<h3><span><strong>YEREL SEÇİMLERE DÂİR… DEĞERLENDİRME VE SONUÇLAR. ACİL TEKLİFLER…</strong></span></h3> <div><strong>“Millî</strong> <strong>Cephe</strong> <strong>dağıldı”</strong> mı diyelim yoksa her siyasi partide <strong>Millî</strong> insanlar var mı?</div> <div>Siyaset toz-duman…</div> <div>Kafalar hiç bu kadar allak bullak olmuş mudur geçmişte? Ya da <strong>Millî</strong> zemindeki insanlar oy kullanmaya gitmeyecek kadar <strong>ümitsiz</strong> ya da <strong>làkâyt</strong> olmuş mudur?</div> <div>Tüm siyasi partilerde tanıdıklarımız var, arkadaşlarımız var, akrabalarımız var. Dostlarımız var. Dinliyoruz… Herkes çok haklı…</div> <div>Ben bir süredir <strong>çıkar</strong> <strong>gruplarının</strong> siyaset eliyle devleti kendi menfaatleri için sürekli yaraladığını görüyor ve önüne geçilmesi gerektiğini ifade ediyordum.</div> <div>Ama ne gâm?</div> <div><strong>“Boş tencere hükümet devirir.”</strong> Bu cümle idealsiz, hedefsiz toplumlar için geçerli. <strong>Azîz</strong> <strong>Milletimiz</strong> değerleri ile dirilmiştir. Peki, şimdi nasıl oldu da bu sonuçlar çıktı ortaya…</div> <div><strong>Muhalefet susarak oy topladı. İktidar, konuşarak oy kaybetti. FETÖ’nün belaltı alışkanlıkları artık yemiyor.</strong></div> <div><strong>Türkiye eski Türkiye değil.</strong></div> <div><strong>Güneydoğu’da İslâmî duyarlılığı yüksek insanların çoğu dahî bölücü ve ateist PKK ile birlikte hareket ediyor.</strong></div> <div>Tüm Ülkede tek başına <strong>Dindarlık’ın</strong> yeterli olmadığını görmeliyiz. <strong>Töre</strong> ve <strong>Millî</strong> <strong>Terbiye</strong>, <strong>Devlete</strong> <strong>Sadàkât</strong>, <strong>Vatanseverlik</strong> gibi diğer değerlerin de gündemde olması gerekmez mi?</div> <div><strong>Kemalizm</strong> diye küçümsediğimiz sistemin okullarında verilen <strong>Millî</strong> <strong>Değerler</strong> <strong>Bütünü</strong> ile bugün verilenleri lütfen vicdanınızla değerlendirin. Kaldırılan <strong>tektip</strong> <strong>önlük</strong> uygulamasının bile sosyal sonuçlarını birisi incelesin.</div> <div><strong>Birisi bizim nesildeki idealizm ile bugünün cemaat ve tarikatların dahi özgürce cirit attığı merdivenaltı okul, kurs vb. serbest olduğu eğitimini sonuçları ile düşünsün artık…</strong></div> <div><strong>FETÖ’nün devlet kurumlarında yaptığı olumsuz düzenlemelerin hiçbiri yeniden düzenlenmedi. Hala onların kurduğu liyàkâtsiz yapı devam ediyor.</strong></div> <div><strong>Savunma Bakanı başta olmak üzere kimse bunu görmüyor mu?</strong></div> <div><strong>Kim yeniden düzenleyecek peki?</strong></div> <div>Devlet ile siyasetin faaliyet alanları ayrıdır. <strong>Cumhurbaşkanımızın</strong> siyasi <strong>balkon</strong> <strong>konuşmasını</strong> <strong>İletişim</strong> <strong>Başkanı</strong> mı duyurur, <strong>parti</strong> <strong>genel</strong> <strong>merkezi</strong> mi?</div> <div><strong>İletişim</strong> <strong>Başkanı</strong> “Sosyal medyada alan kaybettirmek yerine aslî görevin <strong>Psikolojik</strong> <strong>Harekâta</strong> kafa yorsana… Bak insanlarımız el değiştiriyor. <strong>12</strong> <strong>Eylül</strong> <strong>Öncesi</strong> <strong>Adıyamanlı</strong> <strong>Ülkücü’nün</strong> oğlu, bugün <strong>PKK</strong> ile. Dün <strong>PKK’nın</strong> katliam yaptığı köyler bugün <strong>PKK</strong> için nara atıyor.”