Yüksekten uçan Kartal, zirve iddiasını sürdürüyor!

Yüksekten uçan Kartal, zirve iddiasını sürdürüyor!

Futbol ‘topu’ Lig ve Kupa derken, yuvarlanarak ‘dönmeye’ devam ediyor. Süper Ligin 20. haftası, 4 maçın ev sahibi, 2 maçın ise konuk ekiplerin kazanması ile sona erdi. 2 maç da beraberlikle tamamlandı. Buraya kadar ‘her şey’ tamam, anormal olan ne! Fenerbahçe ile AMED arasında oynanan ve 3-3 eşitlikle biten kupa maçı ve Beşiktaş'ın da Konyaspor kaşısındaki 2-1'lik mağlubiyet sonucu kesin neticesini ‘rövanşa’ erteleyerek Kupa'da aldıkları bu "beklenmeyen" sonuçları bir kenara bırakarak haftanın-ligin ‘dikkat’ çeken gelişmelerine sorularla cevap arayalım!..

Yüksekten uçan Kartal, zirvedeki iddiasını sürdürüyor. Gaziantep karşısında alınan farklı galibiyet, ligin ‘görünürlüğüne’ önem kazandırdı. Neydi o önem! Açalım...

Şampiyon adayı olmak ayrı bir ‘sorumluluk’, zirvede yer alıp, bulunulan makamı korumak ‘apayrı’ bir hüner-beceri ister. Bundan daha da önemlisi, rakiplerinizin puan ‘kayıpları’, sizin kazandığınız puanı ikiye katlaması demek ki... Nasıl yani!..

Beşiktaş’ın ligin ‘zirvesi’ için çekiştiği rakipleri Fenerbahçe ve Galatasaray’ın puan kaybı, Kartal’ın işini ‘daha’ da kolaylaştırmaya yetti. Siyah-Beyazlı ekibin, ‘kayıpları’ için rakiplerine ‘teşekkür’ etmesi gerektiği düşüncesindeyiz! 

Rakiplerinin Beşiktaş’a çalıştığı bir hafta yaşadık ama, Kartal’ı Süper Lig’in ‘zirvesinde’ yalnız bırakan ‘unsurlar’ ne, hiç düşündük mü!
Bunların en önemlisi; “Beşiktaş’ın kendi işine bakmasındaki ‘sağlam’ duruş!” Bu duruş, geleceği daha ‘net’ görmesine sebep oldu.
Yine "Nasıl yani!.."

Bu ‘etkenlerin’ en önemlisi ‘yerli-yersiz’ söylemlere ‘yabancı’ olması. Bizler tarihten günümüze gelen ‘özlü’ sözleri bazen gözardı etmek gibi bir ‘zafiyete’ düşüyoruz. Tasavvuf şiirinin önemli temsilcisi Yunus Emre Hazretleri ne der; ‘Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı’. Veya ‘Söz gümüşse, sükut altındır’ atasözümüzün gözardı edilmemesi gerektiğini bir kez daha görmüş olduk.

Peki, tüm bunları dillendirmemizdeki temel amaç, ‘korkmadan-çekinmeden’ söylemek gerekenleri dillendirmek. Böylelikle ‘istenmedik’ gelişmelerin de önüne geçilir...

Fenerbahçe ile Galatasaray kulüp yöneticileri arasında yaşanan ‘söz’ düellosu, sahadaki mücadeleyi de etkiliyor. Her iki ekip için şimdi tartışma konusu ‘şike’. Karşılıklı ‘şike’ suçlamaları...

Her iki kulübün başkanına ortak seslenişte bulunmak istiyorum; “Eğer yaptığınız bu ‘boş’ tartışmalar, şahsınız kadar takımlarınızın ‘başarısı’ için önemli diyorsanız, puan cetveline bir bakın.”
Tel tel dökülen, dökülmekle kalmayıp, ülke futbolunu ‘kaos ortamı'na sürüklemekten başka ne işe yarıyor ki!.. Lig'in 20. haftasında, hafta ile ilgili farklı bir konu-gelişme, dahası futbol adına ‘kayda değer' bir görünüm dikkat çekmiyor. Futbolu ‘geri’ götürecek sadece ‘boş’ ve ‘yersiz’ tartışmalar değil tabii. Var olan diğer unsurlar ne!..

Takımların finansal-mali durumları. Tutturduk gidiyoruz; ‘UEFA kriterleri’ diye. Kimse kusura bakmasın ama bu ‘kriterler’ yıllar önce de vardı ve konuşuluyordu, şimdi niye ‘önem’ kazandı, irdelemekte fayda var...
Kartal’ın Süper Lig ‘zirvesi’ yolunda yalnız kalması, icraatlarının önemini artırdı. Nedir o!
Ersan Adem Gülüm’ün Çin’in Hebei China Fortune takımına 7 milyon Euro’ya transferi. Bu transfer bize, Kartal’ın UEFA uyarılarından ‘ders’ çıkardığını da gösteriyor. Geçmişin izini takip ettiğimizde ‘Bir musibet bin nasihatten iyidir’ sözünün, günümüzde daha da önem kazandığına şahit olmaktayız, vesselam...

Benzer durum Galatasaray’da ‘Burak’ için de yaşandı derken, Başkan Özbek’in ‘Ayrılması kendi kararı...’  şeklindeki görüşü bir yana, o ortamın oluşmasındaki etkenlerin neler olduğunu ‘ayrıca irdelemek, kaçınılmaz bir durum' olarak notlarımız arasında yer alıyor! Burak’ın transferinden sonra Sinan Gümüş’ün Torku Konyaspor maçında ‘ciddi’ sakatlık geçirmesini ise, tamamen ‘kısmetsizlik’ olarak değerlendirmek en doğrusu...

