Yelda Başaran’dan Canan Karatay’a ‘psikolojik’ destek: Veganla saadet olmaz!
Yelda Başaran’dan Canan Karatay’a ‘psikolojik’ destek: Veganla saadet olmaz!
- 20-07-2022 11:08
- 3216
- 20-07-2022 11:08
- 3216
- SADECE BİTKİSEL BESLENMEK, TEK TARAFLI PLATONİK BİR AŞK YAŞAMAYA BENZER…
- CANAN KARATAYIN “FİZYOLOJİK” YAKLAŞIMINA YELDA BAŞARAN’DAN “PSİKOLOJİK” YAKLAŞIM
- Veganların çocukluğuna inmek lazım!
Uzman psikolog ve yeme bozuklukları danışmanı Yelda Başaran’dan Canan Karatay’a tam destek geldi.
Veganların hastalıklı, kansız ve zayıf dirençli olduğunu söyleyen, insanların yalnızca tahıl veya yaprak yiyerek yaşayamayacağını ifade eden Prof. Dr. Canan Karatay, vegan beslenmenin ömrü kısalttığını, hastalıklara, kansızlık sorununa ve bağışıklık sistemi sorunlarına davetiye çıkardığını, 25-30 yaşında çocukların regl düzenlerinin bozuk, spermlerinin az olduğu, 30 yaşında menopoza girenlerin olduğu şeklindeki açıklamasına uzman psikolog ve yeme bozuklukları danışmanı Yelda Başaran’dan tam destek geldi.
Ekranların sempatik sunucusu Uzman Psikolog ve Yeme Bozuklukları Danışmanı Yelda Başaran, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Fakültesi’nde tez konusu da olan yeme bozuklukları ve depresyon arasındaki ilişkiyi incelerken Türkiye’yi il il gezerek yaptığı araştırmalardan yola çıkıp, Artemis Yayınları etiketiyle çıkardığı, “Oturduğunuz Yerde Zayıflamak İster misiniz?” adını taşıyan kitabında, “Vücudu Güzelleştiren Zihindir” ve “Hormonlarımız bizleri bir orkestra şefi gibi yönetir” adını verdiği, “duydum ki unutmuşsunuz hormonların önemini” bölümünde ve özellikle kadınlara özel önerilerde bulunurken, “tıpkı Prof. Dr. Canan hoca gibi ben de beslenmede protein alınmasının önemini ve özellikle psikolojik sağlığımız için B-12, D vitamini D, Omega-3, iyot, demir, kalsiyum ve çinko açısından zengin beslenmemiz gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.
-Yeme Bozuklukları Danışmanı ve Psikoterapist Yelda Başaran, "Canan Hocamın ellerinden öpüyorum" dedi-
Yelda Başaran; “Veganlık bir felsefedir! Bir popülizm akımıdır. Hayvanlara acı vermemek üzere kurulan bir felsefe! Peki hayvanların canı var ise bitkilerin canı yok mu?” diyerek ekledi; “insanoğlu ne tek başına Etobur ne de Otoburdur! Başaran, sözlerine Prof. Dr. Canan Karatay’ı onaylayarak şöyle devam etti:
“Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için hayvansal ve bitkisel gıdalar bir arada ve dengeli tüketilmeli. Et ve balığı inkar ederek sadece sebze ve bakliyatla bir ömür geçmez. Tabiatın bir dengesi var.
Her türlü gıda dengeli alınmalı. Aksi takdirde hem psikolojik hem de fizyolojik anlamda bu şekilde ‘Vegan Tarzı’ tek tip beslenmek, insanın doğal yapısını bozar. Zihin, ruh ve beden duygu durumunu etkisi altına alır. Ve Vücut Metabolik strese girer. Kendini iyi hissetme hali ve duygularımız altüst olur.”
VEGAN BESLENENLERİN ÇOCUKLUK TRAVMALARINA BAKMAK LAZIM!..
Başaran, daha sonra şu ifadeleri kullandı:
“Vegan olan bir çok danışanım ya çok tuzlu ya da çok şekerli, yağlı ve yüksek kalorili besinlere yöneliyor. Enerji, proteinden gelir. Protein de hayvanda bulunur. Veganlar, çoğu zaman beslenmelerinden vücutları için gerekli B-12 vitaminini alamazlar.
Veganlar, beslenmelerinden çok az D vitamini alırlar. Bu sebeple, veganların B-12 için ek besin desteği kullanması gerekir. Bu da kişinin depresyona girmesine sebep olur.
