- 26-12-2018 09:49
- 2509
Geçtiğimiz günlerde bir "LGBT" sayfası gençlere; "Eş cinsel olduğunuzu ilk nasıl farkettiniz?" diye sordu.
Ve altına binlerce yorum geldi.
Ben bunların bir kaç tanesini ancak okuyabildim, dehşetle sayfayı kapattım.
Henüz lise ve üniversite çağında olan binlerce genç, "hemcinslerine ilgi duyduğunu...", hatta "ilişki yaşadıklarını..." itiraf etmekle kalmamış bir de bunun "Normal bir durum" olduğunu savunmuşlardı.
Ve şu an, bir çok hastaneye cinsiyet değiştirme başvuruları yapılıyor, kaymakamlıklar isim ve nüfus cüzdanı değiştirme talepleriyle dolup taşıyor.
Bunlar sadece görünen kısmı..
Bir de aile ve toplum baskısından çekinip bu halini gizleyen binlerce genç mevcut.
Bunlardan biri belki sizin evladınız, kardeşiniz, akrabanız..
Bilemiyoruz lakin durum sandığımızdan daha vahim!
Neden kaçmıyor uykularımız?
Elbette normal bir zihnin ya da bedenin ürünü değil bu çocuklar.
Peki ama ne oluyor?
Kim fısıldıyor bunları, ismi "Ümmeti Muhammed" olan gençlerimizin kulaklarına?
Hiç duydunuz mu bilmem.. Ama merhume Aidin Salih hocamız çok bahsederdi.
"REKOMBİNANT DNA”
Size en yalın haliyle anlatmaya çalışacağım;
Bizim bedenimizde bulunan “DNA"nın bir kopyasını çıkarıyorlar fakat içine istedikleri mutant hücreleri koyup izole ettikten sonra bu genin milyonlarca klonunu üretiyorlar.
Rekombinant DNA, bugün öncelikle aşılarda ve çeşitli ilaçlarda bulunuyor.
İnsanın 2 sarmalı olan DNA yapısını 12 ye kadar çıkarıyorlar ve tamamen genleri bozulan mutant bir insan haline getiriyorlar.
Ve en korkunç olan, DNA sarmalı 12'ye ulaşmış bir insanın bir daha düzelip eskiye dönmesi im-kan-sız.!
Rekombinant DNA, ilk olarak "insülin" ilaçlarında kullanılmaya başlandı.
Bu sebeple insüline başlayan insanlar bir daha bırakamıyor ve ne hikmettir ki bugün 5-6 yaşındaki çocuklara dahi şeker hastalığı teşhisi konuluyor.
Hamilelikte kullanılan folik asitler, rekombinant DNA yöntemiyle üretiliyor.
Aşıların içeriğinde aynı şekilde bu bela fazlasıyla mevcut.
Doğduğu andan itibaren DNA sarmalına müdahale edilen bu çocukların büyüdüklerinde istenilen gibi "eş cinsel" olmaları aslında bizi çok da şaşırtmamalı..
Sadece bunlar ile de sınırlı değil durum.
DNA sarmalımızı bozan diğer faktörler:
- Lazer epilasyon, lazer ameliyatları
- Elektromanyetik dalgalar
- Yapay ve kimyasal yiyecekler (Paket gıdalar)
- Rekombinant dna ilaçları, aşıları
- Çok müzik dinlemek
- KOKULAR!
Yani bize kısaca diyorlar ki;
- Madem siz bizim istediğimiz insan formuna doğal yollarla gelmiyorsunuz, tek tip insan modelini kabul etmiyorsunuz, madem Müslümansınız, eşcinsellik size göre değil ve sizin "aile kavramı/mahreminiz” var; o zaman DNA ve gen yapınızı; ilaç, gıda, spreyleme ile bozalım da bu şekilde itaat edin bize!
Oysa, Vallahi ve Billahi; Rabbimiz bizi bu konuda açık açık uyarıyor!
Nisa suresi 118-119. Ayetlerin tefsirini hiç merak edip okudunuz mu?
Bakın ne söylemiş müfessirler:
- DNA ile oynayıp sarmalı bozarak farklı yaratıklar elde etmeye çalışacaklar...
- Mahluku Halik yerine koyacaklar…
- Allah'ın yaratışının değiştirilmeyeceğini ve kendilerine lanet olunduğunu bilmeyecekler!..