</div> <div>Tabii sizde cevap hazır!..</div> <div><strong>1990’larda</strong> asker polis dağa taşa “<strong>Ne mutlu Türküm diyene</strong>” yazdı böyle oldu değil mi?</div> <div>Yahu “<strong>T.C.”</strong> ibaresini kaldıralı <strong>15</strong> <strong>sene</strong> oldu. Vicdan artık…</div> <div><strong>Muhalefet,</strong> yerel seçimleri çoklukla yerelden yönetti. <strong>Polatlı</strong>, <strong>Yozgat</strong> vd. <strong>Cumhur</strong> <strong>İttifâkı</strong> açısından acı örnekler... Daha önce de yaşanmadı mı benzer kayıplar?</div> <div>O’nun yakın arkadaşı, bunun akrabası… Bu nedir <strong>Allah</strong> aşkına? <strong>Devlet</strong>, bir grup <strong>idrâksizin</strong> çiftliği mi?</div> <div><strong>Cumhurbaşkanımızın yakın çevresi olarak gördüğümüz insanlara yalvardık. Kendisine birkaç ayrı kanaldan bilgi gitmeli. Meselâ eski arkadaşlarından bir “</strong><strong>MÜRACAAT VE İSTİŞÂRE KURULU”</strong><strong> oluşturabilir.</strong> <strong>Cumhurbaşkanlığı’na</strong> danışman olarak da atayabilir bu insanları… Bu heyet, bazı <strong>CİMER</strong> <strong>Müracaatlarını</strong> da inceleyebilir.</div> <div>Hâsılı <strong>Cumhurbaşkanımıza</strong> ulaşacak birden fazla kanal olmalı.</div> <div>Mevcut kişilere <strong>AK PARTİ</strong> teşkilatları dahî güvenmiyor. Bunların başında da <strong>Hasan</strong> <strong>DOĞAN</strong> geliyor.</div> <div><strong>Millî</strong> insanların önünün kesilmesinde, makama ulaşamamada en baş sorumlu olarak bu kişi söyleniyor. Son zamanlarda da bir <strong>Haluk</strong> <strong>BAYRAKTAR</strong> sorunu var.</div> <div><strong>Biz </strong><strong>“DÜŞMANIN OKU DOSTU GÖSTERİR”</strong><strong> prensibince davranmaya devam edeceğiz.</strong></div> <div><strong>Yeter mi?</strong></div> <div><strong>Yetmez!..</strong></div> <div>Artık açık, özel <strong>Millî</strong> <strong>Menfaatlerin</strong> icâbını yapmaktan, <strong>Millî</strong> <strong>İnsanları</strong> bir araya getirmekten, <strong>maskeli</strong>, bir kısmı <strong>alenî</strong> <strong>münafık</strong> adamlara “<strong>DUR</strong>!” demekten başka çaremiz yoktur. Bunun için artık <strong>tevazu</strong> zannettiğimiz <strong>sünepelik</strong> ve <strong>müràilikten</strong> dönmeliyiz. Buraya kadar…</div> <div></div> <div><strong>Cumhurbaşkanımız, mutlaka yeniden düzenleme yapar diye umuyorum. Bunun için öncelikle haber ve bilgi kaynaklarını çeşitlendirmelidir. Yoksa sahadan bilgilerin doğru gitmediğini sadece ben düşünmüyorum.</strong></div> <div>Bu <strong>menfaatperest</strong> <strong>gruplar</strong> her tür yalan ve iftira ile <strong>AK PARTİ’deki</strong> <strong>Millî</strong>, fedàkâr kişileri tasfiye edebilirler. Çünkü <strong>menfaatperest</strong>, <strong>liyàkâtsiz</strong> kişilerin ebedîlik hedefleri yok ki…</div> <div><strong>Ahiret</strong> <strong>İnancı</strong> zayıflamış kişilerin girdiği <strong>boya,</strong> aldatıcıdır.</div> <div><strong>“İtibardan tasarruf olmaz.”</strong><strong> diyerek israflarını alenileştiren tüm kadrolar tasfiye edilmelidir. Yerlerine </strong><strong>“Devlet malı, yetim malı..”</strong><strong> diyen ve diyecek kadrolar getirilmelidir. Bir adamın beş yerden maaş vb. almasının önüne geçilmelidir.</strong></div> <div>Farklı kılıklara girmiş <strong>FETÖCÜ’leri</strong> himaye edenler de <strong>FETÖCÜ’lerle</strong> tespit edilip, tasfiye edilmelidir.