Futbol ‘topu’ Lig ve Kupa derken, yuvarlanarak ‘dönmeye’ devam ediyor. Süper Ligin 20. haftası, 4 maçın ev sahibi, 2 maçın ise konuk ekiplerin kazanması ile sona erdi. 2 maç da beraberlikle tamamlandı. Buraya kadar ‘her şey’ tamam, anormal olan ne! Fenerbahçe ile AMED arasında oynanan ve 3-3 eşitlikle biten kupa maçı ve Beşiktaş'ın da Konyaspor kaşısındaki 2-1'lik mağlubiyet sonucu kesin neticesini ‘rövanşa’ erteleyerek Kupa'da aldıkları bu "beklenmeyen" sonuçları bir kenara bırakarak haftanın-ligin ‘dikkat’ çeken gelişmelerine sorularla cevap arayalım!..

Yüksekten uçan Kartal, zirvedeki iddiasını sürdürüyor. Gaziantep karşısında alınan farklı galibiyet, ligin ‘görünürlüğüne’ önem kazandırdı. Neydi o önem! Açalım...

Şampiyon adayı olmak ayrı bir ‘sorumluluk’, zirvede yer alıp, bulunulan makamı korumak ‘apayrı’ bir hüner-beceri ister. Bundan daha da önemlisi, rakiplerinizin puan ‘kayıpları’, sizin kazandığınız puanı ikiye katlaması demek ki... Nasıl yani!..

Beşiktaş’ın ligin ‘zirvesi’ için çekiştiği rakipleri Fenerbahçe ve Galatasaray’ın puan kaybı, Kartal’ın işini ‘daha’ da kolaylaştırmaya yetti. Siyah-Beyazlı ekibin, ‘kayıpları’ için rakiplerine ‘teşekkür’ etmesi gerektiği düşüncesindeyiz! 

Rakiplerinin Beşiktaş’a çalıştığı bir hafta yaşadık ama, Kartal’ı Süper Lig’in ‘zirvesinde’ yalnız bırakan ‘unsurlar’ ne, hiç düşündük mü!
Bunların en önemlisi; “Beşiktaş’ın kendi işine bakmasındaki ‘sağlam’ duruş!” Bu duruş, geleceği daha ‘net’ görmesine sebep oldu.
Yine "Nasıl yani!.."

Bu ‘etkenlerin’ en önemlisi ‘yerli-yersiz’ söylemlere ‘yabancı’ olması. Bizler tarihten günümüze gelen ‘özlü’ sözleri bazen gözardı etmek gibi bir ‘zafiyete’ düşüyoruz. Tasavvuf şiirinin önemli temsilcisi Yunus Emre Hazretleri ne der; ‘Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı’. Veya ‘Söz gümüşse, sükut altındır’ atasözümüzün gözardı edilmemesi gerektiğini bir kez daha görmüş olduk.

Peki, tüm bunları dillendirmemizdeki temel amaç, ‘korkmadan-çekinmeden’ söylemek gerekenleri dillendirmek. Böylelikle ‘istenmedik’ gelişmelerin de önüne geçilir...

Fenerbahçe ile Galatasaray kulüp yöneticileri arasında yaşanan ‘söz’ düellosu, sahadaki mücadeleyi de etkiliyor. Her iki ekip için şimdi tartışma konusu ‘şike’. Karşılıklı ‘şike’ suçlamaları...

Her iki kulübün başkanına ortak seslenişte bulunmak istiyorum; “Eğer yaptığınız bu ‘boş’ tartışmalar, şahsınız kadar takımlarınızın ‘başarısı’ için önemli diyorsanız, puan cetveline bir bakın.”
Tel tel dökülen, dökülmekle kalmayıp, ülke futbolunu ‘kaos ortamı'na sürüklemekten başka ne işe yarıyor ki!.. Lig'in 20. haftasında, hafta ile ilgili farklı bir konu-gelişme, dahası futbol adına ‘kayda değer' bir görünüm dikkat çekmiyor. Futbolu ‘geri’ götürecek sadece ‘boş’ ve ‘yersiz’ tartışmalar değil tabii. Var olan diğer unsurlar ne!..

Takımların finansal-mali durumları. Tutturduk gidiyoruz; ‘UEFA kriterleri’ diye. Kimse kusura bakmasın ama bu ‘kriterler’ yıllar önce de vardı ve konuşuluyordu, şimdi niye ‘önem’ kazandı, irdelemekte fayda var...
Kartal’ın Süper Lig ‘zirvesi’ yolunda yalnız kalması, icraatlarının önemini artırdı. Nedir o!
Ersan Adem Gülüm’ün Çin’in Hebei China Fortune takımına 7 milyon Euro’ya transferi. Bu transfer bize, Kartal’ın UEFA uyarılarından ‘ders’ çıkardığını da gösteriyor. Geçmişin izini takip ettiğimizde ‘Bir musibet bin nasihatten iyidir’ sözünün, günümüzde daha da önem kazandığına şahit olmaktayız, vesselam...

Benzer durum Galatasaray’da ‘Burak’ için de yaşandı derken, Başkan Özbek’in ‘Ayrılması kendi kararı...’  şeklindeki görüşü bir yana, o ortamın oluşmasındaki etkenlerin neler olduğunu ‘ayrıca irdelemek, kaçınılmaz bir durum' olarak notlarımız arasında yer alıyor! Burak’ın transferinden sonra Sinan Gümüş’ün Torku Konyaspor maçında ‘ciddi’ sakatlık geçirmesini ise, tamamen ‘kısmetsizlik’ olarak değerlendirmek en doğrusu...