Ukrayna, Rusya ile müzakere şansını kaybetti

Ukrayna, Rusya ile müzakere şansını kaybetti

Ukrayna, Rusya ile müzakere şansını kaybetti Ukrayna, Rusya ile müzakere şansını kaybetti

Ukrayna, Rusya ile müzakere şansını kaybetti

MOSKOVA

Ukrayna’yı 2014 yılından beri çatışmaya sürükleyen Kiev rejimleri, arkalarında gördüğü super güçler ile birlikte Rusya’ya düşmanlıklarını daha da belirginleştirip Rus sınırlarına askeri yığınaklar yaptı. Aynı zamanda Kiev rejim ordusu da Donbass’ta kendi halkına karşı savaş ilan etti ve yüzlerce sivil bu çatışmalar sırasında öldürüldü. Çocukların da katledildiği iç karışıklıkta Donbass sakinleri tek desteği Rusya’dan alabileceğini biliyordu. Çünkü onlar da Rus kardeşliğine inanmıştı.

Rusya, Ukrayna’daki iç karışıklığı uzaktan izlerken 2014 yılından 2022  yılına kadar Donbass sakinlerine insani yardımlar ulaştırdı, onları koruma altına almak için Rus pasaportu alma yolundaki engeller kaldırıldı. Kırım’da ise halk, kendi güvenliğini Rusya topraklarına bağlanmakla sağlamaya çalıştı.

Özet geçtiğim bu yakın zamanda aslında Rusya gerçek düşmanın Ukrayna değil de batılılar olduğunun oldukça farkındaydı. Tüm diplomatik mesajlar ABD, NATO ve batılı ülkelere yönelikti. Ancak Rusya’nın batılılara uyarılarına karşılık veren de yine Kiev rejimleri oldu.

Ukrayna iç savaşının taraflarından biri olan Moskova, Minsk müzakerelerinde aldatıldı. Bu süreçte sadece Ukrayna’ya silah stokları yapıldı. Barış adına Kiev rejiminin anlaşmaya bağlı olarak hiçbir çabası olmadı.

24 Şubat 2024 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Donbass sakinlerinin çağrısıyla ve NATO’nun kendi sınırlarına dayanmasıyla Ukrayna’ya özel askeri harekat başlattı. Bu harekat “Savaş” değildi. Bu operasyonlardaki temel maksat Ukrayna’ya stoklanan batılı silahların imhası ve Donbass Bölgesi’nin özgürleştirilmesiydi.

Çünkü çocukların bile rejim güçleri tarafından öldürüldüğü bir coğrafyada Rusya, kendi vatandaşlarını korumakla yükümlüydü.

İlk anda Rus ordusu, Donbass’ta tam hakimiyeti sağlamış, Rus ordusu, Kiev’in merkezine 30 kilometre kala durmuştu.

Müzakereler şarttı.

Rusya ve Ukrayna tarafları, çatışmaların ilk aylarında İstanbul’da müzakereleri başlattı. Rusya’nın talepleri ve Kiev rejiminin talepleri masada değerlendirilmiş ve anlaşma, metne dökülmüştü.

Ancak şeytan, masanın dışındaydı. Kiev rejiminin kulağına fısıldananlar nedeniyle barış şansı ortadan kalktı.

Batılılara göre; “Son Ukraynalıya kadar” bu çatışmalar sürmeliydi. Batılıların kuklası olan Kiev rejimi de kulağına fısıldanan her şeyi uyguladı.

Bugüne geldiğimizde Ukrayna’da artık savaşacak kimse kalmadı. Yaşlılar bile zorla cepheye gönderilmeye çalışılırken Kiev rejimi, Moskova’nın defalarca müzakere çağrısını da reddetti.

Dönem dönem Rus topraklarına saldıran, sivilleri hedef alan, nükleer santralleri bile şantaj aracı olarak kullanan Kiev rejimi maalesef savaşın tarafındaydı.

Günümüze gelindiğinde Kiev rejimi bitik halde. Taarruzlarında başarısızlar. Batılıların gönderdiği ağır zırhlı araç ve roketleri ancak Rus sivil alanları vurarak kullandılar.

Moskova, bu süreçte oldukça sakin davrandı. Diplomasinin dışına çıkmadan, sivilleri hedef almadan stratejik hedefler tek tek vuruldu.

