği, Ümmet coğrafyasının öncü gücü olacaktır
Türkiye’nin anti emperyalist Milli çekirdeği, Ümmet coğrafyasının öncü gücü olacaktır
- 21-08-2020 23:35
- 874
- 21-08-2020 23:35
- 874
YÜZSÜZ EMPERYALİZM KARŞISINDA ORTAK MÜCÂDELE
Emperyalizm, Emperyalist Ülkeler..
Kime sorsanız aynı ülkeleri sayarlar.
En başta İngiltere, sonra Fransa, İspanya, Portekiz, Rusya, İtalya, Almanya, Hollanda, Rusya, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD ve Çin..
Emperyalist ülkeler karşısında ülkelerin tutumu nasıl peki?
Ülkeleri genel anlamda iki bölümde değerlendirebiliriz.
1- Devlet ve hükümetler..
2- Yaşayan Halk…
Devlet yapısı ve hükümetler baktığınıza, emperyalizmin boyunduruğundan çıkmış ülkelerin çoğunda işgalciler sözde bağımsızlıkları tanırken, kendilerine bağımlı sistemler kurmuşlar. Yani, bağımsızlık âdeta lâfta.
Bu ülkelerde emperyalistlerin işbirlikçileri ciddi statükolar oluşturmuşlar.
Kendilerini sistemin ve devletin sahibi olarak görüyorlar.
Buralarda mücadele, emperyalizmin ülke içindeki yandaşları, hayranları, kuklaları, işbirlikçileri ile devam ediyor.
Emperyalist ülkeler soydukları, çaldıkları ve yağmaladıkları ile büyük devletler olmuşlar.
Sömürdükleri ülkelerdeki hayranları bu zenginliğin, medenî görünümün tarihsel nedenlerine bakmıyorlar.
Çağdaşlık, lâiklik, modernizm gibi putlarla bu kesim büyüleniyor. Ayrıca bu kesimde ciddi bir aşağılık kompleksi var.
Kendi halkına, değerler sistemine yabancılaşmış kesimler.. Ayrıca; İslam Ülkeleri’nde bir yandan insanların dînî inançları, mezhep, tarîkat, cemaat vb. yapılarla bozulup, kamplaştırılırken, diğer yandan kendisine köle yapılarla ülkeleri yönetmeye, baskı altında tutmaya devâm ediyor emperyalizm.
Bir de toplumu, fikir dünyası olarak paramparça ediyorlar.
Halk yığınlarına baktığınızda halklar değerler sistemine bağlı, emperyalizme de karşıdırlar.
Emperyalizm, işgâl edip yağmaladığı ülkelerde kan dökmüş, tecavüz etmiş, katliamlar yapmıştır.
Halklar yapılanları bilmektedir. Ancak, halkların çoğu, baskı rejimleri altında yönetildiklerinden korkmakta, ayağa kalkamamaktadırlar.
15 Temmuz İhânetinde, Türk Milleti, emperyalizmin çocuklarını yenmiştir.
Türkiye’deki bu gelişme, emperyalist düzenin baskı rejimleri altında inleyen Medeniyet Coğrafyamızın Ülkelerini ve insanlarını ümitlendirmiştir. Ayrıca, Türkiye’de seçimle gelen, halkının ve medeniyetinin değerlerine bağlı, halkına hürmetli ve başarılı hükümet yapısı yine güzel bir timsâl olmuştur.
Türkiye, emperyalizm karşısında stratejik dengeyi yakalamıştır. 1. Dünya Savaşı’nda yağmalanan ama öldürülemeyen “Hasta Adam Türkiye” yeniden toparlanmıştır.
Bugün Akdeniz’de bir kavga var.
Tarafları kim?
Bir yanda Türkiye ve Milletimize duâ eden Medeniyet Coğrafyamızın insanları var.
Dikkat edin devletler yok.
Karşısında emperyalist düşmanların tamamı.
Yine 1. Dünya Savaşı’nda donatılıp, eğitilip, silahlandırılıp Anadolu’ya gönderilen Yunanistan ve yeni yetme Mısır var.
Dikkat edin İngiltere’nin hiç sesi çıkmıyor.
Unutmayın ki; BAE, Mısır, İsrail, S. Arabistan vb. Kraliçe’den izin almadan helâya gitmezler.
Özetle, tıpkı 1. Dünya Savaşı’ndaki gibi emperyalizmin karşısında dimdik duruyoruz.
Bugün Türkiye, 1. Dünya Savaşı’ndan daha avantajlıdır.
Öncelikle halkımız daha şuurludur.
Çevre halklar, özellikle de Afrika Ülkeleri’nde ciddi bir uyanış söz konusudur.
Türkiye, bu halklara ulaşabilecek durumdadır.