</div> <div><strong>“Adamcılık” yerine devletimizin liyàkât, ehliyet, sadàkât sistemi oluşturulmalıdır.</strong></div> <div><strong>Ekonomi</strong> nereden bozuldu?</div> <div>Depremden çok önce bozulmuştu. <strong>Cumhurbaşkanımız</strong> gerekirse <strong>Ali</strong> <strong>BABACAN</strong> dâhil çalışma arkadaşlarını bir araya toplamalıdır.</div> <div><strong>Cemaat/Tarikât-Hükümet</strong> <strong>İlişkileri</strong> devletimize de <strong>Cumhurbaşkanımıza</strong> da zarar veriyor. Hele de bu yapıların, siyasete ve kamuya baskısı ve dahli toplumu özellikle <strong>FETÖ</strong> <strong>İhàneti’nden</strong> sonra çok rahatsız ediyor. Gerçekten de bu grupların tamamının oy oranı toplasanız ülke sathında <strong>yüzde 2</strong> etmez. Sonra tüm mensupları emirle oy vermiyorlar.</div> <div><strong>Cumhurbaşkanımız mevcut Cumhur İttifâkı’nı genişletmelidir. Siyaset dışı kalan farklı siyasi partilerden insanlar var.</strong></div> <div><strong>Akademisyenler var. Bürokratlar, medya mensupları var. Bu insanlar da davet edilmelidir.</strong></div> <div><strong>Parti</strong> <strong>içi</strong> farklı şeyler söyleyenlere, muhalefet edenlere, farklı tekliflere <strong>Cumhurbaşkanımız</strong> kulak vermeli, değer vermelidir. Özellikle <strong>parti</strong> <strong>içi</strong> düşünce gruplarından yararlanılmalıdır.</div> <div><strong>Siyaset</strong>-<strong>Devlet</strong> <strong>İlişkisi</strong> yeniden tanzim edilmelidir.</div> <div>Sosyal olarak durduğumuz yerin <strong>doğruluğu</strong>, bizi toplum nezdinde <strong>her</strong> <strong>manada</strong> <strong>haklı</strong> kılmaz.</div> <div><strong>“Nerede yanlış yaptık!”</strong><strong> değil, </strong><strong>“Nereyi düzeltelim!..”</strong><strong> diyerek yola çıkılmalıdır.</strong></div> <div>Geçmişte siyasi olarak işe yarayan <strong>kaba</strong> <strong>tarafgirlik</strong>, <strong>iftira</strong> ve <strong>şahıslar</strong> <strong>üzerinden</strong> <strong>siyaset</strong> artık toplumumuza sevimsiz ve <strong>itici</strong> gelmektedir.</div> <div>Çok konuşmak <strong>itici</strong> gelmektedir. <strong>Muhalefetin</strong> seçim sonrası konuşmalarında “<strong>Sevinç gösterisi vb. yapmayın</strong>!” ricası vardı.</div> <div><strong>Muhalefet,</strong> siyasetini çeşitlendirmiştir. Tüm bu mücadele <strong>şekil</strong> <strong>ve</strong> <strong>hareketleri</strong> de doğru analiz edilmelidir.</div> <div><strong>Türkiye’de</strong> <strong>yerel</strong> seçimlerle genel seçimlerin psikolojisi farklıdır. <strong>Genel</strong> seçimlerde <strong>Millî</strong> menfaatler ve <strong>bekâ</strong> <strong>kaygısı</strong> ile oy veren halkımız, <strong>yerel</strong> <strong>seçimlerde</strong> ders vermek gibi bir hesapla hareket etmektedir. Ancak her seçim sonucu ülkemizin <strong>uluslararası</strong> <strong>zemindeki</strong> pozisyonunu ve gücünü doğrudan etkilemektedir.</div> <div><strong>Dost</strong> ve <strong>düşman</strong> ülkelere bizden giden mesajdır seçim sonuçları… Bunu da gerek <strong>siyasilerin</strong> gerek <strong>halkımızın</strong> <strong>vicdanına</strong> arz ediyorum.</div> <div>.</div> <div><strong>Emekli Yarbay Halil Mert, dikGAZETE.com</strong></div> <div>-Strateji ve Yönetim Uzmanı-</div> <div>Yazıyı, açıklamaları ile buradan izleyebilirsiniz:</div> <div>https://youtu.be/KetR_uQz640</div> <div></div>