Kiev rejiminin başı, gayri meşru şekilde koltuğunda otururken bile kendisine muhatap arayıp yine de müzakere önerisinde bulundu.

Ancak hala son Ukraynalı cephede değil. Kiev rejimi ve batılılarSon Ukraynalı” mottosunda oldukça kararlıymış. Tüm Ukraynalıları batılıların isteği olsun diye kullanmakta kararlılar. Ruslara saldırılarından ve Ukraynalıların yok olmasından rahatsız değiller.

Moskova, sabır ile tüm bu senaryolara prensipleriyle karşılık verdi. Artık Moskova’nın müzakerelere ihtiyacı yok. Zaten cephede istediğini alan, karşısında bir ordu görmeyen, masada muhatap göremeyen Moskova’ya tek seçenek olarak askeri ilerleme gösterildi. Hemen hemen her gün Rus ordusu bir yerleşim alanına Rus bayrağı dikiyor.

Kiev rejimi çaresiz. Çözülmenin zor olacağını tahmin ediyorduk. Çünkü çözülmenin Kiev’den değil de batıdan başlaması gerektiğine inanıyorduk. Batılılar çözüldü. Kiev’e destek verme enerjileri kalmadı. Bir çok konuda çaresiz. Enerji krizleri, üretim maliyetleri derken batılılar gerçek gündemlerine dönmeye başladı. Kiev rejimi hala “Son Ukraynalı” iddiasını sürdürürken belki de batılılar bundan bile vazgeçti.

Artık müzakere masasını Moskova göstermeyecek. Kiev rejimi yakın zamanda böyle bir çağrı yapabilir. Rusya, tam ölçekli taarruza bile başlamadı. Bu olasılığı Kiev rejimi ve batılılar da görüyordur.

Eğer Moskova, müzakere çağrısında bulunduğunda Kiev rejimi olumlu yanıt verseydi eli güçlü olacaktı. Artık müzakereler gerçekleşse bile Kiev, masaya zayıf oturacak. Kaprisleri için tüm ülkeyi gözden çıkaranların bu kez ülkeleri için kaprislerini terk etmesi gerekir.

Başka çareleri yok!

Kiev rejimi ve batılılar ya müzakere talep edecek ya da “Son Ukraynalı”yı da feda edecek.

.

Erhan Kuadzba, dikGAZETE.com

Ukrayna, Rusya ile müzakere şansını kaybetti

MOSKOVA

Ukrayna’yı 2014 yılından beri çatışmaya sürükleyen Kiev rejimleri, arkalarında gördüğü super güçler ile birlikte Rusya’ya düşmanlıklarını daha da belirginleştirip Rus sınırlarına askeri yığınaklar yaptı. Aynı zamanda Kiev rejim ordusu da Donbass’ta kendi halkına karşı savaş ilan etti ve yüzlerce sivil bu çatışmalar sırasında öldürüldü. Çocukların da katledildiği iç karışıklıkta Donbass sakinleri tek desteği Rusya’dan alabileceğini biliyordu. Çünkü onlar da Rus kardeşliğine inanmıştı.

Rusya, Ukrayna’daki iç karışıklığı uzaktan izlerken 2014 yılından 2022  yılına kadar Donbass sakinlerine insani yardımlar ulaştırdı, onları koruma altına almak için Rus pasaportu alma yolundaki engeller kaldırıldı. Kırım’da ise halk, kendi güvenliğini Rusya topraklarına bağlanmakla sağlamaya çalıştı.

Özet geçtiğim bu yakın zamanda aslında Rusya gerçek düşmanın Ukrayna değil de batılılar olduğunun oldukça farkındaydı. Tüm diplomatik mesajlar ABD, NATO ve batılı ülkelere yönelikti. Ancak Rusya’nın batılılara uyarılarına karşılık veren de yine Kiev rejimleri oldu.

Ukrayna iç savaşının taraflarından biri olan Moskova, Minsk müzakerelerinde aldatıldı. Bu süreçte sadece Ukrayna’ya silah stokları yapıldı. Barış adına Kiev rejiminin anlaşmaya bağlı olarak hiçbir çabası olmadı.

24 Şubat 2024 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Donbass sakinlerinin çağrısıyla ve NATO’nun kendi sınırlarına dayanmasıyla Ukrayna’ya özel askeri harekat başlattı. Bu harekat “Savaş” değildi. Bu operasyonlardaki temel maksat Ukrayna’ya stoklanan batılı silahların imhası ve Donbass Bölgesi’nin özgürleştirilmesiydi.