Çevre halklar, özellikle de İslâm Ahâlî, Türkiye ile hareket ederler.
Kısaca Türkiye, emperyalizmin pençesindeki ülkelerle ilgilenmelidir.
TRT, İngilizce, Fransızca, Arapça, Rusça, Farsça, İspanyolca, Çince ve Portekizce TV/ Radyo yayınları yapmalıdır. Bu yayınlar dünyanın her yerinden izlenebilmelidir.
Afrika, Türkiye’nin komşusu ve kardeşidir.
Kuzey Afrika, Osmanlı Medeniyet Topraklarıdır. Hemen güneyindeki kuşak, Afrika’nın “Sahel Kuşağı” (Moritanya, Senegal, Mali, Burkina Faso, Nijer, Nijerya, Çad, Sudan, Güney Sudan, Eritre ve Etiyopya) ise İngiltere ve Fransa’nın çatışma alanıdır.
Bu bölgede Fransa’nın 10.000’in üzerinde askeri vardır.
ABD Dışişleri Bakanlığı, bölgeye bu yıl ilk özel temsilcisini atadı.
Hâlen, Mali’de Fransa yanlısı hükümet devrildi.
Fransa ve Avrupa basını, arkasında Türkiye’nin olduğunu yazıyor.
Bilemiyoruz.
Türkiye, bölgesinde etkin bir güçtür.
MİT daha etkin olmalı, tüm Medeniyet Coğrafyamızda, Psikolojik Harp-Hârekât Faaliyetleri yapılandırılmalıdır.
Tüm bu coğrafyada Türkiye, STK yapılanmalarında ve halkların içinde olmalıdır.
Aziz Milletim!..
Emperyalizme, değerlerimize, tarihimize, medeniyetimize düşman olan, işbirliği yapan tüm iç ve dış aldanmışlara ve düşmanlara karşı oluşacak mücadelenin çekirdeği, Türkiye’de oluşmalıdır.
Bu nüve, devlete ve yönetenlere bakmaksızın Millî ve Yerli kesimleri süratle bir araya getirme mücadelesi vermelidir.
Esas olan seçimlerde de en az yüzde 70 olan bu “Millî Cephe”yi sandıkta bir araya getirmelidir.
Türkiye’de oluşacak, antiemperyalist, Milli Nüve -çekirdek- inanın tüm Ümmet Coğrafyası’nın öncüsü ve motive edici gücü olacaktır.
Türk Milleti, Devleti ile birlikte, Medeniyet Coğrafyası’nın her yerinde olmalıdır.
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-
YÜZSÜZ EMPERYALİZM KARŞISINDA ORTAK MÜCÂDELE
Emperyalizm, Emperyalist Ülkeler..
Kime sorsanız aynı ülkeleri sayarlar.
En başta İngiltere, sonra Fransa, İspanya, Portekiz, Rusya, İtalya, Almanya, Hollanda, Rusya, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD ve Çin..
Emperyalist ülkeler karşısında ülkelerin tutumu nasıl peki?
Ülkeleri genel anlamda iki bölümde değerlendirebiliriz.
1- Devlet ve hükümetler..
2- Yaşayan Halk…
Devlet yapısı ve hükümetler baktığınıza, emperyalizmin boyunduruğundan çıkmış ülkelerin çoğunda işgalciler sözde bağımsızlıkları tanırken, kendilerine bağımlı sistemler kurmuşlar. Yani, bağımsızlık âdeta lâfta.
Bu ülkelerde emperyalistlerin işbirlikçileri ciddi statükolar oluşturmuşlar.
Kendilerini sistemin ve devletin sahibi olarak görüyorlar.
Buralarda mücadele, emperyalizmin ülke içindeki yandaşları, hayranları, kuklaları, işbirlikçileri ile devam ediyor.
Emperyalist ülkeler soydukları, çaldıkları ve yağmaladıkları ile büyük devletler olmuşlar.
Sömürdükleri ülkelerdeki hayranları bu zenginliğin, medenî görünümün tarihsel nedenlerine bakmıyorlar.
Çağdaşlık, lâiklik, modernizm gibi putlarla bu kesim büyüleniyor. Ayrıca bu kesimde ciddi bir aşağılık kompleksi var.
Kendi halkına, değerler sistemine yabancılaşmış kesimler.. Ayrıca; İslam Ülkeleri’nde bir yandan insanların dînî inançları, mezhep, tarîkat, cemaat vb. yapılarla bozulup, kamplaştırılırken, diğer yandan kendisine köle yapılarla ülkeleri yönetmeye, baskı altında tutmaya devâm ediyor emperyalizm.
Bir de toplumu, fikir dünyası olarak paramparça ediyorlar.
Halk yığınlarına baktığınızda halklar değerler sistemine bağlı, emperyalizme de karşıdırlar.