Vegan beslenen bir çok danışanımın neden bu tarz beslenme şeklini tercih ettiğini sorduğumda dinlediğim bir çok danışanımdan çocukluk yıllarında hayvanların kesilmesi ya da onlara zulüm edildiği düşüncesiyle bir tepki ve vicdanen rahatsız oldukları için bu tercihe yöneldikleri cevabını aldım. O yüzden, bir veganı değerlendirirken onun bu tarz bir beslenme tercihini neden seçtiğini anlamak için çocukluk yıllarındaki travmaları dinlemek lazım”
DENGE, MUTLULUĞUN ANAHTARIDIR!..
“Tabii bu işin psikolojik boyutu, bir de fizyolojik boyutu var” diyen Başaran, “Ancak bilinçli uygulanmayan bir vegan diyetinin de çok ciddi sağlık risklerine yol açabileceğine dikkat çekti.
Başaran, özellikle; kalsiyum alımı düşüklüğüne bağlı olarak ilerleyen dönemlerde kemik ve eklem rahatsızlıkları, B-12 vitamini ve demir alımının düşüklüğüne bağlı olarak anemi, Omega-3 eksikliğine bağlı olarak nörolojik fonksiyon bozuklukları ve görme sorunları oluştuğu vurgusu yapıyor.
“Denge Mutluluğun anahtarıdır” diyen Başaran, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece Vegan tarzı beslenerek saadet olmaz. Veganlık, yeme bozukluğuna yol açan bir psikolojik davranış bozukluğuna yol açabilir. Vegan beslenmek ‘sağlıklı olacağım’ derken tıpkı tek taraflı platonik bir aşk yaşamaya benziyor.
Canan hocamın ‘yalnızca tahıl ya da yaprak yiyerek yaşayamaz insanlar. 25-30 yaşında çocukların regl düzenleri bozuk. Spermleri az. 30 yaşında menopoza giren var. Depresyona giriyor; biz 30’lu yaşlarımızda düz duvara tırmanırdık’ sözlerine ilave olarak şunları söyleyebilirim;
sadece nohut pilav ve brokoli yiyerek insan ne mutlu ne de sağlıklı olur. Vücut strese girer. Sonra da ayıkla pirincin taşını. Sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda Türk halkına her zaman yararlı bilgiler verip, farkındalık sağlayan açıklamamalarından dolayı Canan hocamın ellerinden öpüyor kendisini ayakta alkışlıyorum.”
.
Selçuk Aka, dikGAZETE.com
- SADECE BİTKİSEL BESLENMEK, TEK TARAFLI PLATONİK BİR AŞK YAŞAMAYA BENZER…
- CANAN KARATAYIN “FİZYOLOJİK” YAKLAŞIMINA YELDA BAŞARAN’DAN “PSİKOLOJİK” YAKLAŞIM
- Veganların çocukluğuna inmek lazım!
Uzman psikolog ve yeme bozuklukları danışmanı Yelda Başaran’dan Canan Karatay’a tam destek geldi.
Veganların hastalıklı, kansız ve zayıf dirençli olduğunu söyleyen, insanların yalnızca tahıl veya yaprak yiyerek yaşayamayacağını ifade eden Prof. Dr. Canan Karatay, vegan beslenmenin ömrü kısalttığını, hastalıklara, kansızlık sorununa ve bağışıklık sistemi sorunlarına davetiye çıkardığını, 25-30 yaşında çocukların regl düzenlerinin bozuk, spermlerinin az olduğu, 30 yaşında menopoza girenlerin olduğu şeklindeki açıklamasına uzman psikolog ve yeme bozuklukları danışmanı Yelda Başaran’dan tam destek geldi.
Ekranların sempatik sunucusu Uzman Psikolog ve Yeme Bozuklukları Danışmanı Yelda Başaran, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Fakültesi’nde tez konusu da olan yeme bozuklukları ve depresyon arasındaki ilişkiyi incelerken Türkiye’yi il il gezerek yaptığı araştırmalardan yola çıkıp, Artemis Yayınları etiketiyle çıkardığı, “Oturduğunuz Yerde Zayıflamak İster misiniz?” adını taşıyan kitabında, “Vücudu Güzelleştiren Zihindir” ve “Hormonlarımız bizleri bir orkestra şefi gibi yönetir” adını verdiği, “duydum ki unutmuşsunuz hormonların önemini” bölümünde ve özellikle kadınlara özel önerilerde bulunurken, “tıpkı Prof. Dr. Canan hoca gibi ben de beslenmede protein alınmasının önemini ve özellikle psikolojik sağlığımız için B-12, D vitamini D, Omega-3, iyot, demir, kalsiyum ve çinko açısından zengin beslenmemiz gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.