Çünkü çocukların bile rejim güçleri tarafından öldürüldüğü bir coğrafyada Rusya, kendi vatandaşlarını korumakla yükümlüydü.

İlk anda Rus ordusu, Donbass’ta tam hakimiyeti sağlamış, Rus ordusu, Kiev’in merkezine 30 kilometre kala durmuştu.

Müzakereler şarttı.

Rusya ve Ukrayna tarafları, çatışmaların ilk aylarında İstanbul’da müzakereleri başlattı. Rusya’nın talepleri ve Kiev rejiminin talepleri masada değerlendirilmiş ve anlaşma, metne dökülmüştü.

Ancak şeytan, masanın dışındaydı. Kiev rejiminin kulağına fısıldananlar nedeniyle barış şansı ortadan kalktı.

Batılılara göre; “Son Ukraynalıya kadar” bu çatışmalar sürmeliydi. Batılıların kuklası olan Kiev rejimi de kulağına fısıldanan her şeyi uyguladı.

Bugüne geldiğimizde Ukrayna’da artık savaşacak kimse kalmadı. Yaşlılar bile zorla cepheye gönderilmeye çalışılırken Kiev rejimi, Moskova’nın defalarca müzakere çağrısını da reddetti.

Dönem dönem Rus topraklarına saldıran, sivilleri hedef alan, nükleer santralleri bile şantaj aracı olarak kullanan Kiev rejimi maalesef savaşın tarafındaydı.

Günümüze gelindiğinde Kiev rejimi bitik halde. Taarruzlarında başarısızlar. Batılıların gönderdiği ağır zırhlı araç ve roketleri ancak Rus sivil alanları vurarak kullandılar.

Moskova, bu süreçte oldukça sakin davrandı. Diplomasinin dışına çıkmadan, sivilleri hedef almadan stratejik hedefler tek tek vuruldu.

Kiev rejiminin başı, gayri meşru şekilde koltuğunda otururken bile kendisine muhatap arayıp yine de müzakere önerisinde bulundu.

Ancak hala son Ukraynalı cephede değil. Kiev rejimi ve batılılarSon Ukraynalı” mottosunda oldukça kararlıymış. Tüm Ukraynalıları batılıların isteği olsun diye kullanmakta kararlılar. Ruslara saldırılarından ve Ukraynalıların yok olmasından rahatsız değiller.

Moskova, sabır ile tüm bu senaryolara prensipleriyle karşılık verdi. Artık Moskova’nın müzakerelere ihtiyacı yok. Zaten cephede istediğini alan, karşısında bir ordu görmeyen, masada muhatap göremeyen Moskova’ya tek seçenek olarak askeri ilerleme gösterildi. Hemen hemen her gün Rus ordusu bir yerleşim alanına Rus bayrağı dikiyor.

Kiev rejimi çaresiz. Çözülmenin zor olacağını tahmin ediyorduk. Çünkü çözülmenin Kiev’den değil de batıdan başlaması gerektiğine inanıyorduk. Batılılar çözüldü. Kiev’e destek verme enerjileri kalmadı. Bir çok konuda çaresiz. Enerji krizleri, üretim maliyetleri derken batılılar gerçek gündemlerine dönmeye başladı. Kiev rejimi hala “Son Ukraynalı” iddiasını sürdürürken belki de batılılar bundan bile vazgeçti.

Artık müzakere masasını Moskova göstermeyecek. Kiev rejimi yakın zamanda böyle bir çağrı yapabilir. Rusya, tam ölçekli taarruza bile başlamadı. Bu olasılığı Kiev rejimi ve batılılar da görüyordur.

Eğer Moskova, müzakere çağrısında bulunduğunda Kiev rejimi olumlu yanıt verseydi eli güçlü olacaktı. Artık müzakereler gerçekleşse bile Kiev, masaya zayıf oturacak. Kaprisleri için tüm ülkeyi gözden çıkaranların bu kez ülkeleri için kaprislerini terk etmesi gerekir.

Başka çareleri yok!

Kiev rejimi ve batılılar ya müzakere talep edecek ya da “Son Ukraynalı”yı da feda edecek.

.

Erhan Kuadzba, dikGAZETE.com