Emperyalizm, işgâl edip yağmaladığı ülkelerde kan dökmüş, tecavüz etmiş, katliamlar yapmıştır.
Halklar yapılanları bilmektedir. Ancak, halkların çoğu, baskı rejimleri altında yönetildiklerinden korkmakta, ayağa kalkamamaktadırlar.
15 Temmuz İhânetinde, Türk Milleti, emperyalizmin çocuklarını yenmiştir.
Türkiye’deki bu gelişme, emperyalist düzenin baskı rejimleri altında inleyen Medeniyet Coğrafyamızın Ülkelerini ve insanlarını ümitlendirmiştir. Ayrıca, Türkiye’de seçimle gelen, halkının ve medeniyetinin değerlerine bağlı, halkına hürmetli ve başarılı hükümet yapısı yine güzel bir timsâl olmuştur.
Türkiye, emperyalizm karşısında stratejik dengeyi yakalamıştır. 1. Dünya Savaşı’nda yağmalanan ama öldürülemeyen “Hasta Adam Türkiye” yeniden toparlanmıştır.
Bugün Akdeniz’de bir kavga var.
Tarafları kim?
Bir yanda Türkiye ve Milletimize duâ eden Medeniyet Coğrafyamızın insanları var.
Dikkat edin devletler yok.
Karşısında emperyalist düşmanların tamamı.
Yine 1. Dünya Savaşı’nda donatılıp, eğitilip, silahlandırılıp Anadolu’ya gönderilen Yunanistan ve yeni yetme Mısır var.
Dikkat edin İngiltere’nin hiç sesi çıkmıyor.
Unutmayın ki; BAE, Mısır, İsrail, S. Arabistan vb. Kraliçe’den izin almadan helâya gitmezler.
Özetle, tıpkı 1. Dünya Savaşı’ndaki gibi emperyalizmin karşısında dimdik duruyoruz.
Bugün Türkiye, 1. Dünya Savaşı’ndan daha avantajlıdır.
Öncelikle halkımız daha şuurludur.
Çevre halklar, özellikle de Afrika Ülkeleri’nde ciddi bir uyanış söz konusudur.
Türkiye, bu halklara ulaşabilecek durumdadır.
Çevre halklar, özellikle de İslâm Ahâlî, Türkiye ile hareket ederler.
Kısaca Türkiye, emperyalizmin pençesindeki ülkelerle ilgilenmelidir.
TRT, İngilizce, Fransızca, Arapça, Rusça, Farsça, İspanyolca, Çince ve Portekizce TV/ Radyo yayınları yapmalıdır. Bu yayınlar dünyanın her yerinden izlenebilmelidir.
Afrika, Türkiye’nin komşusu ve kardeşidir.
Kuzey Afrika, Osmanlı Medeniyet Topraklarıdır. Hemen güneyindeki kuşak, Afrika’nın “Sahel Kuşağı” (Moritanya, Senegal, Mali, Burkina Faso, Nijer, Nijerya, Çad, Sudan, Güney Sudan, Eritre ve Etiyopya) ise İngiltere ve Fransa’nın çatışma alanıdır.
Bu bölgede Fransa’nın 10.000’in üzerinde askeri vardır.
ABD Dışişleri Bakanlığı, bölgeye bu yıl ilk özel temsilcisini atadı.
Hâlen, Mali’de Fransa yanlısı hükümet devrildi.
Fransa ve Avrupa basını, arkasında Türkiye’nin olduğunu yazıyor.
Bilemiyoruz.
Türkiye, bölgesinde etkin bir güçtür.
MİT daha etkin olmalı, tüm Medeniyet Coğrafyamızda, Psikolojik Harp-Hârekât Faaliyetleri yapılandırılmalıdır.
Tüm bu coğrafyada Türkiye, STK yapılanmalarında ve halkların içinde olmalıdır.
Aziz Milletim!..
Emperyalizme, değerlerimize, tarihimize, medeniyetimize düşman olan, işbirliği yapan tüm iç ve dış aldanmışlara ve düşmanlara karşı oluşacak mücadelenin çekirdeği, Türkiye’de oluşmalıdır.
Bu nüve, devlete ve yönetenlere bakmaksızın Millî ve Yerli kesimleri süratle bir araya getirme mücadelesi vermelidir.
Esas olan seçimlerde de en az yüzde 70 olan bu “Millî Cephe”yi sandıkta bir araya getirmelidir.
Türkiye’de oluşacak, antiemperyalist, Milli Nüve -çekirdek- inanın tüm Ümmet Coğrafyası’nın öncüsü ve motive edici gücü olacaktır.
Türk Milleti, Devleti ile birlikte, Medeniyet Coğrafyası’nın her yerinde olmalıdır.
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-