Yüksek Askeri Şura Kararları ve Sırat Köprüsündeki Türk Silahlı Kuvvetleri!
Yüksek Askeri Şura Kararları ve Sırat Köprüsündeki Türk Silahlı Kuvvetleri!
- 23-08-2019 06:07
- 2575
- 23-08-2019 06:07
- 2575
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Türk Silahlı Kuvvetlerine yöneltilen en ağır eleştiri ordunun politize olmasıydı.
Menderes'in “-Ben istersem orduyu yedek subaylarla da idare ederim!” sözünün darbe hazırlığındaki askeri cuntayı kızdırdığı biliniyor.
Darbecilere de darbe yapılır…
1960 darbesi ile 1971 muhtırası arasında 27 Mayısçı kadroların tasfiyesi hayli zordu. Bu süreçte 27 Mayısçı cunta, Albay Talat Aydemir ve Binbaşı Fethi Gürcan’ın darbe girişimiyle şaşkına döndü.
1960 darbesini benimsemeyen Kara Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir'in, genç subayları ve Harbiyelileri arkasına alarak şansını zorladığı söylenebilir.
Kendilerini "Kemalist Subaylar" olarak adlandıran bu genç askerler, idealist oldukları ölçüde reel politikadan habersizdiler.
Talat Aydemir’in yönlendirmesiyle 27 Mayıs 1960 ihtilalinin "yolundan çıkarıldığını" düşünüyorlardı.
Başarılı darbeci Cumhurbaşkanı olur, başarısız darbeci tahtalı köye muhtar!..
Nitekim 22 Şubat 1962’de ihtilale teşebbüs ettiler. Başaramadılar.
İsmet İnönü ve 1960 ihtilalini gerçekleştiren darbeciler, karşı devrimci darbeci Albay Talat Aydemir ve Binbaşı Fethi Gürcan’ı idam ettiler.
Kuvvetler ayrılığını ve birliğini en iyi bilen devlet adamlarımızdan, hatta şapkasını alıp gittiği tenkitlerine maruz kalan Süleyman Demirel, “Camiye, mektebe ve kışlaya siyaset girmesin” sözleriyle derin bir perspektif ortaya koymuştu.
Hiçbir Avrupa ülkesinde, ABD’de silahlı kuvvetler komuta kademesinde yapılan değişiklikler Türkiye kadar ilgi çekmez.
Çünkü onların tarihi kültürel ve toplumsal dinamikleri, ordularını provoke etme alışkanlığından yoksun.
Ağustos 2019 Askeri Şura Kararları hangi değişimin ve dönüşümün parametresi?
TSK, 15 Temmuz 2016'da darbe girişimiyle büyük bir travma yaşadı. Bu travmayı tetikleyen başka sosyal psikolojik sarsıntıların yaşanmaması noktasında yetkililerin daha dikkatli olması gerekmez mi?
Çünkü 15 Temmuz 2016 - Ağustos 2018 arasında geçen sürede TSK’da toplam 15 bin 242 ihraç gerçekleşti. Şimdilerde bu rakam 16 bine ulaştı.
Balyoz, Ergenekon ve Askeri Casusluk Davaları'nın 15 Temmuz darbesinin ön hazırlığı olduğu ortaya çıkmamış mıydı?
Bu süreci en iyi bilenlerden biri de hiç şüphesiz Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Paşa.
2016 - 2017 - 2018 Yüksek Askeri Şura Kararlarında, FETÖ-AK Parti kavgasının başlamadığı günlerde düzenlenen Balyoz ve Ergenekon operasyonlarında tutuklanan bazı general ve amirallere iadei itibar ve terfi verilmişti.
Oysa rüzgarın tersine estiği farklı bir komuta kadrosu imajı ve iddiasına malzeme olabilecek tasarruflarda bulunulmaması arzulanırdı.
Mete Han'ın kurduğu Türk Ordusu’nun kutuplaşma lüksü yok. Çünkü Türk Milletinin gözbebeği TSK, “Peygamber ocağı” oarak kabul edilir.