-Yeme Bozuklukları Danışmanı ve Psikoterapist Yelda Başaran, "Canan Hocamın ellerinden öpüyorum" dedi-
Yelda Başaran; “Veganlık bir felsefedir! Bir popülizm akımıdır. Hayvanlara acı vermemek üzere kurulan bir felsefe! Peki hayvanların canı var ise bitkilerin canı yok mu?” diyerek ekledi; “insanoğlu ne tek başına Etobur ne de Otoburdur! Başaran, sözlerine Prof. Dr. Canan Karatay’ı onaylayarak şöyle devam etti:
“Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için hayvansal ve bitkisel gıdalar bir arada ve dengeli tüketilmeli. Et ve balığı inkar ederek sadece sebze ve bakliyatla bir ömür geçmez. Tabiatın bir dengesi var.
Her türlü gıda dengeli alınmalı. Aksi takdirde hem psikolojik hem de fizyolojik anlamda bu şekilde ‘Vegan Tarzı’ tek tip beslenmek, insanın doğal yapısını bozar. Zihin, ruh ve beden duygu durumunu etkisi altına alır. Ve Vücut Metabolik strese girer. Kendini iyi hissetme hali ve duygularımız altüst olur.”
VEGAN BESLENENLERİN ÇOCUKLUK TRAVMALARINA BAKMAK LAZIM!..
Başaran, daha sonra şu ifadeleri kullandı:
“Vegan olan bir çok danışanım ya çok tuzlu ya da çok şekerli, yağlı ve yüksek kalorili besinlere yöneliyor. Enerji, proteinden gelir. Protein de hayvanda bulunur. Veganlar, çoğu zaman beslenmelerinden vücutları için gerekli B-12 vitaminini alamazlar.
Veganlar, beslenmelerinden çok az D vitamini alırlar. Bu sebeple, veganların B-12 için ek besin desteği kullanması gerekir. Bu da kişinin depresyona girmesine sebep olur.
Vegan beslenen bir çok danışanımın neden bu tarz beslenme şeklini tercih ettiğini sorduğumda dinlediğim bir çok danışanımdan çocukluk yıllarında hayvanların kesilmesi ya da onlara zulüm edildiği düşüncesiyle bir tepki ve vicdanen rahatsız oldukları için bu tercihe yöneldikleri cevabını aldım. O yüzden, bir veganı değerlendirirken onun bu tarz bir beslenme tercihini neden seçtiğini anlamak için çocukluk yıllarındaki travmaları dinlemek lazım”
DENGE, MUTLULUĞUN ANAHTARIDIR!..
“Tabii bu işin psikolojik boyutu, bir de fizyolojik boyutu var” diyen Başaran, “Ancak bilinçli uygulanmayan bir vegan diyetinin de çok ciddi sağlık risklerine yol açabileceğine dikkat çekti.
Başaran, özellikle; kalsiyum alımı düşüklüğüne bağlı olarak ilerleyen dönemlerde kemik ve eklem rahatsızlıkları, B-12 vitamini ve demir alımının düşüklüğüne bağlı olarak anemi, Omega-3 eksikliğine bağlı olarak nörolojik fonksiyon bozuklukları ve görme sorunları oluştuğu vurgusu yapıyor.
“Denge Mutluluğun anahtarıdır” diyen Başaran, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece Vegan tarzı beslenerek saadet olmaz. Veganlık, yeme bozukluğuna yol açan bir psikolojik davranış bozukluğuna yol açabilir. Vegan beslenmek ‘sağlıklı olacağım’ derken tıpkı tek taraflı platonik bir aşk yaşamaya benziyor.
Canan hocamın ‘yalnızca tahıl ya da yaprak yiyerek yaşayamaz insanlar. 25-30 yaşında çocukların regl düzenleri bozuk. Spermleri az. 30 yaşında menopoza giren var. Depresyona giriyor; biz 30’lu yaşlarımızda düz duvara tırmanırdık’ sözlerine ilave olarak şunları söyleyebilirim;
sadece nohut pilav ve brokoli yiyerek insan ne mutlu ne de sağlıklı olur. Vücut strese girer. Sonra da ayıkla pirincin taşını. Sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda Türk halkına her zaman yararlı bilgiler verip, farkındalık sağlayan açıklamamalarından dolayı Canan hocamın ellerinden öpüyor kendisini ayakta alkışlıyorum.”