- Hayvanların kulaklarını yaracaklar!..
Bakın bu ayet çok önemli bir bilgi veriyor bizlere.
Şeytan; "...Kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler" demiştir.
Ayeti Celile'de "Hayvanların kulaklarının yarılması ile Allah’ın yarattıkların değiştirilmesinin" peşpeşe zikredilmesinde büyük hikmetler vardır..
Japonya Kagoşima enstitüsünde tarihteki ilk kopyalama hücreleri kulak yarılarak alınmıştır.
Hayvanların kulakları yarılıp, içerisinden kök hücreleri alınarak kopyaları üretilmiş ve daha sonra bu durum geliştirilerek Avustralya'da donmuş embriyodan bir kız çocuğu dünyaya getirilmiştir.
Amerika'da ise aynı yöntemle yapay bir kadın rahmi üretilmiştir.
Ki geçtiğimiz günlerde Çin'de dünyaya gelen "Genetiği değiştirilmiş" ikiz bebekler de bunun bir örneğidir.
İnsanlara bu durumu masum göstermek için "Kök hücre ve klonlama yöntemleriyle sizin kalıtsal hastalıklarınızı tespit edip iyileştirmeye çalışıyoruz” ya da “Size daha sağlam bir gen hazırlıyoruz” gibi yalanları söyleseler de işin aslı;
- Mutant...
- Allah'a inancı kalmayan...
- Tek tür...
- Üreyemeyen...
- Eşcinsel...
- Düşünme yetilerini yitirmiş, robotlaşmış...
- Uzaktan kontrol edilebilen insanlar üretmek.
Bugün AVM’lerde, ayrı atıklarda toplanan kadın pedlerindeki adet kanlarından dahi kök hücreler alınıyor.
Farkında değil misiniz her hastaneye gidenden illa bir "biyopsi" isteniyor.
Bunun için bedeninizden kesilen o parçaların çöpe atıldığını mı sanıyorsunuz?
Hiç soran oldu mu; “Benim biyopsi için verdiğim doku örneğim nerede" diye?
- "Aa hayır atmadık, öğrenciler üzerinde yeni hücre üretmeye çalışıyorlar…" derler..
Eğer dürüst iseler..(!)
Ben size “Paket gıdalardan uzak durun, kimyasal ürünler kullanmayın, ilaç içmeyin, aşı yaptırmayın!.." dediğimde sizden ne çıkarım var Allah aşkına?
Bir çok ilacın prospektüsünde yan etki olarak “Kişilik değişimi” diye yazıyor.
Oturup kafa yoran oldu mu, “Yahu nedir bu kişilik değişimi?” diye!
Yani üstü kapalı şekilde diyor ki; “Bunu içersen eş cinsel olabilirsin, zina yapabilirsin, ensest ilişkilere meyledebilirsin kişiliğin değişir!..”
Özellikle parkinson ilaçlarında bu daha nettir!
Bakın güya her önlemi aldı anneler ama dönün bakın şu gençliğin haline!
Hangisi kız, hangisi erkek ayırt edilebiliyor musununuz?
Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'unda mübarek Ramazan ayında binlerce kişiyle eş cinsel yürüyüşü yaptılar.
Peki kimdi bu gençler?
Gökten zembille inmediler ya!
Onlar bizim gençlerimizdi.
Her birinin annesi, babası Anadolu'dan kopmuş gelmiş insanlardı oysa ki..
Düşmanın planı ve projesi bizim idrakimizin çok ötesinde ve bunları teker teker uyguluyorlar evlatlarımızın üzerinde.
Şimdi gönül rahatlığı ile paket gıdalara devam edin, aşılarını yaptırın, her verilen ilacı bitene kadar kullanın!..
10 sene sonra yavrunuzda nelerin ortaya çıkabileceğini tahmin edebiliyor musunuz?
Rabbimiz bize "Onları dost edinmeyin!" diye emredip uyarırken biz, bırakın dost edinmeyi herşeyimizi teslim ettik..
Çünkü bir defa bile Allah'ı ve Rasul'unu anlamaya çalışmadık..
O Allah ki yarattığı herşeyi güzel yaratmıştı, kendi ellerimizle ifsad ettik!
Yağmur Mirzayeva, dikGAZETE.com