Ancak gerek 28 Şubat döneminde ordudan resen emekli edilen askeri kadrolar, gerekse Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi kumpas davaları ve sonrasındaki başarısız darbe süreci orduda derin yaralar bırakmadı mı?
Güçlü Başkanlık, Güçlü Milli Savunma Bakanlığı…
Başkanlık sistemini en iyi anlayan, yorumlayan ve başında bulunduğu Bakanlığı bu yeni sürece göre yapılandıran Askeri Bürokrat, hiç şüphesizki Hulusi Akar Paşa.
TSK bürokrasisinde, Başkanlık Sistemi uygulamasına ayak uyduramayacak isimlerin tedrici şekilde YAŞ kararları ile doğal seleksiyona uğratıldığı söylenebilir
Bu aşamada Hulusi Paşa'nın hem Fevzi Çakmak döneminde hem de 1960 ve 1980 sonrası olduğu gibi “Güçlü Genelkurmay Başkanlığı” karargahı yerine, Başkanlık sistemiyle uyumlu Milli Savunma Bakanlığı Karargahını güçlendirdiği düşünülebilir.
Nitekim, Hulusi Paşa'nın tensipleriyle Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral İrfan Özsert'in MSB Savunma ve Güvenlik Genel Müdürlüğüne, Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Tuğgeneral Mücahit Zorlutuna’nın da MSB Lojistik Genel Müdür Yardımcılığına atanmış olması kuvvetle muhtemeldir ki Hulusi Paşa'nın güçlü bakanlık formulünün sonucudur. Ne dersiniz?
Az çok bu işlerden anlayan çok önceleri TSK muhabirliği yapmış gazeteci bir dostum, "-Listeyi inceledim, 2019 YAŞ Kararıyla Ortaya Çıkan Tablo Zekai Aksakallı ile İsmail Metin Temel’in çatışmasının sonucudur" demişti.
Sonrada ilave etti; "-Orgeneral İsmail Metin Temel’in altı boşaltılmış, ekibindeki birçok üst rütbeli, ya emekli veya pazifize…”
"-Nasıl anlamalı?" dedim.
“Anlamayacak ne var!..” bakışı fırlattıktan sonra, "Türkçesi Ulusalcı ekip geri plana alındı" dedi.
Atamaların matematiği ve metafiziği…
Atama sırasında bekleyen 8 korgeneral/koramiralden, orgeneral/oramiralliğe yükseltilen olmadı.
Bir tümgeneral korgeneralliğe yükseltilirken 13 tuğgeneral / tuğamiral, tümgeneral / tümamiralliğe atandı.
YAŞ öncesi toplam 126 general ve amiral bir üst rütbeye terfi bekliyordu. Bekledikleri olmadı. Umdukları dağlara YAŞ kararı yağdı.
Bunlardan 7’si korgenerallikten orgeneralliğe, biri koramirallikten oramiralliğe terfi bekleyen isimlerdi.
Rütbede 4 yıllık bekleme sürelerini tamamlayan Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep ve 3. Ordu Komutanı İsmail Serdar Savaş temdit alamayarak emekliye sevk edildi.
YAŞ Kararlarında dikkat çeken önemli bir ayrıntı da İki orgeneral kadrosu boşalmasına karşın bu yılki YAŞ’ta korgenerallikten orgeneralliğe terfi yapılmaması.
Ayrıca Genelkurmay İstihbarat Başkanlığından MSB Savunma ve Güvenlik Genel Müdürlüğüne kaydırılan Korgeneral İrfan Özsert ile Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığından MSB Lojistik Genel Müdür Yardımcılığına kaydırılan Tuğgeneral Mücahit Zorlutuna’dan boşalan başkanlıklara şimdilik herhangi bir atama olmadı.
Oysa bu başkanlıklar önemli ve stratejik birimleri koordine ediyor. Suriye’deki de facto durum, bu boşlukları kaldırabilir mi?
Muhtemelen “Ek YAŞ Kararı”yla bu boşluklar doldurulacaktır. Asıl sürprizi daha görmedik!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Türk Silahlı Kuvvetlerine yöneltilen en ağır eleştiri ordunun politize olmasıydı.
Menderes'in “-Ben istersem orduyu yedek subaylarla da idare ederim!” sözünün darbe hazırlığındaki askeri cuntayı kızdırdığı biliniyor.
Darbecilere de darbe yapılır…
1960 darbesi ile 1971 muhtırası arasında 27 Mayısçı kadroların tasfiyesi hayli zordu. Bu süreçte 27 Mayısçı cunta, Albay Talat Aydemir ve Binbaşı Fethi Gürcan’ın darbe girişimiyle şaşkına döndü.
1960 darbesini benimsemeyen Kara Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir'in, genç subayları ve Harbiyelileri arkasına alarak şansını zorladığı söylenebilir.
Kendilerini "Kemalist Subaylar" olarak adlandıran bu genç askerler, idealist oldukları ölçüde reel politikadan habersizdiler.
Talat Aydemir’in yönlendirmesiyle 27 Mayıs 1960 ihtilalinin "yolundan çıkarıldığını" düşünüyorlardı.
Başarılı darbeci Cumhurbaşkanı olur, başarısız darbeci tahtalı köye muhtar!..
Nitekim 22 Şubat 1962’de ihtilale teşebbüs ettiler. Başaramadılar.
İsmet İnönü ve 1960 ihtilalini gerçekleştiren darbeciler, karşı devrimci darbeci Albay Talat Aydemir ve Binbaşı Fethi Gürcan’ı idam ettiler.
Kuvvetler ayrılığını ve birliğini en iyi bilen devlet adamlarımızdan, hatta şapkasını alıp gittiği tenkitlerine maruz kalan Süleyman Demirel, “Camiye, mektebe ve kışlaya siyaset girmesin” sözleriyle derin bir perspektif ortaya koymuştu.
Hiçbir Avrupa ülkesinde, ABD’de silahlı kuvvetler komuta kademesinde yapılan değişiklikler Türkiye kadar ilgi çekmez.
Çünkü onların tarihi kültürel ve toplumsal dinamikleri, ordularını provoke etme alışkanlığından yoksun.
Ağustos 2019 Askeri Şura Kararları hangi değişimin ve dönüşümün parametresi?
TSK, 15 Temmuz 2016'da darbe girişimiyle büyük bir travma yaşadı. Bu travmayı tetikleyen başka sosyal psikolojik sarsıntıların yaşanmaması noktasında yetkililerin daha dikkatli olması gerekmez mi?
Çünkü 15 Temmuz 2016 - Ağustos 2018 arasında geçen sürede TSK’da toplam 15 bin 242 ihraç gerçekleşti. Şimdilerde bu rakam 16 bine ulaştı.
Balyoz, Ergenekon ve Askeri Casusluk Davaları'nın 15 Temmuz darbesinin ön hazırlığı olduğu ortaya çıkmamış mıydı?
Bu süreci en iyi bilenlerden biri de hiç şüphesiz Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Paşa.
2016 - 2017 - 2018 Yüksek Askeri Şura Kararlarında, FETÖ-AK Parti kavgasının başlamadığı günlerde düzenlenen Balyoz ve Ergenekon operasyonlarında tutuklanan bazı general ve amirallere iadei itibar ve terfi verilmişti.
Oysa rüzgarın tersine estiği farklı bir komuta kadrosu imajı ve iddiasına malzeme olabilecek tasarruflarda bulunulmaması arzulanırdı.
Mete Han'ın kurduğu Türk Ordusu’nun kutuplaşma lüksü yok. Çünkü Türk Milletinin gözbebeği TSK, “Peygamber ocağı” oarak kabul edilir.
Ancak gerek 28 Şubat döneminde ordudan resen emekli edilen askeri kadrolar, gerekse Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi kumpas davaları ve sonrasındaki başarısız darbe süreci orduda derin yaralar bırakmadı mı?
Güçlü Başkanlık, Güçlü Milli Savunma Bakanlığı…
Başkanlık sistemini en iyi anlayan, yorumlayan ve başında bulunduğu Bakanlığı bu yeni sürece göre yapılandıran Askeri Bürokrat, hiç şüphesizki Hulusi Akar Paşa.
TSK bürokrasisinde, Başkanlık Sistemi uygulamasına ayak uyduramayacak isimlerin tedrici şekilde YAŞ kararları ile doğal seleksiyona uğratıldığı söylenebilir
Bu aşamada Hulusi Paşa'nın hem Fevzi Çakmak döneminde hem de 1960 ve 1980 sonrası olduğu gibi “Güçlü Genelkurmay Başkanlığı” karargahı yerine, Başkanlık sistemiyle uyumlu Milli Savunma Bakanlığı Karargahını güçlendirdiği düşünülebilir.
Nitekim, Hulusi Paşa'nın tensipleriyle Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral İrfan Özsert'in MSB Savunma ve Güvenlik Genel Müdürlüğüne, Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Tuğgeneral Mücahit Zorlutuna’nın da MSB Lojistik Genel Müdür Yardımcılığına atanmış olması kuvvetle muhtemeldir ki Hulusi Paşa'nın güçlü bakanlık formulünün sonucudur. Ne dersiniz?
Az çok bu işlerden anlayan çok önceleri TSK muhabirliği yapmış gazeteci bir dostum, "-Listeyi inceledim, 2019 YAŞ Kararıyla Ortaya Çıkan Tablo Zekai Aksakallı ile İsmail Metin Temel’in çatışmasının sonucudur" demişti.
Sonrada ilave etti; "-Orgeneral İsmail Metin Temel’in altı boşaltılmış, ekibindeki birçok üst rütbeli, ya emekli veya pazifize…”
"-Nasıl anlamalı?" dedim.
“Anlamayacak ne var!..” bakışı fırlattıktan sonra, "Türkçesi Ulusalcı ekip geri plana alındı" dedi.
Atamaların matematiği ve metafiziği…
Atama sırasında bekleyen 8 korgeneral/koramiralden, orgeneral/oramiralliğe yükseltilen olmadı.
Bir tümgeneral korgeneralliğe yükseltilirken 13 tuğgeneral / tuğamiral, tümgeneral / tümamiralliğe atandı.
YAŞ öncesi toplam 126 general ve amiral bir üst rütbeye terfi bekliyordu. Bekledikleri olmadı. Umdukları dağlara YAŞ kararı yağdı.
Bunlardan 7’si korgenerallikten orgeneralliğe, biri koramirallikten oramiralliğe terfi bekleyen isimlerdi.
Rütbede 4 yıllık bekleme sürelerini tamamlayan Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep ve 3. Ordu Komutanı İsmail Serdar Savaş temdit alamayarak emekliye sevk edildi.
YAŞ Kararlarında dikkat çeken önemli bir ayrıntı da İki orgeneral kadrosu boşalmasına karşın bu yılki YAŞ’ta korgenerallikten orgeneralliğe terfi yapılmaması.
Ayrıca Genelkurmay İstihbarat Başkanlığından MSB Savunma ve Güvenlik Genel Müdürlüğüne kaydırılan Korgeneral İrfan Özsert ile Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığından MSB Lojistik Genel Müdür Yardımcılığına kaydırılan Tuğgeneral Mücahit Zorlutuna’dan boşalan başkanlıklara şimdilik herhangi bir atama olmadı.
Oysa bu başkanlıklar önemli ve stratejik birimleri koordine ediyor. Suriye’deki de facto durum, bu boşlukları kaldırabilir mi?
Muhtemelen “Ek YAŞ Kararı”yla bu boşluklar doldurulacaktır. Asıl sürprizi daha görmedik!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete